Davutoğlu: O dağlar ne olursa olsun temizlenecek
Başbakan Davutoğlu, "O dağlar o teröristlerden temizlenecek, ne olursa olsun temizlenecek" dedi
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "24 Temmuz'dan bu yana bütün güvenlik birimlerimize Türkiye'nin neresinde olursa olsun ve hangi şer mihraktan beslenirse beslensin terör örgütlerinin tümüyle tasfiyesi için kuvvetli bir siyasi iradeyle talimat verilmiştir" dedi.
Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısında, Hakkari'nin Yüksekova ilçesi Dağlıca bölgesindeki terör saldırısında şehit olan askerlere Allah'tan rahmet diledi.
Önemli coğrafyalardaki ülkelerin ve köklü tarihi birikime sahip milletlerin tarihin önemli eşiklerinde ciddi sınamalarla karşı karşıya kaldığını belirten Davutoğlu, Türkiye'nin de son dönemde çevresindeki gelişmelerle göz önünde bulundurarak, bu sınamaların en kapsamlılarından birini yaşadığını söyledi.
Bütün milletin bunun farkına vararak teröre karşı omuz omuza olması gerektiğini ifade eden Davutoğlu, şunları kaydetti:
"7 Haziran seçimlerini son derece demokratik bir şekilde yaptıktan ve bu seçimlerin neticesinde milli iradenin tecellisiyle birlikte yeni bir döneme adım atma kararlığını yaşadıktan sonra, ülkemiz bilinçli bir şekilde içeriden ve dışarıdan odakların desteklediği eş zamanlı bir terör saldırısıyla karşı karşıya kalmıştır. Her zaman vurguladığımız gibi, bu terör saldırıları karşısında, ülkemizin birliğini ve beraberliğini koruma kararlılığından hiçbir zaman tereddüt göstermedik. Bu kararlılığı en açık şekilde her zaman eylemlerimiz ve söylemimizde ortaya koyduk."
Başbakan Davutoğlu, bölücü terör örgütünün 7 Haziran seçimlerinin hemen ardından Çözüm Sürecini sona erdirdiğini ve silahlı ayaklanma dönemini başlattığına dair açıklamalarla son dönemde yaşananların ilk sinyallerini verdiğine dikkati çekerek, şöyle konuştu:
"DEAŞ terör örgütünün 20 Temmuz'da Suruç saldırısıyla başlayan ve arkasında DHKP-C'nin ve PKK terör örgütünün eş zamanlı gerçekleştirdiği olaylarla tırmanan teröre karşı açık ve kararlı bir iradeyi sergileme vakti gelmişti. 24 Temmuz'dan bu yana bütün güvenlik birimlerimize Türkiye'nin neresinde olursa olsun ve hangi şer mihraktan beslenirse beslensin, terör örgütlerinin tümüyle tasfiyesi için kuvvetli bir siyasi iradeyle talimat verilmiştir. Her şeyden önce bunun bilinmesi gerekir. Eğer zor zamanlarda kararlı bir tavır sergilenmezse nelerle karşı karşıya kalabileceğini çevremizdeki ülkelerden görebiliriz."
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin verilen talimatlar çerçevesinde 23 Temmuz'u 24 Temmuz'a bağlayan gece Suriye'nin Türkiye sınırında DEAŞ mevzilerini tamamen tasfiye ettiğini vurgulayan Davutoğlu, bununla birlikte DHKP-C, DEAŞ ve PKK bölücü terör örgütünün şehir unsurlarına karşı kapsamlı bir operasyon başlatıldığını da anımsattı.
Davutoğlu, söz konusu tarihten bugüne kadar birbirini tamamlayan adımların atıldığını bildirerek, şu bilgileri verdi:
"Her şeyden önce bölücü terör örgütünün kuzey Irak'taki lojistik kaynakları, lojistik koridorları, mühimmat depoları, barınakları, karargahları ilk üç dört gün içinde güçlü bir darbeyle tasfiye edilmiş ve arkasından o günden bu güne süre gelen hava harekatıyla da kuzey Irak'taki bölücü terör örgütünün bütün mevzilerine dönük kapsamlı ve etkin bir operasyon yürütüldü. Kuzey Irak'taki bu operasyonla eş zamanlı olarak bu sefer şehirlerimizde halkımızın huzurunu yok etmek için odak oluşturan unsurlara karşı, son dönemde Cizre'de gördüğünüz gibi kapsamlı operasyonlara başlanmış, Hakkari'de de Şemdinli ve Yüksekova'da son derece başarılı operasyonlarla terör örgütünün şehir unsurlarına karşı önemli kazanımlar elde edilmiştir."
