Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Başbakan Yrd. Kaynak: Galatasaray'a yazık ederler

Başbakan Yrd. Kaynak: Galatasaray'a yazık ederler

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak Hakan Şükür'ün Galatasaray Kulübü'nden ihraç edilmeme kararını eleştirdi

Giriş: 26 Mart 2017, Pazar 10:35
Güncelleme: 26 Mart 2017, Pazar 11:19

Başbakan Yardımcısı Veysi Kaynak, Galatasaray'ın (GS) Hakan Şükür ve Arif Erdem'i üyelikten ihraç etmemesine ilişkin, GS'nin tartışılacak bir karara imza atmasının asla kabullenilemeyeceğini belirterek, "Orada üyelikten ihraç edilmesine karar verilenler var. Onların FETÖ ile olan bağlantısı Hakan Şükür kadar asla değil. Hakan Şükür, o camianın, o hareketin sembol isimlerinden biri olmuştur. Eğer Hakan Şükür'ün ihracını uygun görmemişlerse diğerlerine yazık etmişler. Galatasaray, milletimizin her kesimini, her siyasi rengi derinden yaralayan ve hala travmasını atlatmaya çalıştığımız 15 Temmuz'dan sonra bu isimlere sahip çıkıyorsa Galatasaray'a yazık ederler, asırlık kulübümüze yazık ederler." dedi.

Kaynak, CNN Türk'te katıldığı "Hafta Sonu" adlı programda, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Galatasaray'da Arif Erdem ve Hakan Şükür'ün üyelikten ihraç edilmemesine ilişkin görüşü sorulan Kaynak, Galatasaray'ın UEFA Şampiyonluğu ile sadece Türkiye'deki vatandaşların değil, Türkiye dışında hem soydaşların, hem İslam dünyasında Türkiye'ye sempati duyan herkesin takımı olduğunu söyledi.

Galatasaray'ın bu kimliğini muhafaza etmesi gerektiğini ifade eden Kaynak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hakan Şükür, FETÖ'ye olan sempatisini asla inkar etmeyen, zaten bu sebeple de yurt dışında olan. Babası dahil birçok çevresinin yargılandığı, mal varlıklarına el konulan bir şahıs. Bütün deliller bu kadar ortadayken, Galatasaray gibi bir takım, parantez içinde söyleyeyim ben Galatasaray taraftarı değilim ama Galatasaray'ın bütün Avrupa maçlarında tabii Galatasaray taraftarıyım, Galatasaray'ın kendisinin böyle tartışılacak bir karara imza atması asla kabullenilemez. Orada üyelikten ihraç edilmesine karar verilenler var. Onların FETÖ ile olan bağlantısı, Hakan Şükür kadar asla değil. Hakan Şükür, o camianın, o hareketin sembol isimlerinden biri olmuştur.

Eğer Hakan Şükür'ün ihracını uygun görmemişlerse, diğerlerine yazık etmişler. Ama Galatasaray, milletimizin her kesimini, her siyasi rengi, derinden yaralayan ve hala travmasını atlatmaya çalıştığımız 15 Temmuz'dan sonra bu isimlere sahip çıkıyorsa, Galatasaray'a, asırlık kulübümüze yazık ederler. Neticesinde Galatasaray, kendisine yönelik bu sempatiyi kaybeder diye endişe ediyorum."

- "Erdoğan ile FETÖ arasında bir mücadeleymiş gibi bir zemine çekilmeye çalışılıyor"

Bu kararın, böyle bir sonucun neden çıktığına yönelik tahmini sorulan Kaynak, "Benim tahminim yok. Çok yeni bir havadis. Ben de dün Kahramanmaraş'taydım. O bölgede çok programlar yaptık. Belki bugün biraz detay öğrenebiliriz ama şundan olabilir diye tahmin ediyorum. Hakan Şükür Galatasaray ile özdeşleşmiş bir isimdi. Hakan Şükür üzerinden Galatasaray'ı maalesef FETÖ ile özdeşleştirme tehlikesine düşmüştür Galatasaray. İkinci hadise şu, 15 Temmuz'da içinde bulunduğumuz stüdyo bile basıldı. Darbeciler, Türkiye'nin her tarafına saldırdılar, her renge saldırdılar, her siyasi görüşe saldırdılar ama sonradan geldiğimiz safha sanki sadece bu Recep Tayyip Erdoğan ile FETÖ arasında bir mücadeleymiş gibi bir zemine çekilmeye çalışılıyor birileri tarafından, bir yerler tarafından. Galatasaray belki de bu aldanmışlığa düşmüştür. Tabii camianın tamamını kast etmiyorum, üyelik ihracına red oyu verenleri kast ediyorum." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı Kaynak, Türkiye sınırları dışında da özellikle İslam dünyasında ve Türki Cumhuriyetlerde Galatasaray'ın çok büyük bir taraftar kitlesi bulunduğunu dile getirerek, "Avrupa'da UEFA Şampiyonluğu Galatasaray'ı böyle bir şeye yükseltti, yazık oldu." dedi.

