HABERLER ABONE OL

ABD seçimlerine geri sayım devam ederken, ABD kamuoyunda adaylara yönelik eğilimler de netleşiyor.

ABD seçimleri için birçok kurum anket gerçekleştirirken, Real Clear Politics aralarında New York Times ve Wall Street Journal'ın gerçekleştirdiği anketler olmak üzere birçok anketten örneklem alıyor ve bunun ortalamasını gün gün yayınlıyor.

Bloomberg'in de dikkate aldığı anket ortalamaları küresel piyasa aktörleri tarafından da yakından takip ediliyor.

İşte Real Clear Politics'e göre ABD seçim anketlerinde son tablo...

Seçim anketlerinden öne çıkan detaylar

14 Eylül: Harris istikrarlı, Trump ivme kaybediyor

ABD'de iki başkan adayını karşı karşıya getiren TV münazarasında Trump'ın olumsuz performansı seçim anketlerine de yansımaya başladı.

Real Clear Politics'in ülkede yapılan farklı anketlerden derlediği ortalamalara göre Trump'ın oy oranı yüzde 47'nin altına geriledi. Harris'in oy oranı ise yüzde 48,5'in üzerine çıktı. Trump münazaradan önce Harris ile arasındaki makası kapatma eğilimindeydi. Ancak münazara sonrasında tablo değişti ve iki aday arasındaki makas Harris lehine yeniden açılmaya başladı.

10 Eylül: İki aday arasındaki fark yaklaşık 1 ayın en düşük seviyesinde

ABD kamuoyu, ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris'in aday olarak rakibi Donald Trump karşısında çıkacağı tarihi TV münazarasını bekliyor. Harris'in münazaraya yoğun bir şekilde hazırlandığı belirtilirken, Donald Trump'ın da farklı konu başlıklarında rakibini sıkıştıracağı ifade ediliyor.

Kamuoyu münazarayı beklerken Real Clear Politics'in farklı anketlerin sonuçlarından çıkardığı ortalamalara göre iki aday arasındaki makas da Trump lehine kapanıyor. 9 Eylül itibariyle son sonuçlara göre Harris'in oy oranı yüzde 48,4 seviyesinde, Trump'ın ise yüzde 47,2 seviyesinde görülüyor. Söz konusu veri setinin tarihine bakıldığında aradaki 1,2 puanlık farkın 17 Ağustos tarihinden bu yana en düşük fark olduğu izleniyor.

8 Eylül: Trump, NYT anketinde Harris’in önüne geçti

NYT-Siena College tarafından yapılan Kasım ayındaki başkanlık seçimlerine yönelik ankete göre eski ABD Başkanı Donald Trump yüzde 47’ye karşı yüzde 48 oranında destekle ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in önünde gidiyor. Ankete 3-6 Eylül tarihleri arasında 1.695 kayıtlı seçmen katılırken, hata payı dahilinde olsa da bu sonuç, Harris’in destek dalgasının durmuş olabileceğini ve salı günkü kritik münazara öncesinde Trump’ın direncini koruduğunu gösterdi. Ankete göre kayıtlı seçmenlerin yüzde 56’sı Trump’ın ekonomiyi daha iyi idare edeceğini düşünürken, seçmenlerin yüzde 51’i mevcut ekonomik koşulları kötü olarak değerlendirdi.

29 Ağustos: Ipsos'un anketinde Harris önde

ABD'de 5 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimleri için geri sayım sürerken, Reuters ile Ipsos'un son bir haftada yaptığı anket, Demokrat Parti Kongresi'nde ivme yakalayan Harris'in bu enerjiyi sürdürdüğü şeklinde yorumlandı.

Ankete göre Harris, ülke genelinde yüzde 45 oy oranına ulaşırken, rakibi Trump ise yüzde 41 düzeyinde kaldı.

Temmuz ayında yapılan ankette Trump'la neredeyse aynı oy oranına sahip gözüken Harris'in bu sürede özellikle kadın ve Latin Amerika kökenli seçmenler arasındaki desteğini artırdığı belirtildi.

Buna göre Harris, kadınlar ve Latin Amerika kökenli seçmenler arasında Trump'ın 13 puan önünde yüzde 49 seviyesinde bir desteği yakalamış gözüküyor.

Trump'ın ise beyaz Amerikalılar ve erkek seçmenler arasındaki desteğinin Harris'in önünde olduğuna dikkati çekildi.

10 Ağustos: Harris 'salıncak eyaletler'de Trump'ı geride bıraktı

New York Times ile Siena College, 5 Kasım'da yapılacak başkanlık seçimlerine ilişkin, sonuçları belirleyecek kararsız seçmenlerin bulunduğu "salıncak eyaletler"den Michigan, Wisconsin ve Pensilvanya'da anket yürüttü.

