Babacan: Borsa İstanbul'un ilk gongu 5 Nisan'da

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, T&uuml;rkiye koştuk&ccedil;a kredi derecelendirme kuruluşlarının arkadan yavaş yavaş geldiğini belirterek, Bir derecelendirme kuruluşu daha T&uuml;rkiye nin kredi notunu y&uuml;kseltti. Kredi derecelendirme kuruluşları b&ouml;yle kervan halinde gidiyor dedi. Ankara Ticaret Odası nın (ATO) aylık olağan meclis toplantısına katılan Babacan, burada yaptığı konuşmada, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard&amp;Poors un (S&amp;P), T&uuml;rkiye nin notunu artırmasını değerlendirdi.Bir kredi derecelendirme kuruluşunun daha T&uuml;rkiye nin kredi notunu y&uuml;kselttiğini belirten Babacan, Zaten o en geriden gelen kuruluştu, bir adım daha ileri gitti. Kredi derecelendirme kuruluşları b&ouml;yle kervan halinde gidiyor, T&uuml;rkiye koşuyor, onlar arkadan yavaş yavaş geliyor dedi. T&uuml;rkiye nin ger&ccedil;ekleri fark edildik&ccedil;e, &ouml;zel sekt&ouml;r&uuml;yle, h&uuml;k&uuml;metiyle, T&uuml;rkiye de doğru işler yapıldık&ccedil;a bundan kimsenin ka&ccedil;amayacağını ve herkesin T&uuml;rkiye nin hakkını eninde sonunda teslim edeceğini ifade eden Babacan, şu değerlendirmelerde bulundu: T&uuml;rkiye ye g&uuml;venen, T&uuml;rkiye ye yatırım yapan kişilerin, kuruluşların yatırım kompozisyonlarına bakın. T&uuml;rkiye nin risk primlerine bakın. Bug&uuml;n T&uuml;rkiye Cumhuriyeti Hazinesi ne faiz &ouml;d&uuml;yor, ABD Hazinesi ne faiz &ouml;d&uuml;yor dolar bazında. Bug&uuml;n T&uuml;rkiye Cumhuriyeti Hazinesi ne faiz &ouml;d&uuml;yor, Alman Hazinesi ne faiz &ouml;d&uuml;yor euro bazında. Aradaki farklara bakın, tarihi rekor seviyelere inmiş durumda. Kredi temerr&uuml;t takas oranı dediğimiz &uuml;lkenin belkide en &ouml;nemli risk g&ouml;stergelerinden biri olan rakam şu anda Avrupa daki pek &ccedil;ok &uuml;lkeden daha d&uuml;ş&uuml;k. Yani şu anda AB ye &uuml;ye &uuml;lkelerin hemen hemen yarısı T&uuml;rkiye den daha riskli olarak g&ouml;r&uuml;l&uuml;yor yatırımcılar tarafından. Biz b&uuml;t&uuml;n bu g&ouml;stergelerin inşallah daha da iyileşeceğine inanıyoruz. Kredi derecelendirme kuruluşlarının da er ya da ge&ccedil;, peşimizden yavaş da olsa, ağır aksak da olsa geleceğini inşallah g&ouml;receğiz. D&uuml;nyada kredi derecelendirme kuruluşlarının eskisi kadar itibarlı olmadığını da kaydeden Babacan, 2008-2009 &ouml;ncesinde bu kuruluşların 3A notu verdikleri şirketlerin bir gecede iflas ettiğine dikkati &ccedil;ekti. Bu kuruluşlara g&uuml;venerek yatırım yapanların tazminat davaları a&ccedil;tığını ve kredi derecelendirme kuruluşlarının &ccedil;ok y&uuml;ksek miktarlarda tazminatlara mahkum olmaya başladıklarını kaydeden Babacan, Yatırımcı (ben sana g&uuml;vendim, yatırım yaptım, beni sen yanılttın) diyor. Şimdi biraz da bunun verdiği endişe ve belki korkuyla aşırı muhafazakar bir turum i&ccedil;erisine girdiler. Ama bunlar da ge&ccedil;ecek diye konuştu. G20 de kredi derecelendirme kuruluşlarına olan bağımlılığın azaltılması konusunda bir &ccedil;alışma başlatıldığını anımsatan Başbakan Yardımcısı, s&ouml;z konusu &ccedil;alışmanın gayet iyi ve hızlı gittiğini s&ouml;yledi. Babacan, Sadece T&uuml;rkiye genelinde değil, d&uuml;nya genelinde &ouml;yle bir mekanizma kuralım ki diyoruz, artık yatırımcılar bu kredi notuna fazla bakmasın, başka şeylere baksın. Dolayısıyla ben &ouml;yle inanıyorum ki birka&ccedil; yıl sonda d&uuml;nyada &ccedil;ok daha farklı bir ortam olacak ve bu kuruluşların belki yeri konumu da daha farklı bir yere gelecek. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, t&uuml;ketim harcaması, ağırlıklı olarak bankadan kredi &ccedil;ekmeye dayanan bir t&uuml;ketim harcamasıysa oradan gelen b&uuml;y&uuml;me konusunda endişeli olduklarını belirterek, &Ouml;nce &uuml;reteceğiz, sonra t&uuml;keteceğiz. &Ouml;nce hak edeceğiz, kazanacağız, sonra harcayacağız dedi. Ankara Ticaret Odası nın (ATO) aylık olağan meclis toplantısına katılan Babacan, burada yaptığı konuşmada, devlet, h&uuml;k&uuml;met doğruları yaptıktan sonra, iş d&uuml;nyasında da dinamizm olduktan sonra korkacak bir durum olmadığını s&ouml;yledi. Bundan 6-7 ay &ouml;nce İsve&ccedil; in aşağı yukarı t&uuml;m b&uuml;y&uuml;k şirketlerinin ortağı olan bir aileye konuk olduklarını anlatan Babacan, burada T&uuml;rkiye nin neler yaptığına ilişkin, s&ouml;z konusu şirketlerin y&ouml;neticilerine bilgi verdiğini ifade etti. Burada bir y&ouml;neticinin kendisine, Biz Avrupa da &ouml;nemli bir şeyi kaybettik, o heyecan, o ruh, o girişimcilik... Bizim &ouml;nceki nesillere bakıyoruz, farklıydı ama artık şu anki nesilde bu kalmadı fakat bir de T&uuml;rkiye ye bakıyoruz ki o heyecan, o her şeyden &ouml;nemli dediğini anlatan Babacan, T&uuml;rkiye yi şu anki durumuna bu heyecanın getirdiğini bildirdi. İstihdamın 4,7 milyon arttığı T&uuml;rkiye de, son 3 yılda devletin bu rakama katkısının sadece 200 bin kadar olduğuna dikkati &ccedil;eken Babacan, &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu istihdamdaki net artış. Bu 4,7 milyon net artışın i&ccedil;indeki devletin payı yaklaşık 200 bin. 3 yılda biz 200 bin kişi net artış sağladık, 4,5 milyonunu ise T&uuml;rk &ouml;zel sekt&ouml;r&uuml; sağladı diye konuştu. Ali Babacan, T&uuml;rk &ouml;zel sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n, bunu &uuml;lkedeki g&uuml;ven sayesinde sağladığını s&ouml;yledi.- &Ouml;nce &uuml;reteceğiz, sonra t&uuml;keteceğiz -Halkın da geleceğine &ccedil;ok g&uuml;vendiğine ve g&uuml;nl&uuml;k hayatına, alışverişine aynen devam ettiğine değinen Babacan, ş&ouml;yle konuştu: Ancak burada &ccedil;ekindiğimiz bir konu var, o da şu; tabii ki insanlar g&uuml;nl&uuml;k ihtiyacını karşılayacak ama t&uuml;ketim harcaması, ağırlıklı olarak bankadan kredi &ccedil;ekmeye dayanan bir t&uuml;ketim harcamasıysa biz oradan gelen b&uuml;y&uuml;me konusunda endişeliyiz. &Ouml;nce &uuml;reteceğiz, sonra t&uuml;keteceğiz. &Ouml;nce hak edeceğiz, kazanacağız, sonra harcayacağız. Kredilendirme tabii ki olacaktır. Eğer, bizim bankacılık sistemimiz &uuml;retim i&ccedil;in kredi veriyorsa ve buradan b&uuml;y&uuml;me geliyorsa burada hi&ccedil;bir problem yok, eğer bankalarımız ihracat i&ccedil;in kredi veriyorsa, burada da sorun yok, sonuna kadar destekliyoruz. Eğer yatırım i&ccedil;inse sonuna kadar destekliyoruz. Vatandaş bir konut alacakmış, bir şey alıyor, bir varlık. Yani duman olup gitmiyor para. Karşılığında bir varlık oluşuyor, buna da varız ama kredi &ccedil;ekip t&uuml;ketimi artıracak şekilde bir harcama... Bu noktada &ouml;l&ccedil;&uuml;l&uuml; gitmek durumundayız. - Ge&ccedil;en yılın b&uuml;y&uuml;mesi y&uuml;zde 2 k&uuml;sur &ccedil;ıkacak -Ali Babacan, uyguladıkları politikayla ge&ccedil;en yıl i&ccedil; t&uuml;ketimin artmadığını ama bunun yanında ihracatın artış g&ouml;sterdiğini s&ouml;yledi. Ge&ccedil;en yılın b&uuml;y&uuml;mesi y&uuml;zde 2 k&uuml;sur &ccedil;ıkacak. