Teşvikler küresel ekonomiye yetmedi
Dünya ekonomisi pratikte teorinin ileri sürdüğünden daha kötü bir performans gösteriyor
Gevşek para politikası, petrol fiyatının yaklaşık yüzde 50 gerilemesi ve dünyanın pek çok yerinde para birimlerinin değer kaybetmesi daha hızlı bir ekonomik genişleme için çare olmalı.
Ancak Uluslararası Para Fonu (IMF) Salı günü yayımladığı tahminlerinde 2015 yılı için küresel büyüme tahminini yüzde 3.5 seviyesinde sabit tuttu. IMF’ın bir yıl önce petrolün gerilemesi, doların yükselmesi ve Avrupa Merkez Bankası’nın (AMB) parasal genişlemeye başlaması öncesindeki 2015 tahmini yüzde 3.9 seviyesindeydi.
Londra’da bulunan Societe Generale SA ekonomistlerinden Michala Marcussen, “15 yıl önce birine faiz oranları ve petrol fiyatlarının bu seviyesi söylendiğinde bir patlama olacağını düşünürlerdi. Ancak böyle olmuyor” dedi.
Marcussen, güvenilir talep yönlendiricilerinin artık eskisi kadar güçlü olmadığından şüphe ettiğini belirtiyor. Ayrıca düşük faiz oranları, enerji faturaları ve para birimlerinden kaynaklanan teşvikin ekonomistlerin eskiye göre beklediklerinin yarısı kadar destek sağladığını sözlerine ekliyor.
Dolayısıyla bir zamanlar büyümenin motoru olan etmenler artık genişlemeyi daha yükseğe neden taşımadığı sorusu akla geliyor. Bunun cevabı yapısal değişikliklerin bir karışımında ve 2088-2009 finans krizinin miraslarında yatıyor.
Borçlanma maliyetlerindeki düşüş, borçların azaltılması ihtiyacı ile engelleniyor olabilir. Bankaların kredi verme ve sıkılaşan finansal regülasyonlara karşı isteksizliği sürüyor.
Petrole bakıldığında, artan enerji verimliliği düşük maliyetlerden sağlanan faydanın bir kısmını götürüyor. Japonya örneğinde olduğu gibi zayıflayan döviz kurları pozitif bir etki yaratmakta yetersiz kalabilir.
HSBC Holdings Plc. Baş ekonomisti Stephen King, “Ekonomistlerin ve modellerinin dünyanın değiştiğini fark etmedeki başarısızlığı tahminlerinin neden düzenli olarak yanlış olduğunu açıklıyor” dedi.
King, 2000 yılından bu yana analistlerinde ABD’de yıllık büyümeyi pek çok kez fazla tahmin ettiklerini ancak tahminlerinin sadece 3 kez verinin altında kaldığını belirtiyor.
Marcussen, “Daha temel prensiplerin de etkili olduğunu söylenebilir. Yaşlanan nüfuslar emeklilerin artması ve tasarrufların artması anlamına geliyor” dedi.