Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Erdoğan: Kriz bu defa teğet bile geçmeyecek

Erdoğan: Kriz bu defa teğet bile geçmeyecek

  • Başbakan Erdoğan, "Yere sağlam basıyoruz. Avrupa'da kriz olabilir. Bu defa pek teğet geçeceğe de benzemiyor" dedi

Giriş: 27 Temmuz 2011, Çarşamba 10:46
Güncelleme: 27 Temmuz 2011, Çarşamba 11:11

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Silvan'da 13 askerin şehit edilmesiyle ilgili İçişleri Bakanlığı'nın hazırladığı rapora ilişkin, ''İçişleri Bakanlığımızın yaptırmış olduğu bu incelemede, onun da neticeleri geldi. Arada çok ciddi bir fark söz konusu değil. Örtüşüyor genel itibariyle, bundan dolayı İçişleri Bakanlığı'nın böyle bir açıklama yapmasına gerek görmedik'' dedi.

Erdoğan, Azerbaycan'a hareketi öncesinde Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Silvan'da 13 askerin şehit edilmesine ilişkin Genelkurmay Başkanlığının açıklamasını nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Başbakan Erdoğan, ''Genekurmayımızın dün yaptığı açıklama zaten çok detay, geniş olarak ele alınmış teferruatlı bir çalışmanın ve dün de aramızda yapmış olduğumuz zirve neticesinde yapılan bir açıklama. Orada ikinci bir açıklamayı gerektirecek şu süreç içerisinde herhangi bir şey söz konusu değil. Zaten ihmallerle alakalı da orada ifade çok açık net, ortada bunu da yargıya sevk etmek suretiyle bu işin takibi yapılacaktır'' dedi.

Erdoğan, polisin terörle mücadelede etkin rol almasına ilişkin bir soruyu yanıtlarken de şöyle konuştu:

''Emniyet Teşkilatının bölgedeki yöntemler üzerinde bazı çalışmaları yapmak suretiyle daha farklı yöntemler ve burada Jandarma, Kara Kuvvetleri Komutanlığı arasındaki koordinasyonun çok daha güçlendirilerek böyle bir çalışmaya girilmesi gerekiyor. Ama her zaman söylediğimiz gibi bizim asıl hedefimiz güvenlik güçleriyle bu işi sürdürmekten öte milli birlik ve kardeşlik projesi çerçevesinde bu işi sürdürmektir. Arzumuz, istediğimiz budur. Karşımızda iyi niyeti gördüğümüz sürece biz iyi niyetle zaten yolumuza bir kardeşlik anlayışı içerisinde devam edeceğiz. Ama bu kötü niyet sürdüğü sürece bu kötü niyete karşı artık iyi niyetli davranmak takdir edersiniz ki sizlerin de bizim de vatandaşlarımızın da takdir planlarının artık dışındadır.''

Medyanın desteği noktasında şikayetçi olduklarını ifade eden Erdoğan, dün Norveç'in başkenti Oslo ve Utöya Adası'ndaki saldırılar sonrasında kendisine ulaşılamayan Türk kızı Gizem Doğan'ın ailesini telefonla aradığını söyledi. Erdoğan, ''Kendileriyle görüştüm. Diyorlar ki 'benim kızımın resmini yayınlamak için bizden izin istediler'. Bakın burası çok anlamlı 'izin istediler' diyor. Soruyorum, biz de böyle bir şey var mı?'' diye konuştu.

Bazı medya kuruluşlarının moral güçleri olması gereken kuruluşları demoralize etmek için ellerinden gayreti gösterdiklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Medyanın yaptığı iş bu. Böyle bir şey olmaz, biz burada eğer teröre karşı ortak mücadele vereceksek, her zaman söylüyoruz terörün en önemli çıkarı, propagandasını yaptırtmaktır. Şu anda terörizmin, sırt sırta olduğu temsilcileriyle medyanın el ele vermesini, kusura bakmayın anlamak mümkün değil. Bu kadar da açık konuşuyorum. Bizim burada dikkat edilirse, basın özgürlüğü noktasında da verdiğimiz destekler her zaman ortadadır. Bütün bunlar rahatlıkla yazılabiliyor, bütün bunlar rahatlıkla fotoğraflarla, her zaman gazetelere, televizyonlara getirilip yayınlanıyor. Tabii ki istisnalar yok değil var. Bu konuda hassasiyet gösteren yayın organlarımız da var. Onlara da ayrıca teşekkür ediyorum. Biz istiyoruz ki bütün yayın organları bu konuda o hassasiyeti göstersin ki ülkemiz bir an önce arzuladığı o milli birliğe barışa kavuşsun'' ifadelerini kullandı.