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki hafta tam rakamı T&Uuml;İK a&ccedil;ıklayacak, bizim beklentimiz bu civarda diyen Babacan, bunun hemen hemen tamamının ihracattan, &uuml;retimden gelen bir b&uuml;y&uuml;me olduğunu ifade etti. Babacan, bu yıl ise dış taleple i&ccedil; talebin daha dengeli olacağını bildirdi. - Sağlıklı b&uuml;y&uuml;me g&uuml;ven ortamında ger&ccedil;ekleşiyor - T&uuml;rkiye de durum b&ouml;yleyken, bir&ccedil;ok &uuml;lkede korkunun &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k olduğuna ve g&uuml;ven ortamının tamamen sarsıldığına işaret eden Babacan, Ne yapsalar yaramıyor, ne kadar teşvik verirlerse versinler halk korkuyor, harcamıyor. 2009, 2010... Vergileri d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;ler, harcama &ccedil;ekleri dağıttılar, neler neler yaptılar. T&uuml;m o verdikleri teşvikler borcu artırdı ama b&uuml;y&uuml;meye yaramadı dedi. Babacan, sağlıklı bir b&uuml;y&uuml;menin g&uuml;ven ortamında ger&ccedil;ekleştiğini s&ouml;yledi.- Eş kefaleti sorununu yeni kanunla &ccedil;&ouml;z&uuml;yoruz - Babacan, son 1 yıllık d&ouml;nemde T&uuml;rkiye de &ouml;zellikle yapısal reformlar a&ccedil;ısından &ccedil;ok &ouml;nemli gelişmeler olduğunu, T&uuml;rk Ticaret Kanunu nda 80 k&uuml;sur maddeyi değiştirmek durumunda kaldıklarını ifade etti. Bor&ccedil;lar Kanunu nda da bir değişiklik yapıldığını aktaran Babacan, şunları kaydetti: Bor&ccedil;lar Kanunu nda problem nispeten daha azdı, 7-8 maddelik bir değişiklik yaptık ama en son şu anda Meclis te g&ouml;r&uuml;ş&uuml;len, bu eş kefaleti konusunu hallettik. Biliyorsunuz yeni Medeni Kanunumuz karı kocayı mal, m&uuml;lk konusunda bazı şartlar altında ortak gibi kabul ediyor. Madem ailenin malı, m&uuml;lk&uuml; ortak, o zaman eşlerden birisi birine kefil olacaksa &ouml;b&uuml;r&uuml;n&uuml;n haberi olsun diyor. Bence işin &ouml;z&uuml; doğru, mantık olarak doğru. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; &ccedil;ok aile faciaları da yaşanıyor. Şimdi bu devam edecek ama eğer, adamın kendi şirketiyse, kendi ortağı olduğu şirketse, zaten kendi işiyse o zaman eşin rızası aranmayacak. Bizzat kendi sahip olduğu şirketle ilgili bir kefaletse ki şu anki rahatsızlığın &ouml;nemli kısmı oradan. O zaman bu gerekmeyecek. Dolayısıyla bu yeni kanunla bu durumu &ccedil;&ouml;z&uuml;yoruz. Ayrıca, esnaf kefalet kooperatifleri var biliyorsunuz. Orada kooperatif yapısı var, herkes birbirine kefil oluyor &uuml;&ccedil;l&uuml;, beşli gruplar. Dolayısıyla orada da zaten bir kefalet halkası olduğu i&ccedil;in risk olduk&ccedil;a d&uuml;ş&uuml;k. Bir de o t&uuml;r yapılar i&ccedil;inde olan kefalette de eş rızası aranmayabilir dedik. Genel Kurul da d&uuml;n ilk iki b&ouml;l&uuml;m&uuml; tamamlandı, bug&uuml;n de inşallah diğer iki b&ouml;l&uuml;m&uuml; tamamlanacak ve bu gece itibariyle yasalaşmış olacak. Bunu da bu şekilde inşallah &ccedil;&ouml;zm&uuml;ş oluyoruz. