Babacan: Ekonomik depremin merkezi Avrupa

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, d&uuml;nyadaki zor ekonomik tablonun tam merkezinde şu anda Avrupa nın bulunduğunu belirterek, Yani olası bir depremin merkezi, Avrupa olacak gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor dedi. Ankara Sanayi Odası nın (ASO) Ekim ayı meclis toplantısında sanayicilere hitap eden Babacan, g&uuml;n&uuml;m&uuml;zde Avrupa daki b&uuml;y&uuml;k &uuml;lkelerinin dahi artık Avrupa Merkez Bankası nın desteğiyle bor&ccedil;lanabildiğini bildirdi. Bunun olduk&ccedil;a vahim bir tablo olduğunu dile getiren Babacan, Bir yandan 17 &uuml;lkenin kullandığı ortak bir para birimi var. Bir yandan b&uuml;t&ccedil;esini nispeten derli toplu g&ouml;t&uuml;ren &uuml;lkeler var. Almanya gibi ama &ouml;te yandan da o ortak para birimini kullanıp, para basma konusunda Avrupa Merkez Bankası nı zorlayan &ccedil;ok sayıda &uuml;lke var dedi. Bu şekilde ciddi bir adaletsizliğin ortaya &ccedil;ıktığına dikkati &ccedil;eken Babacan, şunları kaydetti: Bazı &uuml;lkeler, b&uuml;t&ccedil;elerinde daha derli toplu giderken, yine o para birliğindeki başka &uuml;lkeler, y&uuml;ksek a&ccedil;ık verdiğinde ve o a&ccedil;ığı da merkez bankası, o ortak paradan daha &ccedil;ok basarak kapattığında ciddi bir adaletsizlik meydana geliyor. Bir bakıma b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığı d&uuml;ş&uuml;k olan &uuml;lkelerin, b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığı y&uuml;ksek olan &uuml;lkeleri s&uuml;bvanse ettiği bir d&ouml;nemdeyiz şu an. Bunun da siyasi olarak s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilmesi &ccedil;ok zor. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; Almanya daki gelişmeleri takip ediyorsunuz, Alman h&uuml;k&uuml;meti &ccedil;ok ciddi şekilde zorluk &ccedil;ekmeye başladı. Bakıyorsunuz, Almanya nın risk pirimi son aylarda y&uuml;kselmeye başladı. Niye diye baktığınızda, bu kadar borcun altına imza at at, ona kefil ol, buna kefil ol, zaten kendi borcu var. Belki milli gelirine oranla daha makul ama bir başka &uuml;lkenin, bir daha bir daha başka &uuml;lkenin bor&ccedil;larını y&uuml;klendiğinizde bakıyorsunuz, Almanya da da risk pirimi y&uuml;kseliyor. Burada her &uuml;lkenin, kendisinin tedbir alması gerekiyor. Problem yaşayan &uuml;lkeler, &ouml;nce kendi evlerini toplayacaklar. Herkes kendi evinin dağınıklığını &ouml;ncelikle d&uuml;zeltecek ki bu birliktelik, bu para birimi avro devam edebilsin. İşte pazar g&uuml;n&uuml; liderler bir araya geldi, sonu&ccedil; yok. Bug&uuml;n izleyeceğiz, fakat bug&uuml;nk&uuml; toplantıdan da &ccedil;ok y&uuml;ksek bir beklentimiz, b&ouml;yle k&ouml;kl&uuml; bir &ccedil;&ouml;z&uuml;m y&ouml;n&uuml;nde maalesef s&ouml;z konusu değil. