Erdoğan: Sigarayı içmezsin, alkolü az tüketirsin olur biter

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, yeni anayasa &ccedil;alışmalarıyla ilgili, Yeni Anayasamız b&uuml;rokratik ideolojilerin değil milletimizin eseri olacaktır dedi.Başbakan Erdoğan, AK Parti nin Kızılcahamam da d&uuml;zenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı nın a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, 12 Haziran se&ccedil;imlerinde yeni bir anayasa i&ccedil;in kendilerine hayati bir g&ouml;rev verildiğini s&ouml;yledi.AK Parti h&uuml;k&uuml;metinin &ouml;n&uuml;ndeki en &ouml;ncelikli meselenin yeni anayasa &ccedil;alışmaları olduğunu vurgulayan Erdoğan, Konu TBMM nin ve siyaset kurumunun en &ouml;nemli g&uuml;ndem maddesidir dedi. İstiyoruz ki millet&ccedil;e gelin bu &uuml;z&uuml;m&uuml; yiyelim, bağcıyla uğraşmayalım, bu işi bitirelim. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; biz s&ouml;z verdik, bu s&ouml;z&uuml; yerine getireceğiz diyen Başbakan Erdoğan, milletin eliyle yapılacak yeni anayasa i&ccedil;in siyaset kurumu başta olmak &uuml;zere b&uuml;t&uuml;n toplumsal kesimlerle birlikte son derece pozitif bir iklimin mevcut olduğunu belirtti. Başbakan Erdoğan, İyi bir başlangı&ccedil; yapılmıştır, inşallah bir irade zaafına uğramadan, politik rekabete feda etmeden T&uuml;rkiye ye yaraşır bir vakar ve olgunlukla bu işi tamamlayacağız diye konuştu.- Bir mukavele değil toplumsal mutabakat metni - Yeni anayasamız b&uuml;rokratik ideolojilerin değil milletimizin eseri olacaktır diyen Erdoğan, şunları kaydetti: Bug&uuml;nk&uuml; ihtiyacımıza ister yeni bir kontrat diyelim, ister yeni bir mukavele diyelim, ister adına yeni bir toplumsal s&ouml;zleşme diyelim, demokrasimizi geliştiren, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k alanlarını genişleten yeni bir anayasa şart olduğunda herkes hemfikirdir. Biz, kontrat gibi, mukavele gibi, s&ouml;zleşme gibi kavramların hepsinin sınırlayıcı ve yetersiz olduklarını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. Zira, millet eliyle yapılacak olan bu anayasa, T&uuml;rkiye Cumhuriyeti nin b&uuml;t&uuml;n vatandaşlarına kendi &uuml;lkelerinde ev sahibi olduklarını hissettiren, vatandaşlık aidiyetlerini per&ccedil;inleyen bir anayasa olacaktır. Bu anayasa, kiracı ile ev sahibi arasında bir mukavele değil, istisnasız her vatandaşımızın hukukunu g&uuml;venceye alan bir toplumsal mutabakat metni olmalıdır. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, iktidar yorgunluğuna zerre kadar prim vermediklerini belirterek, Zira g&uuml;c&uuml;m&uuml;z&uuml; milletten alıyoruz dedi.Erdoğan, AK Parti nin, kuruluşundan bu yana geleneksel olarak d&uuml;zenlediği ve milletvekilleri, parti kurucuları, MKYK &uuml;yeleri, MYK &uuml;yeleri ile Bakanlar Kurulu &uuml;yelerinin katıldığı toplantının a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, AK Parti ile başlayan ve g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir gelenek haline gelen istişare toplantılarının en verimli, en bereketli toplantıları olduğunu ifade etti. Partinin kurucu kadrolarıyla, meclis grubuyla, parti teşkilatının ana kademeleriyle bir arada olmaktan b&uuml;y&uuml;k mutluluk duyduğunu dile getiren Erdoğan, Bu vesileyle yol arkadaşlarımızın eşlerini, &ccedil;ocuklarını, ailelerini de saygıyla selamlıyorum. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; onlar bizim arkadaşlarımızın en yakın yol arkadaşları olarak, bu dava i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k fedakarlıklar g&ouml;steriyorlar dedi. Erdoğan, toplantıda bulunmayan arkadaşlarına da selamlarını iletti. Yeni bir d&ouml;nemin, yeni bir maratonun başındayız. Alnımız ak, y&uuml;z&uuml;m&uuml;z ak olarak milletimizin huzurundayız diyen Erdoğan, bug&uuml;ne kadar T&uuml;rkiye nin imar ve inşası yolunda T&uuml;rkiye ye b&uuml;y&uuml;k eserler kazandırdıklarını s&ouml;yledi. Şimdi daha b&uuml;y&uuml;k eserler kazandırmak i&ccedil;in g&uuml;&ccedil;lerini, enerjilerini topladıklarını ve yeniden koşmaya başladıklarını ifade eden Erdoğan, Bu maratonun sonunda da milletimize altın madalya getireceğiz, bayrağımızı onurla g&ouml;ndere &ccedil;ekeceğiz diye konuştu.İktidarlarından &ouml;nceki d&ouml;neme de değinen Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: T&uuml;rkiye u&ccedil;urumun kenarına getirilmişti, siyaset kurumunun takat ve dermanı kalmamıştı, demokratik mekanizmalar kilitlenmişti, &uuml;lkemiz krizden krize s&uuml;r&uuml;kleniyordu. Hamdolsun, iş başına geldiğimiz ilk g&uuml;nden itibaren &uuml;lkemiz ayağa kalktı. AK Partiyle geldi b&uuml;y&uuml;me ve gelişme. AK Parti ile kriz kavramı adeta tarih oldu. 9 senelik iktidarımızda geriye doğru tek bir adım atmadık. S&uuml;rekli ileri bir demokrasi i&ccedil;in, ileri bir hukuk d&uuml;zeni i&ccedil;in, s&uuml;rekli refah ve toplumsal huzuru artırmak i&ccedil;in alın teri d&ouml;kt&uuml;k ve bug&uuml;nlere geldik. AK Parti ile birlikte, T&uuml;rkiye &ccedil;&ouml;z&uuml;ms&uuml;z g&ouml;r&uuml;nen sorunların &uuml;stesinden geldi, demokratik istikrar oturdu, ekonomi ile birlikte halkımızın ekmeği, aşı b&uuml;y&uuml;d&uuml;. AK Parti ile birlikte T&uuml;rkiye nin s&ouml;z&uuml; b&uuml;t&uuml;n d&uuml;nyada dinlenir oldu, saygınlığımız en &uuml;st d&uuml;zeye &ccedil;ıktı. Erdoğan, şimdi, b&uuml;t&uuml;n enerjilerini toplayarak yeni bir başlangı&ccedil; yaptıklarını vurgulayarak, şunları s&ouml;yledi: İktidar yorgunluğuna zerre kadar prim vermiyoruz, zira g&uuml;c&uuml;m&uuml;z&uuml; milletten alıyoruz. Yaşasın millet diye girdiğimiz yolda &uuml;lkemizin yeni hedeflerine milletimizle beraber y&uuml;r&uuml;yor, beraber koşuyoruz. Nice engeller, nice barikatlar aştık. Sayısız tahkir ve tezyife muhatap olduk ama yolumuzdan d&ouml;nmedik. Bu şarkı burada bitmez dediğimizde y&uuml;reklerimizde bu &uuml;lke i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k bir aşk ve heyecan vardı. Ondan &ouml;nce de sayısız tuzakla karşılaştık, ondan sonra da yolumuza sayısız barikatlar kuruldu, duvarlar &ouml;r&uuml;ld&uuml;. Ama Allah ın l&uuml;tfu ile o şarkı orada bitmedi ve giderek milletimizin g&ouml;nl&uuml;nde yankılandı. Kimsesizlerin kimi olmak gibi ulvi bir idealle &ccedil;ıktığımız yolda daima milletimizle el ele, g&ouml;n&uuml;l g&ouml;n&uuml;le olduk. B&uuml;y&uuml;k milletimizin tevecc&uuml;h&uuml; ile partimizi kurduğumuz g&uuml;n, bundan sonra hi&ccedil;bir şey eskisi gibi olmayacak dedik ve Allah a ş&uuml;k&uuml;r geride bıraktığımız 9 yılda hi&ccedil;bir şey eskisi gibi olmadı. Ne siyaset eskisi gibi oldu, ne de devlet mekanizması eskisi gibi işledi. AK Parti ile beraber T&uuml;rkiye nin b&uuml;t&uuml;n g&ouml;stergeleri pozitif istikamete &ccedil;evrildi. T&uuml;rkiye, d&uuml;nyanın yıldızı en parlak &uuml;lkeleri arasına girdi. Yolun başı ile bulunduğumuz yeri s&uuml;rekli hatırlıyor ve hatırlatıyorum &ccedil;&uuml;nk&uuml; zeminimizi asla unutmamak zorundayız. Unutmayalım ki zeminlerini unutanlar, s&ouml;ylem ve eylem tutarsızlığına d&uuml;şmeye mahkum olurlar. Tutarsızlığa d&uuml;şenler siyasetten tasfiye olmaya mahkumdurlar. Biz ise milletin &ouml;n&uuml;ne d&uuml;şmedik. Hi&ccedil;bir zaman millete d&uuml;ş&uuml;n peşimize demedik ve bu psikoloji i&ccedil;inde olmadık. Biz, T&uuml;rkiye de bundan b&ouml;yle, millet siyasetin arkasından gitmeyecek, siyaset milletin arkasından gidecek derken bunu b&uuml;t&uuml;n i&ccedil;tenliğimizle s&ouml;yledik ve bu anlayıştan vazge&ccedil;medik. - Adalete, paylaşıma, kaliteye odaklanmalıyız -Erdoğan, başarının nihai hedefleri olmadığının altını &ccedil;izerek, T&uuml;rkiye nin g&uuml;c&uuml;n&uuml; toplaması, g&uuml;&ccedil;l&uuml; bir irade oluşturması halinde imkansız g&ouml;r&uuml;len sorunların &ccedil;&ouml;z&uuml;leceğine b&uuml;t&uuml;n y&uuml;rekleriyle inandıklarını s&ouml;yledi. İktidara gelmeden 3 Kasım 2002 se&ccedil;imleri &ouml;ncesindeki birinci kuruluş yıl d&ouml;n&uuml;mlerinde, Bir daha bug&uuml;nlere d&ouml;nmemek i&ccedil;in &ccedil;ıtayı biraz daha y&uuml;kseltiyor ve tek başına iktidar yetmez diyoruz. 14 Ağustos 2001 itibariyle, T&uuml;rkiye nin istikrarı, devletimizin itibarı, halkımızın mutluluğu i&ccedil;in AK Parti olarak hedefimiz y&uuml;zde 50 diyoruz dediklerini anlatan Erdoğan, bug&uuml;n o hedefe ulaştıklarını belirtti. Erdoğan, 12 Haziran 2011 genel se&ccedil;iminde b&uuml;t&uuml;n partilerin toplamından daha fazla oy aldıklarına işaret ederek, ş&ouml;yle devam etti: İftiharla s&ouml;yleyeyim ki se&ccedil;imden sonra da y&uuml;kselişimiz devam ediyor. Ne kadar hamdetsek, ne kadar ş&uuml;kretsek azdır. Aynı g&uuml;n bir şey daha s&ouml;yledik; AK Parti T&uuml;rkiye partisi değil, d&uuml;nya partisi olacak dedik. Hamdolsun AK Parti d&uuml;nya partisi oldu. Geldiğimiz noktada ise kendimizi yenilemek zorundayız. Zira, siyasetimizi sadece rakamlarla ifade edemeyiz, &ouml;l&ccedil;emeyiz. Bize g&ouml;re, asıl olan kemiyet değil keyfiyettir; asıl olan nicelik değil, niteliktir. Bizim adalet ve kalkınma idealimiz hi&ccedil;bir zaman maddi refahla, ekonomik g&ouml;stergelerle, istatistiklerle sınırlı bir tasavvur değildir. Bakınız, şu ger&ccedil;eği &ouml;zellikle ifade ediyorum; ahlaki zemin esas alınmadan, adalet olmadan, paylaşma olmadan evrensel değerler sistemi esas alınmadan adalet sağlanamaz. Adaletin, paylaşmanın esas alınmadığı bir kalkınmanın ise bize g&ouml;re hi&ccedil;bir anlamı yoktur. Geride bıraktığımız iki d&ouml;nemi aksiyon d&ouml;nemi olarak isimlendirirsek, 2023 hedeflerimize varmak i&ccedil;in &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemi &ccedil;ok daha farklı bir anlayışla y&ouml;netmek zorundayız. Bireye, aileye, topluma ve toplumsal dokuya daha ziyade &ouml;zen g&ouml;stermek durumundayız. Kısaca, yeni d&ouml;nemde adalete, hakkaniyete, paylaşıma, kaliteye daha &ccedil;ok odaklanmaya mecburuz. Bunu kentleşmeden eğitimin kalitesine kadar hayatın her alanını kastederek s&ouml;yl&uuml;yorum. