Erdoğan: Türkiye Doğu ve Batı için bir fırsat

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hi&ccedil; kimsenin i&ccedil;işlerinde g&ouml;zlerinin olmadığını belirterek, Bizim işimiz bize yeter. B&ouml;lge &uuml;lkelerindeki siyasi iktidar m&uuml;cadelelerinin, siyasi &ccedil;ekişmelerin tarafı değiliz, olamayız. Bizim iyi niyetli tavsiyelerimizi, &ouml;nerilerimizi, yapıcı eleştirilerimizi i&ccedil;işlerine m&uuml;dahale olarak algılayanlar, &ouml;nce &ccedil;ıkıp kendi &ouml;zeleştirilerini yapsınlar dedi.Erdoğan, partisinin TBMM grubunda yaptığı konuşmada, dış politikada, ge&ccedil;en hafta &ouml;nemli temasların, gelişmelerin yaşandığını belirterek, g&ouml;r&uuml;şmeleri hakkında bilgi verdi.Mısır da, t&uuml;m b&ouml;lgenin ve kendilerinin umutlarını artıran g&uuml;zel gelişmelerin yaşandığını dile getiren Erdoğan, Mısır da 28 Kasım da başlayan se&ccedil;im s&uuml;recinin devam ettiğini, &uuml;&ccedil; aşamalı Halk Meclisi se&ccedil;imlerinin yapıldığını, 23 Ocak ta b&uuml;y&uuml;k heyecanla, umutlarla a&ccedil;ıldığını anımsattı. Erdoğan, Mısır da 23 Ocak ta Halk Meclisinin a&ccedil;ıldığı g&uuml;n, Mısır halkının, &ccedil;ocuklarının fotoğraflarıyla yaptığı y&uuml;r&uuml;y&uuml;ş&uuml;n her şeyi anlatmaya yettiğini belirterek, Kendi &ccedil;ocuklarının resimlerini taşıyan Mısırlılar, &ccedil;ocuklarımız diktat&ouml;rl&uuml;ğ&uuml; g&ouml;rmeyecek diyerek heyecanlarını, umutlarını ifade etti. Mısırlı kardeşlerimize, T&uuml;rkiyeli kardeşlerinin selamlarını iletiyor, kendilerini kutluyor, yeni s&uuml;recin Mısır ve b&ouml;lge i&ccedil;in hayırlara vesile olmasını diliyorum diye konuştu.Erdoğan, hafta i&ccedil;indeki birebir g&ouml;r&uuml;şmeler ve K&ouml;rfez İşbirliği Konseyi bakanlarıyla yaptıkları toplantıda, başta Irak ve Suriye olmak &uuml;zere, b&ouml;lgeye ilişkin d&uuml;ş&uuml;ncelerini, tavırlarını, hassasiyetlerini muhataplarına ilettiklerini anlattı.- İlkeli tutum sergiledik -B&ouml;lgede yaşanan gelişmelerde, son derece ilkeli tutum sergilediklerini dile getiren Erdoğan, sadece hakkın, hukukun, halkların arzu ve taleplerin arkasında durduklarını vurguladı. Erdoğan, şunları s&ouml;yledi: Ne gizli ajanda ile hareket ediyoruz ne de &ccedil;ıkar odaklı bir yaklaşım i&ccedil;indeyiz. S&uuml;nni, Şii, Nusayri, Alevi, Arap, K&uuml;rt, Ortodoks, Katolik... Etnik k&ouml;ken, din, mezhep ayırımı yapmıyor, politikalarımızı bu zahiri unsurlara g&ouml;re asla şekillendirmiyoruz. Biz en başından itibaren şunu s&ouml;yl&uuml;yoruz; b&ouml;lgede bir &uuml;lkede yaşanan belirsizlik, bir &uuml;lkedeki huzursuzluk, istikrarsızlık, kendi sınırlarını aşıyor, t&uuml;m b&ouml;lgeye sirayet ediyor. Filistin, bizim bu tezimizin bir asırlık &ouml;rneğidir. L&uuml;bnan, Irak, Suriye, Afganistan aynı şekilde. Bu b&ouml;lgede hi&ccedil;bir sorun yerel, lokal kalmıyor. &Ccedil;eşitli nedenlerden dolayı t&uuml;m b&ouml;lgeyi, t&uuml;m b&ouml;lgenin refahını, huzurunu, istikrarını yakından ilgilendiriyor. Şu &ccedil;ok net olarak g&ouml;r&uuml;ld&uuml; ki Filistin meselesi &ccedil;&ouml;z&uuml;lmeden, bu b&ouml;lgenin kalıcı barışa ulaşma imkanı yoktur. Irak istikrara kavuşmadan, Suriye de akan kan durmadan, Afganistan, Yemen, L&uuml;bnan ın, Somali nin sorunları &ccedil;&ouml;z&uuml;m yoluna girmeden bu b&ouml;lgenin topyek&uuml;n huzura kavuşma imkanı yoktur. Bu b&ouml;lgede, hi&ccedil;bir &uuml;lkenin sırtını diğer &uuml;lkelere d&ouml;nme, o &uuml;lkelerdeki gelişmelere kayıtsız kalma l&uuml;ks&uuml; de yoktur. Irak taki, &ouml;zellikle Kuzey Irak taki otorite boşluğu nedeniyle biz 30 yıl boyunca buradan y&ouml;nelen ter&ouml;r karşısında &ccedil;ok ağır bedeller &ouml;dedik. Kuzey Irak ta yerleşerek, T&uuml;rkiye yi tehdit eden ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n Irak ın i&ccedil; işi olduğu s&ouml;ylenebilir mi? T&uuml;m b&ouml;lgede mezhep &ccedil;atışmasını tetikleme ihtimali olan S&uuml;nni-Şii gerilimin Irak ın i&ccedil; meselesi olduğu d&uuml;ş&uuml;n&uuml;lebilir mi? T&uuml;rkmen kardeşlerimizin sıkıntılarının, bizim tarafımızdan dikkate alınmaması m&uuml;mk&uuml;n olabilir mi? Suriye de son aylarda yaşanan olaylar nedeniyle T&uuml;rkiye olarak ağır fatura &ouml;dedik, &ouml;demeye devam ediyoruz. Filistin-İsrail meselesinde aynı şekilde T&uuml;rkiye olarak &ouml;dediğimiz bedeller var. Bu faturayı, bedeli sadece biz &ouml;demiyoruz. Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar, Bahreyn, İran, diğer b&ouml;lge &uuml;lkeleri de az ya da &ccedil;ok bu meselelerin ceremesini &ccedil;ekiyor. Bizim T&uuml;rkiye olarak b&uuml;t&uuml;n gayretimiz, t&uuml;m b&ouml;lgeyi ilgilendiren bu sorunların, t&uuml;m b&ouml;lgenin gayretiyle &ccedil;&ouml;z&uuml;me kavuşması, kavuşturulmasıdır. Biz b&ouml;lge &uuml;lkelerindeki siyasi iktidar m&uuml;cadelelerinin, siyasi &ccedil;ekişmelerin tarafı elbette değiliz, olamayız. Ancak b&ouml;lge halklarının hak ve hukukun, b&ouml;lgesel huzur ve istikrarın tarafıyız ve insaniyet namına sorumluluklarını da &uuml;zerimizden atamayız. Etnik k&ouml;kenine, dinine, mezhebine, derisinin rengine bakmaksızın, biz b&ouml;lgede akan kanın durmasını, &ouml;l&uuml;mlerin, katliamların artık son bulmasını istiyoruz. - Ucuz hesapların i&ccedil;inde olmadık -Başbakan Erdoğan, T&uuml;rkiye nin, hi&ccedil;bir mezhebin karşısında da arkasında da olmadığını bildirdi.T&uuml;rkiye nin, mezhep ayrışması, &ccedil;atışması &uuml;zerinden g&uuml;&ccedil; devşirmenin, b&ouml;yle ucuz hesapların i&ccedil;inde olmadığını belirten Erdoğan, tam tersine T&uuml;rkiye nin on yıllardır, y&uuml;zyıllardır devam eden, b&ouml;lge halklarına &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k acılar yaşatan sorunların artık aklı selimle, sağduyuyla ele alınmasını, bir diyalog, istişare ortamının oluşturulmasını, en g&uuml;&ccedil;l&uuml; savunan &uuml;lke olduğunu ifade etti. Hi&ccedil; kimsenin i&ccedil;işlerinde g&ouml;z&uuml;m&uuml;z yok, bizim işimiz bize yeter diyen Erdoğan, hi&ccedil;bir &uuml;lkenin i&ccedil; işlerine karışma, m&uuml;dahale etme niyetinde olmadıklarını belirtti. Erdoğan, olaylar başladığı sırada, kendilerinden Irak a girmelerinin istendiği d&ouml;nemde, Iraklı kardeşlerinin , Irak a girmelerini istemediği i&ccedil;in b&uuml;t&uuml;n hazırlıklarını yaptıkları halde girişlerini durduklarını anımsattı. Erdoğan, &Ccedil;&uuml;nk&uuml;, bizim b&ouml;yle bir derdimiz yok. İstenmediğiniz yerde biz olmayız dedi.Erdoğan, s&ouml;zlerini, Bazı meselelerin i&ccedil; işleri olarak, dahili mesele olarak kalmadığını da bu &uuml;lkelerin y&ouml;neticileri, sorumluluk sahibi olan &ouml;nderleri g&ouml;rmek zorundadırlar. Bizim iyi niyetli tavsiyelerimizi, &ouml;nerilerimizi, yapıcı eleştirilerimizi i&ccedil;işlerine m&uuml;dahale olarak algılayanlar, &ouml;nce &ccedil;ıkıp kendi &ouml;zeleştirilerini yapsınlar diye s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;.- Kanla değil, m&uuml;rekkeple yazıldı -Ortadoğu nun tarihinin, bazılarının iddia ettiği gibi kanla değil; m&uuml;rekkeple, ilimle, hikmetle, sanatla, medeniyetle yazıldığını dile getiren Erdoğan, Bağdat, Şam, Mekke, Medine, İsfahan, Beyrut, Kahire, Diyarbakır, Konya, Bursa, İstanbul un tarihi boyunca siyasi &ccedil;ekişmelerle değil, ortaya koydukları muhteşem eserlerle &ouml;ne &ccedil;ıktığını s&ouml;yledi.Erdoğan, kalemin kılıcı kestiğine inanan bir medeniyetin sahipleri olduğunu dile getirerek, ş&ouml;yle devam etti: Bunu bir avuntu, nostalji, tarih g&uuml;zellemesi olarak ifade etmiyorum. D&uuml;n bu b&ouml;yleydi Allah ın izniyle, b&uuml;t&uuml;n bu coğrafyanın gayretiyle yarın da b&ouml;yle olacaktır, olmalıdır. Herkes, b&ouml;lgedeki her &uuml;lke, T&uuml;rkiye den emin olsun, T&uuml;rkiye b&ouml;lgenin meselesi i&ccedil;in samimiyetle gayret sarf eden, b&ouml;lgenin selametini de her t&uuml;rl&uuml; &ccedil;ıkarın &uuml;zerinde g&ouml;ren bir &uuml;lkedir. Esasen T&uuml;rkiye yi, batı, Avrupa ve AB i&ccedil;in değerli yapan da bu samimiyetidir, bu diyalog g&uuml;c&uuml;d&uuml;r. T&uuml;rkiye, doğusunda ve g&uuml;neyinde bir iktidar, bir g&uuml;&ccedil; m&uuml;cadelesi i&ccedil;inde olmadığı gibi Avrupa da da bir g&uuml;&ccedil;, &ouml;ne &ccedil;ıkma