Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Cari dengede Avrupa riski

Cari dengede Avrupa riski

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Bölgesel Başekonomisti Roger Kelly, Avrupa'da talebin gerilemesinin, Türkiye'ye ilişkin 2022 ve 2023 büyüme beklentileri için aşağı yönlü bir risk oluşturduğunu söyledi. Kelly, Türk bankalarının sendikasyon performansına ilişkin olarak da çevirme oranlarının düşük kalmasının Türkiye'de cari açığın finansmanı üzerinde baskı oluşturabileceğine dikkat çekti.

Giriş: 09 Kasım 2022, Çarşamba 15:46
Güncelleme: 09 Kasım 2022, Çarşamba 15:46

SELÇUK OKTAY

Türkiye'nin en büyük ihracat pazarı Avrupa'da ekonomik göstergeler olumsuz bir tabloya işaret ederken, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) Bölgesel Başekonomisti Roger Kelly'ye göre söz konusu durum Türkiye ekonomisi için de önemli risklere işaret ediyor.

Bloomberg HT'nin sorularını yanıtlayan Kelly, Avrupa'da kayda değer bir yavaşlamanın Türkiye'nin büyümesi üzerinde önemli bir etkisi olacağını belirtti. Kelly, Avrupa'da talebin zayıflamasının EBRD'nin Türkiye'ye ilişkin bu yıl ve gelecek yıla ilişkin büyüme beklentileri için de aşağı yönlü risklere işaret ettiğini ifade etti.

Kelly, "Daha geniş bir makroekonomik pencereden bakılırsa, zayıflayan ihracat tarihi yüksek seviyelerde seyreden dış ticaret açığıyla ilgili bir baskı yaratacak ve cari açığın genişlemesine neden olacak. Merkez Bankası'nın ciddi biçimde sınırlı rezervleri bağlamında daha geniş cari açık, ülke risk priminin yükselmesine ve Türk lirasının baskılanmasına neden olacak" diye konuştu.

Avrupa'da salgından bu yana en kötü imalat görünümü

Avrupa'dan son gelen ekonomik göstergeleri de değerlendiren Kelly, kıtadaki durgunluğun geniş kapsamlı olacağına vurgu yaptı.

Salgın önlemlerinin kaldırılmasının ardından toparlanan hizmet sektörünün yükselen enflasyon ve yaşam maliyetlerinin artması nedeniyle yeniden zayıfladığını söyleyen Kelly, son satınalma yöneticileri endeksi göstergelerinin de Avrupa'da Şubat 2021'den bu yana en kötü imalat aktivitesine işaret ettiğini belirtti.

Türkiye'nin ihracat iklimi kötüleşiyor

Kelly'nin altını çizdiği göstergeler, Türkiye'nin ihracat iklimine ilişkin ölçümlere de yansımış durumda.

Türkiye imalat sektörünün ana ihracat pazarlarındaki faaliyet koşullarını ölçen İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi Ekim'de bozulma sinyali vermeye devam etti.

Eylül'de 48,8 olan İstanbul Sanayi Odası Türkiye İmalat Sektörü İhracat İklimi Endeksi Ekim'de 47,9’a geriledi. Böylece ihracat pazarlarında talep koşulları art arda üç ay zayıflarken Ekim'deki bozulma Kovid-19 salgınının ilk dalgasının yaşanmakta olduğu Haziran 2020’den bu yana en yüksek oranda gerçekleşti.

Endekste eşik değer olan 50’nin üzerinde ölçülen tüm rakamlar ihracat ikliminde iyileşmeye, 50’nin altındaki değerler ise bozulmaya işaret ediyor.

Ekim ayında Türk imalatçılarının ana ihracat pazarlarında talep zayıflığı genele yayılı bir görünüm sergiledi.

Avrupa’da, Türk imalatçılarının en büyük ihracat pazarı olan Almanya’nın üretimi üst üste dördüncü ay geriledi ve düşüş Eylül ayına göre hızlandı.

Birleşik Krallık, İtalya, İspanya, Hollanda, Avusturya, Yunanistan, Polonya ve Çek Cumhuriyeti’nde de ekonomik aktivite daha yüksek oranda küçüldü.

"Avrupa'da resesyon belirgin bir ihtimal"

EBRD Bölgesel Başekonomisti Roger Kelly, finansman koşulları dolayısıyla Avrupa'daki para politikasıyla ilgili sorulara ilişkin olarak Avrupa'da para politikasının 1 numaralı isminin son toplantıda şahin bir yaklaşıma sahip olduğuna işaret etti.

Gelişmiş ülkelerdeki yetkililerin enflasyon tehdidiyle mücadeleye odaklanmış göründüklerini söyleyen Kelly, son gelen Avrupa Merkez Bankası (AMB) ve Fed kararlarının bunun kanıtı olduğunu ifade etti.

Avrupa'nın daha yüksek bir enflasyona sahip olduğunu vurgulayan Kelly, Avrupa'nın Rusya-Ukrayna savaşından ABD'ye göre daha fazla etkilendiğini, bu iki unsur dolayısıyla AMB'nin Fed'e göre enflasyonla mücadele bakımından daha zor bir görevi olduğunu ifade etti.

Kelly, Avrupa'nın aynı zamanda güçlü dolar durumu ile de karşı karşıya olduğunu, bunun Euro Bölgesi'nde enflasyona ilave katkı yaptığını vurguladı. Tüm bunlara karşı hem enflasyonla mücadele edip hem de Euro Bölgesi'ni resesyona düşürmekten imtina etmenin çok zor bir görev olduğuna dikkat çeken Kelly, bu yüzden Avrupa'da resesyonun belirgin bir olasılık olduğunu ifade etti.

Türkiye'nin düşük çevrimli sendikasyon riski

Bloomberg HT'nin sorularını yanıtlayan Kelly, Türk bankacılık sektörünün sendikasyon performansına ilişkin değerlendirmelerde de bulundu.

Türkiye'de gerçekleşen sendikasyon anlaşmalarında çevrim oranlarının yüzde 60-70 seviyesinde olduğuna dikkat çeken Kelly, bu oranların önceki dönemlere göre düşük olduğunu ifade etti. Bu durumun dış borçların yüzde 30-40'nın çevrilmesi gerektiği anlamına geldiğini söyleyen Kelly bunun için de rezervlere ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

Türkiye'de bankaların 90 milyar dolar civarında oldukça güçlü likit rezervleri olduğunu, bu rezervlerin yaklaşık yarısının Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nda (TCMB) swap olarak tutulduğunu söyleyen Kelly, bankaların döviz likiditesi için bu swapları çözmeyi tercih etmeleri durumunda bunun halihazırda sınırlı olan TCMB rezervleri üzerinde baskı yaratacağını ifade etti. Kelly, bu durumun aynı zamanda cari açığın finansmanı konusunda soruların yükselmesine de neden olacağını belirtti.

Bununla birlikte Kelly pratikte bankaların döviz rezervlerinin diğer yarısının üzerinde herhangi bir ipotek bulunmadığını, dolayısıyla bankaların döviz likiditesi için TCMB'ye başvurmasının pek de olası olmadığını söyledi.

Son gelen açıklamalara göre Akbank'ın sendikasyonunda çevrim oranı yüzde 60, TEB'in yüzde 77 ve Yapı Kredi'nin de yüzde 61 seviyesinde gerçekleşmişti.