Hakkari bağlamında kuzey Irak ile kent merkezi ve kırsalı arasında lojistik koridorları barındıran bölgelere yönelik operasyonların da son dönemde kademeli olarak artırılarak sürdürüldüğünü bildiren Başbakan Davutoğlu, güvenlik güçlerinin diğer şehirlerde de çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
Dün gerçekleşen operasyonların 2 Eylül'de başladığını ve bu tarihten itibaren Yüksekova ve civarındaki kırsal kesiminde terör örgütünün yuvalandığı mevzilere dönük olarak çok kapsamlı bir operasyonun yürütüldüğünü vurgulayan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Burada hedef açıktır. Türkiye'nin her bir santimetrekaresinde kamu düzenini ve meşru emniyet güçlerinin hakimiyetini tesis etmek. Özellikle bu bölge itibarıyla söylüyorum, hedef açıktır. Yüksekova, Kamışlı ile Dağlıca arasındaki karayolunun emniyetini teminat altına alıp, oradaki vatandaşlarımızın huzur içinde seyahat etmelerini sağlamak. Hakkari ve Yüksekova civarında yürütülen bu operasyonlar son 2 Eylül'den bu yana kademeli bir şekilde ilerleyerek, sarp dağların, yamaçların ve derin vadilerin olduğu Dağlıca bölgesine doğru adım adım geldi. Dün itibarıyla Dağlıca ve civarında yürütülen operasyonlar bu yolun emniyet altına alınması için son derece titiz mayın taramayla yürüyen çalışma esnasında önce güvenlik birimlerimiz önce uzun namlulu silahlı saldırıya, ardından mayınlı saldırılara muhatap olmuş ve anında da cevaplar verilmiş. Dün itibarıyla bu çatışmalar aralıksız devam ederek, bugüne kadar sürmüştür. Güvenlik birimlerimiz, sabahleyin özel komando birlikleri ve özel kuvvetlerle de takviye edilerek bu derin vadide bulunan karayolu üzerindeki alanı kontrol altına almış ve dünkü çatışmalarda şehit düşen kahraman askerlerimize ulaşmış ve tahliye etmiştir."
Bir kez daha çatışmalarda şehit düşen bütün askerlere, polislere, emniyet birimlerine Allah'tan rahmet dilediğini dile getiren Davutoğlu, "Onlar bu ülkenin birliği, beraberliği ve huzuru için canlarını feda ettiler. Minnetle takdirlerimizi bir kez daha ifade ediyorum. Ailelerine sabr-ı cemil niyaz ediyorum" dedi.
Başbakan Davutoğlu, söz konusu dönemlerde dünyanın her yerinde teröre karşı birlik ve beraberliğin en temel ilkelerden biri olduğunu belirterek, terör saldırısına muhatap olan ülkelerde toplumun her kesiminin teröre karşı omuz omuz verdiğine dikkati çekti.
Bugünlerde arzu ettikleri ve alanda kahramanca çarpışan askerlerin görmek istediği tek şeyin milletin her kesiminin terörle mücadele konusunda omuz omuza vermesi olduğunu vurgulayan Davutoğlu, "Şu anda dahi, verdiğimiz talimatlar çerçevesinde ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, emniyet birimlerinin gerekli gördüğü her alanda operasyon yürümektedir. Dün de bütün o civarda yürüyen operasyonları yakından takip etmekle birlikte bildiğiniz gibi şehit haberlerini alır almaz Ankara'ya intikal ettik. Genelkurmay Başkanımızın, ilgili komutanların ve bakanlarımızın katılıyla konuyu ele aldık, atılması gereken adımları tek tek tespit ettik. Bu çerçevede de bugün yürütülen çalışmalarla bu derin vadilerde özel birliklerimizin yürüttüğü çalışmayla şehitlerimizin tahliyesi mümkün oldu" diye konuştu.