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, G&uuml;ney Kıbrıs Rum Y&ouml;netimi ndeki ekonomik krize y&ouml;nelik &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;n, başka &uuml;lkeler i&ccedil;in &ccedil;ok farklı sıkıntıların bir bakıma hazırlığını yaptığını belirterek, Umarız ki başka &uuml;lkeler i&ccedil;in benzer metotlar uygulanmaz. Daha aklı selim, daha g&uuml;ven odaklı &ccedil;&ouml;z&uuml;mler oluşturulur dedi. Babacan, Ankara Ticaret Odası nın (ATO) aylık olağan meclis toplantısında yaptığı konuşmada, d&uuml;nya ekonomisine bakıldığında kritik eşiklerden ge&ccedil;tiğini, 2008-2009 yıllarında başlayan bu krizin hen&uuml;z bitmediğini, safhalar değiştirerek devam ettiğini s&ouml;yledi. Krizin, finans sekt&ouml;r&uuml; krizi olarak başladığını, herkesin bankalarda problem olduğu y&ouml;n&uuml;nde ifadeler kullandığını anlatan Babacan, daha sonra bir ekonomik kriz haline d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, b&uuml;y&uuml;me oranlarının etkilenmeye başladığını, işsizlikle beraber bir sosyal kriz haline d&ouml;n&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ve arkasından da pek &ccedil;ok &uuml;lkede siyasi krizleri tetiklediğini belirtti. Babacan, şunları kaydetti: Şimdi ben hemen her g&uuml;n Avrupa daki ya da d&uuml;nyanın başka yerlerindeki meslektaşlarıma s&uuml;rekli mektuplar yazmaya başladım. Kimilerine (g&ouml;reviniz hayırlı olsun) mektupları, kimilerine (bundan sonraki d&ouml;nemde başarılar diliyoruz) mektupları. &Ccedil;ok sık h&uuml;k&uuml;met değişiyor, &ccedil;ok sık bakanlar değişiyor. Bir politika b&uuml;t&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;, bir s&uuml;reklilik yok. Sadece son 5 yılda Japonya da 5 tane başbakan değişti ve benim muhatabım 10 ayrı bakan geldi ge&ccedil;ti. Bu siyasi krizin, bu koalisyon, azınlık h&uuml;k&uuml;metlerinin en &ouml;nemli sebebi, finans krizi, ekonomik kriz, sosyal kriz arkasından siyasi kriz. Siyasi krizler başladıktan sonra da başa d&ouml;n&uuml;p ne finansal krizin ne de ekonomik krizin &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; m&uuml;mk&uuml;n olabiliyor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; kararlılık konusunda ciddi bir problem var. Net bir bakış a&ccedil;ısı pek &ccedil;ok &uuml;lkede g&ouml;remiyoruz. Herkes g&uuml;n&uuml; kurtarma peşinde. (Bug&uuml;n ne yaparım, ne s&ouml;ylerim ki işte biraz prim yaparım, biraz olumlu hava estiririm. Ondan sonrasında kim &ouml;le, kim kala). Tabii bu bizi &ccedil;ok kaygılandıran bir durum. - Kazak, kot pantolon ve terlikle Avrupa yı tartıştık -Başbakan Yardımcısı Babacan, ge&ccedil;en hafta sonu Finlandiya da &ccedil;ok dar katılımlı bir toplantı ger&ccedil;ekleştirdiklerini bildirerek, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Finlandiya Başbakanı 7-8 kişi davet etti. İşte Danimarka Başbakanı, Letonya Başbakanı, Hırvatistan Başbakanı, Estonya Cumhurbaşkanı vardı, İrlanda d&ouml;nem başkanı olduğu i&ccedil;in oradan bir katılımcı vardı ve bir de beni davet ettiler. 2 g&uuml;n boyunca cumartesi, pazar, Finlandiya nın kuzeyinde, Kuzey Kutup &ccedil;izgisinin de &uuml;zerinde bir yerde Laponya denilen bir yerde, ağa&ccedil; k&uuml;t&uuml;klerden yapılan evlerin olduğu k&uuml;&ccedil;&uuml;k bir yerleşim yerinde kazakları, kot pantolonları giydik. Bir de Finlandiya da da bizdeki gibi terlik usul&uuml; var, ayakkabıyı &ccedil;ıkarıp eve giriyorlar. Terlikleri de giydik, kapandık, orada konuşulanlar orada kaldı. Ne olacak Avrupa nın hali onu tartıştık. T&uuml;rkiye nin bu programa AB ye aday bir &uuml;lke olduğu i&ccedil;in davet edildiğini belirten Babacan, &Uuml;yelik ihtimali de hele hele bu d&ouml;nemlerde artan bir &uuml;lkeyiz. Aynı zamanda da Avrupa bunca zorluğu yaşarken &ccedil;ok ş&uuml;k&uuml;r ekonomide herhangi sıkıntı yaşamayan, tam tersine biraz &ouml;nceki haritadan da g&ouml;rd&uuml;n&uuml;z &ccedil;ok