m&uuml;cadelesi i&ccedil;inde değildir. T&uuml;rkiye, y&uuml;z&uuml; Avrupa ya bakan ama sırtını Doğu ya d&ouml;nmemiş &uuml;lke olarak, hem Doğu hem Batı i&ccedil;in bir imkan, fırsattır.Biz 9 yıldır gerek doğu, gerekse batıda muhataplarımıza bunu net ifade ettik. T&uuml;rkiye nin, Avrupa ya y&uuml;k olmaya değil y&uuml;k almaya aday olduğunu her fırsatta tekrarlıyoruz. AB ye adaylık konusunda, AB m&uuml;ktesebatına uyum konusunda muhatabımızın g&ouml;sterdiği gayretten kat kat fazlasını g&ouml;steriyor, d&uuml;zenlemelerimizi tek tek yapıyoruz. T&uuml;rkiye nin imkanlarına, sunduğu fırsatlara, iyi niyetimize rağmen Avrupa da bize karşı sergilenen tutumu da bir kenara not ediyoruz. - Fransa da s&uuml;re&ccedil; tamamlanmadı, sabırla bekliyoruz -Erdoğan, Fransa konusuna girmeyeceğini, bu konuya bug&uuml;n Fransız olduğunu ifade etti. Erdoğan,Fransa da s&uuml;recin hen&uuml;z tamamlanmadığını, yasanın seyrini sabırla beklediklerini kaydederek, Bu s&uuml;re&ccedil;te, ge&ccedil;en hafta ifade ettiğim gibi Fransa y&ouml;netimine, T&uuml;rkiye ile kavga ediyor payesini de vermeyeceğiz. Ama bu yasanın altındaki asıl niyeti, asıl hissiyatı, asıl tehlikeyi de b&uuml;t&uuml;n boyutlarıyla inşallah &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki g&uuml;nlerde sizlerle &ccedil;ok ayrıntılı şekilde paylaşacağız dedi.CHP, MHP, Meclis dışındaki diğer muhalefet partilerine, sivil toplum &ouml;rg&uuml;tlerine, bilim adamlarına, medyaya, bu konuda g&ouml;sterdiği duyarlılık, dayanışma nedeniyle kendi ve milleti adına teşekk&uuml;r eden Erdoğan, b&uuml;t&uuml;n vatandaşlara, vakur duruşundan dolayı da ş&uuml;kranlarını sundu.- AK Parti iktidarından nitelikli nesil &ccedil;ıkar -Erdoğan, 9 yılda n&uuml;fusun 9 milyon arttığına işaret ederek, her yıl ortalama 1 milyon arttıklarını, bunun hızlanarak devam edeceğini bildirdi. Erdoğan, 2023 te &ccedil;ok daha farklı bir yerde olacağız inşallah. Bu tavsiyemizi, b&uuml;t&uuml;n arkadaşlarımın her yerde s&ouml;ylemesi lazım. N&uuml;fusumuzun y&uuml;zde 50 si 30 yaşın altında, bizim i&ccedil;in b&uuml;y&uuml;k g&uuml;&ccedil;, zenginlik, bunu artırarak devam ettirmemiz lazım. En b&uuml;y&uuml;k g&uuml;c&uuml;m&uuml;z buradan gelecek. &Ouml;nemli olan nitelikli bir nesil diyorlar, eyvallah. AK Parti iktidarından, nitelikli nesil &ccedil;ıkar, merak etmeyin. B&uuml;t&uuml;n tedbirlerimizi, eğitimi birinci sıraya koyarak aldık, alıyoruz dedi.Başbakan Erdoğan, T&uuml;rkiye nin sadece jeopolitik konumu değil, ekonomisiyle de Avrupa ve b&ouml;lge i&ccedil;in imkan olduğunu, son k&uuml;resel ekonomik kriz s&uuml;recinde t&uuml;m boyutlarıyla ispat ettiğini belirtti. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, G&uuml;ya Uludere de operasyon bana sorulmuş; 50 kişilik grup var, i&ccedil;lerinde sivil var, ne yapalım diye sormuşlar. Ben de BDP Genel Başkanı nın o &ccedil;irkin iddiasıyla s&ouml;yl&uuml;yorum; neye mal olursa olsun vurun demişim. İşte bu tarz siyaset seviyesiz siyasettir, ahlaksız siyasettir dedi.Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, partilerini kurdukları g&uuml;nden beri siyasetin tek limanı ahlaktır ilkesini vurguladıklarını belirterek, Bu s&ouml;z&uuml; vurgulamakla kalmadık, bunu kalbimizden, g&ouml;nl&uuml;m&uuml;zden s&ouml;yledik ve samimiyetle, kararlılıkla da bu s&ouml;z&uuml;n arkasında durduk ve durmaya da devam ediyoruz diye konuştu. Ahlaki zeminden, edepten, adaptan kopuk bir siyasetin millete hizmet &uuml;retemeyeceği gibi i&ccedil;ten i&ccedil;e de kendini &ccedil;&uuml;r&uuml;teceğini anlatan Erdoğan, 14 Ağustos 2001 de AK Parti yi kurduklarında siyaset arenasının b&ouml;yle bir &ccedil;&uuml;r&uuml;m&uuml;şl&uuml;k i&ccedil;inde olduğunu kaydetti. T&uuml;rkiye de en az g&uuml;venilir kurum olarak siyasetin o zamanlar listenin başında yer aldığını hatırlatan Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: Siyaset&ccedil;iye g&uuml;ven adeta yerlerde s&uuml;r&uuml;n&uuml;yordu. Biz milletin değerleriyle, ulvi değerlerle siyaset &uuml;reterek sadece milletimize hizmet &uuml;retmekle kalmadık, siyasete