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kartvizitinde siyaset&ccedil;i yazdığı halde, her sıkıntıya girdiğinde kapı kapı dolaşıp kurtarıcı arayanların, demokrasiyi ona buna peşkeş &ccedil;ekme alışkanlığında olanların bizim aramızda yeri yoktur, olmayacaktır dedi.Erdoğan, AK Parti nin Kızılcahamam da d&uuml;zenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı nın a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, 2002 &ouml;ncesinde T&uuml;rkiye nin en temel, en hayati ihtiya&ccedil;ları i&ccedil;in bile dışarıdan bor&ccedil; arar hale geldiğini belirtti. &Uuml;&ccedil; kuruş kredi i&ccedil;in bu &uuml;lkenin geleceğini ipotek etmeyi g&ouml;ze aldıkları halde gittikleri kapılardan eli boş d&ouml;nmek durumunda kaldılar diyen Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Hani, mutlaka hatırlayanlarınız vardır; ge&ccedil;mişte esnafımızın d&uuml;kkanlarında duvara bir tablo asılırdı. İ&ccedil;imizi acıtan bir tablo... Bir tarafta, hesabını iyi yaptığı, adımını denk attığı i&ccedil;in işleri yolunda giden t&uuml;ccarın rahat ve huzurlu halini g&ouml;steren bir mutluluk resmi vardı. Hemen yanında da işinin gereğini yerine getiremediği, işinin hakkını veremediği ve hesabını doğru yapamadığı i&ccedil;in iflas etmiş bir t&uuml;ccarın kararmış d&uuml;nyası resmedilirdi. İşte o ikinci resmin T&uuml;rkiye olduğunu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;rd&uuml;k ve y&uuml;reğimiz sızlardı. Hamdolsun ki o tablo duvarlardan indi, tedav&uuml;lden kalktı.Bu &uuml;lkenin dertlerine derman bulacak, ihtiya&ccedil;larına &ccedil;are olacak g&uuml;c&uuml;, kaynağı ve potansiyeli her zaman vardı. Ancak bu &uuml;lkenin g&uuml;c&uuml;n&uuml;, kaynağını, potansiyelini doğru kullanacak, milletin beklentilerini siyasetin en temel &ouml;nceliği kılacak siyaset&ccedil;ileri, y&ouml;neticileri yoktu. Yolsuzluk, yasaklar, yoksulluk almış başını gidiyordu, hamdolsun bunlar hepsi biraz tek tek yok oldu gitti. K&ouml;k&uuml; asırlar &ouml;ncesine uzanan bu millet bu kahırlı manzaraları kendine de &uuml;lkesine de yakıştıramıyordu. Ancak b&uuml;y&uuml;k bir millet olmanın idrakiyle metanetlerini korudular, aklıselimden, sağduyudan asla vazge&ccedil;mediler. &Uuml;lkeyi daha b&uuml;y&uuml;k felaketin kucağına atacak &ccedil;alkantılara asla meydan vermediler. Sabrettiler ve kısa zaman i&ccedil;inde millet iradesinin tecelligahı olan T&uuml;rkiye B&uuml;y&uuml;k Millet Meclisi ni yeniden aslına d&ouml;nd&uuml;rd&uuml;ler. Siyaset&ccedil;iler bozdu, milletimiz yeniden yaptı. Ne yazık ki bu m&uuml;cadele s&uuml;rerken yıllar yılları kovaladı, kaynaklar, imkanlar, nesiller heder oldu, kayboldu. &Ccedil;ok kıymetli nesillerimiz adeta g&uuml;n g&ouml;rmeden eriyip gitti. Nice gen&ccedil; nesillerimiz gen&ccedil;liklerini, enerjilerini, coşkularını, umut ve heyecanlarını bu &uuml;lke i&ccedil;in birer değere d&ouml;n&uuml;şt&uuml;remeden tarih sahnesinden kayıp gittiler. Bu s&ouml;zlerimden ge&ccedil;mişe takılıp kalmak gibi yanlış bir sonu&ccedil; &ccedil;ıkarmayacağınızı biliyorum, ama ge&ccedil;mişi kolayca unutup, millet olarak bize &ccedil;ok ağır bedeller &ouml;detmiş o karanlık yılların muhasebesini hakkıyla yapamazsak, işte o zaman bu film yeniden başa sarabilir, tarih tekerr&uuml;r edebilir. Ben &uuml;niversite, ilkokul yıllarımı unutamam. Tarih tekerr&uuml;r edebilir ama ibret alırsak işte o zaman tekerr&uuml;r etmez. - AK Parti nin ge&ccedil;mişin g&uuml;nahlarında bir payı, hissesi yoktur -AK Parti nin ge&ccedil;mişin g&uuml;nahlarında bir payı, hissesi bulunmadığını ifade eden Erdoğan, Ancak mademki biz milletin sesi, milletin vicdanı, millet siyasetinin temsilcisiyiz; o halde kimsenin kendi g&uuml;nahıyla y&uuml;zleşemediği yerde T&uuml;rk siyasetinin karanlık yıllarıyla y&uuml;zleşmek de bize d&uuml;şer diye konuştu.AK Parti kadrolarının milletin yıllar boyunca sabırla, metanetle taşıdığı emaneti artık hak ettiği menzillere ulaştırabilmek i&ccedil;in bir araya geldiğini belirten Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: Dertli olmak gerekir, dertli olmayan bu işi bitiremez, aşık olmak gerekir, aşık olmayan bu işi &ccedil;&ouml;zemez. Milletimizin sesini, beklentisini, değişim iradesini iktidara taşımaya geldik. AK Parti siyaseti, milletimizin yanlışları doğrularla değiştirme şuuru ve iradesinden v&uuml;cut bulmuştur. AK Parti, &uuml;lkesini seven, milletine inanan, değerlerine saygılı, d&uuml;nyayı tanıyan, yeniliklere a&ccedil;ık, bilgili, donanımlı, vicdan sahibi yeni nesillere &ouml;nc&uuml;l&uuml;k etmek &uuml;zere yola &ccedil;ıkmıştır. AK Parti siyaseti, T&uuml;rkiye nin b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;ne inanan, milletimizin asırlardan bu yana edindiği b&uuml;y&uuml;k birikim ve tecr&uuml;belerin farkında, tarihin &uuml;lkemize y&uuml;klediği misyonun şuurunda bir siyasettir. AK Parti, kendini mutlu azınlıkların, imtiyazlı sınıfların, g&ouml;lge iktidarların hegemonyasına kilitlemeye asla razı olmayan, olmayacak bir partidir. AK Parti siyaseti, sadece ve sadece milleti esas alan, milletin hissiyatını siyasi dile terc&uuml;me eden bir siyasettir. AK Parti siyaseti, demokrasi i&ccedil;inde millet iradesini ve hukuk ilkelerini devre dışı bırakacak herhangi bir başka g&uuml;&ccedil; ve iradeye asla yer olmadığını bilen, duruşuyla bu ger&ccedil;eğin hakkını veren bir siyasettir.Milletin malına g&ouml;z dikenlerin, &uuml;lkenin kaynaklarını talan etmeye yeltenenlerin, adaleti, vicdanı hi&ccedil;e sayanların bizim aramızda yeri yoktur. Kartvizitinde siyaset&ccedil;i yazdığı halde, her sıkıntıya girdiğinde kapı kapı dolaşıp kurtarıcı arayanların, demokrasiyi ona buna peşkeş &ccedil;ekme alışkanlığında olanların bizim aramızda yeri yoktur, olmayacaktır. Bu &uuml;lkenin menfaatlerini, kendi kısır siyasi hesaplarının &ouml;n&uuml;ne koyamayanların AK Parti de yeri yoktur, olmayacaktır. Kendini kapalı kapılar ardına kapatanların, sır&ccedil;a k&ouml;şklerde yaşamaktan bu milletin dertlerini duyamaz hale gelenlerin bu saflarda yeri yoktur, olmayacaktır. Milletin oyuyla geldiği makamlara oturup, milletin fikrini, hissiyatını, inancını, duruşunu beğenmez hale gelenlerin bizim aramızda yeri yoktur, olmayacaktır. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bizi milletten ayrı d&uuml;ş&uuml;recek hi&ccedil;bir şeyin asla ve kat a bizim kitabımızda yeri yoktur, olmayacaktır. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Biz sadece k&uuml;resel ekonomik krizin etkilerini bertaraf etmiyor, aynı zamanda yakaladığımız her b&uuml;y&uuml;k hedefin yerine daha b&uuml;y&uuml;ğ&uuml;n&uuml; koymayı da başarıyoruz dedi.Erdoğan, AK Parti nin Kızılcahamam da d&uuml;zenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, ekonomideki gelişmelere değindi.T&uuml;rkiye nin &ccedil;ok boyutlu dış politikasıyla insanlığın vicdanına seslenirken ekonomik olarak da d&uuml;nyanın her k&ouml;şesinde ağırlığını hissettiren bir konuma geldiğini vurgulayan Erdoğan, Şimdi burada birka&ccedil; &ouml;rnek vereceğim. Almanya ile biz g&ouml;reve geldiğimizde, yani 2002 de ikili ticaret hacmimiz 13 milyar dolar, 2010 yılında, bunun sonu itibarıyla s&ouml;yl&uuml;yorum; Bu rakam iki kattan fazla artış g&ouml;steriyor ve 30 milyar dolara y&uuml;kseliyor. Keza Fransa ile b&uuml;t&uuml;n olumsuzluklara rağmen 2002 de 5 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2010 yılında yaklaşık 3 kat artışla 14,2 milyar dolar oluyor. ABD ile ticaret hacmimiz 2002 de 6,5 milyar dolar, 2010 da ise 16 milyar dolara... Yine 2,5 katlık bir artış dedi.Erdoğan, Brezilya ile ticaret hacminin 2002 de 285 milyon dolar olduğunu, bu rakamın 2010 a gelindiğinde 2 milyar dolara y&uuml;kseldiğine işaret ederek, ş&ouml;yle devam etti: Hindistan a bakıyoruz. 2002 de ticaret hacmimiz 640 milyon dolar, 2010 da 4 milyar dolar. 640 milyon nire, 4 milyar nire. &Ccedil;in le 2002 de 1,5 milyar dolar olan ticaret hacmimiz ise dikkatinizi &ccedil;ekiyorum 19,5 milyar dolara &ccedil;ıkıyor, yani 13 katlık bir artış sağlanıyor. Mısır la ticaret hacmimiz 2002 de 444 milyon dolar iken 2010 da 3 milyar doların &uuml;zerine &ccedil;ıkıyor. Keza Libya ile 2002 de 900 milyon dolar olan ticaret hacmi 2010 da 2,3 milyar dolara y&uuml;kseliyor. Erdoğan, B&uuml;t&uuml;n bunlar oturduğumuz yerde gelişmeleri seyrederek başarılabilir mi kardeşlerim dedi. Ama d&uuml;nyayı, 2002 Kasımından &ouml;nce dediğimiz gibi fellik fellik dolaşacağız dedik ve buralara geldik diyen Başbakan Erdoğan, gelecek d&ouml;nemde de bu yoğun dış politika g&uuml;ndeminin devam edeceğini s&ouml;yledi.T&uuml;rkiye nin bor&ccedil;lu olduğuna y&ouml;nelik eleştiriler yapıldığını da anlatan Başbakan Erdoğan, konuşmasına ş&ouml;yle devam etti: Şu anda gelişmiş &uuml;lkeler br&uuml;t kamu bor&ccedil; stokunu veriyorum sizlere; 2010 yılı sonu, d&uuml;nyada en bor&ccedil;lu &uuml;lke, gayrisafi yurt hasılasına oranladığımızda neresi biliyor musunuz? ilk sırada Japonya var, y&uuml;zde 220. İkinci sırada Yunanistan. Y&uuml;zde 142. 3. sırada İtalya, y&uuml;zde 119. 