5-9 Ağustos'ta yapılan anketin sonuçları, söz konusu eyaletlerde Demokrat aday Kamala Harris'in yüzde 50 oyla, Cumhuriyetçi rakibi Donald Trump'ın yaklaşık 4 puan önünde olduğunu gösterdi.

The Hill gazetesi ve Emerson College tarafından 26 Temmuz'da yayımlanan anketin sonuçları ise başka bir senaryoyu ortaya koymuştu.

Arizona, Georgia, Michigan, Pensilvanya ve Wisconsin eyaletlerinde, Harris'in beş "salıncak eyaletin" dördünde Trump'ın hemen gerisinden geldiğinin görüldüğü ankette, bir eyalette ise iki ismin eşit durumda olduğu ortaya konmuştu.

ABD'de seçime giderken kritik kilometre taşları

11 Eylül: Trump ile Harris'in ilk düellosunda baskın olan taraf Harris oldu

ABD’de Kasım ayında gerçekleştirilecek başkanlık seçiminde yarışacak iki aday, eski ABD Başkanı Donald Trump ve mevcut Başkan Yardımcısı Kamala Harris televizyonda yayınlanan bir münazarada karşı karşıya geldi.

Tartışmanın ilk bölümleri ekonomi ve göçmenlik konularına odaklanırken Trump, Harris’e sınırın güvenli olmaması üzerinden yüklendi ve Demokratlar kazanırsa göçmenlerin ABD’deki kasabaları istila edeceği uyarısında bulundu.

Harris ise gündeminin “Amerika’nın orta sınıfını ve çalışan insanlarını ayağa kaldırmak” olduğunu söyledi. Başkan Yardımcısı yeni konut alacaklara ipotek yardımı sunma ve küçük işletmeler için bir teşvik sağlama planlarına dikkat çekerken, Trump’ın gümrük tarifelerini eleştirdi.

Harris, Biden ile birlikte “Donald Trump’ın pisliğini temizlemek” zorunda kaldıklarını söyleyerek yönetimin ekonomi konusundaki çabalarını savundu. Trump, “Gümrük vergilerim vardı ama enflasyonum yoktu,” diyerek karşı çıktı.

Sonuç olarak ise münazara, ABD Başkanı Joe Biden’ın başarısız bir performans sergilediği ve nihayetinde başkanlık yarışından çekilmesine ve Harris’i Demokratların yeni adayı olarak desteklemesine neden olan Haziran ayındaki münazara ile tam tersi bir şekilde sonuçlandı. Trump’ın destekçileri moderatörleri eleştirirken, bahis platformları Harris’in seçimi kazanma ihtimalinin arttığına işaret etti.

23 Ağustos: Demokrat Parti Kongresi’nde Harris rüzgarı

ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris, Chicago kentindeki Demokrat Parti Kongresi'nde (DNC) 47. ABD Başkanlığı için resmen adaylığı kabul etmişti.

Harris, konuşmasını Trump karşıtlığı üzerine kurgulayarak ülkenin Trump dönemine geri dönmeyeceği vurgusunu yapmıştı. Demokrat Parti Kongresi'nde 20 bin Demokrat seçmenin doldurduğu salona hitap eden Harris, Demokrat Parti delegelerinin kendisini başkan adayı göstermesini resmen kabul ederek ABD'nin ilk siyahi kadın başkan adayı oldu.

ABD'de göçmen bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldiğini ifade edip, konuşmasına kendi hikayesini anlatarak başlayan Harris, ABD'nin fırsatlar ülkesi olmaya devam edeceğini vurgulamıştı. Trump'ın kürtaj, eğitim ve sınır güvenliği konusundaki politikalarını eleştiren Demokrat başkan adayı, eski başkanın 6 Ocak 2021 kongre baskınındaki rolüne dikkati çekmişti.

Trump'ın, Başkan Barack Obama döneminde getirilen sosyal güvenlik sistemini sonlandırmasına izin vermeyeceklerini aktaran Harris, ekonomi politikası olarak da ABD'de orta sınıfın güçlenmesi için çalışacaklarını belirtmişti.

21 Temmuz: Biden çekildi, Harris sahnede

ABD Başkanı Joe Biden, 5 Kasım'da gerçekleşecek seçimler için adaylıktan çekildiğini duyurmuştu. Biden, seçim yarışından çekildikten sonra Başkan Yardımcısı Kamala Harris'i aday olarak onayladığını ve desteklediğini bilmişti.

