Erdoğan: Türkiye krizi atlatıp, geleceğe odaklanmıştır
Ulusa Sesleniş konuşması yapan Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin büyük ekonomik krizden en az hasarla çıktığını, işsizlikte de düşüş kaydedildiğini söyledi
Erdoğan, televizyonlardan yayınlanan ''Ulusa Sesleniş'' konuşmasında, dünyada yaşanan büyük ekonomik krizin etkilerinin bugün hala önemli ölçüde etkisini hissettirdiğine işaret ederek, şöyle konuştu:
''Bizim de en etkin şekilde çalışmalarına katkıda bulunduğumuz G-20 çerçevesinde alınan kararlarla küresel ekonomide belli bir toparlanma olduysa da henüz birçok ülke için krizin aşıldığını söylemek mümkün değildir. Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki Türkiye bu krizi en az hasarla atlatmış, krizi geride bırakmış ve artık geleceğe odaklanmıştır. Kararlılıkla uyguladığımız gerçekçi politikalar, aldığımız etkin tedbirlerle ekonomimiz bu badireden yüz akıyla çıkmıştır, bu gerçek bugün dünya ekonomi çevrelerinde açıkça vurgulanıyor. 2010 yılında birçok büyük ekonomide adeta depremler yaşanırken, ekonomimiz kriz nedeniyle oluşan kısa bir durgunluğun ardından hızla toparlanmış, milli gelirimiz yüzde 8,9 oranında artmıştır. Bu dinamik iyileşme sayesinde OECD ülkeleri içerisinde en yüksek büyüme hızına ulaştık ve kişi başına gelirimizi 10 bin doların üzerine çıkarttık.''
TÜİK verilerine göre 2011 yılı ilk çeyreğinde Türkiye ekonomisinin yüzde 11 oranında büyüyerek bir rekora imza attığını ve ilk çeyrek itibarıyla dünyanın en hızlı büyüyen ülkesi olduğunu vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''2002 yılında hükümet olarak devraldığımız IMF borcu 23,5 milyar dolar seviyesindeydi. Bugün bu borcu 4,8 milyar dolara kadar indirmiş durumdayız. 27,5 milyar dolar olarak devraldığımız Merkez Bankası rezervleri, bugün altın dâhil 97 milyar dolara yükseldi. Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yılını kutlayacağımız 2023 yılına inşallah dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefliyoruz ve böyle yürüyoruz. Bütün hazırlığımızı, bütün plan programımızı, kısa ve uzun vadeli bütün hedeflerimizi buna göre oluşturuyoruz. Tek haneli oranlara indirdiğimiz enflasyon ve faizi daha da aşağı seviyelere çekeceğiz. 2002 yılı sonunda 36 milyar dolar olan ihracat hacmi, olumsuz küresel ve bölgesel şartlara rağmen görünen o ki 2011 yılında 132 milyar dolar seviyesini yeniden yakalamış olacak. İhracatımızı 2015 yılında 200 milyar dolara, 2023 yılında ise 500 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz.''
''İŞSİZLİK BİR ÖNCEKİ YILIN AYNI DÖNEMİNE GÖRE YÜZDE 2,1 ORANINDA AZALDI''
Erdoğan, ekonomideki büyümenin istihdama daha etkin biçimde yansıması için işgücü piyasasında gerekli reformları yapmaya devam ettiklerini ifade ederek, şunları kaydetti:
''İstihdamda sağlanan artış bakımından küresel krizden en çabuk çıkan ülkelerden biri Türkiye'dir. 2008 yılında başlayan küresel ekonomik kriz, gelişmiş ekonomilere sahip pek çok ülkede işsizliği ciddi oranda arttırırken ülkemizde bu artış sınırlı seviyede kaldı. Daha 2009 yılı bitmeden ekonomideki güçlü büyüme dönemi yeniden başladı, işsizlik yeniden düşmeye başladı. 2008 yılında yüzde 11 olan işsizlik oranı, 2009 yılında krizin etkisiyle yüzde 14'e yükseldi ve ardından 2009 yılının ikinci yarısından itibaren yeniden düşme eğilimine girdi. Ve nihayet 2011 yılı Nisan ayı itibarıyla işsizlik bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,1 oranında azalarak yeniden kriz öncesinin rakamlarına yaklaşmış oldu. Buna ilave olarak, işsizlik oranında artış gözlenen dönemler de dahil olmak üzere kriz boyunca ülkemizde istihdam hiçbir zaman azalmadı, bundan sonra da istihdam şartların imkan verdiği en üst seviyede artmaya devam edecektir. Hazırladığımız aktif işgücü programlarıyla 2013 yılından itibaren inşallah her yıl 400 bin işsizi bu programdan yararlandıracağız. Uzmanlaşmış meslek edindirme merkezlerimizle işsizlerimize beceri kazandırmak, her yıl 200 bin 5 yıl içinde toplam 1 milyon işsizimizi meslek sahibi yapmak amacındayız. İşsizliği kalıcı bir şekilde çözmeyi amaçlayan 'Ulusal İstihdam Stratejisi'ni kararlılıkla uygulayacağız. Sanayide orta ve yüksek teknolojili sektörlerin katma değerini, üretim ve ihracat içindeki payını artıracağız.''