4. sırada Bel&ccedil;ika y&uuml;zde 96. İrlanda 5. sırada, ABD y&uuml;zde 94. Portekiz y&uuml;zde 93. İlk 7 b&ouml;yle.Geliyoruz avro b&ouml;lgesine. Avro b&ouml;lgesi y&uuml;zde 85 ile geliyor onun arkasında Kanada y&uuml;zde 84, Almanya y&uuml;zde 83, Fransa y&uuml;zde 82, Macaristan y&uuml;zde 80, İngiltere y&uuml;zde 80, Avusturya y&uuml;zde 72, Malta y&uuml;zde 68, Hollanda y&uuml;zde 63, G&uuml;ney Kıbrıs y&uuml;zde 61, İspanya y&uuml;zde 60, Polonya y&uuml;zde 55, Finlandiya y&uuml;zde 48, Letonya y&uuml;zde 45, Danimarka y&uuml;zde 44, T&uuml;rkiye y&uuml;zde 42. Biz ka&ccedil;ıncı sıradayız d&uuml;nyada, şu anda 22. sıradayız. Gelişmiş, gelişmekte olan ve AB &uuml;yesi &uuml;lkeler. Ve tabii b&uuml;t&uuml;n bunlarla beraber hangi y&uuml;zle kalkıp da T&uuml;rkiye yi, ş&ouml;yledir b&ouml;yledir diye eleştirmeye kalkıyorlar anlamak m&uuml;mk&uuml;n değil. Erdoğan B&uuml;t&uuml;n bunlarla beraber &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde de bu yoğun dış politika g&uuml;ndemimizi devam ettireceğiz diye konuştu. &Ouml;nce Kazakistan a ardından 1-2 Kasım tarihlerinde T&uuml;rkiye den Almanya ya iş g&uuml;c&uuml; g&ouml;&ccedil;&uuml;n&uuml;n 50 inci yılı dolayısıyla Almanya ya gideceğini anımsatan Başbakan Erdoğan, Dile kolay tam 50 yıldır vatandaşlarımız Almanya nın ekonomisine, bu &uuml;lkenin ilerlemesine ve kalkınmasına katkı sağlıyor dedi.Erdoğan, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Dikkatinizi &ccedil;ekiyorum. Almanya da yerleşik vatandaşlarımızın sahip oldukları k&uuml;&ccedil;&uuml;k ve orta &ouml;l&ccedil;ekli 70 bin civarındaki işletme şu anda 350 bin kişiye istihdam sağlıyor ve bu işletmelerin cirosu da 35 milyar avroya ulaşıyor.Almanya ziyaretimizde Şans&ouml;lye Merkel le birlikte katılmayı &ouml;ng&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z etkinliklerde bir kez daha gurbet&ccedil;ilerimizle hasret gidereceğiz, entegrasyon konusuna verdiğimiz &ouml;nemi dile getireceğiz. Almanya dan da hemen G-20 Zirvesi ne katılmak &uuml;zere Fransa nın Cannes şehrine ge&ccedil;erek orada da T&uuml;rkiye nin d&uuml;nya ekonomisindeki yerini, d&uuml;nya ekonomisine yapacağı katkıları değerlendirecek, ayrıca muhataplarımızla da ikili g&ouml;r&uuml;şmeler ger&ccedil;ekleştireceğiz. -K&uuml;resel ekonomik kriz-2008 yılında başlayan k&uuml;resel ekonomik krizin, d&uuml;nyada etkisini bug&uuml;n de b&uuml;t&uuml;n yoğunluğuyla s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade eden Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: Her g&uuml;n medyadan krizin &ccedil;eşitli &uuml;lkelerdeki olumsuz etkilerine dair haberler aldık, almaya devam ediyoruz. Gelişmiş pek &ccedil;ok ekonomide g&ouml;stergeler maalesef uzun s&uuml;redir negatif bir &ccedil;izgide seyrediyor. ABD ve AB &uuml;lkeleri de dahil pek &ccedil;ok &uuml;lkede kriz y&ouml;netimlerinden maalesef istenen sonu&ccedil;lar hen&uuml;z alınamadı. T&uuml;rkiye d&uuml;nyada b&uuml;y&uuml;k sıkıntıların yaşandığı b&ouml;yle bir d&ouml;nemde b&uuml;y&uuml;me dinamizmi ve istikrarıyla dikkat &ccedil;ekiyor. T&uuml;rkiye nin kriz y&ouml;netimindeki başarısı, ge&ccedil;mişte bizim yaşadığımız sıkıntıları bug&uuml;n yaşamakta olan &uuml;lkeler i&ccedil;in bir &ouml;rnek teşkil eder hale geldi. Biz sadece k&uuml;resel ekonomik krizin etkilerini bertaraf etmiyor, aynı zamanda yakaladığımız her b&uuml;y&uuml;k hedefin yerine daha b&uuml;y&uuml;ğ&uuml;n&uuml; koymayı da başarıyoruz diyen Erdoğan, şunları kaydetti: &Uuml;lke olarak en olumsuz şartlarda bile b&uuml;y&uuml;meye, gelişmeye, ilerlemeye devam ediyoruz. Ekonomimizi bir&ccedil;ok &uuml;lke i&ccedil;in gıpta edilir hale getiren asli fakt&ouml;r budur. Buralara dersimize &ccedil;ok iyi &ccedil;alışarak geldik. Hatta şunu da rahatlıkla s&ouml;yleyebilirim ki, bu noktaya ge&ccedil;mişte yaşadığımız ekonomik krizlerden kendimize doğru dersler &ccedil;ıkardığımız i&ccedil;in geldik. 9 yıllık AK Parti iktidarının bırakın her yılını, her ayını, her g&uuml;n&uuml;n&uuml; bir &ouml;nceki g&uuml;nden daha ileride tamamlamak i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k gayret sarf ettik. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Toplum adına kararları &ouml;nceden veren, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k alanlarını ta baştan sınırlayan, belirlenmiş sabitelerle toplumu şekillendirmeyi hedefleyen bir anayasa değil, evrensel değerlerle tezat teşkil etmeyen ve milletimizin rızasına uygun bir anayasaya ihtiyacımız var dedi.Başbakan Erdoğan, AK Parti nin Kızılcahamam da yapılan 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı nın a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, yeni anayasa &ccedil;alışmalarını millete layık olabilmek i&ccedil;in hakkıyla yapacaklarını s&ouml;yledi. B&uuml;t&uuml;n samimiyetleriyle &ouml;n yargılar ve &ouml;n kabuller olmadan b&uuml;t&uuml;n inandıklarını ortaya a&ccedil;ık&ccedil;a koyduklarını ve Bizim 326 milletvekilimiz var, en g&uuml;&ccedil;l&uuml; parti biziz demediklerini vurgulayan Başbakan Erdoğan, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Şu anda grubu bulunan d&ouml;rt parti var. Şu anda TBMM Başkanı bizden 3 er &uuml;ye mi istiyor? 3 er &uuml;ye. Hayır, bizim 326 var, dolayısıyla adil bir sayı istiyoruz , b&ouml;yle bir itirazda bulunmadık. Baştan s&ouml;yledik, ikiyse iki, &uuml;&ccedil;se &uuml;&ccedil;. 29 &uuml;yesi olan da 3 &uuml;ye, 326 &uuml;yesi olan AK Parti de 3 &uuml;ye vermeyi kabul etti. 53 &uuml;yesi olan da 3 &uuml;ye, 326 &uuml;yesi olan da 3 &uuml;ye. Ana muhalefet Partisi nin 100 kusur &uuml;yesi, o da 3, biz de 3. Niye? İstiyoruz ki millet&ccedil;e gelin bu &uuml;z&uuml;m&uuml; yiyelim, bağcı ile uğraşmayalım, bu işi bitirelim. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; biz bu s&ouml;z&uuml; verdik ve bu s&ouml;z&uuml;n gereğini de yerine getireceğiz. Toplum adına kararları &ouml;nceden veren, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;k alanlarını ta baştan sınırlayan, belirlenmiş sabitelerle toplumu şekillendirmeyi hedefleyen bir anayasa değil, evrensel değerlerle tezat teşkil etmeyen ve milletimizin rızasına uygun bir anayasaya ihtiyacımız var. Bunu Anadolu yu dolaşırken yaptığımız kamuoyu araştırmalarıyla da g&ouml;rd&uuml;k. - T&uuml;rkiye artık, kapalı devre bir &uuml;lke değil -1982 yılından beri istisnasız her toplumsal kesimin, her siyasal kanadın topluma dar geldiğini ifade ettiği ve 29 senedir tartışılan darbe anayasanın, artık bu bedene uymadığında herkesin mutabık olduğunu ifade eden Erdoğan, Hatırlayın kamusal alan tartışmalarını, neler &ccedil;ektik değil mi? Hem bir taraftan g&uuml;l&uuml;yorduk bu tartışmalara, ama bir taraftan da uymak durumunda kalıyorduk. Neden? Toplum gerilmesin. İşte bu tartışmaların olduğu d&ouml;nemlerde, devleti milletten esirgeyen bir anlayışı yaşadık, ama biz bunları asla kabul etmiyoruz. Devleti millete ait kılan ve vatandaşlık aidiyetini per&ccedil;inleyen bir anayasaya ihtiyacımız var, işte bunu ger&ccedil;ekleştirmemiz lazım. Bizim milletimizi y&uuml;zyıllardır ayakta tutan bir değerler sistemimiz zaten var. T&uuml;rkiye artık, kapalı devre bir &uuml;lke değil. Artık, eski vehimlere yeni vehimler ekleyemeyiz diye konuştu.Başbakan Erdoğan, tarihin en zor şartlarında kenetlenerek, ay yıldızlı bayrağı altında b&uuml;t&uuml;nleşen bu b&uuml;y&uuml;k milletin geleceğe emniyet ve g&uuml;ven i&ccedil;inde y&uuml;r&uuml;mesini hi&ccedil;bir beşeri g&uuml;c&uuml;n engelleyemeyeceğini vurguladı. - En az T&uuml;rkiye b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde d&uuml;ş&uuml;n&uuml;n - Başta Cumhuriyet in bekası olmak &uuml;zere b&uuml;t&uuml;n kazanımların g&uuml;vencesinin demokrasi olduğun, millet iradesi olduğuna işaret eden Erdoğan, Bu noktada yine unutmayalım ki bizim temel meselemiz devletimizin hukuk zeminini sağlam kılmaktır. Gerisi, detaydır, teferruattır, usule ilişkindir. İnşallah milletimizin bu talebini karşılayacağız ve bunu millet olarak birlikte başaracağız dedi. Herkese &ccedil;ağrımız şudur. En az T&uuml;rkiye b&uuml;y&uuml;kl&uuml;ğ&uuml;nde d&uuml;ş&uuml;n&uuml;n. Zira T&uuml;rkiye yeni d&uuml;nyanın kutup yıldızı olmak i&ccedil;in sabırsızlanıyor diyen Erdoğan, T&uuml;rkiye nin b&uuml;t&uuml;n hesaplarını yeni baştan yapmak, eski yanlışların yerine doğruları koymak mecburiyetinde olduğunu s&ouml;yledi.Yeni bir d&ouml;nemin başladığını, yeni bir sayfanın a&ccedil;ıldığını belirten Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: T&uuml;rk siyasetinin diğer akt&ouml;rleri &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki imkanların farkında olmasalar da AK Parti bunun farkındadır. T&uuml;rkiye uzun senelerini yanlış zihniyetler elinde i&ccedil;ine kapanarak, kafasını kuma g&ouml;merek zayi etti. D&uuml;nyanın &ouml;nc&uuml; devletleri, lider &uuml;lkeleri arasında olması gereken bu &uuml;lke, bu kifayetsiz zihniyetler, &ouml;n&uuml;n&uuml; g&ouml;rmekten aciz o &ccedil;apsız siyasetler elinde k&ouml;r kuruşa muhta&ccedil; hale getirilmiştir. