Analistler: Enflasyon "kur"dan beslendi
Analistlere göre, Eğer TL'de bu yıl ilave bir değer kaybı gözlenmezse kurların enflasyon üzerindeki olumsuz etkisinin zaman içinde azalacağı söylenebilir
Enflasyondaki yıllık artış yüzde 8,81 ile piyasa beklentisinin üzerinde gerçekleşirken, TL'deki değer kaybının bunda etkisinin belirleyici olduğu görülüyor.
Analistler, yıllık enflasyonunun 2015 senesini yüzde 8,81 seviyesinde tamamlarken, AA Finans Beklentisi olan yüzde 8,49 ve Merkez Bankası'nın yüzde 7,9'luk resmi tahmininin belirgin şekilde aşıldığını belirtiyor.
Enflasyonun beklentilerin üzerinde gelmesinde yıl boyunca dolar/TL'de yaşanan yüksek oynaklığın en belirgin neden olduğuna dikkati çeken analistler, kurda yaşanan hareketlerin özellikle işlenmemiş gıda ile lokanta ve oteller grubu fiyatlarında yüksek artışların yaşanmasına sebep olduğuna işaret ediyor.
Analistler, 2016 yılında petrol fiyatlarında yaşanabilecek düşüş, baz etkisi ve dolar/TL'nin geçen yıla kıyasla daha stabil olmasının enflasyon üzerindeki baskıyı azaltabileceğini kaydediyor.
AA muhabirine 2015 yılı enflasyon gerçekleşmesi ve 2016 yılı enflasyonuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan AA Finans analisti ve ekonomist Haluk Bürümcekçi, işlenmemiş gıda fiyatlarının yıllık bazda yükseliş eğilimini korurken, işlenmiş gıda fiyatlarında ise gerileme eğiliminin sona erdiğini ifade etti.
Hesaplamalarına göre 2014 aralık ayında işlenmemiş gıda fiyatlarının aylık yüzde 0,40 düşerken, 2015'te ise yüzde 1,80 artış gösterdiğini dile getiren Bürümcekçi, işlenmemiş gıda yıllık enflasyonunun 2,2 puan artışla yılı yüzde 13,7 seviyesinden tamamladığını ve işlenmiş gıda fiyatlarının ise yüzde 8,3'e doğru artış gözlendiğini söyledi.
Bürümcekçi, asgari ücret artışı ve TL'de ilave değer kaybının yüksekliği nedeniyle 2016 yılı için enflasyonda olumlu senaryo çizmenin şu aşamada zor olduğunu belirtti.
Enflasyonun kaderini büyük ölçüde döviz kurlarının belirleyeceğini öngören Bürümcekçi, şunları kaydetti:
"Eğer TL'de bu yıl ilave bir değer kaybı gözlenmezse kurların TÜFE üzerindeki olumsuz etkisinin zaman içinde azalacağı söylenebilir. Buna karşılık, Ocak 2015 ortasından beri kur sepeti bazında halen yüzde 21 civarı değer kaybı olması, döviz kurunun bu yıl en azından ilk çeyrekte tüketici fiyatlarına olumsuz etkide bulunmaya devam etmesine yol açacaktır. Manşet enflasyonun, yılın ilk çeyreğinde baz etkilerinin de hafif lehte olması nedeniyle ocak ayı zamlarına rağmen 2015 yılsonu seviyesinin üzerinde seyretmeyeceğini düşünürken, yılı ise yüzde 8,5 civarında kapatmasını beklemekteyiz."
"Enflasyon açısından 2016 çok kritik bir yıl olacak"
Finansinvest Başekonomisti Burak Kanlı, kurdaki değer kaybının etkisinin hala enflasyon üzerinde etkili olduğuna dikkati çekti.
Ev aletleri, posta hizmetleri, paket turlar, mobilya gibi alt kalemlerde enflasyonun yüksek seyrini koruduğunu söyleyen Kanlı, diğer taraftan, Rusya'ya işlenmemiş gıda ihracatındaki sorunlara karşın gıda enflasyonunda bir iyileşme görmediklerini ifade etti.
Kanlı, aralık ayının ilk haftasında toptan meyve-sebze fiyatlarında görülen sert düşüşün ayın geri kalanında ortadan kalktığını belirterek, "Son yılların en düşük seviyelerinde seyreden giyim ve ayakkabı enflasyonunda ise normalleşme olarak nitelendirilebilecek bir artış görüyoruz" dedi.
Enflasyon bakımından 2016'nın çok kritik bir yıl olacağını vurgulayan Kanlı, zira asgari ücretteki artış ve gıda fiyatlarının yapısal sorunlar kaynaklı yüksek seyrinin enflasyon üzerinde ciddi yukarı yönlü riskler oluşturduğunu dile getirdi.
Burak Kanlı, şunları kaydetti:
"2014'teki yüzde 8,2, 2015'teki yüzde 8,8'in üzerine 2016'da da enflasyonunun yüksek kalması, ekonomik birimlerin fiyatlama davranışlarında kalıcı bozulmaya yol açabilir ve bu da enflasyonun bir üst patikaya oturma riskini doğurur. İşte bu sebeple 2016 çok kritik bir yıl olacak. Zira, insanlar 'enflasyon artık kalıcı olarak yüksek' algısına girerlerse, bunu düzeltmek çok daha uzun sure alabilir. Bizim 2016 için enflasyon tahminimiz yüzde 8,3 seviyesinde."
"Fiyat istikrarı öncelikli makro konu haline geldi"
Ziraat Yatırım Ekonomisti Bora Tamer Yılmaz, normal şartlarda teoriye göre tedarik zinciri sıralaması göz önünde bulundurulduğunda ÜFE'nin kur şokunu absorbe etmesinin beklendiğini söyledi.
Gerçekten de ÜFE'nin, kur şokunun tamamlanmasının ardından üç aydır gerileme kaydettiğini hatırlatan Yılmaz, ancak ÜFE'deki hareketin benzerinin TÜFE'de ya da çekirdek enflasyonda gözlemleyemediklerine dikkati çekti.
Yılmaz, şöyle devam etti:
"Yani mevcut konjonktürde ÜFE, kur şokunu absorbe edememekte. Bunu kur şokunun ikincil etkileriyle açıklamaktayız. İkincil etkilerin TÜFE madde sepetinin geneline yayılması enflasyonun yapışkanlık etkisini akla getirmekte. Bu nedenle Merkez Bankasının sıkı duruşunu sürdürmesini beklemekteyiz. Ocak-şubat döneminde bazın da etkisiyle enflasyon yüzde 9,5 oranına kadar yükselebilir. Enflasyon patikasının yukarı yönlü eğilimi yüzde 8,75 fonlama maliyetine ilişkin sözle yönlendirme konusunda belirsizliğe neden olmakta. Haftanın geriye kalanında Açık Piyasa İşlemlerinde (APİ) Merkez Bankasının likiditeyi nasıl yöneteceği piyasaya sinyal vermesi açısından yakından takip edilmeli diye düşünüyoruz."
Enflasyon görünümündeki belirsizliklerin şu anda TL varlıklarda ve piyasalarda satış baskısının önemli sebebini oluşturduğunu ifade eden Yılmaz, fiyat istikrarının da bu yıl için öncelikli makro konu haline geldiğini sözlerine ekledi.