farklı sonu&ccedil; alan bir &uuml;lkeyiz dedi. Bu toplantıda uzun istişareler yaptıklarını fakat işin d&ouml;n&uuml;p dolaşıp g&uuml;ven noktasında kilitlendiğine dikkati &ccedil;eken Babacan, ne yapılırsa yapılsın, g&uuml;ven oluşturulmadığında boşuna olduğunu vurguladı. Babacan, g&uuml;ven oluşturulduktan sonra her şeyin kolaylaştığına dikkati &ccedil;ekerek, atılan adımların g&uuml;ven ortamına zarar mı vereceği, katkıda mı bulunacağının hesabının &ccedil;ok iyi yapılması gerektiğini s&ouml;yledi. Ge&ccedil;en hafta sonu IMF, Avrupa Birliği Komisyonu ve Avrupa Merkez Bankası nın G&uuml;ney Kıbrıs Rum kesimi ile ilgili yapılacakları tartıştığını anımsatan Babacan, ş&ouml;yle konuştu: &Ouml;yle mi olacak, b&ouml;yle mi olacak... (Tamam anlaştık) dediler, Rumların parlamentosu reddetti. Onlarda biliyorsunuz, bu metod meşhur. Masa başında (evet) derler, ya halka referandumlarda (hayır) dedirtirler ya da giderler parlamentoda reddettirirler. Kolay iş. Bizim Annan Planı &ouml;yle oldu. Masa başında (evet) dediler ondan sonra gittiler, 2004 te (bu Annan Planı nı nasıl referandumda reddettiririz) diye kampanya yaptılar. O g&uuml;nk&uuml; Rumların başında olan Sayın Papadopulos, televizyon kanallarına &ccedil;ıktı, ağladı, yalvardı, (bunu ne olur reddedin) diye. Bir hafta &ouml;nce sen masa başında kabul ettin, imzanı attın. Aynı şeyi yaptılar, bu sefer Avrupalıların kendisine yaptılar. Bu sefer parlamento reddetmiş oldu. - Avrupalının yapmaması gereken.... G&uuml;ney Kıbrıs Rum kesiminde mevduattan geriye d&ouml;n&uuml;k vergi alınmasının kararlaştırıldığını hatırlatan Babacan, bunun AB nin zoruyla olduğunu s&ouml;yledi. Babacan, şunları kaydetti: Belki de Kıbrıs Rum kesimi i&ccedil;in gerekiyordu. Orada haksız bir durum vardı. Zaten bir s&uuml;r&uuml; para aklama meseleleri falan... Avrupa Birliği ne &uuml;ye ama bir Avrupalının yapmaması gereken ne varsa yapılan bir yer maalesef orası. Biraz da ceza olsun diye belki d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ler ama o g&uuml;ven unsuru maalesef bu &ccedil;&ouml;z&uuml;mde zedelendi. Problem yaşayan diğer &uuml;lkelerdeki vatandaşlar, mevduat sahipleri ne d&uuml;ş&uuml;necek, (Bizim &uuml;lkemizde de bir sarsıntı olursa acaba benim mevduatımın başına da bir iş gelir mi?) İnsanlar bankalardaki mevduatına eğer g&uuml;venmiyorsa, (bankada param var ama acaba başına bir şey gelir mi) diye kuşkulandığı zaman o &uuml;lkede ne olur? Ben a&ccedil;ık&ccedil;a ifade etmeye korkuyorum ama sizler hepiniz iş d&uuml;nyasının temsilcileriniz, bizzat sanayinin, ticaretin i&ccedil;indesiniz. Felaket olur. - Bu karşılıksız para basmadır -G&uuml;ney Kıbrıs Rum kesimi i&ccedil;in bulunan &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; eleştiren Babacan, ş&ouml;yle devam etti: Buldukları &ccedil;&ouml;z&uuml;m, başka &uuml;lkeler i&ccedil;in &ccedil;ok farklı sıkıntıların bir bakıma hazırlığını yapmış oldu. Umarız ki başka &uuml;lkeler i&ccedil;in benzer metotlar uygulanmaz. Daha aklı selim, daha g&uuml;ven odaklı &ccedil;&ouml;z&uuml;mler oluşturulur. Burada mutlaka devlete, politikalara g&uuml;veni esas almak, ne s&ouml;yl&uuml;yorsanız onu yapmak, s&ouml;z verince tutmak, hedef koyunca o hedefleri tutturmak lazım. Dolayısıyla işte bu noktada Avrupa Birliği ndeki sıkıntılar hala giderilebilmiş değil.