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Benim baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; kardeşlerimi niye istismar ediyorsun, yapacaksan yap, gelsin girsinler. Senin b&ouml;yle bir derdin yok ki. Dini Zerd&uuml;ştl&uuml;k olan bir anlayışın b&ouml;yle bir derdi olabilir mi? Dert istismar, acaba AK Parti yi k&ouml;şeye nasıl sıkıştırırız, ge&ccedil; o işi ge&ccedil;, siz bizi k&ouml;şeye sıkıştıramazsınız. Bu millet kimin ne olduğunu gayet iyi biliyor, bu iş konuşulmaz, bu iş yaşanır, yapılır dedi.Erdoğan, AK Parti nin Kızılcahamam da d&uuml;zenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı nın a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, AK Parti hi&ccedil; bir zaman siyaset yaparken istismar politikalarına kitabında yer vermedi yer vermeyecektir. Biz olduğumuz gibi g&ouml;r&uuml;neceğiz, g&ouml;r&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z gibi olacağız, bizim anlayışım bu olacak dedi. Son hafta i&ccedil;erisinde bakıyorsunuz bir grup &ccedil;ıkıyor hemen pat bir &ouml;nerge sunuyor, &ouml;yle bir derdi yok, &ouml;yle bir derdi olsa zaten olması gerekeni de yapar, kaldı ki buna mani bir hal de yok. Madem b&ouml;yle bir şeyi istiyorsun, yola &ccedil;ık yap, mani bir hal yok diyen Erdoğan, Benim baş&ouml;rt&uuml;l&uuml; kardeşlerimi niye istismar ediyorsun, yapacaksan yap, gelsin girsinler. Senin b&ouml;yle bir derdin yok ki. Dini Zerd&uuml;ştl&uuml;k olan bir anlayışın b&ouml;yle bir derdi olabilir mi? Dert istismar, acaba AK Parti yi k&ouml;şeye nasıl sıkıştırırız, ge&ccedil; o işi ge&ccedil;, siz bizi k&ouml;şeye sıkıştıramazsınız. Bu millet kimin ne olduğunu gayet iyi biliyor, bu iş konuşulmaz, bu iş yaşanır, yapılır. Biz bunu yapıyoruz, ama bu &uuml;lkeyi l&uuml;zumsuz olarak germeye de kimsenin hakkı yok. Bunu bu salonu dolduran kardeşlerim, bizi ekranları başında bizi dinleyen milletim &ccedil;ok iyi biliyor şeklinde konuştu.Bir ve beraber olmanın, aynı geleceğe beraberce y&uuml;r&uuml;yor olmanın milletimizin en b&uuml;y&uuml;k g&uuml;c&uuml; olduğunu vurgulayan Genel Başkan ve Başbakan Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: T&uuml;rkiye nin bir ucundan diğer ucuna hizmet aşkıyla y&uuml;rekleri &ccedil;arpan AK Parti sevdalıları adına, bizimle aynı hissiyatı taşıyan milletimiz adına s&ouml;yl&uuml;yorum. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; doğusuyla, batısıyla, kuzeyiyle g&uuml;neyiyle, k&uuml;&ccedil;&uuml;ğ&uuml;yle b&uuml;y&uuml;ğ&uuml;yle hepimiz bir T&uuml;rkiye yiz. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; biz hepimiz T&uuml;rkiye yiz. Biz, yola &ccedil;ıkarken ne dedik her şey T&uuml;rkiye i&ccedil;in dedik. Onun i&ccedil;in hep beraber T&uuml;rkiye yiz. 81 vilayetimiz, 74 milyon canımızla hep beraber T&uuml;rkiye yiz biz. Milletimizin o &ccedil;ok sevdiği şarkıda s&ouml;ylediğimiz gibi, Aynı yoldan ge&ccedil;mişiz biz, aynı sudan i&ccedil;mişiz biz. Yazımız bir, kışımız bir, aynı dağın yeliyiz biz. Şarkılar bir, t&uuml;rk&uuml;ler bir, hep beraber s&ouml;yleriz biz. Halaylar bir, horonlar bir, aynı sazın teliyiz biz. G&ouml;n&uuml;ller bir, dualar bir, bir Allahın kuluyuz biz. Has bah&ccedil;emiz yurdumuzdur, aynı bağın g&uuml;l&uuml;y&uuml;z biz Bir olmak, beraber olmak, aynı geleceğe beraberce y&uuml;r&uuml;yor olmak milletimizin en b&uuml;y&uuml;k g&uuml;c&uuml;d&uuml;r. - Veda yemeğine giden gen&ccedil; kızların yoluna pusu kuruyor, kurşuna diziyor - T&uuml;rkiye nin b&uuml;y&uuml;mesini, gelişmesini, ilerlemesini istemeyenlerin en &ouml;ncelikli hedefinin bu ahengin ortadan kaldırılması olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları s&ouml;yledi: Herkes m&uuml;sterih olsun, bu ahengi kimseye bozdurmayacağız. G&ouml;z&uuml;n&uuml; kırpmadan masum insanların canına kastedenler meşru bir davanın savunucusu olduklarına hi&ccedil; kimseyi inandıramazlar. T&uuml;rkiye nin ayağına zincir olmak isteyen, gen&ccedil;, kadın, &ccedil;ocuk, hamile, iş&ccedil;i, k&ouml;yl&uuml; demeden ocaklar s&ouml;nd&uuml;ren caniler, sonunda mutlaka ama mutlaka kaybedecekler. Demokrasinin yollarına mayın d&ouml;şeyenlerin kandan beslenmesine izin vermeyeceğiz. Ter&ouml;rle m&uuml;cadelede yeni bir d&ouml;nem başlamıştır. S&uuml;reci yeni baştan ele aldık ve yeni a&ccedil;ılımlar, ilave tedbirler geliştirdik. Şartlar neyi gerektiriyorsa o yapılıyor, eksik bir şey varsa tamamlanıyor, bundan kimsenin en ufak bir ş&uuml;phesi olmasın. Ter&ouml;r&uuml;n acısını en &ccedil;ok o b&ouml;lgede yaşayan masum insanlarımız &ccedil;ekiyor, ter&ouml;r&uuml;n maliyetini en &ccedil;ok onlar &ouml;d&uuml;yor. Ter&ouml;r, acıyı b&uuml;y&uuml;terek varlığını s&uuml;rd&uuml;rmek istiyor. Ter&ouml;rist, acıyı b&uuml;y&uuml;tmek i&ccedil;in evine ekmek alan polisime, askerime kurşun sıkıyor. Ve bunu kalleş&ccedil;e yapıyor, gelip arkadan bunu yapıyor. Acıyı b&uuml;y&uuml;tmek i&ccedil;in hamile kadına, bir veda yemeğine giden gen&ccedil; kızların yoluna pusu kuruyor, kurşuna diziyor. Zira, o cinayet &ouml;rg&uuml;t&uuml;, kaos istiyor, aklıselimin kaybolmasını, metanetimizi yitirmemizi istiyor. Herhalde, en &ccedil;ok bunu istiyor. Ama bu b&uuml;y&uuml;k millet bu tuzağa evvelallah d&uuml;şmeyecek. 74 milyon vatandaşımızın ter&ouml;r ve ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml; karşısındaki hissiyatı birdir. İnsan hayatına kastedeni, hayata, masumiyete pusu kuranı hep birlikte lanetliyoruz. Ter&ouml;r yoluyla bu milleti birbirine d&uuml;ş&uuml;rmek isteyenler bu karanlık ideallerine hi&ccedil;bir zaman kavuşamayacaktır. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G&uuml;ney Kıbrıs ın KKTC adına herhangi bir tasarrufta bulunma yetkisi, hakkı bulunmadığını belirterek, B&ouml;l&uuml;nm&uuml;ş bir ada hakkında, Kuzey hakkında herhangi bir yetkiye sahip değildir, kendileri &ccedil;alarlar, kendileri oynarlar. T&uuml;rkiye nin Avrupa Birliğine adaylık s&uuml;recindeki mevcut engellerin aşılmasının bedeli, hi&ccedil;bir şekilde Kıbrıs T&uuml;rkleri nin yalnız bırakılması olamaz dedi.Başbakan Erdoğan, AK Parti nin Kızılcahamam da d&uuml;zenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı nın a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, T&uuml;rkiye nin her alanda son 9 yılda ezberleri bozan bir anlayış ortaya koyduğunu s&ouml;yledi. B&uuml;t&uuml;n bunları g&ouml;rebilmek i&ccedil;in g&ouml;ren g&ouml;z olması lazım, yoksa sadece bakar g&ouml;z vardır, ama k&ouml;rd&uuml;r diyen Başbakan Erdoğan, T&uuml;rkiye nin Avrupa Birliğine ilk resmi başvurusunu 1963 yılında yaptığını, ancak 2002 ye kadar bir arpa boyu yol alınamadığını belirtti.AK Parti nin iktidara gelmesiyle birlikte iki yılda Kopenhag Kriterlerinin tamamlandığını, 3 Ekim 2005 te m&uuml;zakerelere başlandığını ifade eden Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: T&uuml;rkiye, Avrupa Birliği standartlarına bug&uuml;n en yakın olduğu noktadadır. Aslında AB standartlarına sahibiz. Bunlar bizde var, niye olmuyor derseniz onlar &ccedil;ok iyi biliyor, biz de biliyoruz, ama germeye gerek yok, yolcu yolunda gerek. Avrupa Birliği nden m&uuml;zakere tarihini alan da m&uuml;zakereleri başlatan da AK Parti H&uuml;k&uuml;meti olmuştur. B&uuml;t&uuml;n &ccedil;ifte standartlara, b&uuml;t&uuml;n haksızlıklara rağmen biz reform s&uuml;recinde kararlıyız, kararlı bir şekilde de yolumuza devam ettireceğiz. Varsın onlar kendi ayak oyunlarını s&uuml;rd&uuml;rs&uuml;nler... Varsın verdikleri s&ouml;z&uuml; tutmasınlar, ama karşı karşıya gelip konuştuğumuzda inanın bize bir cevap veremiyorlar, kendilerini savunamıyorlar. Niye? Haklı değiller. Zaten ne halde oldukları da ortada... D&ouml;k&uuml;l&uuml;yorlar, her şeyleri d&ouml;k&uuml;l&uuml;yor, &uuml;yeleri d&ouml;k&uuml;l&uuml;yor, parada pulda ne olduğu belli, Avrupa Birliği Merkez Bankası onlara para yetiştirmeye &ccedil;alışıyor, karşılıksız para basıyor, ama T&uuml;rkiye onlarla ayakta durmuyor, kendisi milletiyle ayakta. Kredi derecelendirme kuruluşları her g&uuml;n notunu y&uuml;kseltiyor. Biz, hele bir şu m&uuml;ktesebata uyum s&uuml;recini tamamlayalım gerisini o zaman da zaten konuşuruz, konuşacağız. &Ccedil;arşamba g&uuml;n&uuml; yayımlanan İlerleme Raporu bir kez daha bazı konularda Avrupa Birliği nin ciddi bir akıl tutulması i&ccedil;erisinde olduğunu g&ouml;sterdi. Maalesef m&uuml;zakere s&uuml;recini tıkayan sorun alanlarında hala Avrupa Birliği tarafından stat&uuml;kocu bir yaklaşımın benimsendiğini, bu Rapor da bir kez daha g&ouml;rd&uuml;k. Ne yapayım da T&uuml;rkiye ye &ccedil;amur sı&ccedil;ratalım dert bu. - AB perspektifimize konjonkt&uuml;rel gelişmeler zaviyesinden bakmıyoruz -Başbakan Erdoğan, T&uuml;rkiye nin AB &uuml;yeliği i&ccedil;in gerekli adımları atmadığını, h&uuml;k&uuml;metin AB s&uuml;recine &ouml;nem vermediğini s&ouml;yleyenlerin yanılgı i&ccedil;erisinde olduğunu belirterek, Biz, Avrupa Birliği perspektifimize konjonkt&uuml;rel gelişmeler zaviyesinden bakmıyor, bu s&uuml;reci T&uuml;rkiye nin muasır medeniyetler seviyesinin &uuml;zerine &ccedil;ıkma hedefinin en &ouml;nemli par&ccedil;ası olarak değerlendiriyoruz. İ&ccedil;eride veya dışarıda hi&ccedil;bir şahsi ve sorumsuz davranışın T&uuml;rkiye nin reform kararlılığını g&ouml;lgelemesine m&uuml;saade etmeyiz, etmiyoruz ve etmeyeceğiz dedi.Başbakan Erdoğan, kararlı duruşları neticesinde T&uuml;rkiye karşıtı setlerin de bir bir yıkılmaya başladığını, tezlerinin haklılığının ortaya &ccedil;ıktığını ifade ederek, vize konusundaki &ccedil;abaların meyvesini vermeye başladığını, bu konuda son g&uuml;nlerde olumlu gelişmeler yaşandığını s&ouml;yledi.Erdoğan, Şunu da herkesin bilmesi gerekir ki her konuda olduğu gibi vize meselesinin de T&uuml;rkiye i&ccedil;in bir l&uuml;tuf olmadığını hatırlatmak istiyorum. T&uuml;rkiye, vize konusunda bir l&uuml;tuf beklentisinde değildir, sadece hakkı olanı talep ediyor. Hakkımızı alana kadar da bu m&uuml;cadelemize devam edeceğiz. Brezilya nın, Bolivya nın AB ile ne alakası var, sen gel buralara Schengen Vizesi ver, T&uuml;rkiye ye vermekten ka&ccedil;ın. Bunlar kendilerine g&ouml;re orta sahada top &ccedil;evirmeye &ccedil;alışıyorlar diye konuştu.