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; 17 &uuml;lkeden her &uuml;lkenin kendi bakış a&ccedil;ısı var. 17 &uuml;lke haricinde bir 10 &uuml;lke daha var. Onların da bir bakış a&ccedil;ısı var. &Ouml;zellikle burada maddi &ccedil;ıkarlar s&ouml;z konusu olduğunda ve &uuml;lkelerin kredibilitesi s&ouml;z konusu olduğunda maalesef o AB yi oluşturan ruhun, o dayanışma birlik ruhunun şu anda &ccedil;ok da ge&ccedil;erli olmadığını g&ouml;r&uuml;yoruz. - Topyek&uuml;n bir k&ouml;t&uuml;ye gidiş ihtimali s&ouml;z konusu olabilir -ABD ve Japonya da da sorunların b&uuml;y&uuml;k olduğunu, ancak işin aciliyeti a&ccedil;ısından d&uuml;nyadaki zor ekonomik tablonun tam merkezinde şu anda Avrupa nın olduğunu vurgulayan Babacan, Olası bir depremin merkezi, Avrupa olacak gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. &Uuml;lkelerin, mutlaka b&uuml;t&ccedil;elerini derleyip toparlamaları gerekir. Bu imkansız bir şey değil. Siyasi zorlukları var ama birilerinin bu bedeli &ouml;demesi ve gerekli adımları atması lazım. Aksi halde topyek&uuml;n bir k&ouml;t&uuml;ye gidiş ihtimali, Avrupa i&ccedil;in s&ouml;z konusu olabilir ve Avrupa, tek başına d&uuml;nya ekonomisinin &uuml;&ccedil;te biri... Dolayısıyla Avrupa daki k&ouml;t&uuml; gidiş, t&uuml;m d&uuml;nyayı da peşinden s&uuml;r&uuml;kleyebilir diye konuştu. Avrupa daki hi&ccedil; bir &uuml;lkenin temerr&uuml;te d&uuml;ş&uuml;r&uuml;lmemesi gerektiğini de vurgulayan Babacan, bunun yanında asıl &ouml;nemli olanın, sorunların &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;ne inmek ve k&ouml;kl&uuml; &ccedil;&ouml;z&uuml;mler &uuml;retmek olduğunu s&ouml;zlerine ekledi. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, ilk&ouml;ğretim ve orta &ouml;ğretimdeki sınıflara akıllı tahta uygulaması ve &ouml;ğrencilere tablet bilgisayarlar dağıtılmasına ilişkin Fatih Projesi &ccedil;er&ccedil;evesinde gereken teknolojik donanımın sadece dışarıdan alınması değil T&uuml;rkiye de &uuml;retilmesi konusunda &ccedil;alışmalar yapıldığını, bu konuyu T&uuml;rkiye de &ouml;nemli bir &uuml;retim potansiyeli g&ouml;rd&uuml;klerini kaydetti.Ali Babacan, Ankara Sanayi Odası (ASO) Ekim ayı Meclis Toplantısında yaptığı konuşmada, Fatih Projesine değindi. Projenin ana unsurunun T&uuml;rkiye deki b&uuml;t&uuml;n ilk&ouml;ğretim ve orta &ouml;ğretim sınıflarına akıllı tahta uygulaması olduğunu belirten Babacan, b&uuml;t&uuml;n eğitim materyallerinin bu akıllı tahtalara y&uuml;klenmesi, &ouml;ğretmenlerin bu akıllı tahtalar vasıtasıyla g&ouml;rsel olarak derslerini vermesi, akıllı tahtaların bilgisayar sistemiyle Milli Eğitim Bakanlığının merkezi kontrol sistemine bağlanması, gerektiğinde sınıflara uzaktan eğitimin aynı anda verilmesinin projenin bir ayağı olduğunu anlattı.Projenin bir başka ayağının ise 5. sınıf ve &uuml;st&uuml; ilk&ouml;ğretim &ouml;ğrencileri ile orta &ouml;ğretimdeki b&uuml;t&uuml;n &ouml;ğrencilere tablet bilgisayar dağıtılması olduğunu hatırlatan Babacan, eğitimle ilgili t&uuml;m materyallerin bu tablet bilgisayarlara y&uuml;kleneceğini, &ouml;ğrencilerin hem dersi takip edip hem de evde &ccedil;alışmalarını bu tablet bilgisayarlar yoluyla yapabileceğini, akıllı tahta ile de tablet bilgisayarın sınıfta iletişim i&ccedil;inde olabileceğini s&ouml;yledi. Babacan, Fatih Projesinin eğitim materyali, programların oluşturulması, &ouml;ğretmenlerin eğitimi, okullara fiber optik kabloların d&ouml;şenmesi, her sınıfa internet bağlantısı gibi &ccedil;ok kapsamlı bir proje olduğunu vurguladı.