Bloomberght
Bloomberg HT Haberler AK Parti'nin yeni anayasa önerisi

AK Parti'nin yeni anayasa önerisi

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, "Yeni anayasa önerimizde başkanlık sistemi elbette tartışılabilir ama çıkış noktamız, bugünkü sistemin sürdürülebilir olmadığı, olmayacağıdır." dedi

Giriş: 19 Mart 2016, Cumartesi 11:58
Güncelleme: 19 Mart 2016, Cumartesi 12:00

TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Mustafa Şentop, "Yeni anayasa önerimizde başkanlık sistemi elbette tartışılabilir ama çıkış noktamız, bugünkü sistemin sürdürülebilir olmadığı, olmayacağıdır." dedi

Şentop, AA muhabirinin sorularını yanıtlarken, parti bünyesindeki Anayasa Komisyonunun, yeni anayasa önerisi üzerindeki çalışmalarını sürdürdüğünü belirterek, öneride önceliğin başkanlık sistemi olacağını ancak "yarı başkanlık" ve "partili cumhurbaşkanı" önerilerinin de konuşulabileceğini söyledi.

Mustafa Şentop, önerileriyle ilgili, "Yeni anayasa önerimizde başkanlık sistemi için çok şey söylenebilir ama çıkış noktamız bugünkü sistemin sürdürülebilir olmadığı, olmayacağıdır. Bu konuda zaten bütün partiler hemfikir. Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçilmesinden sonra sisteme klasik parlamenter sistem denilemez." ifadesini kullandı.

Önerilerinin, 24. Dönem'de TBMM Anayasa Uzlaşma Komisyonuna sunulan başkanlık sistemi üzerinden olacağını, detaylarda değişikliğe gidilebileceğini anlatan Şentop, "Önceliğimiz başkanlık sistemidir. Bugünkü mevcut durum Fransa'daki yarı başkanlık sistemine yakındır. Cumhurbaşkanının yetkilerine dokunmadan Anayasa'da 3-4 cümlelik değişiklikle, yarı başkanlığı sağlamak mümkün olacaktır. Partili cumhurbaşkanlığı modeli ise 1960 öncesinde zaten vardı." dedi.

"Siyasi figür olmalı"

Halk tarafından seçilen cumhurbaşkanının, tarafsız bir kişi olamayacağını ileri süren Şentop, "Olursa zaten öyle bir kişi seçilemez. Tarafsız, siyasi geçmişi olmayan bir bürokratı aday göstereceksiniz ki 20 milyonun üzerinde oy alacak. Bu olacak bir şey değil. Cumhurbaşkanı seçilecek kişinin mutlaka siyasi geçmişinin olması, bir siyasi figür olması gerekiyor. Halk tarafından seçilen bir kişiyi, sonra kendisine 'Sen tarafsız olacaksın' demek eşyanın tabiatına aykırı." görüşünü ifade etti.

Türkiye'de parlamenter sistemin çalışmadığını, 2007'de anayasa değişikliğiyle cumhurbaşkanının halk tarafından seçiminin gerçekleşmesiyle sistemin bütünüyle parlamenter sistem olmaktan çıktığını anlatan Şentop, Fransa'daki sisteme yarı başkanlık ve yarı parlamenter sistem diyenlerin de olduğunu söyledi.

Şentop, "Orada parlamento ve hükümetin parlamentoya karşı sorumluluğu var. Parlamenter sistemin temel özeliklerini taşıyor aslında. Ama halk tarafından seçilen cumhurbaşkanı, tabloyu bütünüyle değiştiriyor. Bunu anlamak lazım. O zaman niye CHP ve MHP, 24. Dönem'de 'Parlamentonun seçtiği cumhurbaşkanı olsun, sembolik yetkileri olsun' diye öneride bulundu? Bugünkü sistem madem çalışıyorsa, sistemin çalışmasını engelleyen AK Parti'nin tavrıysa niye o zaman sistemin değişmesini istediler? Klasik parlamenter sistem talepleri niye oldu?" diye sordu.

