Bağış: Avrupa'ya "kuyruğunuzu dik tutun" dedik

AB Bakanı ve Başm&uuml;zakereci Egemen Bağış, Davos at Bloomberg HT Ekonomi M&uuml;d&uuml;r&uuml; &Ouml;zlem Dalga nın sorularını yanıtladı. &Ouml;zlem Dalga : &ndash; AB Bakanı , Başm&uuml;zakereci Egemen Bağış ile birlikteyiz. Sayın bakanım hoşgeldiniz Davos a ve Bloomberg HT yayınına. Az&ouml;nce AB nin geleceği başlıklı oturumda konuşmacıydınız. Dilerseniz onunla başlayalım. AB nin geleceğinde T&uuml;rkiye olarak biz ne mesaj verdik ?Egemen Bağış : &ndash; Biz T&uuml;rkiye olarak Avrupa Birliği nin aslında yeni bir yapılanmaya gitme ihtiyacı olduğunu , yeni bir Avrupa nın da ancak T&uuml;rkiye ile m&uuml;mk&uuml;n olabileceğinin mesajını verdik. Asıl sorunun Avrupa Birliği nin yapısıyla alakalı olduğunu , Avrupa Birliği &uuml;yesi &uuml;lkelerin bir&ccedil;oğunun Avrupa nın kendi değerlerine artık bağlı kalmadıklarını, kendi kurallarını uygulamadıklarını ve bunun neticesinde de şu anda i&ccedil;ine d&uuml;şm&uuml;ş oldukları ekonomik sarmal ile karşı karşıya kaldıklarını anlattık. Rakamları paylaştık. T&uuml;rkiye nin potansiyelini paylaştık , dinleyenlerin bir&ccedil;oğu da bu konuda T&uuml;rkiye nin g&uuml;&ccedil;l&uuml; arg&uuml;manları karşısında ikna olmuş gibiydiler. &Ouml;zlem Dalga : &ndash; Peki size en &ccedil;ok hangi konuda soru geldi ? Egemen Bağış : &ndash; En &ccedil;ok bana : Siz bu işi nasıl başardınız , ekonomik krizde bize ne tavsiye edersiniz ? sorusu geldi. Ben de : Moralinizi bozmayın, kuyruğunuzu dik tutun biz T&uuml;rkiye olarak &ccedil;ok daha zorunu atlattık. % 8000 faizler &ouml;dediğimiz geceleri unutmadık ama siz de kendi tarihinize ş&ouml;yle d&ouml;n&uuml;p bir bakarsanız aslında &ccedil;ok daha zorlu aşamalardan ge&ccedil;tiniz, onları atlattınız bunu da atlatırsınız dedim. Ama yapılması gereken artık kendi kurallarınızı kendinizin uygulaması, &ouml;yle dediğimi yap ama yaptığımı yapma zihniyetinden kurtulmanız lazım. Avrupa Birliği nin bug&uuml;n Maastricht kriterlerine uymayan 27 &uuml;lkeden 21 i artık buna uymak durumundalar. Kendi kurallarına kendileri uymak durumundalar. Bunun kendileri de farkındalar. 1999&ndash;2000 krizinde bizden yapmamızı istediklerini, bug&uuml;n kendileri yapma konusunda &ccedil;ekiniyorlar. Bir takım masraflarını kısamıyorlar, ayaklarını yorganlarına g&ouml;re uzatamıyorlar ve malesef haftada 65 saat &ccedil;alışan bazı Avrupalılar, haftada 25 saat &ccedil;alışıyormuş gibi yapan bir başka Avrupalı kesimin faturalarını &ouml;demekten bıkmış durumda. Artık bu karar mekanizmalarındaki oy birliği şartının Avrupa yı daha da b&uuml;y&uuml;k burhanlara taşıyabileceğini g&ouml;rmeleri, artık Br&uuml;ksel de b&uuml;t&uuml;n 500 milyon Avrupalı nın adına karar almak yerine, &ouml;zellikle ekonomik konularda başkentlerde değil belki de b&ouml;lgeler seviyesinde daha k&uuml;&ccedil;&uuml;k demokrasilerde kararların alınmasını sağlamaları, istikrar ve g&uuml;veni &ouml;nemsemeleri gerek. Teknokrat h&uuml;k&uuml;metler ile hep s&ouml;yl&uuml;yorum mıntıka temizliği yaparsınız ama arazi d&uuml;zenlemesi yapamazsınız. Arkasında milli iradenin olduğu g&uuml;&ccedil;l&uuml; iktidarlarla ancak istikrarı sağlarsınız. İstikrar olunca g&uuml;ven olur, g&uuml;ven olunca yatırım olur, yatırım olunca da kriz ortadan kalkar.