-Tablet bilgisayarı T&uuml;rkiye de &uuml;retip d&uuml;nyaya nasıl satabiliriz?-Proje &ccedil;er&ccedil;evesinde gereken akıllı tahta ve tablet bilgisayar sayısının T&uuml;rkiye de &ouml;nemli bir i&ccedil; piyasa, i&ccedil; pazar oluşturacak bir konu olduğuna işaret eden Babacan, ş&ouml;yle konuştu: Şu anda b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nya devleri ilgisini T&uuml;rkiye ye y&ouml;neltmiş durumda. 10 milyonun &uuml;zerinde bir tablet bilgisayar denince... iPad dediğimiz cihazların birincisi d&uuml;nyada 14-15 milyon tane, ikincisi de bir o kadar satılmış. D&uuml;nyadaki satış rakamları d&uuml;ş&uuml;n&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;nde T&uuml;rkiye nin tek başına 10 milyonluk pazarı b&uuml;y&uuml;k bir pazar. Bunu sadece dışarıdan alım şeklinde değil, bunun &uuml;retiminin T&uuml;rkiye de nasıl olabileceğinin de arayışı i&ccedil;indeyiz. Kurduğumuz bir teknik heyet bu konuda yatırım yapacak firmalarla ilgili bir teşvik &ccedil;alışması yapıyor. T&uuml;rkiye de bu konuda yatırım yapacak firmalara devlet olarak ne teşvik verebiliriz?Ayrı bir ekip bu işin satın alma prosed&uuml;r&uuml;n&uuml; &ccedil;alışıyor. Belli yerlilik oranlarıyla, belli teknolojik &ouml;zellikte &uuml;r&uuml;nlerin hangi esaslara g&ouml;re satın alınması gerektiğini &ccedil;alışıyor. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde bu konuyu T&uuml;rkiye de &ouml;nemli bir &uuml;retim potansiyeli olarak g&ouml;r&uuml;yoruz. &Ouml;zellikle tablet bilgisayarı T&uuml;rkiye de &uuml;retip bu b&ouml;lgeye, d&uuml;nyaya nasıl satabiliriz?Kendimizin b&ouml;yle bir i&ccedil; pazarı olacak. Sadece bunu alıp kullanan bir &uuml;lke olmayalım, bu iş i&ccedil;in &uuml;retim merkezi olabilir miyiz? Bunun arayışı i&ccedil;indeyiz. Babacan, bu konunun T&uuml;rkiye nin hedeflediği y&uuml;ksek teknoloji, y&uuml;ksek katma değerli &uuml;retim konusunda fırsat olabileceğini belirterek, Bu işin i&ccedil;erisinde d&uuml;nya devleri, en gelişmiş &uuml;lkelerin şirketleri var. T&uuml;rkiye bu alanda kendine yer a&ccedil;abilir mi? Bir pazar oluşturabilir mi? Bunun i&ccedil;in devlet ne yapabilir? bu konularda arayış i&ccedil;indeyiz diye konuştu. Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, T&uuml;rkiye de sadece kamuda değil genel anlamda bir ithal &uuml;r&uuml;n merakı olduğunu, Şu şu &uuml;r&uuml;n olacak (ithal olacak) denilen satın alım &ouml;rnekleri bulunduğunu belirterek, B&ouml;yle son derece garip uygulamalarla da karşı karşıya kalıyoruz. Buna da daha fazla &ouml;zen g&ouml;sterilmesi gerekecek dedi.Ankara Sanayi Odası nın (ASO) Ekim ayı Meclis Toplantısı nda sanayicilere