Şu anda yapılan ağırlıklı olarak Avrupa Merkez Bankası nın &ccedil;ok y&uuml;ksek miktarda karşılıksız bastığı parayla bankaları y&uuml;zd&uuml;rmek ve yine iflas noktasına gelen &uuml;lkelerin bor&ccedil;lanmalarını devam ettirmelerine yardımcı olmak. Bizim Merkez Bankamızın kanununda yasak olan bir işlem bu. Bizim Merkez Bankası b&ouml;yle bir şey yapamaz &ccedil;&uuml;nk&uuml; bu karşılıksız para basmadır. B&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığını bor&ccedil;lanamadığınız i&ccedil;in para basarak kapatmaktır, başka bir şey değildir. Maalesef bu duruma d&uuml;şm&uuml;ş durumdalar. Bunu bileceğiz, iyi farkında olacağız ve mutlaka ufkumuzu artık Avrupa Birliği ile Avrupa ile kısıtlı tutmayacağız. - İş adamımız i&ccedil;in Cibuti ye ambulans u&ccedil;ak g&ouml;nderdik - Başbakan Yardımcısı Babacan, 2012 yılında AB ye ihracatın, toplam ihracatın i&ccedil;indeki payının y&uuml;zde 38,8 e d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml;, Afrika ve Ortadoğu ya ihracatın payının ise y&uuml;zde 36,6 sına &ccedil;ıktığını bildirdi. Avrupa da pazar sıkıntısı olduğunu, ihracatın artırılamadığını vurgulayan Babacan, farklı &uuml;lkelere yapılan ihracatla bu a&ccedil;ığın kapatıldığını ifade etti. T&uuml;rkiye nin, Afrika da 12 b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliği varken, bug&uuml;n 34 e &ccedil;ıkarıldığını, yakında 36 olacağını, THY nin 35 Afrika şehrine İstanbul dan doğrudan u&ccedil;tuğunu, Latin Amerika ve Asya da pek &ccedil;ok yeni b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;ilik ve TİKA ofisleri a&ccedil;ıldığını ve THY u&ccedil;uşlarıyla desteklendiğini kaydeden Babacan, THY 92 &uuml;lkeye u&ccedil;uyor. Bu a&ccedil;ıdan baktığımızda da d&uuml;nyada bir numara. D&uuml;nyada başka hi&ccedil;bir havayolu bu kadar &ccedil;ok sayıda &uuml;lkeye u&ccedil;uş yapmıyor. Aslında bu kendi iş d&uuml;nyamız i&ccedil;in bulunmayacak bir fırsat. D&uuml;nya haritasını &ouml;n&uuml;n&uuml;ze koyuyorsunuz, kendi u&ccedil;ağınızla gidemeyeceğiniz &uuml;lke sayısı &ccedil;ok azaldı. Gittiğiniz her yerde T&uuml;rk bayrağı var, b&uuml;y&uuml;kel&ccedil;iliğimiz var. Onun verdiği g&uuml;vence var diye konuştu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile sohbeti sırasında, telefonla Cibuti de kalp rahatsızlığı ge&ccedil;iren iş adamı i&ccedil;in ambulans u&ccedil;ak talep edildiğini anlatan Babacan, Sağlık Bakanlığını aradıklarını ve iş adamının ambulans u&ccedil;akla T&uuml;rkiye ye getirildiğini s&ouml;yledi.- Ankara artık ger&ccedil;ek bir sanayi şehri -Babacan, iş d&uuml;nyasından gelen biri olarak ATO nun gayretlerini ve g&uuml;zel &ccedil;alışmalarını &ccedil;ok yakından izlediğini dile getirerek, Ankara Alışveriş Festivali nin sadece T&uuml;rkiye de değil d&uuml;nyada da ses getirdiğini s&ouml;yledi. ATO nun D&uuml;nya Odalar Federasyonu nun d&uuml;zenlediği bir proje yarışmasında da finalist olarak gelecek haftalarda yarışmaya katılacağını belirten Babacan, ATO nun yarışmada başarılı olması temennisinde bulundu. Babacan, Akyurt ta ATO nun liderliğinde hazırlıkları devam eden fuar alanının, Ankara nın gelişmiş bir fuar şehri olduğunu tescil edeceğini, bununla ilgili d&uuml;zenlemeleri yaptıklarını ve arazinin belirlendiğini bildirdi. Eskiden bu t&uuml;r projelerin hayata ge&ccedil;irilmesinde kaynak sorunu olduğunu belirten Babacan, doğru proje olunca kaynak derdi olmadığına dikkati &ccedil;ekti. Cannes da katıldığı, d&uuml;nya gayrimenkul piyasasının buluştuğu etkinlikte bu yılın T&uuml;rkiye yılı olduğunu kaydeden