Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Babacan: Bütçe disiplini, Merkez Bankası'nın bağımsız politikaları ve serbest kur ana politikalarımız

Babacan: Bütçe disiplini, Merkez Bankası'nın bağımsız politikaları ve serbest kur ana politikalarımız

Başbakan Yardımcısı Babacan, bütçe disiplini, Merkez Bankası'nın bağımsız para politikaları ve serbest kurun ana politikalar olduğunu söyledi

Giriş: 24 Kasım 2010, Çarşamba 16:09
Güncelleme: 24 Kasım 2010, Çarşamba 16:09

ANKARA (A.A) - 24.11.2010 - Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ''(Kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması) Burada ödemeyenlerin son derece karlı çıktığı, onlara birdenbire büyük bir kaynak aktarıldığı gibi bir tablo yok'' dedi.

Babacan, İNTES'in ''Ekonomik Kalkınma ve İnşaat Sektörü'' konulu geleneksel toplantısında yaptığı konuşmada, küresel ekonomik krize değindi.

Dünyada yaşananların endişe verecek boyutta olduğunu, bir ikinci dipten bahsedildiğini ifade eden Babacan, ''(Bu ikinci dibe kimisi yüzde 1 ihtimal, kimisi yüzde 60-70 ihtimal) diyor'' dedi.

Böyle bir ihtimali yok sayamayacaklarını, devlet olarak, ''dünyada her şey güzel bir daha birşey olmaz ona göre gidelim'' diyemeyeceklerini belirten Babacan, ''Burada kumar oynamıyoruz, şans oyunu da oynamıyoruz. Dünyanın 16. büyük ekonomisini yönetiyoruz. Bunun sorumluluğunu omuzlarımızda hissediyoruz. Olabilecek her türlü gelişmeye karşı şimdiden hazırlıklı olmalıyız. Sonradan 'bu nereden çıktı, biz bunu hesaba katmamıştık' diyemeyiz'' diye konuştu.

Babacan, orta vadeli programda yüzde 5'lik mütevazi bir büyüme oranını öngördüklerini anımsatarak, bunun büyümeyi yüzde 5 tutulacağı anlamına gelmediğini, ihtiyatlı bir senaryoya göre hesaplarını yaptıklarını kaydetti. Babacan, ''Bu sene biz sadece yüzde 3,5 büyümeye göre hesabımızı, bütçemizi yaptık. Ona göre tedbirimizi aldık. Ona göre öyle bir güven oluşturduk ki o güvenin getirdiği ivme yani bugün yüzde 6,5, yüzde 8 arası tahminler var'' dedi.

-YENİDEN YAPILANDIRMA-

Babacan, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılması konusuna da değinerek, bununla ödemeyenlere çok büyük kolaylıklar, çok özel şeyler yapmadıklarını ifade etti. Babacan, şöyle devam etti:

''Ödemediği rakam neyse onu reel değeriyle tahsil ediyoruz. Eğer taksit yaparsak yüzde 5'ten yüzde 15'e kadar katsayıları var, o ekleniyor üzerine.

Dolayısıyla burada ödemeyenlerin son derece karlı çıktığı, onlara birdenbire büyük bir kaynak aktarıldığı gibi bir tabloda yok. Buna da dikkat ettik. Başka dönemlerde bunlar yapılmamış mı? Yapılmış. Yani ana paralardan da indirimler yapılmış. Biz bunu yapmadık. Hatta dediler ki, 'sadece ana parayı tahsil edin.' Birisi 2004'te, diğeri 2009'da ödememiş. Sadece ana parayı alınca oluyor mu? 2009'un para değeriyle, 2004'ün para değeri aynı mı? Enflasyonu da bugüne getirerek bir bakıma orada da adaleti sağlamış oluyoruz.

Burada benim tekrar çağrım öncelik istikrar, istikrar, istikrar. Yani istikrara zarar verici talepleri aman dikkatli şekilde dillendirelim. Öncelikle hesabımızı, kitabımızı sağlam tutalım. Bakın hemen yanı başımızda bu kadar olumsuz örnek varken, bu kadar ülke bocalarken, 'biz sağlamız, bize bir şey olmaz.' Öyle yok. En ufak bir hata yapalım, temel politikalarda en ufak bir gel git, en ufak bir, 'acaba Türkiye buraya doğru gidiyordu şimdi şöyle yön mü değiştirdi?' izlenimi oluşturacak adım atalım gelir bu bizi de vurur, hem de çok kötü vurur. Şakası yok bu işin. Bugün her şey sağlam gidiyorsa ana politikalarda dimdik yerimizde durduğumuz için sağlam gidiyor. Bütçe disiplini, Merkez Bankamızın uyguladığı bağımsız para politikaları, serbest kur. Bunlar bizim ana politikalarımız. Bunlarla ilgili hani yalpalama, yön değiştirme bir gün Türkiye'de görürseniz ileri ki bir tarihte bilin ki yön değişmiş ve uçuruma doğru giden bir yola girmiş Türkiye. Dolayısıyla hep beraber çok çok dikkat etmemiz, istikrara hep beraber sahip çıkmamız gerekiyor. İstikrar ile ilgili bir sıkıntının gelip hepimize büyük bedeller ödeteceğinizi unutmamamız gerekiyor.''

-İNŞAAT SEKTÖRÜ-

Babacan, Türkiye'nin inşaat sektörü konusunda nispeten iyi bir noktaya geldiğini, ancak sektör ilk 6 aya bakıldığında toplam ekonominin yüzde 5,7'sini teşkil ettiğini ifade ederek, ''Sektörde hala önümüz çok çok açık. Sektör, Türkiye ekonomisinde makro ekonomik istikrar sağlandıktan sonra Türkiye ekonomisinin büyümesinden çok daha hızlı büyüyecek'' dedi.

Türk inşaat sektörünün yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde dünya ikincisi olduğunu ama bunun iş hacmi açısından değil, firma sayısı açısından olduğunu belirten Babacan, şunları söyledi:

''Bir yandan güzel ama bunun rehavetine de kapılmayalım. Dünyada inşaat sektörü çok büyük bir sektör ve içinden bizim aldığımız pay hala çok küçük pay. Yani kendi kendimizi de, '2. olduk, çok başarılıyız' diye de pek görmeyelim. Hem içeride hem dışarıda daha yapacak çok iş var. Özellikle biz dışarıda işlerinizin kolaylaşması için biz hükümet olarak çok çaba gösteriyoruz.

Bizler o işlerin pazarlaması için çalışmak zorundayız. Daha çok firmanın yurt dışından daha çok iş alması Türkiye'nin başarısıdır. Firma ismi önemli değil, yeter ki Türk firmaları daha çok iş yapsınlar, daha çok proje alsınlar, daha çok katma değer ödesinler ve arzu ederiz ki daha çok Türk işçisi oralarda çalışsın.''

Babacan, İNTES ile geçen sene yaptıkları toplantıda yurt dışında çalışanları belli bir teşvik çerçevesi içinde düşünebileceklerini, bunun için çalıştıklarını ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının bu konuda bir taslak hazırlığı içinde olduğunu söyledi.

Kayıt dışılığın Türkiye'nin en büyük sorunlarından biri olduğunu ifade eden Babacan, kayıt dışılıkla mücadele çerçevesinde yapılan çalışmaları anlattı.

Vergi oranlarını çok düşürdüklerini belirten Babacan, ''Artık bu oranlarda sınırlara geldik. Yani, 'şu oranlar biraz daha düşsün, ben ondan sonra kayıt içine geçeyim' artık daha fazla beklemenin anlamı yok'' dedi.