hitap eden Babacan, ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml; saldırısı sonucu şehit olanlara ve Van daki depremde hayatını kaybedenlere Allah tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diledi.T&uuml;rkiye nin coğrafi &ouml;zellikleri itibariyle olduk&ccedil;a &ouml;nemli bir konumda bulunduğuna işaret eden Babacan, bir yandan b&ouml;lgedeki gelişmeleri &ccedil;ok yakından takip etmek, bir yandan da ter&ouml;rle ilgili sorunun &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; i&ccedil;in her t&uuml;rl&uuml; enstr&uuml;manı devrede tutmak zorunda olduklarını s&ouml;yledi.Babacan, bir başka risk kaynağı olan depremle ilgili &ccedil;ok ileri adımlar atılması gerektiğini de vurguladı. - İthal &uuml;r&uuml;n merakı - Toplantıya katılan sanayicilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ın kamuda yerli &uuml;r&uuml;n kullanılmasına ilişkin genelgesi konusundaki talepleri &uuml;zerine Babacan, devlet alımlarında yerli &uuml;r&uuml;nlere ağırlık vermesinin &ouml;nemli bir politika olduğunu, belli fiyat farklarına kadar bir marj, tolerans olması gerektiğini d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;klerini s&ouml;yledi.Bazı alanlarda şu anda zaten y&uuml;zde 15 lik fark olmasına rağmen kamu alımlarına karar verilirken komisyonlarda bunun pek dikkate alınmadığını g&ouml;rd&uuml;klerini belirten Babacan, bunda biraz mesuliyet korkusu olduğunu kaydetti. Babacan, ş&ouml;yle devam etti: Biraz da a&ccedil;ık&ccedil;ası T&uuml;rkiye de sadece kamuda değil genel anlamda bir ithal &uuml;r&uuml;n merakı var. Bu da maalesef bizim o kapalı ekonomi d&ouml;neminden kalan hastalığımız mı diyelim, yanlış bir alışkanlığımız diyelim bir ithal &uuml;r&uuml;n merakımız var. &Ouml;yle bazı satın alım &ouml;rnekleri var ki, yazmış Şu şu &uuml;r&uuml;n olacak (ithal olacak) demiş. İthal olsun da ne olursa olsun diyor alımı yapacak kurum. B&ouml;yle son derece garip uygulamalarla da karşı karşıya kalıyoruz. Buna da daha fazla &ouml;zen g&ouml;sterilmesi gerekecek. - G7 &uuml;yesi &uuml;lkeler bile piyasa bor&ccedil;lanmasında zorluk &ccedil;ekiyor -Babacan, k&uuml;resel krize de değindiği konuşmasında, 2008 de başlayan ekonomik krizin ardından krize karşı k&ouml;kl&uuml; tedbir alan &uuml;lkelerin sayıca &ccedil;ok fazla olmadığının g&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade etti. Genellikle problemlerin &ouml;telenmesine ilişkin politikaların s&ouml;z konusu olduğunu belirten Babacan, Bu t&uuml;r problemler, ertelendik&ccedil;e daha b&uuml;y&uuml;yen problemler. 2008 de sadece bazı bankaların mali b&uuml;nyesindeki zayıflık olarak ortaya &ccedil;ıkan bu kriz, bug&uuml;n bakıyoruz, devletlerin mali b&uuml;nyesindeki zayıflık haline gelmiş durumda... dedi.