Başbakan Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Burada birkaç hususun altını çizmek istiyorum. Birincisi güvenlik güçlerimizin bu yoğun çatışmalar esnasında kahramanca mücadele etmesine dua ile destek veren, onları her an yüreğinde hisseden aziz milletimize teşekkürü bir borç biliyorum. Bütün bu çatışmalarda milletimizin desteği olmamış olsaydı, eğer askerimiz milletimle buluşup, milletimizle birlikte bu kararlı mücadeleyi yürütmüyor olsaydı etrafımızdaki ülkelerde görüldüğü gibi derin toplumsal çatlaklar yaşanabilirdi. Ama bilelim ki bizim askerimiz milletimizin bağrından çıkmıştır. Bilelim ki bu askerlerimizin doğulusu, batılısı, kuzeylisi, güneylisi, Türk'ü, Kürt'ü, Sünnisi, Alevisi yoktur. Bu ülkenin çocuklarıdır ve bu ülkenin çocukları bu ülkeyi sonuna kadar koruyacaklardır. Bu idealle omuz omuza veren doğulu, kuzeyli, güneyli, batılı, Trakyalı Anadolulu, Anadolu'nun Mezopotamya'nın o çocuklarını bir kez daha rahmetle anıyorum. Bu 16 kardeşimiz arasında Türkiye'nin her köşesinden kardeşimiz var. Daha önceki şehitlerimizin arkasından Kürtçe ağıtlar yakıldı, Türkçe ağıtlar yakıldı. Camiden, cemevinden kalkanlar oldu ama hepsinin arkasında o aziz mübarek şehitlerimizin anneleri, babaları 'vatan sağolsun' dediler. Her biriyle yüreğimize bir ateş düştü ama eğer bugün bu ateş karşısında biz el ele ve omuz omuza vermezsek, milli birlik ve beraberlik gösterdiğimiz günlerde birbirimizle gereksiz hesaplaşmalar, gereksiz tartışmalar içine girmek gibi küçük hesabın içinde olursak emin olunuz bu şehitlerin huzuruna çıkamayız."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, kişilerin ülkelerine aidiyetlerinin zor zamanlardaki tavırlarıyla ortaya çıktığını belirterek, "Zor zamanlarda küçük hesaplar yapanlar, zor zamanlarda ayakta durmak gerektiğinde milleti sendeletmeye çalışanlar, eminim tarihte kendilerine layık görülen son derece zelil bir yere sahip olacaktır" dedi.
Başbakan Davutoğlu, Çankaya Köşkünde düzenlediği basın toplantısında, milletin ilk şehit haberlerinin alınması sonrasında dua ve niyazda bulunduğunu söyledi.
Davutoğlu, "Oraya ulaşmaya çalışan özel kuvvetlerimiz de bütün gayretleriyle daha fazla zayiat vermemek için yoğun bir çabayla, her tür fedakarlığa hazır bir şekilde, gayret içindeydiler. Hepsinin, ayrım gözetmeden, bütün emniyet birimlerimizin, askerlerimizin, özel kuvvet birimlerimizin, özel harekatımızın, jandarmalarımızın gözlerinden öpüyorum. Onların gayretlerini, fedakarlıklarını görmeyenleri de lanetliyorum" ifadelerini kullandı.
Operasyonlar sırasında herkesin gözünün ve kulağının operasyon alanlarında olduğunu, büyük fedakarlıklarla çarpışan emniyet güçlerinin yürüttüğü çalışmaları yakından takip ettiklerini anlatan Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir tarafta bu fedakarlıkları yapan askerlerimiz, polislerimiz, diğer taraftan onlar için dua eden milletimiz, halkımızın her kesimi varken, maalesef dün akşamdan bu yana özellikle sosyal medya üzerinden öylesine bir kara propaganda yürütüldü ki, öylesine haince bir manipülatif psikolojik operasyon yürütüldü ki milletimizin birliğini, beraberliğini bozmak isteyenler, bu operasyonlardan güç aldılar. PKK'yı, bölücü terör örgütünü, bu vahşeti gerçekleştirenleri eleştiremeyenler, kara propaganda üzerinden bu bölücü terör örgütünün yaydığı haberlere itibar ederek, dönüp askerlerimizden, polislerimizden, hükümetimizden hesap sorma cüretine yöneldiler."
"Kişilerin ülkelerine aidiyetleri zor zamanlardaki tavırlarla ortaya çıkar" diyen Başbakan Davutoğlu, "Zor zamanlarda küçük hesaplar yapanlar, zor zamanlarda ayakta durmak gerektiğinde milleti sendeletmeye çalışanlar, eminim tarihte kendilerine layık görülen son derece zelil bir yere sahip olacaktır. Şiddete, vahşete, teröre karşı hep beraber mücadele ederken, bu kapa propagandaya karşı da omuz omuza vermek durumundayız. Nice sayılar, nice hikayeler üretildi, sadece ve sadece milletimizin moralini bozmak, silahlı kuvvetlerimizin mücadele azmini kırmak için" değerlendirmesinde bulundu.