g&uuml;ven katsayısını da en &uuml;st seviyelere &ccedil;ıkardık. M&uuml;nakaşa, polemik, atışma, muhalefet etme, eleştiri siyasetin tabiatında vardır, bunun aksini iddia etmiyorum. Ancak yalan ve iftira; siyasetin bir c&uuml;z&uuml;, bir unsuru olamaz, hakaret bir c&uuml;z&uuml;, unsuru olamaz. Biz bunu en baştan itibaren şiddetle karşı &ccedil;ıktık,karşı &ccedil;ıkıyoruz. Elinde belgesi, delili olmayanların &ouml;zellikle &ccedil;ok m&uuml;him, &ccedil;ok kritik meselelerde ortaya bir iftira atarak zihinleri bulandırması siyaset değildir. İftira atarak, yalan s&ouml;yleyerek g&uuml;ndemi değiştireceklerini zannedenler aldanırlar, kendilerini de aldatırlar. İftira atarak, yalan s&ouml;yleyerek karşılarındakini k&uuml;&ccedil;&uuml;lteceklerini zannedenler tam tersine kendisini k&uuml;&ccedil;&uuml;lt&uuml;rler. - Bu iddianın i&ccedil;inde cahillik, husumet, şark kurnazlığı var - BDP Genel Başkanı Demirtaş ın kendisiyle ilgili hi&ccedil;bir mesnedi, dayanağı olmayan, hi&ccedil;bir belgeye hatta bilgiye dayanmayan bir iddia ortaya attığını belirten Erdoğan, G&uuml;ya Uludere de operasyon bana sorulmuş, 50 kişilik grup var, i&ccedil;lerinde sivil var, ne yapalım diye sormuşlar. Ben de BDP Gene Başkanı nın o &ccedil;irkin iddiasıyla s&ouml;yl&uuml;yorum neye mal olursa olsun vurun demişim. İşte Bu tarz siyaset seviyesiz siyasettir, ahlaksız siyasettir. Bunlar, her zaman s&ouml;yl&uuml;yorum ya, 5 koyunu ellerine ver g&uuml;demezler, kaybedip d&ouml;nerler veyahut da tenha bir yerde kesip kebap yapma yoluna giderler dedi. Erdoğan, bu iddianın, bu ithamın i&ccedil;inde cahillik, tecr&uuml;besizlik, husumet, şark kurnazlığı olduğunu belirterek, ş&ouml;yle konuştu: Ama daha vahimi bu iddianın, bu ithamın i&ccedil;inde maalesef siyasi ahlaksızlık var. B&ouml;yle bir hezeyanı g&uuml;ndeme getirmek, sadece ve sadece acziyettir. Siyaset, muhalefet &uuml;retemeyenler işte b&ouml;yle acziyet &uuml;retirler, &uuml;rettikleri acziyetten &ccedil;are umarlar ve o acziyetin altında kalırlar. Şunu BDP Genel Başkanı na hatırlatmak isterim; Başbakan a y&ouml;nelik bu t&uuml;r cahilce iddialar, BDP nin Uludere hadisesini istismar &ccedil;abalarını, Uludere hadisesi i&ccedil;in yapılan basın toplantısında da kahkaha atma ahlaksızlığını &ouml;rtmez, &ouml;rtemeye de yetmez. Bu cahilce ithamlar, BDP nin artık gizlenemez hale gelen kimlik bunalımını da saklamaya, &ouml;rtmeye yetmez. Biz g&uuml;venlik g&uuml;&ccedil;lerimize genel &ccedil;er&ccedil;evede yetki veririz. Siyaset budur, H&uuml;k&uuml;met etme budur. O genel &ccedil;er&ccedil;eve i&ccedil;erisinde de g&uuml;venlik g&uuml;&ccedil;lerimiz ama TSK ama Emniyet o genel &ccedil;er&ccedil;eve i&ccedil;erisinde yetkisini kullanır. Gerekirse bazı konularda yine bize danışabilirler, sorabilirler. Ama tabii bunların bug&uuml;ne kadar b&ouml;yle bir şey yapmaları s&ouml;z konusu olmadığı i&ccedil;in, bunlara talimat dağdan geldiği i&ccedil;in b&ouml;yle yapmaları mukadder. S&uuml;rekli olarak İmralı yı adres g&ouml;steriyorlar, sonra da &ccedil;ıkıp diyalogdan, siyasette muhatap alınmaktan bahsedeceksiniz. Biz sizi siyasette muhatap aldık. Ben de g&ouml;r&uuml;şt&uuml;m, yardımcılarım da g&ouml;r&uuml;şt&uuml;, defaetle g&ouml;r&uuml;şt&uuml;ler. Ama siz dağa sormadan, İmralı dan haber gelmeden hi&ccedil;bir zaman adım atamadınız. Sizin iradeniz yok, karar verme yetkisiniz yok. Ancak oralardan size m&uuml;saade gelirse siz adım atabilirsiniz. Ama biz sadece ve sadece halkımıza soruyoruz, halkımızdan aldığımız yetkiyi de kullanırız.Bir uluslararası toplantıdan d&ouml;nerken medya mensuplarıyla u&ccedil;akta yaptığımız g&ouml;r&uuml;şmede de s&ouml;ylemiştim; Biz &ouml;zelikle ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;yle m&uuml;cadele ederiz ve siyasi temsilcileriyle de m&uuml;zakere ederiz demiştim. Ben bu s&ouml;z&uuml;m&uuml;n yine arkasındayım. Ama bu &ccedil;er&ccedil;eveyi iyi korumaları lazım. S&ouml;yledikleri ne? Efendim, BDP yi kriminalize ediyormuşuz. A&ccedil;ık s&ouml;yl&uuml;yorum; kim ilegaliteye bulaşırsa, kim ter&ouml;r &ouml;rt&uuml;yle i&ccedil;li dışlı olursa, kim hak hukuk tanımazsa, yargı da gider gereğini yapar. Kimsenin hukuk karşısında imtiyazı yoktur, kimseye da ayrıcalık yapılamaz. - Biz AK Parti olarak Kılı&ccedil;daroğlu ndan son derece memnunuz - Uludere istismarı &uuml;zerinden devam eden ter&ouml;rle m&uuml;cadeleyi akamete uğratacaklarını sananların b&uuml;y&uuml;k bir yanılgı i&ccedil;inde olduğunu ifade eden Erdoğan, Askerimizle, polisimizle, t&uuml;m istihbarat ve g&uuml;venlik birimlerimizle y&uuml;r&uuml;tt&uuml;ğ&uuml;m başarılı m&uuml;cadele, kesintisiz s&uuml;recektir. Buna ara vermek yok. Ter&ouml;r olduğu s&uuml;rece ter&ouml;rle m&uuml;cadelede olacaktır. Kimsenin g&uuml;venlik g&uuml;&ccedil;lerimizin motivasyonunun kırmasına izin vermeyeceğiz. Yaşananlardan dersler &ccedil;ıkararak daha b&uuml;y&uuml;k bir azimle ter&ouml;rle etkin m&uuml;cadele etmeyi s&uuml;rd&uuml;receğiz diye konuştu. Erdoğan, BDP nin bu cahilce iddialarının &ouml;tesinde daha b&uuml;y&uuml;k bir vahamet olduğunu belirterek, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: CHP Genel Başkanı da BDP nin bu ahlak dışı iddiasına, iftirasına sahip &ccedil;ıkmış. BDP Genel Başkanı nın bu iddiasını tekrar etmek gibi bir hata işlemiştir. Sadece BDP değil, Anamuhalefet partisi CHP tam bir acziyet i&ccedil;inde. CHP o kadar acziyet i&ccedil;inde ki en başından itibaren Uludere hadisesinde BDP nin peşine takılıp gitmekten hi&ccedil; gocunmadı, hi&ccedil; y&uuml;ks&uuml;nmedi.Ben halk oylaması ve 12 Haziran se&ccedil;imleri &ouml;ncesinde CHP nin lokomotif, BDP nin de onun vagonu olduğunu s&ouml;ylemiştim. S&ouml;z&uuml;m&uuml; geri alıyorum; meğer lokomotifi BDP, vagonu da CHP imiş. Bu tren artık nereye gider, hangi istasyona gider, onu da milletimin takdirine ve muhayyilesine sevk ediyorum. Bakın Anadolu da &ccedil;ok g&uuml;zel bir s&ouml;z var; Alma mazlumun ahını, &ccedil;ıkar aheste aheste... İşte CHP de o ah, &ccedil;ıkıyor, aheste aheste &ccedil;ıkıyor. CHP Genel Başkanı, partisinin i&ccedil;indeki sıkıntıları aşmak i&ccedil;in, g&uuml;ya g&uuml;ndemi değiştirmek i&ccedil;in akla ziyan a&ccedil;ıklamalar yapıyor, akla ziyan iddialara sarılıyor. Kendi arkadaşlarının kendisiyle ilgili iddialarına &ccedil;ıt &ccedil;ıkarmayan Sayın Kılı&ccedil;daroğlu, belki g&uuml;ndemi değiştiririm diye BDP nin ipine, BDP nin hezeyanlarına sarılıyor. Kusura bakmayın Sayın Kılı&ccedil;daroğlu biz s&ouml;yleyeceğimizi zamanında s&ouml;yledik. Manşetle gelen,manşetle gider. Ayak oyunlarıyla gelen, ayak oyunlarıyla gider. İşte bir CD olayı, ben aday değilim diye genel başkanını ziyaret et, &ccedil;ıkınca o a&ccedil;ıklamayı yap, ertesi g&uuml;n de hemen aday oluver. &Ccedil;ok d&uuml;r&uuml;st bir insan maşallah. Ama Allah var, biz AK Parti olarak Sayın Kılı&ccedil;daroğlu ndan son derece memnunuz. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Dersim ile ilgili olarak Eğer siz insanları şu veya bu nedenle, vergisini &ouml;demedi diye, şunu &ouml;demedi, bunu &ouml;demedi diye katlediyorsanız, &ouml;ld&uuml;r&uuml;yorsanız bunun hesabını veremezsiniz. Bu d&uuml;nyada da veremezsiniz, ebedi alemde de veremezsiniz. Bu savunulamaz, savunulacak bir şey değil dedi.Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, 23 Kasım da ger&ccedil;ekleştirdikleri en son genişletilmiş il başkanları toplantısında, Dersim konusunu belgeleri ile T&uuml;rkiye g&uuml;ndemine taşıdıklarını ve bu &uuml;lkeye bu millete &ouml;detilen acı faturayı g&ouml;zler &ouml;n&uuml;ne serdiklerini anımsattı.Muhalefetin konuyu g&uuml;ndeme getirmelerinden rahatsız olduğunu belirten Erdoğan, Eğer siz insanları şu veya bu nedenle, vergisini &ouml;demedi diye, şunu &ouml;demedi, bunu &ouml;demedi diye katlediyorsanız, &ouml;ld&uuml;r&uuml;yorsanız bunun hesabını veremezsiniz. Bu d&uuml;nyada da veremezsiniz, ebedi alemde de veremezsiniz. Bu savunulamaz, savunulacak bir şey değil g&ouml;r&uuml;ş&uuml;n&uuml; dile getirdi.