''UZUN DÖNEMLİ VİZYONUMUZ''
''Uzun dönemli vizyonumuz orta ve yüksek teknolojili ürünlerde Avrasya'nın üretim üssü olmaktır'' diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''2009 yılında uygulamaya başladığımız yeni yatırım teşvik sistemini geliştirerek uygulamaya devam edeceğiz. Ekonomideki dinamizmin kaynağı olan esnaf, sanatkar ve KOBİ'lerimize bugüne kadar olduğu gibi bu yeni dönemde de büyük önem vereceğiz. Hükümetimiz döneminde savunma sanayinde çok ciddi gelişmeler kaydettik ve Türk Silahlı Kuvvetleri'nin silah ve teçhizat ihtiyaçlarının yurt içinden karşılanma oranını yüzde 50'ye çıkardık. Bu sektörümüzdeki ısrarlı çalışmalarımız neticesinde ihracat 1 milyar Dolara, ciro 2,3 milyar Dolara çıkmış bulunuyor. İnşallah yürüttüğümüz projelerle 2023'te kendi tüfeğini, topunu, tankını, helikopterini, uçağını, insansız hava araçlarını, uydularını tasarlayan, üreten ve ihraç eden bir ülke konumuna gelmiş olacağız.''
TARIM
Erdoğan, 5,8 milyon insanın geçimini sağladığı tarım sektöründe meyvelerini yavaş yavaş almaya başladıkları büyük bir yapısal dönüşümü gerçekleştirdiklerini vurgulayarak, şunları söyledi:
''Ülkemizin tarımsal üretim gelirleri 2002 yılında 24 milyar dolar seviyesindeyken, 2010 yılında bu rakam 62 milyar dolar seviyesine kadar yükselmiştir. Aynı dönemde tarım ürünleri ihracatımız da 4 milyar dolardan 13 milyar Dolara çıkmıştır. 2023 yılına kadar tarımsal milli gelirimizi 150, tarım ürünleri ihracatımızı ise 40 milyar dolar seviyesine çıkararak tarımsal ekonomik büyüklükte dünyada ilk 5'e girmek istiyoruz. Geleceğimiz açısından çok büyük stratejik öneme sahip olan enerji alanında da önemli çalışmalarımız, önemli hedeflerimiz var. Hükümet olarak ilk günden beri elektrik üretim kapasitesinin arttırılmasına ve enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesine dönük ciddi atılımlar gerçekleştirdik.
Bu doğrultuda yaklaşık 31 bin megavat olan elektrik kurulu gücünü, 2002 yılından bu yana yaptığımız çalışmalarla yaklaşık 50 bin megavata yükselttik. Çeşitli termik kaynaklar, hidroelektrik santraller, rüzgar enerjisi projelerinin hayata geçmesiyle birlikte toplam elektrik kurulu gücümüzü 2015 yılı sonunda 62 bin megavata çıkarmayı planlıyoruz. Biz göreve geldiğimizde sadece 9 ilimiz doğalgaz imkanından yararlanıyordu, Haziran 2011 itibarıyla bu sayıyı 70'e çıkardık.''
ULAŞIM
Başbakan Erdoğan, gelecek 4 yıllık dönemde yapacakları çalışmalarla Türkiye'de doğalgazı olmayan ilin kalmayacağını belirterek, konuşmasını şöyle devam ettirdi:
''Ülkemizin kalkınması için çok değerli gördüğümüz bir başka alan da ulaştırma sektörü. Karayollarında adeta bir seferberlik ilan ederek 79 yılda yapılmış bölünmüş yolun 2 katından fazlasını biz 9 yıla yakın bu kısa zaman içinde yaptık. Bu zaman zarfında oto yollar dahil 6 bin 101 kilometre olarak devraldığımız bölünmüş yol uzunluğuna 13 bin 850 kilometre yeni bölünmüş yol ekledik. Şu an itibariyle toplam bölünmüş yol uzunluğumuz 20 bin kilometreye ulaşmış durumda, inşallah 2015 yılında da 26 bin kilometreye ulaşmış olacak.