- "O dağlar o teröristlerden temizlenecek, ne olursa olsun temizlenecek"-
Başbakan Ahmet Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Üçüncü mesajım bu kara propagandanın odağı olan mihraklara, terör mihraklarına: Ne yaparsanız yapın, terörle mücadelemizdeki kararlılığımızdan bizi döndüremeyeceksiniz. Biraz önce Genelkurmay Başkanımızdan detaylı bilgiler aldık ve 23 Temmuz günü yine Çankaya'da kendileriyle yaptığımız güvenlik zirvesinde üç terör örgütünün eş zamanlı saldırısı karşısında alacağımız tedbirleri ele alırken söylediğimiz ve karar verdiğimiz gibi arkadaşlar, o dağlar o teröristlerden temizlenecek, ne olursa olsun temizlenecek, bu kadar.
Bu ülkenin dağları, ovaları, yaylaları, şehirleri teröristlere terk edilmeyecek. Acımız büyük ve derin. Aziz şehitlerimizi rahmetle anıyoruz ama dün ve bugün o dağlardan o teröristlerin temizlenmesi hava harekatı dahil, her türlü çaba gösterildi, gösterilmeye devam edilecek. Bu konuda başlatılan mücadelenin sonuna kadar gideceği konusunda kimsenin tereddüdü olmamalıdır."
- "Terörle mücadelede kararlı bir şekilde yürümeye devam edeceğiz"-
Cizre'de de operasyonun devam ettiğini anımsatan Başbakan Davutoğlu, şunları söyledi:
"Şu anda Cizre'de, Cizre sokaklarını barikatlarla, mayınlarla halkın geçişine izin vermeyecek şekilde bozanlar, tahrip edenlere karşı da bir operasyon yürütülüyor. Adım adım güvenlik birimlerimiz tek tek bu mayınları temizliyor. Tek tek bu mayınların herhangi bir sivile zarar vermemesi için çaba gösteriyor, canlarını ortaya koyuyorlar ama birileri bu mayınlamayı, oradaki silah mevcudiyetini, silahlanmayı görmeyen birileri de buradan hareketle silahlı kuvvetlerimize, emniyet birimlerimize dönük olarak bir itibarsızlaştırma çabası içindeler.
Bu tarihi eşikte çevremizdeki ülkelerin içine düştüğü ateş çemberinin dışında Türkiye'yi tutabilmek için gayretimizi sürdüreceğiz ama birileri o ateş çemberinin içine Türkiye'yi itmek istiyorsa, özellikle bölücü terör örgütü, DEAŞ, DHKP-C gibi örgütler ve arkasındaki güçlerin Türkiye'yi de böyle bir kadere düçar etmek gibi bir planları varsa, bilsinler ki en büyük gücümüz milletimizle bütünleşmiş emniyet birimlerimiz ve demokrasimizdir. Demokrasiden hiçbir şekilde taviz vermeden, demokratik hukuk devletinin kurallarını, gereklerini her zaman en iyi şekilde yerine getirerek, terörle mücadelede kararlı bir şekilde yürümeye devam edeceğiz."
Muhalefet partilerine de seslenen Davutoğlu, "Bu kürsüden veya başka kürsülerden defaatle bu konularda çağrılarda bulunduk. Geliniz, küçük siyasi hesapları bir kenara koyalım. Dünya büyük bir küresel ekonomik kriz içinde kıvranırken, çevremizde jeopolitik fay hatları kırılırken ve birçok ülke iç bütünlüğünü kaybetmişken, Türkiye'nin demokrasisine, Türkiye'nin milli birliğine sahip çıkalım. Herkesle, ülkemizin her kesimiyle ortak idealler etrafında buluşalım" diye konuştu.
- "Hangi açıklamalarda bu kınamalardan kaçınılıyor, herkes görüyor"-
Başbakan Davutoğlu, ortak değerlerini kaybetmiş toplumların ayakta durmasının çok güç olduğuna dikkati çekti.