- Bu sorun artık AB i&ccedil;in bir namus meselesidir -Kıbrıs meselesine de değinen Erdoğan, sondaj konusuyla Kıbrıs meselesinin &ccedil;&ouml;z&uuml;m s&uuml;recinin sabote edildiğini, sorumsuz hareketleri herkesin dikkatle ve ibretle izlemekte olduğunu kaydetti. Hi&ccedil; kimse Ada nın ortak malı ve ortak zenginlikleri &uuml;zerinde tek taraflı hak iddia edemez diyen Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Hak iddia eden ve hatta bu doğrultuda tek taraflı &ccedil;abalara girişen olursa da T&uuml;rkiye den bunun karşılığını misliyle g&ouml;r&uuml;r. Kıbrıs bizim milli davamız. Başından beri kazan-kazan ilkesinin hayata ge&ccedil;irilmesini biz savunduk. Başından beri &ccedil;&ouml;z&uuml;mden yana olan taraf biz olduk. Başından beri yapıcı olan, s&ouml;zlerini tutan taraf biz olduk. Ama s&uuml;rekli &ccedil;&ouml;z&uuml;mden ka&ccedil;an ve işi yokuşa s&uuml;ren ise Rumlar oldu. Buna rağmen AB &uuml;yeliği ile &ouml;d&uuml;llendirilen de yine Rumlar oldu. &Ouml;zellikle Avrupa Birliği ne sesleniyorum: Hi&ccedil; rahatsız olmasınlar, &ccedil;&uuml;nk&uuml; bu bizim hakkımız. Bu sorun artık AB i&ccedil;in bir namus meselesidir, bunu b&ouml;yle ele almak durumundadırlar. AB, ya 2004 yılında yaptığı tarihi hatadan geri d&ouml;nerek, 26 Nisan 2004 tarihli Konsey kararını uygulayacak ve KKTC ile ticaretin &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;acak ya da Rum kesimini şımartmaya devam ederek, &ouml;m&uuml;r boyu bu kara lekeyle yaşamak zorunda kalacak. Şunu da tekrarlamakta fayda g&ouml;r&uuml;yorum: Bizim arzumuz 2012 yılının ikinci yarısında Birleşik Kıbrıs Devleti nin AB D&ouml;nem Başkanlığı nı &uuml;stlenmesidir. Aksi takdirde tek taraflı olarak G&uuml;ney Kıbrıs Rum Y&ouml;netimi nin &uuml;stleneceği bir D&ouml;nem Başkanlığı nda, bizim i&ccedil;in yok h&uuml;km&uuml;nde olan bir s&ouml;zde &uuml;lkeyle aynı masaya oturmayız, oturmayacağız. O 6 ay i&ccedil;erisinde AB, karşısında T&uuml;rkiye yi bulamayacaktır, &ccedil;&uuml;nk&uuml; muhatabımız olmayan bir G&uuml;ney Kıbrıs vardır. Bunu kabul etmeleri gerekir, bunu kendilerine hep s&ouml;yledik, yine s&ouml;yl&uuml;yoruz. Tutulmayan s&ouml;zlerin, atılmayan adımların, cevabı verilemeyen soruların bedelini artık Kuzey Kıbrıs T&uuml;rk Cumhuriyeti nin &ouml;demeyeceğini herkesin bilmesi ve bu d&uuml;ş&uuml;nceyle hareket etmesi gerekir. Kaldı ki KKTC adına G&uuml;ney Kıbrıs ın herhangi bir tasarrufta bulunma yetkisi, hakkı yoktur. B&ouml;l&uuml;nm&uuml;ş bir ada hakkında Kuzey hakkında herhangi bir yetkiye sahip değildir, kendileri &ccedil;alarlar, kendileri oynarlar. T&uuml;rkiye nin Avrupa Birliğine adaylık s&uuml;recindeki mevcut engellerin aşılmasının bedeli, hi&ccedil;bir şekilde Kıbrıs T&uuml;rkleri nin yalnız bırakılması olamaz. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Biz asla bir kahramanlık peşinde değiliz. Hi&ccedil;bir gizli g&uuml;ndemin takip&ccedil;isi de değiliz. Zira biz aklımız kadar g&ouml;nl&uuml;m&uuml;zle, hesabımız kadar hayallerimizle hareket eden bir kadroyuz dedi. Erdoğan, AK Parti nin Kızılcahamam da d&uuml;zenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı nın a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, AK Parti olarak dış politikada da ezberleri bozan, paradigmaları değiştiren bir anlayışı hakim kıldıklarını ifade etti. En &ouml;nemlisi de dış politikayı milletten bağımsız g&ouml;ren, milletin tercih ve beklentilerinin aksi istikamette seyreden dış politika anlayışını topyek&uuml;n reddettiklerini belirten Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Dış politikayı adeta bir insansız hava aracı gibi algılayanlar, dış politikadan ayıklamaya bunları b&uuml;y&uuml;k gayret sarf ettik ve onlar tam tersini yaparken bumerang gibi onlara bunu tersine terk ettik. Onlar bu &uuml;lkeyi d&uuml;nyanın dışında g&ouml;r&uuml;yordu, tam tersi oldu. Şimdi artık g&uuml;ndemi belirlenen bir T&uuml;rkiye yok, g&uuml;ndem belirleyen bir T&uuml;rkiye var, b&ouml;yle bir d&ouml;neme geldik. Milletimizin belirlediği istikamette y&uuml;r&uuml;yen bir dış politika... Milletimizin tasvip etmediği hi&ccedil;bir politikanın peşinden gitmiyoruz, gidemeyiz. Halkın g&uuml;c&uuml; karşısında direnebilecek hi&ccedil;bir siyasetin, hi&ccedil;bir politikanın, dış politika anlayışlarında yer almadığına ve almayacağına işaret eden Erdoğan, şunları kaydetti: Halka rağmen hi&ccedil;bir siyaset meşru sayılamaz. Bunu s&ouml;ylediğimiz i&ccedil;in ve bu mesajı d&uuml;nyaya duyurduğumuz i&ccedil;in bizi eleştirenler bilmelidir ki T&uuml;rkiye nin tarihine, zenginliklerine, imkan ve kabiliyetlerine b&uuml;y&uuml;k haksızlık ediyorlar. Bug&uuml;n &uuml;lkesine karşı bu haksızlığı yapanlara fildişi kulelerin değil, b&ouml;lgemizdeki y&uuml;z milyonların sesine kulak vermelerini tavsiye ediyorum.Şam ın sokaklarında, Beyrut un caddelerinde, Tahrir Meydanı nda, &Uuml;sk&uuml;p te, Astana da, Br&uuml;ksel de, Washington da yankılanan T&uuml;rkiye nin sesine kulak tıkamak onlara hi&ccedil;bir şey kazandırmaz. Biz asla bir kahramanlık peşinde değiliz. Hi&ccedil;bir gizli g&uuml;ndemin takip&ccedil;isi de değiliz. Zira biz aklımız kadar g&ouml;nl&uuml;m&uuml;zle, hesabımız kadar hayallerimizle hareket eden bir kadroyuz. Yegane ve samimi arzumuz, adaletin s&ouml;m&uuml;r&uuml;ye, barışın savaşa, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;klerin zulme karşı galip geldiği, huzur ve sevgi dolu bir d&uuml;nya idealine hep birlikte kavuşmaktır. - Hangi ilke, teori, dış politika anlayışı vicdanların &ccedil;ağrısından daha &ouml;nemli - Başbakan Erdoğan, T&uuml;rkiye yi bulunduğu her yerde barışın ve kardeşliğin savunucusu olarak y&uuml;kseltmenin onurunu taşıdıklarını ve bu onuru bu aziz kadroyla, bu aziz dava arkadaşlarıyla birlikte paylaştığını ifade ederek, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Soruyorum sizlere. Allah aşkına cebimde iki lira okul har&ccedil;lığım var. Bunun bir lirasını pul parasına veriyorum. Bir lirasını da Pakistan da seldeki &ccedil;ocuklara ekmek almanız i&ccedil;in g&ouml;nderiyorum diyen bir &ouml;ğrencinin, o k&uuml;&ccedil;&uuml;c&uuml;k yavrunun &ccedil;ağrısına kulak vermekten daha onurlu, daha evla bir vazife olabilir mi? Havaalanına inen T&uuml;rk u&ccedil;aklarını g&ouml;r&uuml;nce T&uuml;rkler geldi kurtulacağız diye haykıran Somalili kardeşlerimizin dualarına nail olmaktan daha anlamlı bir siyaset kabul edilebilir mi? &Uuml;zerine fosfor bombaları atılan, a&ccedil;ık hava hapishanesi koşullarına mahkum edilen Gazzeli kardeşlerimizin feryadına cevap vermekten, uluslararası sularda korsanca bir saldırıyla şehit edilen vatandaşlarımızın hukukunu aramaktan daha ilkeli bir dış politika olabilir mi? Hangi ilke, hangi teori, hangi dış politika anlayışı vicdanların &ccedil;ağrısından daha &ouml;nemlidir? Bug&uuml;n Birleşmiş Milletler de T&uuml;rkiye nin konuşulduğunu, T&uuml;rkiye nin haklı tezlerinin tartışıldığını dile getiren Erdoğan, Avrupa Birliği &uuml;lkeleri ekonomik krizle boğuşurken b&uuml;t&uuml;n Avrupa T&uuml;rkiye nin y&uuml;kselişini konuşuyor, T&uuml;rkiye ye gıptayla bakıyor. Orta Doğu da, Afrika da, Asya da, Balkanlar da &uuml;lkemiz tarihten aldığı g&uuml;&ccedil;le yeniden ayağa kalkıyor. ABD ile daha &ouml;nce stratejik ortaklık d&uuml;zeyinde olan iş birliğimiz, artık bir model ortaklık anlayışıyla y&uuml;r&uuml;yor. Rusya ile ilişkilerimiz hızla derinlik kazanırken ticaret hacmimiz artıyor diye konuştu. Artık T&uuml;rkiye rol bi&ccedil;ilen değil, rol belirleyen bir akt&ouml;rd&uuml;r. Artık T&uuml;rkiye alan el değil, veren eldir diyen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: D&uuml;n 70 sente muhta&ccedil; olan bir T&uuml;rkiye ydik, bug&uuml;n d&uuml;nyanın d&ouml;rt bir tarafına kalkınma yardımlarında bulunan, sadece Somali halkı i&ccedil;in, halkına &ccedil;ağrıyı yaptığı zaman kamu, STK hep birlikte kasalara 300 milyon dolar bağış toplayabilen bir &uuml;lke haline geldik. Allah a hamdolsun. 30 milyon dolar ayni yardım g&ouml;nderen bir &uuml;lke haline geldik. İnşallah devamı gelecek. İş adamlarımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla hayır kuruluşlarımızla d&uuml;nyanın her k&ouml;şesine yardım elini uzatan mesafe tanımaksızın nerede bir yardıma muhta&ccedil; varsa oraya ilk giden &uuml;lkeyiz artık. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, T&uuml;m kurumlarımızla gerekli tedbirleri alacak g&uuml;&ccedil;te ve kararlılıktayız, ama piyasaları provoke etmek isteyenler olursa onlar da bilsinler ki karşılarında biz olacağız. Ne gerekirse onu yaparız. Şu anda inşaat sekt&ouml;r&uuml;nde buna benzer bazı şeyler var. Bug&uuml;ne kadar bakanım s&ouml;yledi, şimdi de ben s&ouml;yl&uuml;yorum. Eğer bu b&ouml;yle devam ederse, bilesiniz ki karşınızda bizi bulacaksınız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bizim i&ccedil;in inşaat sekt&ouml;r&uuml; &ouml;nemlidir, inşaat sekt&ouml;r&uuml;nde kalkıp da piyasaları bu şekilde etkileme yoluna gitmek haddinize değildir, gereğini yaparız dedi.Başbakan Erdoğan, AK Parti nin Kızılcahamam da d&uuml;zenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı nın a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, 2023 yılında kişi başına d&uuml;şen milli geliri 25 bin dolara &ccedil;ıkarmayı hedeflediklerini belirterek, iktidara geldiklerinde 36 milyar dolar seviyesinde olan ihracatın sı&ccedil;rama yaparak, 2008 yılının sonunda 132 milyar dolar olduğunu anımsattı.K&uuml;resel kiriz nedeniyle 2009-2010 yıllarında bir miktar gerileme olduysa da uygulamaya konulan yeni stratejilerle bu yıl eyl&uuml;l ayı itibariyle yıllık ihracatın yeniden 2008 deki rekor seviyeyi yakaladığını belirten Erdoğan, Şimdi onun &uuml;st&uuml;ne doğru y&uuml;r&uuml;yoruz. Hedefimiz 2023 te 500 milyar dolar ihracat yapan bir T&uuml;rkiye, biz bu hedefe samimiyetle inanıyoruz dedi. Bu potansiyeli, &uuml;lkemizde, insanımızda g&ouml;r&uuml;yoruz değerlendirmesinde bulunan Erdoğan, bu noktada istikrarın korunmasının, mali disiplinin asla taviz verilmeden elden bırakılmamasının &ccedil;ok &ouml;nemli olduğunu vurguladı. G&ouml;reve geldiklerinden bu yana tavizsiz bir şekilde uyguladıkları mali disiplin ile b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ıklarını &ouml;nemli &ouml;l&ccedil;&uuml;de kapattıklarını ifade eden Erdoğan, 2002 yılında