&Ouml;zlem Dalga : &ndash; Davos toplantıları &ouml;ncesinde Fransız Senatosu s&ouml;zde Ermeni soykırımı iddaalarını kabul etti. Burada b&uuml;y&uuml;k bir Fransız delegasyonu var , Fransız işadamları var. Siz bu gelişmeleri değerlendirir misiniz ? Fransızlara buradan ne mesaj vermeyi d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorsunuz ?Egemen Bağış : &ndash; Tabii ben Fransa da hala aklı selim insanların, aklı selim olmayanlardan daha fazla olduğuna inanmak istiyorum. D&uuml;n Sayın Başbakanımızın da s&ouml;ylediği gibi aslında bu tasarı bizim i&ccedil;in yok h&uuml;km&uuml;ndedir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bunun akılla, izanla, mantıkla anlatılabilmesi veya anlaşılabilmesi m&uuml;mk&uuml;n değildir. Biz bu tasarının Fransız Anayasa Mahkemesi nden d&ouml;neceği inancındayız. Ama Fransa Anayasa Mahkemesi ne gidebilmesi i&ccedil;in Fransız Senatosu nda gerekli imzaların toplanması lazım. &Uuml;mit ediyoruz ki buradaki Davos oksijenini alan Fransızlar biraz daha aklı selime yaklaşırlar ve Fransız Senatosu ndaki dostlarını o başvuruya imza koymaya ikna ederler.&Ouml;zlem Dalga : &ndash; Fransa da Anayasa Komisyonu nun bunu iptal edebilmesi i&ccedil;in 60 oya ihtiya&ccedil; var zannedersem. Bu 60 oya ulaşılabilecek mi? Ne dersiniz?Egemen Bağış : &ndash; Bakalım arkadaşlar o konuda şu an &ccedil;alışıyorlar. Yani arkadaşlar derken Fransız Senatosu ndaki aklı selim Fransız arkadaşlar. Fransa nın değerlerini &ouml;nemseyen arkadaşlar, Fransız ihtilalinin değerlerini, kurucuları arasında Fransa nın yer aldığı AB nin değerlerini &ouml;nemseyen Fransız siyasiler bu imzaları toplamaya &ccedil;alışıyorlar. Ama &ouml;te yandan da bu imzaların toplanmasını engellemeye &ccedil;alışan, mayıs ayındaki se&ccedil;ime odaklanmış bir siyasi mekanizma var. Onlar da denize d&uuml;şt&uuml;m yılana sarılırım yaklaşımıyla bir yandan Ermeni oylarını devşirmeye &ccedil;alışıyorlar, &ouml;te yandan aşırı sağların oylarını merkez sağa devşirmeye &ccedil;alışıyorlar. Tamamen bir istismar projesi aslında. Bu tasarının ne T&uuml;rkiye ile alakası var ne Ermenistan ile alakası var ne de Fransa ile alakası var. Bu tamamen mayıs ayındaki se&ccedil;imlere y&ouml;nelik bir istismar &ccedil;abası.