Davutoğlu, şunları ifade etti:
"Nedir ortak değerlerimiz? Çok engin tarihi kardeşliğimiz, bugün gururla savunduğumuz demokrasimiz, evrensel insan haklarına dayalı hukuk sistemimiz, bütün bu ortak değerleri savunmak hepimizin görevi ama dünden bu yana baktığımızda muhalefet partilerinin açıktan ve net bir şekilde bölücü terör örgütünü eleştirmek yerine, takındıkları tavır buradan hareketle hükümetimizi ve burada bu hükümetimizi erken seçim hükümeti olması hasebiyle ayırarak söylüyorum, AK Parti'ye dönük olan tavırlar ve hesaplar içine girilmesidir. İşte bugünler sınama günleridir ve milletimiz bunları takip ediyor. Bakınız, hangi açıklamada bölücü terör örgütüne açık kınama yapılıyor, hangi açıklamalarda bu kınamalardan kaçınılıyor, herkes görüyor."
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile talebi üzerine görüşeceğini aktaran Davutoğlu, bu görüşmelerin her zaman yapılması kanaatinde olduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın erken seçim kararı aldığı dönemde tüm partilere çağrıda bulunarak, "Gelin, hepiniz bu kritik dönemde elinizi taşın altına koyunuz" dediğini anımsatan Başbakan Davutoğlu, şunları kaydetti:
"Çünkü bu zor günlerde eğer hepimiz birlikte bir erken seçim hükümetinde aynı masada, aynı salonda, aynı odada olabilseydik, bugün terör örgütlerine karşı en güçlü mesajı vermiş olurduk ama 1 Kasım'a giderken küçük hesaplarla atılan yanlış adımlar ve anayasal zorunluluk olarak, Anayasa'nın üzerimize vecibe kıldığı görevi yerine getirmek yerine, bir seçim kampanyasının parçası haline getirilen terörle mücadele konusunda iş birliği yapmama davranışı, maalesef bugün terörle mücadelede bizim en zayıf noktamızı oluşturmaktadır."
Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Ülkemizin huzuru ve birliği için bütün partileri, teröre karşı omuz omuza vermeye ve aynı dili kullanmaya davet ediyorum" dedi.
Davutoğlu, Çankaya Köşkü'nde düzenlediği basın toplantısında, partilere, vatandaşlara, şehit ailelere önemli çağrılarda bulundu.
"Ülkemizin huzuru ve birliği için bütün partileri, teröre karşı omuz omuza vermeye ve aynı dili kullanmaya davet ediyorum" diyen Davutoğlu, terörle yapılan kapsamlı mücadeleyi bir seçim kampanyası haline getirmek isteyenlere de ya da bir seçim kampanyasının bir parçasıymış gibi göstermek isteyenlere de "Açsınlar 7 Haziran'dan bu yana kadar yapılan açıklamalara tekrar tekrar baksınlar" diye konuştu.
AK Parti ve hükümete yönelik de haksız eleştiriler yapıldığını ifade eden Davutoğlu, şunları söyledi:
"AK Parti'nin ve hükümetin 1 Kasım'a giderken savaş başlattığı gibi son derece gerçeklikten yoksun ve tamamıyla kara propaganda niteliği taşıyan, propaganda yürüten unsurlara dönük olarak da çok açık şekilde ifade ediyorum, 7 Haziran'dan itibaren 11 Haziran, 15 Haziran, 15 Temmuz açıklamalarıyla terör örgütü çatışma, silahlanma, ayaklanma çağrısında bulunmuştur. Eğer gerçekten şu veya bu şekilde böyle erken seçim planı içinde terörle mücadele gündeme getirmiş olsaydı, 7 Haziran'dan önce yapılırdı. Ama şunu hesap ettiler, 'Türkiye bir zaafa düştü' diye düşündüler, 7 Haziran ile birlikte istikrarlı tek parti iktidarının olmadığı bir Türkiye'de terör üzerinden bu ülke ile ilgili hesaplarını hayata geçirebileceklerini düşünenler oldu."
Başbakan Davutoğlu, bu hesap içinde olanların zor zamanlarda bu milletin en vakur tavırla omuz omuza verip, zor zamanları aştığını göremediğini belirtti.
Seçime yönelik yapılan spekülasyonlara yanıt veren Davutoğlu, "1 Kasım'da Türkiye'de modern, çağdaş, demokratik bir ülkede bir seçim nasıl oluyorsa, o şekilde olacak şartları oluşturmaya kararlıyız. Terörle mücadeleye devam edeceğiz ama 1 Kasım'da da seçim normal, hukuki, demokratik şartlar içinde yapılacak" dedi.