"Melez bir sistem"

Türkiye'nin parlamenter sistemle ilgili temel probleminin, sistemin yerleşmemesi ve işlememesi olduğunu savunan Şentop, bunun başka sistem arayışlarının çıkış noktasını oluşturduğunu vurguladı. Parlamenter sistemin 1876'datibaren 140 yıl içinde çalıştığı 20-30 yıllık dönem bulunmadığını belirten Şentop, şöyle konuştu:

"1876'da başlamış ve bir yıl sonra 1908'e kadar ara verilmiş. 1908'den 1909'a kadar var yok tartışılır. 1909'da İttihat Terakki'nin el koyması, tek parti diktatörlüğüyle birlikte sistem 1920 yılına kadar yine yok. 1920-1924 arasında zaten farklı özellikleri olan meclis hükümeti sistemi var. 1924'te bütün partiler kapatılmış. Tek parti yönetimine geçilmiş, 1950'ye kadar yine esasen parlamenter sistem yok. 1950-60 arası uygulanmış. 1961'de darbe olmuş ve 1965'e kadar darbenin artçı sarsıntıları sürmüş. Sistem 1965'te başlamış, 12 Mart 1971'de tekrar darbe olmuş ve 2 yıl askerin kontrolünde geçmiş. 1973'te tekrar başlamış, 1980'de darbe ve 3 yıl askerlerin kontrolünde geçmiş; 1989'a kadar Kenan Evren'in Anayasa'da özel yetkileri var. Düşük yoğunluklu darbe dönemi. Sonrasında 28 Şubat 1997'te tekrar bir müdahale. Burada toplasanız parlamenter sistemin iyi kötü işlediği 20 yıldan fazla bir zaman bulamıyorsunuz. Bu, parlamenter sistemin iyi işlediğine mi yoksa işlemediğine, yerleşmediğine mi delildir? Parlamenter sistemin işlememesine dayanan başka arayışlar karşımıza çıkıyor."

Şentop, Türkiye'de 1972'den beri başkanlık sistemi tartışmalarının yapıldığına işaret ederek, "Meclis Kütüphanesi'nde 'İki Seminer ve Bir Reform Önerisi Çerçevesinde Tartışılan Anayasa' adlı bir kitap var. Kitap, Nisan 1982'de basılmış. Osman Balcıgil, kitabın girişinde 'son 10 yılda Türkiye'de en çok tartışılan belli başlı konulardan biri, başkanlık sistemidir' diyor. O zaman Tayyip Erdoğan yok. AK Parti yok. 10 yıl dediğine göre, 1972-1982 arasında en çok başkanlık sistemi tartışılmış. Bu tartışmaların sebebi, parlamenter sistemin bu anlamda doğru düzgün çalışmaması, yerleşmemesi, işlememesidir. Parlamenter sistem ile ilgili böyle bir problem var." dedi.

1982 Anayasası'na göre yetkileri çok artırılmış cumhurbaşkanı ve cumhurbaşkanının halk tarafından seçilme durumunun olduğuna dikkati çeken Şentop, "Bu tablo aslında öncesinde parlamenter sistemin işlemediğini, cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle birlikte klasik anlamda parlamenter sistemin artık bulunmadığını gösteriyor. Mevcut durum, başkanlık sistemine benzemiyor, yarı başkanlığı andıran bazı durumlar var, ama tam olarak yarı başkanlık da diyemeyiz. Tamamen melez bir sistem. Parlamenter sistemden ayrılmış, yarı başkanlık olmamış. Türkiye, olamamış bir sistemle karşı karşıya." diye konuştu.

"Önerimiz, ABD'deki başkanlık sistemidir"

Önerilerinin ABD'deki başkanlık modeli olduğunu belirten Şentop, gerek başkanın seçilmesi, parlamento ile ilişkileri, kamu görevlilerinin ve yargı mensuplarının atanması açısından Amerika'daki sisteme benzediğini söyledi.