- &Uuml;lkeye on yıllar boyunca y&uuml;klenmiş ağır y&uuml;k -Konuyla ilgili olarak T&uuml;rk Silahlı Kuvvetlerinin ve Genelkurmay Başkanlığının kendi arşivlerinde &ccedil;alışma yaptığını belirten Erdoğan, kendi belgelerinin ise a&ccedil;ık olduğuna işaret etti.CHP Genel Başkanı Kemal Kılı&ccedil;daroğlu ndan bir adam g&ouml;revlendirerek ellerindeki arşivleri inceletebileceğini ifade eden Erdoğan, Biz orada, Dersim de yaşanmış acı bir hadiseden ziyade, bir zihniyete, bug&uuml;nlere kadar ulaşmış, bug&uuml;nlere kadar başka bir &ccedil;ok faciaya zemin hazırlamış bir anlayışa dikkat &ccedil;ekmiştik. Biz yaşanmış ve bitmiş bir faciadan &ouml;te, hukuku &ccedil;iğnemek yoluyla, siyasete m&uuml;dahale yoluyla, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;kleri kısıtlama, provokasyonlar, faili me&ccedil;huller, derin &ouml;rg&uuml;tlenmeler yoluyla bu &uuml;lkeye on yıllar boyunca y&uuml;klenmiş ağır bir y&uuml;k&uuml; işaret ettik diye konuştu.Kılı&ccedil;daroğlu nun Dersim g&uuml;ndemi ile sıkışarak konuyu değiştirmek i&ccedil;in Silivri ye y&ouml;neldiğini belirten Kılı&ccedil;daroğlu, Sayın Kılı&ccedil;adaroğlu, g&uuml;ndemi değiştirmek adına Silivri deki mahkemeye, hakim ve savcılara &ccedil;ok ağır hakaretlerde bulundu dedi. Kılı&ccedil;daroğlu nun bu tutumunun devam ettiğini belirten Erdoğan, 12 Eyl&uuml;l 2010 da milletin kararıyla, milletin takdiri ile ger&ccedil;ekleşen Anayasa değişikliği, CHP yi ciddi şekilde rahatsız ediyor ve CHP Dersim faciasına zemin hazırlayan o eski g&uuml;nlerin &ouml;zlemiyle son derece sorumsuzca &ccedil;ıkışlar yaptı, yapıyor. CHP nin nasıl bir yargı istediğini, nasıl bir sistemi &ouml;zlediğini, &ouml;zg&uuml;rl&uuml;klerden bug&uuml;ne kadar ne anladığını belgeleriyle ortaya koyacağız a&ccedil;ıklamasını yaptı. Erdoğan, Sayın Kılı&ccedil;daroğlu, bir fezlekeden yola &ccedil;ıkıp yargı bağımsızlığı ve ifade &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; noktasında gerek H&uuml;k&uuml;mete gerek yargı mensuplarına &ccedil;ok ağır ithamlarda bulundu ve bulunmaya devam ediyor. Biz kendisine sadece daha &ouml;nce hazırlanmış 13 fezlekeyi değil, CHP nin bu &uuml;lkeye, bu millette yaşattığı hukuk facialarını hatırlatacak, bu faciaları yaşatan zihniyetin de 12 Eyl&uuml;l 2010 halk oylaması ile nasıl bir kırılma yaşadığını milletimize izah edeceğiz dedi.AK Parti nin farklı olduğunu belirten Erdoğan, Şu anda Diyarbakır, Tunceli, hatta hatta kışla i&ccedil;ine varınca kadar aramalar yapılıyor mu, yapılıyor. Peki iktidarınıza kadar ni&ccedil;in bunlar yapılamıyordu da şimdi yapılıyor? İşte bu d&ouml;nemin farkıdır bu diye konuştu. -Askerlik şubeleri MEB e-Konuşmasında d&uuml;n yapılan Bakanlar Kurulu nda alınan kararları anımsatan Erdoğan, 6 Temmuz 2009 dan itibaren Milli Savunma Bakanlığı bilgi sistemini devreye aldıklarını ve askerlik hizmetlerinin bağlı bulunan şubeye gidilmeden en yakın yapılmasını sağladıklarını belirterek şunları s&ouml;yledi: Bu durum n&uuml;fusu az il&ccedil;elerimizde işlem sayısının azalmasını da beraberinde getirdi. Şimdi bir kanun değişikliği yaparak &ouml;ncelikle ilk yoklama, yedeklik yoklaması ve askerlik meclisini kaldırıyor, vatandaşımızın askerlik işlemlerini azaltıyor ve bu suretle hızlandırıyoruz. Ayrıca işlem hacmi d&uuml;ş&uuml;k 181 il&ccedil;ede askerlik şubelerini kaldırıyoruz, bu il&ccedil;eleri 45 dakika, 1 saat uzaklıktaki en yakın askerlik şubesinin b&uuml;nyesine dahil ediyoruz. Bu şekilde 181 il&ccedil;e askerlik şubesini kapatarak yıllık 40 milyon lira tasarruf sağlayacağız. Buralardaki 181 subay, 181 astsubay ve 600 sivil memur kadrosunu da yoğunluğu daha fazla olan şubelere sevk edeceğiz. Yine bu d&uuml;zenleme bin 500 er ve erbaş kadrosu Genelkurmay Başkanlığımıza iade edilecek ve buradan da &ouml;nemli bir tasarruf sağlamış olacağız. Daha &ouml;nemlisi bu 181 il&ccedil;edeki askerlik şubelerinin uygun olan binalarını Milli Eğitim Bakanlığı na devretmeyi planlıyoruz. Bunu da ger&ccedil;ekleştirdiğimizde okul &ouml;ncesi eğitim maksadıyla kullanılacak &ouml;nemli bir miktarda okul ve derslik kazanımı da elde etmiş olacağız. Erdoğan, kadın ve aile bireylerinin şiddetten korunmasına y&ouml;nelik yasa tasarısın da Bakanlar