- İsviçre'de Erdoğan'ı hedef alan gösteri

İsviçre'nin Bern kentinde PKK/YPG'nin de aralarında bulunduğu gruplar tarafından düzenlenen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı hedef alan mitinge ilişkin görüşü sorulan Kaynak, şu yanıtı verdi:

"Dün web sayfalarınızdan baktım, sizin grup onu gölgeleyerek vermişti. Siz de görüntüyü burada göstermeyi uygun bulmadınız. Bu, Avrupa'nın çok önemli ve çok önemli bir akıl tutulması yaşadığını gösteriyor. Türkiye gibi demokrasisi olan hem de bu demokrasisini kökleştirmiş olan bir devlet var. Avrupa'nın zaten terör örgütü olarak tanımladığı bir örgüt var, bu örgütün programına izin veriyorlar. Ancak o fotoğrafta Cumhurbaşkanımızın şakağına silah dayanmasının dışında, altındaki yazı da çok ürkütücü 'Tayyip Erdoğan'ı öldürün'. Avrupa'nın değerleri bunlar mı? Avrupa'nın ortasında İsviçre gibi dünyanın hemen hemen her tarafının ortaklaşa kullanılabileceği bir serbest bölge adeta biliyorsunuz BM'nin en önemli merkezi Cenevre. New York'tan daha fazla Cenevre'de BM'nin çalışanı var. Böyle bir yerde, küçük bir pankart falan da değil kocaman bir afiş sahneyi süslüyor. Onun önünde Apo'nun posterleri ile terör örgütlerinin liderlerinin posterleri, böyle bir mitinge izin veriliyor.

Bu tamamen terörü teşviktir. Bundan daha önemli bir suç delili olamaz. Tabii sadece orada da olmadı. Almanya'da da maalesef terör örgütünün pankartlarıyla, terör örgütünün liderlerinin posterleriyle mitingler yapıldı. Belçika'da da zaten yapılıyor. Avrupa Parlamentosu'nun kendi içinde yapılmasına izin verildikten sonra olayın vahametini düşünmemiz gerekir."

- "İslamofobi, Türkofobiyaya dönüştü"

Avrupa Birliği'nin Türkiye'nin 1963'te ilk müracaatını yaptığı bir kuruluş olduğunu ve Türkiye'de bütün hükümetlerin bu hususta samimiyetle gayret ettiğini belirten Kaynak, şunları söyledi:

"Ama sanki Avrupa kendi içindeki çözülmeyi bir başka düşman yaratarak, o düşman algısı üzerinden kendi meselelerini halletmeye çalışıyor gibi bir kanaate varıyorum. Bir düşman oluşturun, o da Türkiye maalesef. İslam karşıtlığının da önüne geçti. İslamofobi, Türkofobiyaya dönüştü. Avrupa kendi içindeki büyük ekonomik daralmanın ve sosyal problemlerinin çözümünü, bir Türkiye düşmanlığı algısı oluşturmak, bunu Cumhurbaşkanımızın şahsında sembolize etmek, insanlarını konsolide etmek gibi bir hataya düşüyor. Bu hata Avrupa'yı Ortaçağ'ın karanlık dehlizlerine geri götürür. Avrupa aslında onu düşünmelidir. İktidarlar gelip geçicidir ama Avrupa'nın o değerleri, demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, ifade özgürlüğü... Bütün bu değerleri muhafaza etmelidir. Yoksa Merkel gider bir başkası gelir, o gider bir başkası gelir ama Avrupa bu değerlerini kaybettiği taktirde çok kaotik bir döneme girer."

AA