Babacan, fuar girişinde b&uuml;y&uuml;k harflerle T&uuml;rkiye yazdığını s&ouml;yledi. Babacan, Pek &ccedil;ok &uuml;lkede gayrimenkul piyasası zordayken, sıkıntıdayken, yatırımcılar ger&ccedil;ekten b&uuml;y&uuml;k bedeller &ouml;demek zorunda kalmışken T&uuml;rkiye ye olan ilgi ve alaka ger&ccedil;ekten bizleri memnun etti değerlendirmesinde bulundu. TOBB un T&uuml;rkiye de il il girişimcilik endeksi &ccedil;alıştığını anlatan Babacan, bu &ccedil;alışmada Ankara nın birinciliğe y&uuml;kseldiğini belirtti. Babacan, Dışarıdan bakanlar derlerdi ki (Ankara işte başkent, orada bakanlıklar var, bir memur kenti). Ankara nın nasıl bir şehir olduğunu artık bir endeks bize g&ouml;steriyor. Ankara artık ger&ccedil;ek bir sanayi şehri. Ankara ihracat şehri. 5 milyona yakın bir n&uuml;fus s&ouml;z konusu. 5 milyonluk şehir Avrupa da &ccedil;ok az sayıda. Sadece T&uuml;rkiye nin değil artık Ankara, Avrupa nın sayılı şehirlerinden ifadelerini kullandı. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Borsa İstanbul un ilk gongunun, 5 Nisan da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından &ccedil;alınacağını bildirdi. Babacan, Ankara Ticaret Odası nın Olağan Meclis Toplantısı nda yaptığı konuşmada, yeni Sermaye Piyasası Kanunu nun &ccedil;ok &ouml;nemli olduğunu s&ouml;yledi. Ali Babacan, T&uuml;rkiye nin bankacılık sisteminin b&uuml;y&uuml;k olmasına karşılık, sermaye piyasasının &ccedil;ok zayıf olduğunu belirtti. Kaynak denilince herkesin banka kredisini anladığını ifade eden Babacan, gelişmiş bir sermaye piyasası olması durumunda &ccedil;ok farklı ortaklık modelleri ile daha geniş ortaklık zeminleri kurma imkanı olduğunu vurguladı. Bununla ilgili d&uuml;nyada &ccedil;ok ciddi bir birikim olduğunu kaydeden Babacan, bankaların kredi şeklinde değil, geniş tabanlı ortaklıklar, hisse satışı şeklinde kaynak bulma imkanları olduğunu belirtti.Babacan, yeni yasal mevzuatın bunun &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;tığını bildirdi.- İlk gongu Başbakan Erdoğan &ccedil;alacak -Borsa İstanbul un ilk gongunun 5 Nisan da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından &ccedil;alınacağını belirten Babacan, İMKB yi, altın borsasını ve b&uuml;t&uuml;n borsaları aynı &ccedil;atı altında topladıklarını kaydetti. &Uuml;r&uuml;ne dayalı, elektriğe dayalı menkul kıymetlerin hepsinin Borsa İstanbul &ccedil;atısı altında toplandığını anlatan Babacan, Bir bakıma T&uuml;rk sermaye piyasalarının hem i&ccedil;eriye hem dışarıya bakan tek y&uuml;z&uuml; olacak bu borsa dedi. Babacan, s&ouml;z konusu borsanın Ankara ya, İzmir e birer şubesini a&ccedil;acaklarını a&ccedil;ıkladı. Sermaye Piyasası Kurulu nu (SPK) sıfırdan yeniden oluşturduklarını ifade eden Babacan, T&uuml;rkiye de sağlıklı bir kalkınma i&ccedil;in sermaye piyasalarının da en az bankacılık kadar g&uuml;&ccedil;lenmesi gerektiğinin altını &ccedil;izdi. Ayrıca ihtisas mahkemeleri kuracaklarını bildiren Babacan, sermaye piyasalarında ya da sigortacılıkta &ccedil;ıkan ihtilafların direk g&ouml;t&uuml;r&uuml;leceği ve alanda uzmanlaşmış savcıların ve hakimlerin yer alacağı ihtisas mahkemeleriyle birlikte daha hızlı &ccedil;alışılacağını, &ccedil;abuk ve tutarlı kararlar alınacağına inandığını s&ouml;yledi.