Kurulu nda g&ouml;r&uuml;şerek kabul ettiklerini, bu tasarı ile hem kadın ve aile bireylerine y&ouml;nelik şiddetin &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;meyi hem de şiddete maruz kalan bireylerin &ccedil;ok daha g&uuml;&ccedil;l&uuml; ve sağlıklı bir şekilde korunmasını &ouml;ng&ouml;rd&uuml;klerini bildirdi. Başbakan Erdoğan, şiddete maruz kalan ya da maruz kalma ihtimali olan bireylerin illerde vali, il&ccedil;elerde kaymakamlar tarafından koruma altına alınacağını, barınma imkanı sağlanacağını, gerektiğinde koruma verileceğini, acil durumlarda tedbir kararını kolluk amirlerinin de verebileceğini s&ouml;yledi. Erdoğan, tasarının &ccedil;eşitli STK larla g&ouml;r&uuml;ş&uuml;lerek hazırlandığını da anımsattı.Başbakan Erdoğan konuşmasında, hayatını kaybeden Sağlık-İş Sendikası Onursal Genel Başkanı Mustafa Başoğlu na da rahmet diledi. AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İsvi&ccedil;re de Avrupa ekonomisinin iyiye mi k&ouml;t&uuml;ye mi gideceğinin değil, k&ouml;t&uuml;ye mi yoksa daha k&ouml;t&uuml;ye mi gideceğinin tartışıldığını belirterek, Avro b&ouml;lgesi daralma beklerken biz bu yıl da inşallah b&uuml;y&uuml;meye devam edeceğiz, devam ediyoruz. Tabii temkini de ihtiyatı da elden bırakmayacağız dedi.Partisinin TBMM grup toplantısında konuşan Erdoğan, ekonomideki gelişmelere değindi. İsvi&ccedil;re de ekonomi ve Avrupa nın krizi ele alınırken, oradaki bakanların T&uuml;rkiye nin farklı konumunun en yetkili ağızlardan ifade edildiğini belirten Erdoğan, T&uuml;rkiye nin takdirleri &uuml;zerinde topladığını bildirdi. Erdoğan, 2012 yılının Avrupa da &ccedil;ok zor ge&ccedil;eceğinin şimdiden g&ouml;r&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade ederek, Esasen İsvi&ccedil;re de Avrupa ekonomisinin iyiye mi k&ouml;t&uuml;ye mi gideceği değil, k&ouml;t&uuml;ye mi yoksa daha k&ouml;t&uuml;ye mi gideceği tartışılıyor. Avrupa da, Avro b&ouml;lgesindeki bu olumsuz s&uuml;recin T&uuml;rkiye &uuml;zerinde bir miktar etkisi olacaktır. Ama bunun sınırlı kalacağı da bir ger&ccedil;ektir. Avro b&ouml;lgesi eksi b&uuml;y&uuml;me, yani daralma beklerken biz bu yılda inşallah b&uuml;y&uuml;meye devam edeceğiz, devam ediyoruz. Tabii temkini de ihtiyatı da elden bırakmayacağız diye konuştu.Avrupa nın şu anda en b&uuml;y&uuml;k sorununun b&uuml;t&ccedil;e a&ccedil;ıkları olduğuna işaret eden Erdoğan, ş&ouml;yle konuştu: &Ouml;zellikle se&ccedil;ime giden &uuml;lkeler, bu kadar k&uuml;resel krize rağmen se&ccedil;im uğruna tedbir almakta &ccedil;ekingen davranıyorlar. Hem kendi halklarına, hem de Avrupa nın geleceğine bunlar haksızlık yapıyorlar. AK Parti h&uuml;k&uuml;metleri olarak biz pop&uuml;lizmden her zaman uzak durduk. Biz se&ccedil;ime giderken se&ccedil;im ekonomisi uygulamadık, tam aksine ne gerekiyorsa onu yaptık. Biz milletimizle doğrudan iletişim kuruyoruz. Samimiyetle, muhabbetle iletişim kuruyoruz. Karşılıklı g&uuml;ven i&ccedil;erisinde yolumuza devam ediyoruz. Temkini de tedbiri de elden bırakmadan uyum, koordinasyon i&ccedil;erisinde ekonomideki bu başarışı inşallah &ccedil;ok daha yukarılara taşıyacağız. Yatırımlarda durmak yok, aynen devam ediyor, devam edecek.Bazıları korkuyor, b&ouml;yle kritik d&ouml;nemde yatırımlara devam edersek ne olur diye... Bereket olur, başka bir şey olmaz. Bakın şu anda Avrupa da 6 &uuml;lke IMF ise stand-by anlaşması yapmak i&ccedil;in sırada bekliyor. Bize ne diyordu faiz lobisi, aman gecikiyorsanız ne olur stand-by anlaşması yapın ne oldu, 4 yıla girdik, yaptık mı yapmadık, herhangi bir sıkıntı var mı, yok. &Ccedil;&uuml;nk&uuml;, bizim b&ouml;yle bir sorunumuz da yok. Tam tersi biz on yılların birikmiş borcunu, bize devredilmiş y&uuml;k&uuml; g&uuml;n&uuml; g&uuml;n&uuml;ne &ouml;d&uuml;yor ve IMF e olan borcumuzu kapatıyoruz. MHP-DSP-ANAP h&uuml;k&uuml;metinden 2002 sonunda g&ouml;revi devraldığımızda IMF e olan bor&ccedil; 23,5 milyar dolardı. Şu anda 2,9 milyar dolara kadar bu borcu &ccedil;ekmiş durumdayız. Onlar bor&ccedil;landı biz &ouml;dedik, yapılan bu. Merkez Bankası rezervimiz g&ouml;reve geldiğimizde 27 milyar dolardı altın dahil. Şimdi 85,3 milyar dolar. - T&uuml;m zamanların rekorunu kırdık -Erdoğan, &ccedil;arşının, pazarın nabzını vermek a&ccedil;ısından 2011 e ilişkin yeni verileri paylaşmak istediğini ifade ederek, ş&ouml;yle devam etti: Ger&ccedil;i bazı siyasetiler bunu farklı yerlere &ccedil;ekiyor. B&uuml;y&uuml;klerimiz s&ouml;yler ya, et tekraru ahsen velev kane y&uuml;z seksen diye. Biz bunu s&ouml;ylemeye devam edeceğiz. 