Erdoğan: Meskenler ile tarımsal sulamada elektriğin KDV'si %8'e düşürüldü
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kabine Toplantısı sonrası yaptığı açıklamada, meskenler ile tarımsal sulamada elektriğin KDV'sinin yüzde 8'e düşürüldüğünü duyurdu.
Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından kameraların karşısına çıkan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamalarda bulundu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle;
"Son kabine toplantımızda kamuoyuna duyurduğumuz elektrik tarifelerindeki yeni düzenlemeyi netleştirdik. Meskenler ile tarımsal sulamada kullanılan elektriğin KDV'si yüzde 8'e düşürülmüştür.
Ayrıca meskenlerdeki düşük tarife sınırı da günlük 8 kilovat saate, aylık 240 kilovat saate yükseltilmiştir. Faturalarda net yüzde 8 yüzde 14 oranında indirim sağlanmış olmaktadır.
Mesken abonelerinin yıllık 7 milyar lira daha az fatura ödemesi temin edilmektedir. Kademe uygulamasının ticarethaneleri de kapsayacak şekilde genişletiyoruz. Günlük 30 kilovat, aylık 900 kilovat saatin ilk dilimine indirim uygulanacaktır. Esnaf ve sanatkârlarımızın yıllık 7 milyar daha az fatura ödemesini sağlıyoruz. Öğrencilere ve araştırmacılara TÜBİTAK'tan sağladığımız burslarda ciddi iyileştirmeler yapıyoruz. Lisans programında aylık 750 liralık bursu 1250 liraya çıkarıyoruz. Yüksek lisans öğrencileri 3 bin lira ile 4 bin 250, doktora öğrencilere 5 bin 500-7 bin 500, doktora sonrasındaki öğrenciler 7 bin 500 ile 10 bin liraya kadar aylık burs alabilecektir.
Gençlerimize bir müjdemiz daha var. Salgının ilk yılında Star dediğimiz stajyer araştırmacı burs programını uygulamaya almıştık. Onların daha öğrenci iken kıymetli tecrübeler edinmelerini sağladık. Bugün almaya başlayacağımız yeni çağrı ile 300'ü arkeoloji projelerinde görev almak suretiyle 2 bin 300 öğrencimizi destekleyeceğiz."
"Rusya ve Ukrayna'ya diyalog çağrısında bulunduk"
Türkiye bölgesinde barışı, huzuru, esenliği isteyen bir ülkedir. Bu tavrımızı Irak, Suriye, Kafkaslar, Karadeniz, Akdeniz'den Balkanlara kadar her hadisede gösterdik. Karadeniz'in kuzeyindeki krizde de her ikisini dost olarak gördüğümüz Ukrayna ve Rusya'ya aralarındaki sorunu diyalog yönünde çözmeleri çağrısında bulunduk.
Bu konuda arabuluculuk dair gösterdiğimiz samimiyetin şahidi Ukrayna ve Rusya liderleridir. Çok yönlü diplomatik girişimleri kesintisiz sürdürüyoruz. 24 Şubat'ta silahlar patladı. Böyle bir tablonun ortaya çıkmasından dolayı gerçekten üzüntü duyuyoruz. NATO Liderler Zirvesi başta olmak üzere ülkemizin bu meseleye bakışını ifade etmeye devam ediyoruz.
Ukrayna'daki 20 bin vatandaşımıza, diplomatik misyonlarımıza kayıtlı iletişim numaralarını arayarak ikazlarımızı yaptık. 22 Şubat'ta Ukrayna'nın doğusundaki vatandaşlarımıza bölgeden ayrılmaları çağrısında bulunduk. THY Ukrayna'dan ayrılmak isteyen vatandaşlarımıza ve diğer ülke vatandaşlarına gereken imkânı sağladı.
Çatışmanın ertesi gününden itibaren otobüslerle tahliye işlemini başlattık. Çeşitli şehirlerdeki vatandaşlarımızı trenlerle önce Romanya ve ardından ülkemize getirecek çalışmanın içindeyiz. Halen Ukrayna limanlarında bulunan Türk bayraklı gemilerimiz, TIR'larımızın durumlarını yakından takip ediyoruz. 5 bin vatandaşımız ülkemize ve diğer ülkelere geçmiştir.
"Montrö'yü kullanma kararındayız"
Gelişmelere ve taleplere göre tahliye işlemlerini sürdüreceğiz. Montrö Sözleşmesi'nin ülkemize verdiği yetkiyi krizin tırmanmasının önüne geçecek şekilde kullanma kararındayız. Biz Ukrayna'nın egemenlik, siyasi bütünlük ve toprak bütünlüğüne saygı göstermesinden yanayız. Rusya'nın saldırısını kabul edilemez görüyor ve Ukrayna halkının mücadelesini takdir ediyoruz.
ABD ve Avrupa'nın dirayetsiz tavrı ibretlik bir vaka olarak kayıtlarımıza aldık. Bunlar bizim sınırlarımız tehdit altında iken tecrübe ettiğimiz hususlardı. Tabii bu süreçte bizim için önemli olan kendi duruşumuzdur. Türkiye BM, NATO ve AB başta olmak üzere içinde yer aldığı kurumlar ve ittifaklar çerçevesindeki sorumluluklarını yerine getirmiştir, bundan sonra da yerine getirecektir. Kendi milli çıkarlarımızdan elbette ödün vermeyeceğiz. Bölgesel ve küresel dengeleri de ihmal etmeyeceğiz. Bunun için ne Ukrayna'dan ne Rusya'dan vazgeçmeyeceğimizi söylüyoruz.
Siyasi ekonomik ve askeri ittifaklarımızdan vaz geçmiyoruz. İnsani hassasiyetlerimizi diğer mülahazaların üzerinde tutuyor, bölgemize gelen onca sığınmacıyı barındırmaya devam ediyoruz. Tüm mazlum coğrafyalarla ilişkilerimizi sıkı tutuyoruz. Hiç kimseyi, toplumu, devleti yüz üstü bırakmıyoruz.
Türkiye'nin dış politika vizyonunun anlamını ve etkisini görebilmek için bu ülkeye dışarıdan bakma ferasetine sahip olmak gerekir. Bölgesinin ve dünyanın yükselen gücü Türkiye'nin yolculuğuna en küçük katkısı olmayanlardan milli meselelerde serinkanlı yaklaşım bekliyoruz.
Milletimizin ihtiyacı, ülkemizin istikametini 2053'lere çevirecek lider, yönetim ve programlardır. Karadeniz'in kuzeyindeki krizi de selametle atlatacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye artık siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri ve istihbarı altyapısıyla kendi politikalarını üretip uygulayacak seviyeye gelmiş bir devlettir.