Kullananlarınız mutlaka vardır, Ankara-İstanbul hızlı tren hattının Ankara-Eskişehir arasını daha önce bildiğiniz gibi hizmete açmıştık. Aynı şevk ve heyecanla çalışarak önümüzdeki dönemde de Eskişehir-İstanbul arasını ve İstanbul Boğaz demir yolu tüp geçişini tamamlayacağız. Yapımı tamamlanan Ankara-Konya hattına ilave olarak, Ankara-Sivas hızlı tren hattının yapımına da devam ediyoruz. 2015 yılı itibariyle hızlı tren ağımızı 3 bin 500 kilometreye ulaştırmak amacındayız.
Havayolu ulaşımında da büyük bir gelişme içindeyiz. Hükümetlerimiz döneminde iç hatlardaki yolcu sayısı 6 kat artışla 51 milyona, hava yolunu kullanan toplam yolcu sayısı ise 3 kattan fazla artarak 34 milyon kişiden 103 milyon kişiye ulaştı. Hedefimizi 2023 yılında 750 uçaklı dev bir filo ile yılda 350 milyon yolcu taşımak olarak belirledik.''
Erdoğan, denizcilik sektöründe de birçok projeyi hayata geçirdiklerine işaret ederek, ''Özellikle gemi inşa sanayinde dev bir atılım gerçekleştirdik. Verdiğimiz desteklerle tersane sayısı 37'den 70'e çıkarken, gemi inşa sanayinde dünya sıralamasında 23'üncülükten 6'ncılığa kadar yükseldik'' dedi.
Başbakan Erdoğan, turizm alanındaki gelişmelere de değinerek, 2002 yılında Türkiye'ye gelen turist sayısı 13 milyon, turizm gelirleri ise 12 milyar dolar seviyesinde iken; 2010 yılı sonu itibarıyla turist sayısının 29 milyon kişiye, turizm gelirlerinin de yaklaşık 21 milyar dolara yükseldiğini kaydetti.
EĞİTİM VE SAĞLIK
''Eğitim ve sağlık, bizim insan odaklı yönetim anlayışımızın en öncelikli hizmet alanları'' diyen Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Okullarımızda kara tahta dönemine de artık son veriyor; çocuklarımıza yine ücretsiz olarak bütün ders kitaplarının yüklü bulunduğu e-kitaplar dağıtmaya hazırlanıyoruz. 2002'de toplam 76 üniversitemiz vardı, 89 yeni üniversite daha kurarak yüksek öğretimi 81 vilayetimizin tamamına yaygınlaştırmış olduk. Hükümet olarak önümüzdeki dönemde eğitim kalitesini daha da arttırmayı, derslik, altyapı, donanım ve öğretmen gibi gelişme kaydettiğimiz çeşitli alanlarda çıtayı çok daha yükseğe koymayı hedefliyoruz. Sağlıkta dönüşüm programı çerçevesinde gerçekleştirdiğimiz düzenlemelerle vatandaşlarımıza daha kaliteli, daha adil ve daha kolay ulaşılabilir sağlık hizmeti sunabilmek için büyük gayret sarfettik.
Göreve geldikten sonra sağlık çalışanlarımızın çalışma ve iş yeri güvenliği şartlarını iyileştirdik, gelirlerini artırdık. İlaçtaki KDV oranını düşürdük ve ilaç fiyatlarında önemli oranda indirme sağladık. Modern sağlık anlayışının temel unsurları arasında yer alan aile hekimliği uygulamasına geçtik, hastaneleri tek çatı altında topladık, vatandaşlarımızın sağlık sigortalarıyla bütün sağlık kuruluşlarından hizmet almasını sağladık. Önümüzdeki dönemde ülkemizi sadece kendi halkımız için değil, bölge ülkeleri için de cazip bir sağlık üssü haline getireceğiz. Hizmet kalitesine artırmak ve maliyet etkin sağlık hizmeti dengesini kurabilmek amacıyla inşasına başladığımız şehir hastanelerini ülkenin dört bir tarafına yaygınlaştıracağız.''