2010 yılında 52 bin yeni şirket kurulmuş, 13 bin şirket de kapanmıştı. 2011 yılında a&ccedil;ılan şirket sayısı 54 bine ulaşırken, kapanan şirket sayısı 15 bin oldu. Yine a&ccedil;ık ara yine &ouml;nde, hep ilave. Otomobil satışlarında t&uuml;m&uuml; zamanların rekorunu elde ettik. 2002 yılında satılan binek otomobil sayısı 91 bindi. O zamanın y&ouml;netimine sesleniyorum; 91 bin otomobil satılıyordu. Bu refah payıdır. Demek ki o d&ouml;nemin refahı bu. 2010 yılında bu sayı t&uuml;m zamanların rekorunu kırarak 510 bine ulaştı. 91 bin nere, 510 bin nere? Bak nereden nereye geldik. 2011 de ise t&uuml;m zamanların rekor miktarıyla bu defa 594 bin otomobil satışıyla kapadık. Geri mi gidiyoruz, ileri mi gidiyoruz? 91 bin, 594 bin...Yıllık buzdolabı satışında t&uuml;m zamanların rakamı elde edildi. 2002 yılında 1 milyon 88 bin buzdolabı satılmıştı, 2011 de ikiye katlandı, 2 milyon 193 bin buzdolabı satıldı. Bir mevkidaşımız, -siyasi olarak tabii- diyor ki bu kadar buzdolabının satışından bahsetmek anlamsız, buzdolabının i&ccedil;inde ne var ondan bahsedin diyor. Buzdolabının i&ccedil;ine koyacak bir şey bulamayan buzdolabı alır mı? Bunu da ben mi anlatayım sana? Buzdolabına ihtiyacı olmayan gidip de buzdolabını onu s&uuml;s eşyası diye almaz. Demek ki evde olanları, bir &ccedil;ok yiyeceği, gıdayı koyacağı i&ccedil;in bunları alıyor. Buzdolabı satışında rekor 2006 yılında 2 milyon 110 bin ile yine bize aitti. Bu rekoru bir kez daha geride bıraktık ve artarak devam ediyor. &Ccedil;amaşır makinesi satışında aynı şekilde bir rekor var. 2002 yılında 824 bin &ccedil;amaşır makinemi satılmıştı, 2011 de katlamanın &uuml;zerinde bir rakam, 1 milyon 949 bin satışla t&uuml;m zamanların rekoru kırıldı. O siyasi genel başkana soruyorum; &ccedil;amaşır makinesinin i&ccedil;ine konulacak ne var diye sormazsınız herhalde. Oraya konulacak şeyler bellidir. Erdoğan, bir başka g&uuml;zel gelişmeyi ve rekoru turizmde g&ouml;rd&uuml;klerini belirterek, 2011 de T&uuml;rkiye ye gelen turist sayısının 31 milyon 456 bin kişiye &ccedil;ıktığını, 2002 de bu sayının 13 milyon olduğunu hatırlattı. 2002 yılında 8,5 milyon dolar olan turizm gelirinin 2011 yıl sonu itibariyle 23 milyar dolara ulaştığını belirten Erdoğan, Burada da t&uuml;m zamanların rekorunu kırdık. T&Uuml;İK bug&uuml;n resmi ihracat rakamlarını a&ccedil;ıkladı; 134,9 yani 135 milyar dolar ihracata ulaştık. O da rekor. Bu cumhuriyet tarihinin rekoru da hamdolsun AK Parti iktidarına nasip oldu, hayırlı olsun diyorum dedi.Erdoğan, T&uuml;rkiye sizinle gurur duyuyor diye slogan atan izleyicilere, Biz sizlerle gurur duyuyoruz karşılığını verdi. Konuşmasını s&uuml;rd&uuml;ren Erdoğan, 2008 yılı sonunda başlayan k&uuml;resel krizin kısmen tahrip ettiği t&uuml;m g&ouml;stergelerin normal mecrasına girdiğini belirtti. D&uuml;nyanın bir &ccedil;ok &uuml;lkesinde geriye gidiş varken T&uuml;rkiye olarak rekorlarla geleceğe ilerlediklerini ifade eden Erdoğan, Temkini, tedbiri elden bırakmayacağız, şımarmayacağız, yere sağlam basacağız, yine &ccedil;ok gayret edeceğiz, &ccedil;ok koşturacağız, &uuml;lkemizin d&ouml;rt bir yanını inşallah aynı şekilde ayağa kaldıracağız. Yani her tarafı ihmal et, &ouml;b&uuml;r tarafı ayağa kaldır, yok her taraf aynı şekilde ayağa kalkacak. K&uuml;resel gelişmeleri, Avrupa daki gelişmeleri &ccedil;ok yakından takip ediyoruz, takip edeceğiz ve inşallah 2012 yi 2011 den de iyi bir sene olarak tamamlayacağız dedi.

Erdoğan: Türkiye Doğu ve Batı için bir fırsat

Erdoğan, Türkiye'nin sadece jeopolitik konumu değil, ekonomisiyle de Avrupa ve bölge için imkan olduğunu söyledi

Öne Çıkanlar