Başbakan Erdoğan, Silvan'daki terör olayıyla ilgili olarak, İçişleri Bakanlığı'nın hazırladığı rapora ilişkin bir soruyu yanıtlarken de, ''İçişleri Bakanlığımızın yaptırmış olduğu bu incelemede, onun da neticeleri geldi. Arada çok ciddi bir fark söz konusu değil. Örtüşüyor genel itibariyle, bundan dolayı İçişleri Bakanlığı'nın böyle bir açıklama yapmasına gerek görmedik'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Avrupa'da baş gösterdiği belirtilen ekonomik krizin Türkiye'ye yansımalarına ilişkin olarak, ''Biz yere çok sağlam basıyoruz. Batı'da, Avrupa'da kriz olabilir ama biz bunların hepsine hazırlıklıyız. Daha önce 'teğet geçecek' dedim. Bu defa pek teğet geçeceğe de benzemiyor. Daha iyiyiz, daha güçlüyüz. Hiç endişeniz olmasın'' dedi.

Azerbaycan'a hareketinden önce Esenboğa Havalimanı'nda gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, Avrupa'daki olası bir ekonomik krizin Türkiye'yi nasıl etkileyeceği ve vatandaşlara tavsiyelerinin neler olacağına ilişkin soru üzerine, ''Biz yere çok sağlam basıyoruz'' dedi.

Batı'da, Avrupa'da kriz olabileceğini, ancak Türkiye'nin bunların hepsine hazırlıklı olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:

''Daha önce 'teğet geçecek' dedim. Bu defa pek teğet geçeceğe de benzemiyor. Daha iyiyiz, daha güçlüyüz. Hiç endişeniz olmasın. Herkes mümkün olduğunca şuna dikkat etmeli; biz bir şeyi ayırt etmemiz lazım, verim ekonomisini mi savunacağız, israf ekonomisini mi savunacağız. Eğer israf ekonomisiyle hareket etmezsek, verim ekonomisinin safında yer alırsak hiç endişeniz olmasın. Harcamanı da buna göre yapmaya devam et. Ama tabii ki israf, her zaman için herkesi tehdit eder. Aileleri de, iş adamlarını da, aynı şekilde devleti de... Biz bugün eğer güçlüysek, bilesiniz ki kamu harcamalarında yaptığımız tasarruflardandır. Biz de öncekiler gibi buna devam etmiş olsaydık, bugün bu noktada olmazdık.''

Başbakan Erdoğan, Türk Lirası'nın değer kaybetmesine gerekçe olarak gösterilen cari açığa karşı ne gibi önlemler almayı düşündükleri ve Türk Lirası'nın değerini rekabet açısından nasıl değerlendirdiğine ilişkin soruyu yanıtlarken, ''Bir iki yıl önce Türk Lirası'nın değer kazanmasından birçok çevreler rahatsız oluyordu. Şimdi değer kaybından rahatsız oluyor. Merak etmeyin biz bunun ortasını bulacağız tekrar ve çok rahat bulacağız'' diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Bu ülkenin en batısındaki nasıl vergisini ödüyorsa, en doğusundaki de bu vergisini ödeyecektir. Ödemediği zaman bedelini ödemek durumunda kalır. Kimseye bir ayrımcılık bu ülkede yapılamaz. (Vergi vermeyeceğim, merkezi yönetim bana ayrıca destek verecek) Yağmacı Hasan'ın böreği nerede böyle ya? O zaman adil devlet nerede olacak?'' dedi.

Erdoğan, Azerbaycan'a yapacağı ziyaret öncesi Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu ve basın mensuplarının gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.

Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin ''Anayasa değişikliği konusunda hükümetiniz ve AK Parti olarak mutabakat arayışına başlayacaksınız. Bu konuda muhalefet turuna çıkacaksınız. Bu konuda takvim belli mi?'' sorusu üzerine, şunları kaydetti:

''Bizim anayasa ile ilgili çalışmalarımız şu an tabii her siyasi partinin yapmasını arzu ettiğimiz bir çalışma. Biz şu anda AK Parti olarak kendi dersimizi çalışıyoruz. Görevlendirdiğimiz arkadaşlarımızla bu çalışma devam ediyor. Bu çalışma ile bir çerçeve adeta oluşturacağız. Biliyorsunuz daha önce yaptığımız bir çalışma zaten vardı. Ama bu süreçte Türkiye'de çok şeyler değişti. Birçok sivil toplum örgütünün bu alanda yaptığı çalışmalar var, yayınladıkları bu konuyla ilgili kitapçıklar var. Bunun yanında yine halkın bu sürece katılımına yönelik yapılan çalışmalar var. Bütün bu çalışmalar üzerinde bizim bu 9 kişilik heyetimiz çalışmasını sürdürüyor. Bunu belli bir neticeye vardıracak. Tabii şu anda biz muhalefete çağrımızı her zaman yaptık, yine yapıyoruz. Ama bu süreç 1 Ekim'den sonra başlayacak olan bir süreçtir. 1 Ekim'den sonra başlayacak olan bu süreçte muhalefet bizim bu çağrımıza, davetimize nasıl cevap verir bilemiyorum. Şunu çok açık, net söyledik, söylüyoruz: Biz herhangi bir dayatmanın içerisinde değiliz. İktidarı ile muhalefeti ile bu konuda oluşacak bir komisyon bunun temel ilkelerini, içeriğini sadece kendi aralarında değil, bütün sivil toplum kuruluşları ile akademisyenlerle, medya ile hatta hatta bütün bu konuda söyleyecek sözü olan çevrelerle görüşmek suretiyle en idealini yakalamanın gayreti içinde olacaklar. Meydanlarda söyledik. En doğudaki, en batıdaki, en kuzeydeki, en güneydeki vatandaşım 'işte bu benim anayasam' diyebilmeli. O dili orada görmeli ve şu andaki anayasamız gibi çok detay 'ama'larla, 'ancak'larla, geçici maddelerle dolu bir anayasa istemiyoruz. Çok daha kısa, özet bir anayasa olsun istiyoruz. Temennimiz odur ki bu amacımıza ulaşırız.''

-''ORASI BİZİM TOPRAKLARIMIZ''-

Başbakan Erdoğan, aynı gazetecinin ''BDP'li bazı milletvekilleri özellikle merkezi yönetimin bölgeye kaynak aktarması gerektiğini söylediler, gerekirse vergi ödeme konusunda çok daha farklı adımlar atacaklarının sinyallerini veren açıklamalarda bulundular. Değerlendirmeniz nedir?'' sorusuna şu yanıtı verdi:

''İkinci sorunuz bana göre tabii çok çok aklın, mantığın kabul edeceği bir soru değil. Türkiye 780 bin kilometrekaresiyle, 74 milyon vatandaşıyla bir bütündür. Kimse bu ülkenin bütünlüğü üzerinde herhangi bir operasyona giremez. Kimse küçük akıllarıyla bu ülkenin bütünlüğünü parçalama gayreti içerisine giremez. Bu ülkenin en batısındaki nasıl vergisini ödüyorsa, en doğusundaki de bu vergisini ödeyecektir. Ödemediği zaman bedelini ödemek durumunda kalır. Kimseye bir ayrımcılık bu ülkede yapılamaz. 'Vergi vermeyeceğim, merkezi yönetim bana ayrıca destek verecek'. Yağmacı Hasan'ın böreği nerede böyle ya? O zaman adil devlet nerede olacak? Şu anda Türkiye Cumhuriyeti Devleti 780 bin kilometrekareye yatırımlarını yapıyor.

Bunu da açık ve net söylüyorum. Biz Doğu ve Güneydoğu'ya yaptığımız yatırımları da herhangi bir partinin varlığı sebebiyle yapmıyoruz. Ülkemizin 780 bin kilometrekaresinin aynı güzelliğe, aynı imkanlara sahip olması için bu yatırımları yapıyoruz. Kimse buradan, yani durumdan vazife çıkarma gayretine girmesin. Herhangi bir siyasi parti varmış yokmuş hiç bizim umurumuzda değil. Orada benim insanım var mı? Var. Biz oraya hizmeti götürürüz. Orası bizim topraklarımız. Cumhuriyet tarihinde görülmemiş yatırımları biz bugün Güneydoğu'da, Doğu'da yaptık. Ama şu ifadelerin sahipleri ne yazık ki oralarda yatırım yapılmamasını istiyorlar. Müteahhit firmaların iş makinelerini yakanlar, şu anda kendileri ile koltuk temasında, dirsek temasında olan malum çevreler. Kimse kimseyi aldatmaya kalkmasın. Biz yolumuza aynı kararlılıkla devam edeceğiz. İşimizi biliyoruz, milletimize sevdamız var, ülkemize sevdamız var ve bu sevdamızı da kimse gölgeleyemeyecek.''