&Ccedil;oğu &uuml;lke h&uuml;k&uuml;metinin bu krizi atlatmak i&ccedil;in a&ccedil;ıkladığı harcama artırıcı tedbirlerin ya da vergileri d&uuml;ş&uuml;rme y&ouml;n&uuml;ndeki kararların, bu &uuml;lkelerin kamu bor&ccedil; stokunu &ccedil;ok ciddi artırdığını belirten Babacan, şunları kaydetti: 2007 ile bug&uuml;n&uuml; mukayese edecek olursak, gelişmiş pek &ccedil;ok &uuml;lkenin kamu bor&ccedil; stokunun &ccedil;ok ciddi arttığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Bu bor&ccedil; stoku miktarı, &ouml;zellikle gelişmiş &uuml;lkelerde pek &ouml;nemsenmeyebiliyor. Biz G7 yiz, biz ş&ouml;yle b&uuml;y&uuml;k &uuml;lkeyiz, bize bir şey olmaz. Borcumuz ne olursa olsun, nasıl olsa en k&ouml;t&uuml; ihtimal &ouml;dediğimiz kadar yine bor&ccedil; buluruz ve yolumuza devam ederiz... Ancak, bu yılın başından itibaren bunun pek de b&ouml;yle olamayacağı ortaya &ccedil;ıkmış oldu. Bug&uuml;n G7 &uuml;yesi &uuml;lkelerin bile artık piyasa bor&ccedil;lanmasında zorluk &ccedil;ektiğini g&ouml;r&uuml;yoruz.Piyasa bor&ccedil;lanmasında zorluk &ccedil;eken &uuml;lkelerin bu sefer merkez bankaları devreye giriyor ve karşılıksız para basıyorlar. Biz umuyorduk ki bu ge&ccedil;ici bir tedbirdir. Yani İflas etmektense tamam bak, borcunu &ouml;d&uuml;yor diyorduk ama bunun pek de ge&ccedil;ici olmadığını g&ouml;r&uuml;yoruz. Asıl sorunun k&ouml;k&uuml;ne inmedikleri i&ccedil;in bu para basma maalesef devam ediyor. - Asla bir israf ekonomisi olmamamız lazım -D&uuml;nyadaki pek &ccedil;ok &uuml;lke bu t&uuml;r zorluklar i&ccedil;indeyken, T&uuml;rkiye de durumun daha iyi olduğunu belirten Babacan, bunun temelinde g&uuml;ven unsurunun olduğunu, T&uuml;rkiye de Avrupa ya g&ouml;re &ccedil;ok daha iyi bir istikrar ortamının bulunduğunu s&ouml;yledi.Yatırım ve harcama rakamlarına da değinen Babacan, sadece t&uuml;ketici kredilerinin bir &ouml;nceki yıla g&ouml;re ge&ccedil;en yıl 43 milyar lira arttığını, bu yıl ise şu ana kadarki artışın 40 milyar lirayı ge&ccedil;tiğini bildirdi. Bunun da &uuml;lke i&ccedil;indeki g&uuml;ven ortamının y&uuml;ksek olduğunu g&ouml;sterdiğini belirten Babacan, bunların &ouml;nemli olduğunu ancak d&uuml;nyanın ger&ccedil;eklerinin farkında olunması gerektiğini s&ouml;yledi. Ali Babacan, ş&ouml;yle konuştu: Sayın Başbakanımızın da ifade ettiği gibi, asla bir israf ekonomisi olmamamız lazım. Tabii ki yatırım yapacağız, tabii ki T&uuml;rk halkı t&uuml;ketecek, temel ihtiya&ccedil;larını karşılayacak ama temel ihtiya&ccedil;larla israf arasındaki o ince &ccedil;izgiyi korumayı başarmamız gerekiyor. T&uuml;rkiye nin bu yıl toplam tasarrufunun milli gelire oranı y&uuml;zde 12 ye d&uuml;ş&uuml;yor. Tarihimizin en d&uuml;ş&uuml;k seviyesidir. - İşsizlik, kademeli olarak d&uuml;şecek -Ge&ccedil;tiğimiz g&uuml;nlerde a&ccedil;ıkladıkları Orta Vadeli Programa da (OVP) değinen Babacan, OVP de ihtiyatlı bir duruş sergilediklerini, hedeflerini de buna g&ouml;re ortaya koyduklarını bildirdi.Sadece moral vermek i&ccedil;in hi&ccedil; bir rakam a&ccedil;ıklamadıklarını dile getiren Babacan, Biz 2012 de d&uuml;nyada bir yavaşlama bekliyorsak, T&uuml;rkiye de de buna paralel bir yavaşlama g&ouml;stermesi bu doğaldır. Ama biz bunu a&ccedil;ık a&ccedil;ık s&ouml;yleyeceğiz ki herkes hesabını buna g&ouml;re yapsın. Yani Aman moral bozmayalım gibi şeyler, maalesef AK Parti den &ouml;nceki h&uuml;k&uuml;metler d&ouml;neminde yaşanmış ama biz bunlara yanaşmıyoruz, doğru bulmuyoruz şeklinde konuştu.