Trump, Biden'ın seçim yarışından çekildiğini duyurmasının ardından Social Truth adlı sosyal medya hesabından açıklama yapmıştı. Biden'ın 2020'de "yalanlar ve yalan haberler" sayesinde başkanlığı kazandığını belirten Trump, doktoru ve çevresindekilerin Biden'ın başkan olmayacağını bildiğini ifade etmişti. Trump, "Biden hiç Başkan olmamalıydı." ifadesini kullanarak Biden'ın başkanlığı döneminde ülkenin büyük zarar gördüğünü savunmuştu. "Biden, başkanlık için aday olmaya hiçbir zaman uygun değildi ve durumu başkanlığa devam etmeye de uygun değil." ifadesine yer veren Trump, Biden'ın başkanlığının ülkeye verdiği hasarı hızlıca "tamir edeceğini" kaydetmişti.

Biden, seçim yarışından çekildikten sonra Başkan Yardımcısı Kamala Harris'i aday olarak onayladığını duyurmasından sonra Harris ilk açıklamasını yapmıştı.

Harris’in ilk cümleleri, "Başkan Biden, özverili ve vatansever bir şekilde tüm hayatı boyunca ne yaptıysa onu yapmaya devam ediyor: Amerika'yı ve halkını her şeyden üstün tutuyor." oldu. Harris, Başkan'ın onayı ve desteğini almış olmaktan gurur duyduğunu vurgulayarak, "Adaylığı hak etme ve kazanma niyetindeyim." ifadelerini kullanmıştı.

14 Temmuz: Trump'a suikast düzenlendi

Cumhuriyetçi Partiden başkanlık için yarışan eski ABD Başkanı Trump, Pensilvanya'daki mitingde kürsüden destekçilerine hitap ettiği sırada silahlı saldırıya uğramıştı. Sağ kulağından yaralanan Trump'ın sağlık durumunun iyi olduğu bildirilmişti.

Saldırıda mitinge katılan 1 kişi ölmüş, 2 kişi yaralanmıştı. ABD Gizli Servisi, miting alanının dışındaki yüksek bir yerden kürsünün bulunduğu noktaya birçok kez ateş eden zanlının etkisiz hale getirildiğini açıklamıştı. ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI), saldırıyı suikast girişimi olarak tanımlamıştı. FBI, incelemelerin ardından suikast girişiminde bulunan ve olay mahallinde öldürülen kişinin 20 yaşındaki Thomas Matthew Crooks olduğunu açıklamıştı.

27 Haziran: Biden'ın felaket münazara performansı

ABD Başkanı Joe Biden ve eski başkan Donald Trump, Kasım ayında yapılacak seçimler için televizyondaki ilk tartışmalarını gerçekleştirmişti.

Atlanta'daki CNN Başkanlık Tartışması'nda iki aday, yaklaşık dört yıl sonra ilk kez, seçmenleri kendilerine oy vermeye ikna etmek üzere bir araya gelmişti. Biden'ın 90 dakika süren tartışma boyunca zaman zaman düşüncelerini toparlayamaması ve bazı noktalarda söylediklerinin anlaşılmaması Demokratlarda kaygıya yol açmıştı.

ABD'nin Wisconsin eyaletinde yayın yapan "The Earl Ingram Show" radyo programına konuk olan Biden, 27 Haziran gecesi yapılan canlı yayın münazarasındaki performansını değerlendirmiş ve adaylıktan çekileceği yönündeki spekülasyonlara cevap vermişti. Biden, Trump ile karşılaştığı münazarada kötü performans gösterdiğini kabul ederek, "Berbat bir gece geçirdim. Çuvalladım ve hata yaptım. Bu sadece sahnede 90 dakikalık bir şey, 3,5 yılda ne yaptığıma bakın" demişti.

ABD seçimleri için bilmeniz gerekenler...

Seçim prosedürleri, kuralları

ABD 60. başkanlık seçimlerine hazırlanıyor. Seçimler 5 Kasım 2024 tarihinde gerçekleştirilecek. ABD'de farklı bir seçim sistemi bulunuyor. ABD'de sandığa giden seçmenler başkanı seçme yetkisine sahip üst kademe seçmenleri belirliyor. Bu seçmenlerin tercihi de ABD başkanının isminin ortaya çıkmasını sağlıyor.

ABD'nin ilgili mevzuatına göre bir kişinin başkan seçilebilmesi için 34 yaşından büyük ve en az 14 yıldır Amerika Birleşik Devletleri’nde ikamet ediyor olması gerekiyor.

