Advertisement
GÜNCEL / SİYASET ABONE OL

2007 yılından bu yana yürütülen çalışma raporları ve uyum çalışmaları sonrasında, BASEL-II standartları Temmuz ayından itibaren Türkiye’de uygulamaya konacak.

Peki nedir BASEL-II?

Bank of International Settlements (BIS), yani Merkez Bankalarının Merkez Bankası, 1974 yılında Dünya Bankacılığında ortak bir sermaye tabanını, yapısını ve yeterliliğini oluşturmak adına Basel Komitesi’ni kurdu. Bu anlamda 1988 yılında BASEL-I Standartları yayınlandı. Ancak zaman içinde BASEL-I’in eksikliklerinin uygulama esnasında belirginleşmesi ile 2004 yılında BASEL-II Standartları, olarak adlandırılan ve kredi, piyasa riskine, operasyonel riskini de dahil eden kurallar benimsendi. 2007 yılında birçok Gelişmiş Ülkede uygulamaya konan Standartların 2008 yılında Türkiye’de yürürlüğe girmesi hedefleniyordu. Ancak Global kriz, ve Bankalarının teknik anlamda yeteri kadar hazır olmaması ile sürekli ertelenen uygulamaya geçiş tarihi ile Temmuz 2012’ye kadar gelindi. BASEL-II’nin bir önceki standarttan temel farklarından biri, Risk Değerlemede Kredi Derecelendirme notunu baz alması.

Türk Bankalarına Etkisi

BASEL-II Komitesi, standartlarla ilgili bazı kurallarda yerel düzenleyicilere bazı esneklikler tanıyor. Bu esneklikler çerçevesinde BDDK’nın Türk Bankacılık sektörü için esas uygulamadan farklılıklar içeren Sermaye Yeterliliği’ne ilişkin Yönetmelik’i bugünkü Resmi Gazete’de yayınlandı.

Türkiye’nin Yabancı para cinsinden kredi notu yatırım yapılabilir seviyenin altında olduğundan, Basel-II’ye göre tüm kamu kuruluşlarından olan YP cindi alacakların risk ağırlığı %100 olarak değerlendirilecekti. Ancak BDDK bu konuda ihraç edilen yabancı para cinsinden tahvillere %100 risk ağırlığını olduğu gibi benimserken, Bankaların bilançodaki yükümlülükleri için Merkez Bankası’nda tuttukları YP cinsi Zorunlu Karşılıkların risk ağırlığını Standard’a göre %100 değil %0 olarak alınmaya devam etmesi kararı verdi. BDDK Başkanı Mukim Öztekin’İn dün bu yöndeki açıklaması özellikle zorunlu karşılıkların risk ağırlığı nedeni ile Sermaye Yeterlilik rasyosu %12 olan BDDK sınırına yaklaşacak bankaların hisse senetlerine oldukça olumlu yansıdı. Dolayısı ile sadece Hazine’nin YP cinsi tahvillerinin risk ağırlığı artırılmış oldu.
Ayrıca tüketici ve perakende kredi alanında da BASEL ile birlikte değişiklikler var. Perakende yani KOBİ kredilerinin ağırlıkta olduğu kredilerin risk ağırlığı %100’den %75’e çekilecek. Ancak BDDK’nın tüketici kredilerindeki sıkı ve kontrollü duruşu, bu kredilerin risk ağılıklarına da yansımış durumda. BASEL-II’de konut kredilerinin risk ağırlık oranı %35 iken mevcut olan %50 devam edecek, tüketici ve kredi kartı alacakları ise %75 yerine kalan vadelerine göre sırasıyla %150 ve %200 risk ağırlığına tabi tutulacak.

Genel Değerlendirme

Basel – II’nin Türkiye Mali yapısına bir başka etkisi de kredi derecelendirme alanında olacak. 2007’den bu yana BASEL umudu ile kurulan birçok yerel kredi derecelendirme şirketi, BDDK’dan izin aldıkları takdirde, önem kazanacaklar. Bu gelişme de sermaye piyasasının derinleşmesine katkıda bulunacak önemli bir unsur olacak.

Temmuz ayı ile uygulamaya geçecek Standartların sektörün sermaye yeterlilik oranına olan etkisi ise şu şekilde olacak: Basel-II Standartlarının direkt uygulanması ile Nisan ayı itibariyle %16,4 olan sektörün sermaye yeterlilik rasyosunun 100-150 baz puan aşağı geleceği bekleniyordu. Ancak yukarıda saydığımız değişikliklerle etki BDDK Başkanı Öztekin’e göre 20 baz puana kadar geriledi. BDDK’nin BASEL-II %8 olan sınırının üzerinde %12 olan Sermaye Yeterlilik Standardı düşünüldüğünde, Standardın tamamen uygulanması ile özellikle bu sınıra yaklaşacak Bankaların eli rahatladı. Bu etki önemli, nedeni ise BASEL-II’nin direk uygulanması halinde birkaç banka için, sermaye artırma, iştirak satışı veya büyüme konusunda daha ihtiyatlı davranma seçenekleri konuşuluyordu.

Cihan Başkal

Bloomberg HT

Araştırma Bölümü

cbaskal@bloomberght.com