- Bu eğitim seviyesiyle T&uuml;rkiye nin &uuml;retebileceğinin sınırları var -T&uuml;rkiye de 3 yıl i&ccedil;inde 1,5 milyon kişilik bir ilave istihdam oluşmasını beklediklerini belirten Babacan, işsizliğin kademeli olarak d&uuml;şeceğini bildirdi. Babacan, ş&ouml;yle devam etti: Belki ge&ccedil;tiğimiz 2-3 yıllık d&ouml;nem kadar işsizlikte hızlı bir d&uuml;ş&uuml;ş olmayacak ama daha kademeli, daha makul bir d&uuml;ş&uuml;ş meydana gelecek. Bunun ana sebebi de bizim işg&uuml;c&uuml; piyasamızdaki yapısal sorunlar. Biz bu yapısal sorunların k&ouml;k&uuml;ne inmeden, ne yaparsak yapalım, ne kadar hızlı b&uuml;y&uuml;rsek b&uuml;y&uuml;yelim, T&uuml;rkiye de işsizlik oranının y&uuml;zde 10 un altına d&uuml;şmesi zor olacak.Size tek bir rakam vereceğim, belki ondan hesabınızı yapabilirsiniz. Bizim İnsani Gelişmişlik Endeksindeki yerimiz d&uuml;nyada 83. sıra. Niye buralardayız diye baktığımızda temel konunun eğitim olduğunu g&ouml;r&uuml;yoruz. T&uuml;rkiye de 25 yaş &uuml;st&uuml; n&uuml;fusun ortalama aldığı eğitim s&uuml;resi 6,5 yıl. Yani 25 yaş &uuml;st&uuml; n&uuml;fusumuzun ortalama durumu, orta 2 den terk... Altıncı sınıftan, yedinci sınıfa ge&ccedil;ememiş bir ortalama n&uuml;fus var. Şimdi bu eğitim seviyesiyle de T&uuml;rkiye nin &uuml;retebileceğinin maalesef sınırları var. yani hep y&uuml;ksek katma değerli &uuml;retim diyoruz ya, y&uuml;ksek katma değerli &uuml;retim ancak ger&ccedil;ekten yetişmiş insan g&uuml;c&uuml;yle oluyor. Bu, zaman alacak. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemin &ouml;zellikle mikro ekonomik reformların &ouml;n planda bulunacağı bir d&ouml;nem olacağını belirten Babacan, enflasyonla m&uuml;cadelede ciddi başarı sağlandığını ve T&uuml;rkiye nin kamu bor&ccedil; stokunun Avrupa ortalamalarının yarısından aşağıda olduğunu s&ouml;yledi. T&uuml;rkiye nin kendine &ouml;zel konusunun cari a&ccedil;ık olduğunu kaydeden Babacan, Cari a&ccedil;ığı &ccedil;ok yakından takip etmemiz, hem makro ekonomik hem mikro ekonomik politikalarla buna &ccedil;&ouml;z&uuml;m &uuml;retecek adımları devreye sokmamız gerekiyor dedi. Cari a&ccedil;ık rakamında en y&uuml;ksek noktanın geride kaldığını d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;klerini belirten Babacan, bir d&uuml;ş&uuml;ş trendinin başladığını, ancak bu d&uuml;ş&uuml;ş&uuml;n &ccedil;ok hızlı olmayacağını, &ccedil;&uuml;nk&uuml; cari a&ccedil;ığın temelinde de yapısal sorunlar bulunduğunu ifade etti. -Yatırım Teşvik Sistemi-Babacan, yatırım teşvik sistemini g&ouml;zden ge&ccedil;irdiklerini de belirterek, Hem sekt&ouml;r hem &uuml;r&uuml;n bazında cari a&ccedil;ığı da dikkate alarak, yapabileceğimiz neler var? diye bakıyoruz. T&uuml;rkiye nin &ccedil;ok miktarda