&Ouml;zlem Dalga : &ndash; Peki Davos da Fransız delegasyonu kuvvetli dedik. Burada Fransız yetkililer ile g&ouml;r&uuml;şmeniz olacak mı ?Egemen Bağış : &ndash; Resmi yetkililerle g&ouml;r&uuml;şmemiz olmayacak ama panellerde soru sorabiliyorlar. Aynı panellerde birlikte olduğumuz Fransızlar olabiliyor. &Ouml;zellikle Fransız işadamları ki onlar bu işin en &ccedil;ok hassasiyetini taşıyorlar &ccedil;&uuml;nk&uuml; T&uuml;rkiye gibi 74 milyonluk bir pazarı kaybetmek istemiyorlar. Daha da &ouml;nemlisi T&uuml;rkiye &uuml;zerinden ulaşabilecekleri 1.5 milyarlık daha b&uuml;y&uuml;k bir pazarı kaybetmeyi hi&ccedil; ama hi&ccedil; istemiyorlar. T&uuml;rkiye nin de potansiyelinin farkındalar. Bakın bu yıl i&ccedil;erisinde yani ge&ccedil;tiğimiz yıl 2011 i&ccedil;erisinde &uuml;lkemize gelen k&uuml;resel sermayenin % 92 si AB &uuml;yesi &uuml;lkelerden geldi. Buna Fransa da dahil. Fransızlar, Avrupalılar T&uuml;rkiye nin &ouml;neminin farkındalar. Sadece Fransa daki siyasiler bu istismarı y&uuml;r&uuml;t&uuml;rken, aslında Fransız ekonomi &ccedil;evreleri, iş d&uuml;nyasının karar mercileri T&uuml;rkiye nin potansiyelinin farkındalar. T&uuml;rkiye nin gen&ccedil; ve dinamik n&uuml;fusunun farkındalar. T&uuml;rkiye nin enerji kaynaklarına ulaşabilme konusundaki coğrafi &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n farkındalar. T&uuml;rkiye nin o birikimiyle Avrupa nın sorunlarını &ccedil;&ouml;zebilecek kilit bir &uuml;lke olduğunun farkındalar. İşte en son Sn. Sarkozy ve Sn. Cameron Libya ya gittiklerinde 300 kişiye hitap ettiler. İki g&uuml;n sonra Sayın Başbakanımız gittiğinde 25 bin kişiye hitap etti. O da o coğrafyada yani yatırıma &ccedil;ok ihtiya&ccedil; duyan, yeniden yapılmaya ihtiya&ccedil; duyan, Avrupa nın da T&uuml;rkiye nin de teknolojisini paylaşabileceği coğrafyalarda T&uuml;rkiye nin ağırlığının farkındalar. Onun i&ccedil;in o firmalar T&uuml;rkiye ile ilişkileri d&uuml;zeltmek istiyorlar. Zannediyorum Avrupalı &ouml;zellikle Fransız siyasiler &uuml;zerinde bunların etkilerini g&ouml;receğiz.&Ouml;zlem Dalga : &ndash; 11 milyar dolarlık bir ticaret hacmimiz var Fransa ile. Gelişmeler ekonomi tarafını negatif etkileyecek gibi g&ouml;z&uuml;k&uuml;yor. Bizim taraftan boykotlar başlamış , nasıl değerlendiriyorsunuz ?Egemen Bağış : &ndash; Bizim vatandaşımız duygusaldır. Hatırlarsınız ge&ccedil;mişte de ter&ouml;rist başına bir &uuml;lke ev sahipliği yaparken bizim vatandaşlarımız sokaklarda ceketlerini yakmıştı. Sokaklara o &uuml;lkenin şaraplarını d&ouml;km&uuml;şt&uuml;. Yani Fransız işadamları o g&uuml;nleri unutmamıştır. &Ccedil;ok değil bu 10 &ndash; 15 yıl evvel yaşanan olaylardı. Bug&uuml;n Fransız mam&uuml;llerine karşı da b&ouml;yle bir reaksiyon olabilir. Benim vatandaşlarımdan bir ricam var; T&uuml;rkiye de T&uuml;rk iş&ccedil;isinin emeği ile, T&uuml;rk yatırımcısının ortaklığı ile &uuml;retilen Fransız menşeili markalarla, Fransa dan &uuml;lkemize ithal edilen markalar arasında ayrımı yapmayı benim vatandaşlarım bilirler. Yani T&uuml;rkiye de &uuml;retilen, bizim vatandaşımıza istihdam sağlayan, bizim &uuml;lkemize vergi &ouml;deyen bir firma ile tutup da Fransa dan getirip satıp bizim paramızla bize hakaret etmeye kalkanlar arasındaki ayrımı bizim vatandaşlarımız zaten yapacaktır. O hassasiyeti g&ouml;zetmelerini &ouml;zellikle rica ediyorum.