milli gelire oranla y&uuml;zde 10 seviyesinde devraldıkları kamu b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığını 2010 yılı sonu itibariyle y&uuml;zde 2,3 seviyesine kadar d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;klerini, b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığının bu yıl y&uuml;zde 1 seviyelerine gerilemesini beklediklerini kaydetti.Bunların gelişmiş &uuml;lkelerin orta vadede hayal bile edemeyeceği oranlar olduğunu ifade eden Erdoğan, Bug&uuml;n İngiltere nin kamu b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ığı y&uuml;zde 10,4. Biz neredeyiz, onlar nerede? ABD nin y&uuml;zde 10,2, Japonya nın y&uuml;zde 9,2, Fransa nın y&uuml;zde 7 seviyesindedir. Biz bu oranı y&uuml;zde 1 seviyesine indirmekten s&ouml;z ediyoruz ki bu tablo aradaki farkı bariz bi&ccedil;imde ortaya koyuyor. Onların alt yapı, &uuml;st yapı noktasında &ccedil;ok ciddi ge&ccedil;mişten bu yana attıkları adımlar var. Şimdi onlar tepe noktasından inişe ge&ccedil;iyorlar, biz ise tepeye tırmanıyoruz, fark bu. Bunu, AK Parti kadrosu ger&ccedil;ekleştiriyor, mutluluğumuz burada ve bu heyecanı birlikte yakaladık. Bunu ger&ccedil;ekleştirmenin mutluluğu ile daha &ccedil;ok &ccedil;alışacağız, daha &ccedil;ok gayret edeceğiz ve T&uuml;rkiye yi muasır medeniyetler seviyesinin &uuml;st&uuml;ne &ccedil;ıkaracağız diye konuştu.2002 yılında g&ouml;revi devraldıklarında hazinenin ortalama y&uuml;zde 62,7 faiz oranıyla bor&ccedil;lanabildiğini hatırlatan Erdoğan, sağlanılan istikrar ve g&uuml;ven ortamı sayesinde 2010 yılında hazinenin bor&ccedil;lanma faizinin y&uuml;zde 8,1 e d&uuml;şt&uuml;ğ&uuml;n&uuml; s&ouml;yledi. Erdoğan, Bu &uuml;lkeyi nasıl soydular g&ouml;r&uuml;yorsunuz değil mi? Y&uuml;zde 63 nerede, y&uuml;zde 8 nerede? Bu aradaki fark, işte &uuml;lkenin adeta iflasıydı dedi.Erdoğan, 2001 yılında milli gelirin y&uuml;zde 15,5 d&uuml;zeyinde olan kamu faiz &ouml;demelerinin, 2010 yılı sonu itibariyle y&uuml;zde 4,6 seviyesine kadar gerilediğini belirterek, ge&ccedil;mişte vatandaşın cebinden faize giden paranın bug&uuml;n yatırım, sosyal destek ve hizmet olarak vatandaşa geri d&ouml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; s&ouml;yledi. Erdoğan, k&uuml;resel kriz d&ouml;neminde, gelişmiş ekonomilerin &ccedil;oğunda işsizlik oranlarında &ccedil;ok y&uuml;ksek artışlar ger&ccedil;ekleşirken, T&uuml;rkiye de artışın sınırlı kaldığını ifade etti.&Uuml;niversitesi olmayan il kalmadığının altını &ccedil;izen Erdoğan, vakıf &uuml;niversiteleriyle birlikte T&uuml;rkiye de 165 &uuml;niversitenin eğitim verdiğini belirtti. İktidara geldiklerinde 9 olan doğalgaz kullanan il sayısını 69 a &ccedil;ıkardıklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, Bunların hepsi &uuml;lkemizin refah d&uuml;zeyi olarak, bizim yaptığımız yatırımlar olarak, alt yapıda, &uuml;st yapıda nereye geldiğimizi g&ouml;steriyor diye konuştu.Cehaletle muasır medeniyetler seviyesinin &uuml;st&uuml;ne &ccedil;ıkılmayacağını vurgulayan Erdoğan, okul&ouml;ncesi eğitimde okullaşma oranının y&uuml;zde 10 dan y&uuml;zde 40 ın &uuml;zerine &ccedil;ıktığını hatırlattı.Erdoğan, Kızaklarla hastasını dağ k&ouml;ylerinden indiren bir T&uuml;rkiye, şimdi ise paletli ambulanslarla hastasına ulaşan bir T&uuml;rkiye. Hamile hastasına ve diğer hastalarına... Hamilelerine 10 g&uuml;n &ouml;nceden Seni gel şehirde misafir edelim diyen bir devlet, doğumdan sonra da ka&ccedil; g&uuml;n kalması gerekiyorsa onu misafir edip ondan sonra k&ouml;y&uuml;ne g&ouml;t&uuml;ren bir T&uuml;rkiye. Sosyal devlet işte bu. Bu lafla olmuyor, şu anda bunların icraatı yapılıyor. 18 helikopter ambulansıyla T&uuml;rkiye nin d&ouml;rt bir k&ouml;şesinde hizmet veren bir sağlık. Şimdi 2 taneydi 5 e &ccedil;ıkıyor, jet ambulanslarıyla şehirler arasında, uluslararasında hizmet veren sağlık anlayışla AK Parti iktidarı diye konuştu.- Bankaları ekonominin sırtındaki bir y&uuml;k olmaktan &ccedil;ıkarttık -D&uuml;nyadaki işsizlik oranındaki artışa değinen Erdoğan, b&uuml;t&uuml;n bu krize rağmen T&uuml;rkiye de toplam istihdamın hi&ccedil;bir zaman azalmadığını, krizin en yoğun yaşandığı 2009 yılında toplam istihdamı 83 bin kişi artırdıklarını belirtti.Krizin etkisiyle 2009 yılında y&uuml;zde 14 e y&uuml;kselen işsizlik oranının, 2010 yılında y&uuml;zde 11,9 a gerilediğini, Şubat 2011 de de kriz &ouml;ncesi seviyelere gelerek y&uuml;zde 9,2 olduğunu s&ouml;yleyen Erdoğan, bu kararlığın aynı şekilde devam ettiğini ve daha iyi olacağını kaydetti.Başbakan Erdoğan, Ekonomide &ouml;zel sekt&ouml;r&uuml;n ağırlığını artıracak politikaları uygulamaya koyduk, girişimcimizi destekledik, rekabet koşullarını oluşturarak ekonomide devleti d&uuml;zenleyici ve denetleyici konuma getirdik. Piyasaların etkin şekilde işlemesini temin ettik. &Ouml;zel sekt&ouml;r&uuml;m&uuml;z&uuml; teşvik edecek, m&uuml;teşebbislerimizin &ouml;n&uuml;n&uuml; a&ccedil;acak politikaları bundan sonra da uygulamaya devam edeceğiz diye konuştu.Ge&ccedil;miş yıllarda T&uuml;rkiye nin en b&uuml;y&uuml;k sıkıntılarından birisinin banka iflasları olduğunu ifade eden Erdoğan, bu tabloyu tamamen değiştirdiklerini, bankaları ekonominin sırtındaki bir y&uuml;k olmaktan &ccedil;ıkarıp, kar &uuml;retir hale getirdiklerini bildirdi.Avrupa da karda ilklerin arasında T&uuml;rkiye nin bankalarının yer aldığını ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: Sadece devlete bor&ccedil; veren ve bu şekilde risk almadan y&uuml;ksek karlar elde eden bir bankacılık d&uuml;zeninden reel sekt&ouml;re kredi vererek kar edebilen bir yapıya ge&ccedil;miş durumdayız. Bug&uuml;n gelişmiş &uuml;lkelerin bankalarının sağlamlığı sorgulanırken, hangi bankalar olduğunu biliyorsunuz. &Ccedil;ok ilgin&ccedil; bir misal vereceğim. Şu anda bizde bir olan bir banka, bizdeki bir bankayı daha &ouml;nce satın almıştı. O bankanın kendi, aslı, şu anda bizdeki bankanın neredeyse beşte biri durumunda bir değer ifade ediyor. Bizdeki, onunun 5 katı. Bakın nereden nereye. Neyi g&ouml;steriyor? T&uuml;rkiye nerede, onlar nerede. Kredi notları d&uuml;ş&uuml;r&uuml;l&uuml;rken bizim bankalarımızdan &ouml;vg&uuml;yle bahsediliyor. Avrupa bankalarının hali hazırda 200 milyar doların &uuml;zerinde sermaye a&ccedil;ığı olduğu bizzat resmi ağızlar tarafından dile getiriliyor. Yine Avrupa bankalarının sermaye yeterlilik oranı, yasal sınır olan y&uuml;zde 5 oranının altına d&uuml;şm&uuml;ş durumda. Buna karşılık bizim bankacılık sekt&ouml;r&uuml;m&uuml;z&uuml;n ortalama sermaye yeterlilik oranı, Allah nazardan saklasın diyeceğim, y&uuml;zde 16,6 ile Avrupa ve ABD bankalarının kat kat &uuml;zerinde. Nerelerden nerelere. Bu g&ouml;stergelerin T&uuml;rkiye deki bankacılık sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n d&uuml;nyada hem gelişmiş hem de gelişmekte olan &uuml;lkeler arasında en iyi, en g&uuml;&ccedil;l&uuml; bankacılık sekt&ouml;rlerinden biri haline geldiğini a&ccedil;ık&ccedil;a ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, Cumhuriyet in 100. kuruluş yıl d&ouml;n&uuml;m&uuml; olan 2023 yılına d&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k 10 ekonomisinden biri olarak girileceğini s&ouml;ylerken, bu g&ouml;stergelerden hareket ettiklerini kaydetti.- T&uuml;rkiye nin kamu bor&ccedil; oranı, Euro B&ouml;lgesi nin yarısı kadar -Başbakan Erdoğan, Milletimizle el ele, bundan &ccedil;ok daha fazlasını başaracak g&uuml;c&uuml;m&uuml;z de, enerjimiz de, potansiyelimiz de vardır. Yeter ki birbirimize bağlılığımız, &uuml;lkemize sevgimizi, huzur ve istikrarımızı kaybetmeyelim. Siyasi istikrarla ekonomik istikrar ilişkisini en iyi ortaya koyan tablo, T&uuml;rkiye ekonomisinin bug&uuml;n ulaştığı noktadır. Şimdi yepyeni bir anayasayla &uuml;lkemizde istikrarı kurumsallaştırmak istiyoruz. Demokrasi ile kalkınma birbirinden ayrılamaz. Hep beraber hazırlayacağımız modern ve sivil bir anayasayla sadece istikrarı değil, T&uuml;rkiye nin diğer b&uuml;t&uuml;n kazanımlarını da kalıcı hale getirme imkanı bulacağız. Ekonomik kalkınmanın devamı, refah d&uuml;zeyimizin artması ve sosyal barış i&ccedil;in bunu gerekli g&ouml;r&uuml;yoruz diye konuştu.Bu &uuml;lkede atılan her adımın meyvesinin, kısa zamanda alınabildiğini belirten Erdoğan, bunun başka &uuml;lkelerde bulunmayan &ouml;nemli &ccedil;ok bir meziyet olduğunu ifade etti.Bug&uuml;n Avrupa &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k bir bor&ccedil; krizi yaşarken, T&uuml;rkiye de kamu borcu diye bir sorunun kalmadığını belirten Erdoğan, uyguladıkları politikalarla kamu borcunu riskli seviyelerden makul seviyelere d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;klerini anlattı. Başbakan Erdoğan, 2010 yılı sonu itibariyle T&uuml;rkiye nin kamu bor&ccedil; oranının y&uuml;zde 42,2 iken, Avrupa &uuml;lkesinde bu oranın y&uuml;zde 85,1, Avrupa Birliği genelinde ise bu oranın y&uuml;zde 80 olduğu s&ouml;yledi. T&uuml;rkiye nin kamu bor&ccedil; oranının, Euro B&ouml;lgesi nin yarısı kadar olduğuna işaret eden Erdoğan, bu yıl bu oranın y&uuml;zde 40 ın altına inmesini beklediklerini kaydetti.