ithal ettiği dışarıya bağımlı olduğu ara mamuller ya da bitmiş &uuml;r&uuml;nler. Bunları T&uuml;rkiye de daha &ccedil;ok nasıl &uuml;retiriz? T&uuml;rkiye de bunun &uuml;retim potansiyelini nasıl oluşturur ve artırırız? Bu da &uuml;zerinde &ccedil;alıştığımız bir konu diye konuştu.Bu konuda, Ne ithal ediyorsak y&uuml;zde 100 T&uuml;rkiye de &uuml;retelim yaklaşımı taşımadan T&uuml;rkiye nin ger&ccedil;ekten uzun vadede s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilir rekabet g&uuml;c&uuml;n&uuml;n olduğu alanlara yoğunlaşmak gerektiğine işaret eden Babacan, 10 bin dolar mertebesindeki milli gelir 25 bin dolar olurken, asgari &uuml;cretin bu noktada kalmasının beklenemeyeceğini ifade etti. 2023 yılında muhtemelen asgari &uuml;cretin reel anlamda 2,5 misli olacağını aktaran Babacan, 2023 te hangi sekt&ouml;rlerde rekabet g&uuml;c&uuml;ne sahip olunabilirse bug&uuml;nden o sekt&ouml;rlerin teşvik edilmesi gerektiğini s&ouml;yledi. Babacan, S&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilir rekabet g&uuml;c&uuml;m&uuml;z&uuml;n olduğu, olacağı sekt&ouml;rlere teşvik mekanizmamızı d&uuml;zenleyip uygulamamız gerekiyor ki 2023 yılı geldiğinde bir yanlış tablo, bir atıl kapasite, devlet desteğiyle a&ccedil;ılmış 5 sene sonra kapanmış fabrikalar stokuyla karşı karşıya kalmayalım diye konuştu.- İlla y&uuml;zde 100 yerli yaklaşımıyla değil... -Bir &uuml;r&uuml;ne, sekt&ouml;re t&uuml;m &uuml;retim d&ouml;nemi boyunca s&uuml;rekli devlet kaynağı aktararak o işi yapmak m&uuml;mk&uuml;n oluyorsa belki o konulara hi&ccedil; girilmemesi gerektiğini belirten Babacan, ş&ouml;yle devam etti: İlla y&uuml;zde 100 yerli, illa y&uuml;zde 100 T&uuml;rkiye de &uuml;retilsin yaklaşımıyla değil, akılcı olarak, nerede karlı g&ouml;r&uuml;yorsak nerede T&uuml;rkiye nin avantajını g&ouml;r&uuml;yorsak oralara hedeflendirilmiş şekilde bu destek mekanizmamızı oluşturmamız gerekecek. Bunun &uuml;zerinde şu anda Ekonomi Bakanlığımız ve Kalkınma Bakanlığımız beraberce &ccedil;alışıyor. Hem T&uuml;rkiye deki b&ouml;lgesel gelişmişlik farklarını dikkate alan hem de T&uuml;rkiye nin &ouml;zellikle cari a&ccedil;ığının y&uuml;ksek olduğu alanlara daha detaylı bakan bir &ccedil;alışma sistemi &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde olacak diye konuştu. Herhangi bir sekt&ouml;re şu andakinden daha fazla teşvikler olacaksa bunu 2011 yılı ortasından itibaren yapılan yatırımlara da uygulayacağız dediklerini hatırlatan Babacan, teşvikten bahsedilince yatırımcıların teşviklerin a&ccedil;ıklanmasını beklediğini, bunun da 6 ay kaybettirdiğini s&ouml;yledi. Babacan, teşvikler a&ccedil;ıklandığında şu andakinden daha fazla teşvik verilen sekt&ouml;rlerde uygulamanın geriye d&ouml;nerek 1 Temmuz dan itibaren yapılan yatırımları da kapsayacağını s&ouml;zlerine ekledi.

Babacan: Ekonomik depremin merkezi Avrupa

Başbakan Yardımcısı Babacan, dünyadaki zor ekonomik tablonun tam merkezinde Avrupa'nın bulunduğunu belirtti

Öne Çıkanlar