Düzenlemelere göre bir kişinin iki defadan fazla başkan seçilmesinin de önüne geçiliyor. Ana parti adayları, partinin ulusal kurultayında adayı seçecek delegeleri belirleyen bir dizi ön seçim yoluyla adaylıklarını ilan ediyor.

Her partinin ulusal kurultayı aynı zamanda bir başkan yardımcısı seçiyor. Başkan adayı genellikle, delegeler tarafından onaylanmış bir aday adayı seçiyor. Eğer adayların hiçbiri delege oylarında üstünlük kuramazsa ya da partinin muhtemel adayı ön seçimler ve kurultay arasındaki süreçte yarıştan çekilirse, bir uzlaşma kurultayı düzenlenebiliyor.

Kasım’da gerçekleşecek seçim ise seçmenlerin Seçim Kurulu üyeleri için oy kullandığı dolaylı bir seçim olacak. Bu seçmenler daha sonra doğrudan başkan ve başkan yardımcısını seçecek.

Trump, Amerikan tarihinde iki kez görevden alınmayla karşı karşıya kalan ve tekrar aday olan ilk başkan. Trump için ilk olarak Aralık 2019'da Demokratların kontrolündeki Temsilciler Meclisi'nden görevden alınma kararı çıkmıştı. İkinci olarak da Ocak 2021'de ABD Kongre Binası'na yönelik yapılan saldırıyla ilgili benzer durum oluşmuştu. Fakat iki kararda Senato'da takılmıştı.

Colorado Yüksek Mahkemesi, Illinois Temyiz Mahkemesi ve Maine Eyalet Sekreteri Trump'ın Kongre Binası saldırısındaki rolü nedeniyle göreve uygun olmadığına karar vermiş ve bu nedenle oy pusulasında yer almasını engellemeye çalıştı. Fakat bu girişimler başarısız oldu. Mart 2024'te Amerika Birleşik Devletleri Yüksek Mahkemesi oybirliğiyle eyaletlerin ulusal bir seçim için uygunluğu belirleyemeyeceğine karar verdi.

Seçim haritası: 2020 nüfus sayımının etkileri

2024 seçimleri, 2020 ABD nüfus sayımıyla birlikte ABD Seçiciler Kurulu'nda oyların yeniden paylaştırılmasından sonra gerçekleşecek ilk başkanlık seçimi olacak. Düşük bir ihtimal de olsa 2020'nin eyalet sonuçları 2024'te aynı kalırsa Demokratlar, Cumhuriyetçilerin 235'ine karşı 303 seçim oyuna sahip olacak gibi görünüyor.

Bu durum Biden’ın 306 ve Trump'ın 232'lik oylarında küçük de olsa bir değişiklik yaratabilir. Her hâlükârda Demokratların net 3 seçim bölgesi kaybettiği belirtiliyor. 2024 oy paylaştırmaları, 2028 seçimlerini de etkileyecek ve 2030 nüfus sayımına kadar da geçerliliğini sürdürecek.

Seçimin kilidi: Salıncak eyaletler

Çoğu eyalet, demografik yapıları nedeniyle belirli bir partiye sıkı sıkıya bağlı olduğundan, salıncak eyalet statüsünde değil.

Seçiciler Kurulu’nun doğası gereği, başkanlığı kazanmak için kritik öneme sahip sınırlı sayıda salıncak eyalet bulunuyor. Bu eyaletler arasında Wisconsin, Michigan, Pennsylvania, Arizona, Georgia, Nevada ve Kuzey Carolina yer alıyor.

Demokrat başkan adayları özellikle siyahi seçmen grubuna, üniversite mezunlarına ve büyük şehir sakinlerine ev sahipliği yapan 'mavi eyaletlerde' önemli bir destek buluyor.

1970'lerden bu yana bazı işçi sınıfı seçmenler, Demokratların kültürel konularda sola kaymasıyla Cumhuriyetçi adaylara yöneldi. Geleneksel Cumhuriyetçi koalisyonun "kırmızı eyaletler"deki bileşeni ise genellikle kırsal beyaz seçmenler, muhafazakarlar, yaşlılar ve üniversite mezunu olmayan seçmenlerden oluşuyor.

Cumhuriyetçiler, 1950'lerden itibaren orta sınıf seçmenlerle iyi performans göstermişken bu grup son zamanlarda Make America Great Again hareketinin yükselişi nedeniyle Cumhuriyetçilerden uzaklaştı.

Bu eğilimin hızlanması, 2020 başkanlık seçimlerinde Demokrat Joe Biden'ın zaferinde etkili oldu; Cumhuriyetçi aday Donald Trump, banliyölerde tarihsel olarak düşük bir performans sergiledi.

Advertisement