-İstanbul Tahkim Merkezi-T&uuml;rkiye Odalar ve Borsalar Birliği nin (TOBB) y&ouml;netiminde ağırlıklı olarak yer alacağı İstanbul Tahkim Merkezi nin kurulmasına ilişkin tasarıyı TBMM ye g&ouml;nderdiklerini belirten Babacan, şunları kaydetti: İstanbul Tahkim Merkezi nde, &ouml;zel sekt&ouml;r ağırlıklı bir yapıyla ihtilaflar &ouml;nce oradaki hakem m&uuml;essesiyle &ccedil;&ouml;z&uuml;lecek. İnşallah iyi kurgulanırsa ve oraya giden konular hızlı ve acil bir şekilde &ccedil;&ouml;z&uuml;l&uuml;rse, g&uuml;ven oluşturulursa biz bu tahkim merkezinin mahkemelerimiz &uuml;zerindeki y&uuml;k&uuml;n &ouml;nemli bir kısmını alacağını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. Bizde hakimlerimiz, savcılarımız hep hukuk&ccedil;udur. Avrupa ya, d&uuml;nyaya bakın &ccedil;ok farklı formasyondan gelen kişiler de hakim, savcı olabiliyor. Hele de o sekt&ouml;r&uuml;n i&ccedil;indeyse ve damdan d&uuml;şt&uuml;yse &ccedil;ok daha &ccedil;abuk kavrayabiliyor konuları. İstanbul Tahkim Merkezi, bu a&ccedil;ıdan daha damdan d&uuml;şm&uuml;ş, daha bir konulara fiilen yakın kişilerden oluşacağı i&ccedil;in iyi &ccedil;alışacağını &uuml;mit ediyoruz. -Kredi Kayıt B&uuml;rosu-Kredi Kayıt B&uuml;rosu na da değinen Babacan, 2008 den bu yana t&uuml;m vatandaşların ve şirketlerin banka kredi ilişkilerini, kredi kartı, &ccedil;ek ve senet işlemlerini toparlamış olduklarını s&ouml;yledi. En son teknolojiyle donatılmış bilgi işlem sistemiyle b&uuml;t&uuml;n bu verilerin artık bilgisayar sisteminde hazır olduğunu dile getiren Babacan, ş&ouml;yle devam etti: Ama bu bilgiler aynı zamanda kişisel bilgi ve ticari sır niteliğinde. Bu &ccedil;alışmalar sırasında bize gelen &ouml;nerilerden biri şuydu; bunun hepsini a&ccedil;alım. Dedik ki bunun hepsini a&ccedil;ınca ne bankacılık sırrı kalır, ne ticari sır kalır. Bizim dededen, babadan &ouml;ğrendiğimiz, ticaret sırdır. Herkesin her t&uuml;rl&uuml; bilgisi ortalığa d&ouml;k&uuml;l&uuml;rse o da doğru değil. Birine vadeli mal mı satacaksınız, &ccedil;ek-senet mi alacaksınız? Şimdiye kadar Merkez Bankamızda tutulan sicil, d&ouml;nen &ccedil;ek ve protestolu senetti. Sadece negatif sicil tutuluyordu. Hayatı boyunca bir esnafımızın 3 &ccedil;eki d&ouml;nd&uuml;yse kara listede bulunuyordu. Halbuki yeni sistemde &ouml;denen &ccedil;ekler de var. Belki &ouml;mr&uuml; boyunca 3 tane &ccedil;ek yazdı 3 &uuml; de d&ouml;nd&uuml; ya da 10 bin &ccedil;ek yazdı 3 d&ouml;nd&uuml;, 9 bin 997 si &ouml;dendi. Arada &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k fark var. İşte b&uuml;t&uuml;n bu bilgi artık hazır. Bunu ilk &ouml;nce şahıslara a&ccedil;tıklarını belirten Babacan, şu anda şahıslar bazında cep telefonundan ya da internet bağlantısı olan bilgisayardan bu bilgiye rahatlıkla ulaşılabildiğini s&ouml;yledi. Şirketlerle ilgili yetkilendirme konusunu da TOBB ile &ccedil;&ouml;zd&uuml;klerini ifade eden Babacan, TOBB un b&uuml;t&uuml;n odalarına bir form doldurarak m&uuml;racaat edildiğinde şirketin sisteme &uuml;ye kaydedileceğini belirtti. Bu sistemlerin ticaret hayatının &ouml;nemli şekilde değiştireceğine inandığını belirten Babacan, Herkesin &ccedil;abası kredi sicilini temiz tutmak y&ouml;n&uuml;nde olacak. Bana g&ouml;re kredi sicilini temiz tutma &ccedil;abası ve onun caydırıcılığı, inanın hapis cezasından &ccedil;ok daha kuvvetli bir caydırıcılık. Bunu inşallah yıllar ge&ccedil;tik&ccedil;e &ccedil;ok daha iyi fark edeceğiz dedi. AA

Babacan: Borsa İstanbul'un ilk gongu 5 Nisan'da

Başbakan Yardımcısı Babacan, Borsa İstanbul'un ilk gongunun, 5 Nisan'da Başbakan Erdoğan tarafından çalınacağını bildirdi

Öne Çıkanlar