&Ouml;zlem Dalga : &ndash; Fransa bu konuyu AB platformuna taşırsa tepkiniz ne olacak ?Egemen Bağış : &ndash; Anlatırız. Biz bu konuda hem haklıyız hem g&uuml;&ccedil;l&uuml;y&uuml;z. AB platformlarında da bu konuyu diklenmeden ama dik durarak &ccedil;ok net bir şekilde anlatırız. Avrupa Birliği &uuml;yesi &uuml;lkeler i&ccedil;erisinde de b&uuml;y&uuml;k &ccedil;oğunluk aynı Fransız tutumu i&ccedil;erisine d&uuml;şerse, onlar da bir akıl tutulması i&ccedil;ine d&uuml;şerlerse o zaman zaten krizin ne kadar derin olduğu anlaşılır. Ama bir &ccedil;ok AB &uuml;yesi &uuml;lkelerde T&uuml;rkiye nin bu konuda haklı olduğuna dair hatta bir &ccedil;ok benim burada g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;m Fransız işadamlarından bile T&uuml;rkiye nin bu konuda ne kadar makul olduğuna y&ouml;nelik mesajlar geliyor.&Ouml;zlem Dalga : &ndash; AB fasıllarında 2012 takvimi nasıl olacak ?Egemen Bağış : &ndash; 2012 zor bir yıl olacak. 2011 de de zorlandık biliyorsunuz. 2012 de zor olacak ama şu Fransız se&ccedil;imleri ardından Rum d&ouml;nem başkanlığının, işte başkanlığı gibi 2012 ger&ccedil;ekten T&uuml;rk &ndash; AB ilişkileri a&ccedil;ısından sıkıntılı bir hale getirebilecek bir d&ouml;neme girdik. Ama bunlar bizi hi&ccedil;bir şekilde havlu atmaya y&ouml;nlendirmez T&uuml;rkiye olarak biz g&uuml;c&uuml;m&uuml;z&uuml;n farkındayız , başkalarının da bizim g&uuml;c&uuml;m&uuml;z&uuml;n farkına varacaklarına inanıyoruz. &Ouml;zellikle Kıbrıs da tarafların bir &ccedil;&ouml;z&uuml;me ulaşmaları halinde biz Birleşik Kıbrıs Devleti ile &ccedil;ok &ouml;nemli başarıları birlikte ger&ccedil;ekleştirebiliriz. Ama eğer taraflar uzlaşamaz ise ve 500 milyonluk Avrupa nın d&ouml;nem başkanlığını bir yarım devletin &uuml;stlenmesi konumunda, aynı bizim 23 Nisan da b&uuml;y&uuml;klerinin koltuklarına oturan &ccedil;ocuklar misali Rum d&ouml;nem başkanlığının ge&ccedil;ici hevesini almasını bekleriz. Ondan sonra işimize g&uuml;c&uuml;m&uuml;ze d&ouml;neriz.&Ouml;zlem Dalga : &ndash; Ban Ki-moon ile Davos ta g&ouml;r&uuml;şecek misiniz ? Ban Ki-moon ile g&ouml;r&uuml;şmelerde umutlu musunuz Kıbrıs konusunda ?Egemen Bağış : &ndash; Ben, Ban Ki-moon ile Davos ta g&ouml;r&uuml;şme konusunda &ccedil;ok ısrarlı değilim. Ban Ki-moon un g&ouml;r&uuml;şmesi gereken Sayın Eroğlu ve Sayın Hristofyas. &Ouml;nce Sayın Ban Ki-moon kendi işini bitirsin, tamamlasın ondan sonra eğer T&uuml;rkiye nin bu konuda devreye girmesi gerekirse zaten gireriz.

Bağış: Avrupa'ya "kuyruğunuzu dik tutun" dedik

AB Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış Davos'ta Bloomberg HT'nin sorularını yanıtladı

Öne Çıkanlar