- Gereğini yaparız -T&uuml;rkiye nin d&uuml;nyada en sağlam makro ekonomik temellere sahip &uuml;lkelerden birisi olduğunu ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti: D&uuml;nya ekonomisinde kırılganlıklar ve belirsizlik ortamı, en azından bir s&uuml;re daha devam edecek gibi g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. Bu olumsuzlukların, k&uuml;resel sisteme entegre olmuş &uuml;lkemiz piyasalarına kısa vadeli yansımalarının olması doğaldır, olabilir. Ama sakın bunlardan endişe etmeyin, biz g&uuml;&ccedil;l&uuml;y&uuml;z, &ccedil;&uuml;nk&uuml; yere sağlam basıyoruz. Ama televizyon ekranlarında da birilerinin b&ouml;yle hayali atıp tutmalarına kulak asmayın, &ccedil;&uuml;nk&uuml; onların T&uuml;rkiye de ne olduğundan haberleri yok. Sadece onlar kitap kapaklarının arasında kalmış d&uuml;ş&uuml;ncelerdir. &Uuml;lke dışında yaşananların orta ve uzun vadede T&uuml;rkiye ekonomisine kalıcı, olumsuz bir etkisi olmayacaktır. Ekonomimiz sağlam temeller &uuml;zerindedir. T&uuml;m kurumlarımızla gerekli tedbirleri alacak g&uuml;&ccedil;te ve kararlılıktayız, ama piyasaları provoke etmek isteyenler olursa onlar da bilsinler ki karşılarında biz olacağız. Ne gerekirse onu yaparız. Şu anda inşaat sekt&ouml;r&uuml;nde buna benzer bazı şeyler var. Bug&uuml;ne kadar bakanım s&ouml;yledim, şimdi de ben s&ouml;yl&uuml;yorum. Eğer bu b&ouml;yle devam ederse bilesiniz ki karşınızda bizi bulacaksınız. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bizim i&ccedil;in inşaat sekt&ouml;r&uuml; &ouml;nemlidir, inşaat sekt&ouml;r&uuml;nde kalkıp da piyasaları bu şekilde etkileme yoluna gitmek haddinize değildir, gereğini yaparız. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Biz sadece k&uuml;resel ekonomik krizin etkilerini bertaraf etmiyor, aynı zamanda yakaladığımız her b&uuml;y&uuml;k hedefin yerine daha b&uuml;y&uuml;ğ&uuml;n&uuml; koymayı da başarıyoruz dedi.Erdoğan, AK Parti nin Kızılcahamam da d&uuml;zenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısının a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, ekonomideki gelişmelere değindi.T&uuml;rkiye nin &ccedil;ok boyutlu dış politikasıyla insanlığın vicdanına seslenirken ekonomik olarak da d&uuml;nyanın her k&ouml;şesinde ağırlığını hissettiren bir konuma geldiğini vurgulayan Erdoğan, Şimdi burada birka&ccedil; &ouml;rnek vereceğim. Almanya ile biz g&ouml;reve geldiğimizde, yani 2002 de ikili ticaret hacmimiz 13 milyar dolar, 2010 yılında, bunun sonu itibarıyla s&ouml;yl&uuml;yorum; Bu rakam iki kattan fazla artış g&ouml;steriyor ve 30 milyar dolara y&uuml;kseliyor. Keza Fransa ile b&uuml;t&uuml;n olumsuzluklara rağmen 2002 de 5 milyar dolar olan ticaret hacmimiz 2010 yılında yaklaşık 3 kat artışla 14,2 milyar dolar oluyor. ABD ile ticaret hacmimiz 2002 de 6,5 milyar dolar, 2010 da ise 16 milyar dolara... Yine 2,5 katlık bir artış dedi.Erdoğan, Brezilya ile ticaret hacminin 2002 de 285 milyon dolar olduğunu, bu rakamın 2010 a gelindiğinde 2 milyar dolara y&uuml;kseldiğine işaret ederek, ş&ouml;yle devam etti: Hindistan a bakıyoruz. 2002 de ticaret hacmimiz 640 milyon dolar, 2010 da 4 milyar dolar. 640 milyon nire, 4 milyar nire. &Ccedil;in le 2002 de 1,5 milyar dolar olan ticaret hacmimiz ise dikkatinizi &ccedil;ekiyorum 19,5 milyar dolara &ccedil;ıkıyor, yani 13 katlık bir artış sağlanıyor. Mısır la ticaret hacmimiz 2002 de 444 milyon dolar iken 2010 da 3 milyar doların &uuml;zerine &ccedil;ıkıyor. Keza Libya ile 2002 de 900 milyon dolar olan ticaret hacmi 2010 da 2,3 milyar dolara y&uuml;kseliyor. Erdoğan, B&uuml;t&uuml;n bunlar oturduğumuz yerde gelişmeleri seyrederek başarılabilir mi kardeşlerim dedi. Ama d&uuml;nyayı, 2002 Kasımından &ouml;nce dediğimiz gibi fellik fellik dolaşacağız dedik ve buralara geldik diyen Başbakan Erdoğan, gelecek d&ouml;nemde de bu yoğun dış politika g&uuml;ndeminin devam edeceğini s&ouml;yledi.T&uuml;rkiye nin bor&ccedil;lu olduğuna y&ouml;nelik eleştiriler yapıldığını da anlatan Başbakan Erdoğan, konuşmasına ş&ouml;yle devam etti: Şu anda gelişmiş &uuml;lkeler br&uuml;t kamu bor&ccedil; stokunu veriyorum sizlere; 2010 yılı sonu, d&uuml;nyada en bor&ccedil;lu &uuml;lke, gayrisafi yurt hasılasına oranladığımızda neresi biliyor musunuz? ilk sırada Japonya var, y&uuml;zde 220. İkinci sırada Yunanistan. Y&uuml;zde 142. 3. sırada İtalya, y&uuml;zde 119. 4. sırada Bel&ccedil;ika y&uuml;zde 96. İrlanda 5. sırada, ABD y&uuml;zde 94. Portekiz y&uuml;zde 93. İlk 7 b&ouml;yle.Geliyoruz avro b&ouml;lgesine. Avro b&ouml;lgesi y&uuml;zde 85 ile geliyor onun arkasında Kanada y&uuml;zde 84, Almanya y&uuml;zde 83, Fransa y&uuml;zde 82, Macaristan y&uuml;zde 80, İngiltere y&uuml;zde 80, Avusturya y&uuml;zde 72, Malta y&uuml;zde 68, Hollanda y&uuml;zde 63, G&uuml;ney Kıbrıs y&uuml;zde 61, İspanya y&uuml;zde 60, Polonya y&uuml;zde 55, Finlandiya y&uuml;zde 48, Letonya y&uuml;zde 45, Danimarka y&uuml;zde 44, T&uuml;rkiye y&uuml;zde 42. Biz ka&ccedil;ıncı sıradayız d&uuml;nyada, şu anda 22. sıradayız. Gelişmiş, gelişmekte olan ve AB &uuml;yesi &uuml;lkeler. Ve tabii b&uuml;t&uuml;n bunlarla beraber hangi y&uuml;zle kalkıp da T&uuml;rkiye yi, ş&ouml;yledir b&ouml;yledir diye eleştirmeye kalkıyorlar anlamak m&uuml;mk&uuml;n değil. Erdoğan B&uuml;t&uuml;n bunlarla beraber &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde de bu yoğun dış politika g&uuml;ndemimizi devam ettireceğiz diye konuştu. &Ouml;nce Kazakistan a ardından 1-2 Kasım tarihlerinde T&uuml;rkiye den Almanya ya iş g&uuml;c&uuml; g&ouml;&ccedil;&uuml;n&uuml;n 50 inci yılı dolayısıyla Almanya ya gideceğini anımsatan Başbakan Erdoğan, Dile kolay tam 50 yıldır vatandaşlarımız Almanya nın ekonomisine, bu &uuml;lkenin ilerlemesine ve kalkınmasına katkı sağlıyor dedi.Erdoğan, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Dikkatinizi &ccedil;ekiyorum. Almanya da yerleşik vatandaşlarımızın sahip oldukları k&uuml;&ccedil;&uuml;k ve orta &ouml;l&ccedil;ekli 70 bin civarındaki işletme şu anda 350 bin kişiye istihdam sağlıyor ve bu işletmelerin cirosu da 35 milyar avroya ulaşıyor.Almanya ziyaretimizde Şans&ouml;lye Merkel le birlikte katılmayı &ouml;ng&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z etkinliklerde bir kez daha gurbet&ccedil;ilerimizle hasret gidereceğiz, entegrasyon konusuna verdiğimiz &ouml;nemi dile getireceğiz. Almanya dan da hemen G-20 Zirvesi ne katılmak &uuml;zere Fransa nın Cannes şehrine ge&ccedil;erek orada da T&uuml;rkiye nin d&uuml;nya ekonomisindeki yerini, d&uuml;nya ekonomisine yapacağı katkıları değerlendirecek, ayrıca muhataplarımızla da ikili g&ouml;r&uuml;şmeler ger&ccedil;ekleştireceğiz. -K&uuml;resel ekonomik kriz-2008 yılında başlayan k&uuml;resel ekonomik krizin, d&uuml;nyada etkisini bug&uuml;n de b&uuml;t&uuml;n yoğunluğuyla s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade eden Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: Her g&uuml;n medyadan krizin &ccedil;eşitli &uuml;lkelerdeki olumsuz etkilerine dair haberler aldık, almaya devam ediyoruz. Gelişmiş pek &ccedil;ok ekonomide g&ouml;stergeler maalesef uzun s&uuml;redir negatif bir &ccedil;izgide seyrediyor. ABD ve AB &uuml;lkeleri de dahil pek &ccedil;ok &uuml;lkede kriz y&ouml;netimlerinden maalesef istenen sonu&ccedil;lar hen&uuml;z alınamadı. T&uuml;rkiye d&uuml;nyada b&uuml;y&uuml;k sıkıntıların yaşandığı b&ouml;yle bir d&ouml;nemde b&uuml;y&uuml;me dinamizmi ve istikrarıyla dikkat &ccedil;ekiyor. T&uuml;rkiye nin kriz y&ouml;netimindeki başarısı, ge&ccedil;mişte bizim yaşadığımız sıkıntıları bug&uuml;n yaşamakta olan &uuml;lkeler i&ccedil;in bir &ouml;rnek teşkil eder hale geldi. Biz sadece k&uuml;resel ekonomik krizin etkilerini bertaraf etmiyor, aynı zamanda yakaladığımız her b&uuml;y&uuml;k hedefin yerine daha b&uuml;y&uuml;ğ&uuml;n&uuml; koymayı da başarıyoruz diyen Erdoğan, şunları kaydetti: &Uuml;lke olarak en olumsuz şartlarda bile b&uuml;y&uuml;meye, gelişmeye, ilerlemeye devam ediyoruz. Ekonomimizi bir&ccedil;ok &uuml;lke i&ccedil;in gıpta edilir hale getiren asli fakt&ouml;r budur. Buralara dersimize &ccedil;ok iyi &ccedil;alışarak geldik. Hatta şunu da rahatlıkla s&ouml;yleyebilirim ki, bu noktaya ge&ccedil;mişte yaşadığımız ekonomik krizlerden kendimize doğru dersler &ccedil;ıkardığımız i&ccedil;in geldik. 9 yıllık AK Parti iktidarının bırakın her yılını, her ayını, her g&uuml;n&uuml;n&uuml; bir &ouml;nceki g&uuml;nden daha ileride tamamlamak i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k gayret sarf ettik. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kardeşim sigarayı i&ccedil;mezsin olur biter, ne olacak? Alkol&uuml; biraz daha az t&uuml;ketirsin olur biter, ne olacak? Kalkıp da Porsche kullanacağına, l&uuml;ks 2000 CC nin &uuml;zerinde kullanacağına gel FİAT, Volkswagen kullan, ne olacak dedi.Erdoğan, AK Parti nin Kızılcahamam da d&uuml;zenlenen 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı nın a&ccedil;ılışında yaptığı konuşmada, bazı &uuml;r&uuml;nlerdeki &Ouml;TV artışına değindi. Şu anda ekranları başında bizi izleyen milletime sesleniyorum, medyanın y&ouml;netici kadrolarına da sesleniyorum. Ben a&ccedil;ık konuşurum. &Ouml;yle kelimeleri pek sağa sola kaydırmayı da sevmem. Tabii kendi arkadaşlarım da bundan g&uuml;cenmeyecekler diyen Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Şimdi biz, bu ara bazı &uuml;r&uuml;nlere zam yaptık. Alkol, t&uuml;t&uuml;n, l&uuml;ks ara&ccedil;lar vesaire. Tabii hemen başladılar. Milletvekilleri kendi maaşlarına baksın . Kim yapıyor bu işi? Medya yapıyor. Eline diline dursun. Şu bizim 9 yıllık s&uuml;recimizde, biz milletvekillerine, değerli arkadaşlarım zam yapmadık. Hani ge&ccedil;miş d&ouml;nemlerdeki gibi yapmadık, sadece en d&uuml;ş&uuml;k memur ne alıyorsa zam noktasında, milletvekili onu aldı. B&ouml;yle ekstra bazı oyunlar oynayalım vesaire bu t&uuml;r şeyler yapmadık. Ne diyor biliyor musunuz? Her milletvekillinin altına araba veriyormuşuz . Bir televizyon kanalında bizzat dinledim. Ondan sonra benzinlerini, u&ccedil;ak paralarını filan veriyor diyor. Bu terbiyesizliktir, bu terbiyesizliktir. - Milleti tahrik etmek i&ccedil;in ellerinden geleni yapıyorlar -İktidara geldiklerinde, milletvekillerinin b&uuml;t&uuml;n lojmanlarını sattıklarını anımsatan Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: Bu nasıl terbiyesizlik. Kalk bunu s&ouml;ylesene. Bu milletvekilleri lojmanlar satıldığı zaman kalkıp da en ufak ses &ccedil;ıkarmadılar. Bunu, bu parlamento yaptı, AK Parti H&uuml;k&uuml;meti ile yaptı. Niye bunu konuşmuyorsun, niye bunu dillendirmiyorsun? Şu anda benim milletvekillerimin &ccedil;oğu kirada oturuyor. Bunu niye konuşmuyorsun? Ayıptır yahu. Yani b&ouml;yle milleti tahrik etmek i&ccedil;in ellerinden geleni yapıyorlar. Milletvekilleri, zannediyor ki, el bebek g&uuml;l bebek &ccedil;alışıyor. Ee olmasın efendim diyor. Tamam da birileri bu işi g&ouml;t&uuml;recek. Bu bir aşk meselesi, dertli olmak meselesi. Hele hele Anadolu milletvekilleri, Anadolu dan gelen misafirlerini ağırlamak zorundadır. Ağırlamadığı zaman Aynen o televizyon spikeri gibi ne derler biliyor musunuz? Bak milletvekili oldu bizi kabul etmedi, bizi ağırlamıyor, yemek yedirmiyor, &ccedil;ay i&ccedil;irmiyor, otelde konaklama sağlamıyor derler. Hemen bunu s&ouml;ylerler. Bunlar yaşadıklarımız. Ama onun bundan haberi var mı? Bunu duymaz. Ayıptır yahu. Yani milletin temsilcisini, milletle nasıl ayırıyorlar, bunun oyunlarını oynuyorlar. Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: Kardeşim sigarayı i&ccedil;mezsin olur biter. Ne olacak? Alkol&uuml; biraz daha az t&uuml;ketirsin olur biter. Ne olacak? Kalkıp da Porsche kullanacağına, l&uuml;ks 2000 CC nin &uuml;zerinde kullanacağına gel FİAT, Volkswagen kullan ne olacak? Bunları kullan, biraz daha d&uuml;ş&uuml;r harcamayı. Bunu d&uuml;ş&uuml;rd&uuml;ğ&uuml;n zaman olur biter. Ve &uuml;lkenin cari a&ccedil;ık sorunu var. Eğer biz burada işe dikkat etmezsek hani Rahmetli &Ouml;zal ın kemer sıkma dediği olay, işi sıkı tutmazsak biz de Yunanistan ın durumuna mı d&uuml;şelim? Biz eşeği sağlam kazığa bağlayacağız kardeşim. Ondan sonra da Allah a emanet. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; biz, ayağa kalkan bir &uuml;lkeyiz şu anda. Eğitim ve sağlık alanındaki gelişmelere dikkati &ccedil;eken Erdoğan, şunları s&ouml;yledi: Sana okullarında kitaplarını &uuml;cretsiz dağıtan bir h&uuml;k&uuml;met var mı, devlet var mı? Var. Her &uuml;niversite &ouml;ğrencisine istisnasız, burs veya kredi veren bir AK Parti iktidarı var mı? Daha &ouml;nce var mıydı? Yok. 160 bin derslik nasıl yapıldı? Bu tedbirlerle yapıldı. Hastanelere de bizim yaptığımız s&uuml;bvansiyondan haberin var mı beyefendi? Yok. Onların haberi yok tabii. Şu anda tarihi bir devrim yaşıyoruz sağlıkta. Niye? Halk i&ccedil;inde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi dedik. Ve adeta devleti feda edecek anlayışla yatırımlar yapıyoruz sağlıkta. Niye? Benim vatandaşım rahatsız olduğunda, her yere tedavi i&ccedil;in bir yere ulaşabilsin. Bunlar nasıl oluyor acaba? İşte b&ouml;yle oluyor. İşsizliğe de değinen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: Şu anda işsizliğe bakıyorsunuz, AB &uuml;lkelerinin durumu ortada. Koskoca ABD işsizlikte y&uuml;zde 10 a dayandı. Biz 9,2 ye d&uuml;şt&uuml;k. Nereden nereye geliyoruz. Hep bunlar disiplinle oluyor. T&uuml;rkiye, bilim teknolojisinde, sanayide ciddi atılımlar yapıyor. T&uuml;rkiye nin d&ouml;rt bir yanı duble yollarla, hızlı trenle, hava yoluyla &ouml;r&uuml;l&uuml;yor. - U&ccedil;ağa binmek l&uuml;kst&uuml; -T&uuml;rkiye de 9 yıl &ouml;ncesine kadar u&ccedil;ağa binmenin bir l&uuml;ks olduğunu anlatan Başbakan Erdoğan, Artık orta halli vatandaşım bile u&ccedil;ağa rahat rahat biniyor. Bunlar daha da artacak, onlar ne derse desin bu kervan yoluna devam edecek. Bu m&uuml;cadelede milletimiz bizim en temel dayanağımız, en b&uuml;y&uuml;k g&uuml;c&uuml;m&uuml;z oldu dedi.Başbakan Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: Ben milletime şunu s&ouml;yl&uuml;yorum. Biz sizi enflasyona ezdirmeyeceğiz. Bu yapılan zamlar, asla enflasyonun &uuml;zerinde değildir, yine enflasyonun altındadır ve sizi asla enflasyona ezdiren zamlar değildir. Bunların hesaplarını &ccedil;ok ince yaptık. Bizzat arkadaşlarım haftalarca &ccedil;alıştılar, ondan sonra beraber oturduk &ccedil;alıştık. Ama bizim cari a&ccedil;ığa karşı da tedbirlerimizi oluşturmamız gerekiyor ve bu tedbirleri de bir taraftan milletimizle beraber alacağız. Biz birilerinin kapısında gidip de kuyruğa giremeyiz, bizden &ouml;nceki iktidarların yaptığı gibi. İşte kuyruğa girenlerin durumu ortada. Bak ne hale geldiler. IMF ile 4 yıldır Stand-By Anlaşması yapılmadığına dikkati &ccedil;eken Erdoğan, konuşmasını ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: IMF den filan yardım almıyoruz şu an... IMF ye borcumuz 4 milyar doların altına d&uuml;şt&uuml;. Geldiğimizde 23,5 milyar dolardı, bu bor&ccedil;. Şimdi buraya d&uuml;şt&uuml;. Sıfırlayacağız. 2013 nisanında o da sıfırlanacak. G&uuml;&ccedil;l&uuml; b&uuml;y&uuml;me performansıyla enflasyondaki d&uuml;ş&uuml;ş&uuml;n birlikte ger&ccedil;ekleştirilebileceğini ortaya koyduk. Bu yılın ilk &ccedil;eyreğinde y&uuml;zde 11,6 b&uuml;y&uuml;meyle d&uuml;nyanın en hızlı b&uuml;y&uuml;yen ekonomisi olduk. İkinci &ccedil;eyrekte y&uuml;zde 8,8 b&uuml;y&uuml;meyle aynı tempoyu koruduk. B&ouml;ylece en olumsuz k&uuml;resel şartlara rağmen ekonomimizi bu yılın ilk yarısında y&uuml;zde 10,2 b&uuml;y&uuml;tmeyi başardık. -REFAH-İktidara geldikleri 2002 yılında, satın alma g&uuml;c&uuml; paritesine g&ouml;re kişi başına d&uuml;şen gelir AB ortalamasının y&uuml;zde 36 sı iken, 2010 yılı itibariyle bu oranı AB ortalamasının y&uuml;zde 48 ine y&uuml;kselttiklerini anlatan Erdoğan, şunları s&ouml;yledi: Bu da Avrupa Birliği ile aramızdaki refah farkını nasıl hızla azalttığımızı a&ccedil;ık&ccedil;a ortaya koymaktadır. Bununla beraber kronikleşmiş, adeta &uuml;zerimize yapışıp kalmış enflasyon sorununu da aşmayı başardık. Enflasyonu kalıcı olarak tek haneli rakamlara indirdik. Yıllar boyunca y&uuml;zde 60-70 seviyelerinde, hatta zaman zaman y&uuml;zde 100 &uuml; aşan enflasyon nedeniyle gelirleri eriyen sabit ve dar gelirli vatandaşlarımız ger&ccedil;ek anlamda gelir artışlarına kavuştular.2002 de T&uuml;rkiye de en zengin y&uuml;zde 10 luk kesimin ortalama geliri, en yoksul y&uuml;zde 10 luk kesimin gelirinin 18,3 katıydı. Bizim h&uuml;k&uuml;metlerimiz d&ouml;neminde, yoksul kesimin geliri daha fazla artmış ve 2009 yılında bu fark 13 katına kadar gerilemiştir. Daha adil bir gelir paylaşımı noktasında da &ouml;nemli mesafe aldığımız ortadadır. Bunun sadece 9 yılda yakalanmış bir iyileşme olduğuna herkesin dikkat etmesi lazım. Erdoğan, Maalesef siyaseti otomatiğe bağlamış olanlar rakamların, verilerin, g&ouml;stergelerin ne dediğine bakacak cesareti kendilerinde bulamıyorlar diye konuştu.Erdoğan, ş&ouml;yle devam etti: Bakınız 2002 yılında 230 milyar dolarlık bir ekonomisi olan T&uuml;rkiye, 2010 sonu itibariyle bu rakamı 736 milyar dolar seviyesine kadar y&uuml;kseltmiştir. Bu s&uuml;re&ccedil;te g&ouml;r&uuml;lmemiş boyutta bir k&uuml;resel kriz yaşanmış olmasına rağmen biz bunları başardık. Bunun hayalini bile kuramayacak olanlar elbette bu tabloyu takdir edecek olgunluğu da g&ouml;steremezler. B&uuml;t&uuml;n bu başarılar T&uuml;rkiye nin başarılarıdır ve daha b&uuml;y&uuml;k hedeflere y&uuml;r&uuml;d&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z şu g&uuml;nlerde en b&uuml;y&uuml;k g&uuml;vencemiz de yine milletimizdir. Milletimizle birlikte aynı şuur ve kararlılık i&ccedil;inde &ccedil;alışarak, &ccedil;ıtayı hep daha yukarılara koymanın, hep daha fazlasını başarmanın gayreti i&ccedil;inde olacağız.2002 yılında 3 bin 492 dolar olan kişi başına gelirimizi 10 bin doların &uuml;zerine &ccedil;ıkardık. Hep s&ouml;yledik, biz bunu yeterli g&ouml;rm&uuml;yoruz, 2023 yılında kişi başına milli gelirimizi 25 bin dolara &ccedil;ıkarmayı hedefliyoruz. -Erdoğan ın annesinin vefatı- T&uuml;rkiye nin her derdiyle ilgilenmek, milletimizin her sıkıntısına herkesten &ouml;nce koşmak bizim boynumuzun borcudur diyen Erdoğan, Tek bir arkadaşımın bile ne halkın huzuruna, ne hakkın huzuruna alnında en ufak bir lekeyle &ccedil;ıkmasına g&ouml;nl&uuml;m&uuml;z razı değildir dedi.Annesi Tenzile Erdoğan ın vefatıyla dolayısıyla ilgilerini ve dualarını esirgemeyen t&uuml;m vatandaşlara ve partililere, kendisi ve ailesi adına teşekk&uuml;r eden Başbakan Erdoğan, Haklarını bizlere helal etsinler diyerek son verdi.-Toplantıdan notlar-AK Parti nin 18. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı &ouml;ncesinde toplantının yapılacağı salona girişte, basın mensuplarının &ccedil;anta, ara&ccedil; ve gere&ccedil;leri dedekt&ouml;r k&ouml;pek Timsah tarafından arandı.Başbakan ERdoğan ın konuşma yaptığı platformun fonunda T&uuml;rkiye haritası &uuml;zerinde Milletin Partisi Birliğin Adresi sloganının yazıldığı, fonda ayrıca AK Parti nin bug&uuml;ne kadar girdiği t&uuml;m se&ccedil;imlerle 12 Eyl&uuml;l referandumu tarihlerinin yazıldığı g&ouml;r&uuml;ld&uuml;.Toplantı Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının anısına saygı duruşu ve ardından İstiklal Marşı nın okunmasıyla başladı.Başbakan Erdoğan ın konuşması yaklaşık 1 saat 35 dakika s&uuml;rd&uuml;.&Ouml;te yandan, toplantı &ouml;ncesinde gazetecilerin Sabah sizi g&ouml;remedik spor yaparken sorusu &uuml;zerine İstanbul Milletvekili Hakan Ş&uuml;k&uuml;r, Gece biraz ge&ccedil; yattık, yarın inşallah, yarın sabah başlayacağız spor aktivitelerine yanıtını verdi. Ş&uuml;k&uuml;r, Ma&ccedil; planlaması var mı sorusuna da Ben şimdi adaptasyon d&ouml;nemindeyim tabii haliyle ilk defa b&ouml;yle bir istişare toplantısında oluyorum inşallah &ouml;ğreneceğiz onları da dedi.

Erdoğan: Sigarayı içmezsin, alkolü az tüketirsin olur biter

Başbakan Erdoğan, ''Yeni Anayasamız bürokratik ideolojilerin değil milletimizin eseri olacaktır'' dedi.

Öne Çıkanlar