- "Oradaki askerler sizin huzurunuz için orada"-
Şehit ailelerine yaptığı ziyareti ve dün Konya'da gerçekleştirdiği ziyareti anlatan Davutoğlu, şehidin kardeşleriyle kucaklaştığını ve annesi ile babasının "Bu 7 evladımız sizin de evlatlarınızdır ve hepimiz bu vatanın evlatlarıyız, gerektiğinde bu vatan için hepimiz her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız" diye konuştuklarını söyledi.
Bu bilinçle evlatlarını askere, Peygamber ocağına gönderen ailelerin kararlı tutumunun son derece ortada olduğunu vurgulayan Davutoğlu, bu tutum karşısında terörün, herhangi bir düşman ya da hasım çevrelerinin duramayacağını ifade etti.
Milletin, hükümetine ve devletine güvenmesi gerektiğinin altını çizen Başbakan Davutoğlu, sükunet ve soğuk kanlılıkla yürütülen mücadeleye destek verilmesini istedi.
Hangi kökenden, hangi geçmişten olursa olsun Doğu ve Güneydoğudaki vatandaşlara seslenen Davutoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Orada bulunan asker kardeşleriniz sizin huzurunuz için oradalar, dün orada şehit düşen 16 kardeşimiz, Dağlıca ile Kamışlı arasında Yüksekova arasında sizin huzur içinde seyahat etmeniz için o mayınları temizliyordu. Her biri Türkiye'nin değişik köşesinden gelmişlerdi ama tek bir idealleri vardı, o al bayrağı semada tutmak ve bu al bayrağın altında yaşayan kim olursa olsun, hangi siyasi düşüncede, hangi mezhepten, hangi etnik kesimden olursa olsun onlara hizmet etmek. İşte 16 kardeşimiz toprağa düştü. O toprağa düşen aziz şehitler, o yolu emniyet altına alırken o yoldan geçecek olan Hakkarili, Yüksekovalı, Dağlıcalı, Kamışlılı kardeşler için orada şehit düştüler."
Başbakan Davutoğlu, askerlerin terörle mücadelede birkaç kilometre, Irak sınırından hemen ötede yaşananların Türkiye'de yaşanmaması için şehit düştüklerini kaydetti.
Şehitlere rahmet dileyen Davutoğlu, "Doğu ve Güneydoğudaki vatandaşlarımızın, bu terör örgütünün zulmü, vahşeti, alçakça saldırıları karşısında milletin bütünlüğü içinde, güvenlik birimlerimize, devletimize sahip çıkacağına inanıyorum. Bu aidiyet bilincinin, tarihten gelen bu kardeşliğin, terörle mücadelede en büyük gücümüz olduğuna da inanıyorum" diye konuştu.
Dün ve bugün kara propaganda örnekleriyle batı bölgelerini doğuya karşı kışkırtarak kardeş kavgası çıkarmak isteyenlere de tepki gösteren Davutoğlu, buradan bir Türk, Kürt, Sunni, Alevi gibi çatışması çıkarmak isteyenlere karşı en büyük güvencelerinin Türkiye'nin her köşesindeki milletin derin vicdanı ve koca yürekleri olduğunu ifade etti.
- "Kardeş kavgası terörü memnun eder"-
Terör örgütünün, değişik illere gelen şehit cenazelerinde kardeş kavgası sesleri yükselirse memnun olacağına işaret eden Davutoğlu, şunları söyledi:
"Onlar hedeflerine ancak ve ancak Türkiye'nin her yerinde etnik ve mezhep kavgası çıkardıkları zaman ulaşabilirler. Onlara karşı da bizim yapmamız gerek bütün bu kara propagandaya bütün bu mihraplara karşı kardeşliğimizi pekiştirmek, güçlü demokratik bir hukuk devleti içinde yaşayan eşit vatandaşlar olarak omuz omuza vermektir. Kim ne yaparsa yapsın ülkemizin birliği, bekası teminat altındadır ve demokratik hukuk devleti ilkeleri her şartta yaşatılacaktır."
Başbakan Davutoğlu, şehitlere rahmet, ailelerine sabır diledi, vatandaşlara da taziyelerini bildirdi.
Toplantıya, Başbakan Yardımcıları Yalçın Akdoğan, Tuğrul Türkeş, Cevdet Yılmaz, Numan Kurtulmuş, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, İçişleri Bakanı Selami Altınok katıldı.
AA