Huawei/Zhengfei: Amerikalı şirketler ve Huawei aynı kaderi paylaşıyor
Huawei Kurucusu Ren Zhengfei, Google ve Android servislerinin Huawei ürünleri özelindeki kısıtlamalarını değerlendirmek ve şirketle ilgili merak edilen diğer soruları yanıtlamak üzere basın kuruluşları ile bir araya geldi
Amerika Birleşik Devletleri’nin yasalarla yönetilen bir ülke olduğunu, yasalara uyması ve reel ekonomiye bu çerçevede yaklaşması gerektiğinin altını çizen Ren Zhengfei, “Bu ortamda ABD şirketlerini suçlamamamız gerekir. Huawei ve bu şirketler şu anda aynı kaderi paylaşıyor. Hepimiz aynı piyasa ekonomisinin oyuncularıyız.
Her ülkenin kendi çıkarları vardır. ABD’nin kampanyası, herkesi peşinden sürükleyecek kadar güçlü olmayacaktır. ABD'li politikacılar güçlü yönlerimizi hafife almış olabilirler. Elbette bu süreçte bazı alanlarda zarar görmemiz mümkün. Bu zararlar zaman içinde telafi edilecektir. Ancak liderlik ettiğimiz 5G gibi alanlara önemli bir etkisi olacağını düşünmüyorum. Bu alanda rakiplerimiz 2-3 yıllık bir süreçte dahi bizi yakalayamayacaktır” dedi.
Amerika Birleşik Devletleri’nin aldığı 90 günlük erteleme kararını değerlendiren Ren Zhengfei, “Bahsi geçen 90 günlük süreç bizler için çok önemli değil, bizim için en önemli şey işimizi iyi yapmaktır. Amerika Birleşik Devletleri’nin bu süreçteki uygulamaları bizim tasarruflarımızın dışındaki gelişmelerdir. Birlikte çalıştığımız Amerikalı şirketlere de teşekkür ediyorum. 30 yıllık süreçte bugünkü duruma gelmemizde bize çok yardımcı oldular. IBM ve Accenture gibi markalar da dahil olmak üzere Huawei’ye danışmanlık hizmeti veren birçok Amerikalı şirket söz konusu.
Bunun dışında uzun yıllardır çok sayıda ABD menşeili şirket ile yazılım ve donanım ürünleri kapsamında da ticari iş birliğimiz bulunuyor. Bu son olay karşısında da tüm bu şirketlerin bizlere adalet duygusu ve empati ile yaklaştığını hissedebiliyorum. 5G atom bombası değil, topluma faydası olan bir teknolojik gelişimdir. Google da iyi ve sorumluluk sahibi bir şirket. ABD hükümetini bu sorunu çözmesi için ikna etmeye çalışıyorlar. Bunun için uygun çözümleri tartışıyoruz ve uzmanlarımız bunun üzerinde çalışıyor” dedi.
İş ortaklarımızla birlikte büyümek isteriz
“ABD'li ortaklarımız sorumluluklarını yerine getiriyor ve Washington'dan onay istiyorlar. Bu onay verilirse, yine de bu tedarikçilerden çip almayı sürdüreceğiz. Bizler de ABD şirketlerine, daha gelişmiş ürünler ortaya koymaları için çip satabiliriz. Bu süreçte kimse kimseyi dışlamamalı, bizler de tek başımıza değil, birlikte büyümek ve gelişmek isteriz.
Bu süreçte iş ortaklarımızdan yeterli düzeyde tedarik olmasa dahi sorun yaşayacağımızı düşünmüyorum, bunun da nedeni, ihtiyaç duyduğumuz tüm üst düzey çipleri üretebilmemizdir. Uyguladığımız 1+1 politikası çerçevesinde, çiplerimizin yarısı ABD şirketlerinden gelirken yarısı Huawei tarafından üretiliyor. Kendi çiplerimizin maliyetleri çok düşük olmasına rağmen, yine de bu ticarete devam etmeyi tercih ediyoruz. Dünyadan soyutlanamayız, bu ekosistemin bir parçası olmaya devam etmeliyiz. ABD şirketlerinin ürettiği kadar iyi çipler üretebiliriz, ancak bu ABD'den çip almayacağımız anlamına gelmiyor.”
Yıllardır süren iş ortaklığımızı bir kâğıt parçası yok etmemeli
Huawei’nin ABD şirketleri ile olan yakın ilişkilerinin her iki tarafın on yıllarca süren çabalarının bir sonucu olduğunu söyleyen Ren Zhengfei; “Bu ilişkiler, ABD hükümetinden gelen bir kâğıt parçası tarafından yok edilmeyecek kadar değerli. Şartlar elverdiği sürece, ABD şirketleri ile ticaretimizi sürdüreceğiz. Bilgi toplumunun gelişimi için birlikte çalışacağız. ABD’li politikacıların ne düşündüğünü tam olarak bilmiyorum.
Ancak sadece bir ülkenin teknolojik olarak önünde olduğumuz için hedef tahtasında olmak doğru değil. Bu süreçte kızımı tutukladılar, başarı isteğimizi sarsmaya çalıştılar ama ailemin beni cesaretlendirmesi bu isteğimi sağlamlaştırdı. Kızım bana yazdığı mektupta zihinsel olarak kendisini motive ettiğini söyledi. O çok iyimser. Bu beni çok rahatlattı ve üzerimdeki baskıyı hafifletti.
5G’de ilk adımı Türk Profesör Erdal Arıkan attı
“5G standartlarının toplum üzerinde çok büyük bir etkisi olacağına inanıyoruz. Belki de çok az insan bu teknolojinin on yıl önce Türk Profesör Erdal Arıkan tarafından hayata geçirilen bir matematik çalışmasıyla ortaya çıkacağını hayal edebilirdi. Doktor Arıkan’ın makalesinin yayınlanmasından iki ay sonra biz de üzerinde çalışarak, bu çalışmanın ne kadar değerli olduğunu anladık. Daha sonra bu çalışmaya dayanarak patent başvurusu yapmaya başladık. Binlerce Huawei çalışanı bu araştırmaya dahil oldu. Bu kaynağı, teknolojik bir standarda dönüştürmek 10 yılımızı aldı.
Kısıtlamalar bizi etkilemeyecektir
“Bizler her koşulda müşterilerimize hizmet vermeye devam edebileceğiz. Seri üretim kapasitemiz çok büyük ve Huawei'nin bazı alanlarda maruz kaldığı kısıtlamalar büyük bir etki yaratmayacaktır. Elbette etkileri olacak, ancak büyüme endeksine önemli bir zarar vermeyecek ve endüstrimizin gelişmesine engel olmayacaktır. Şirket olarak, ABD şirketlerinin bileşenlerini kullanmayı bırakmak niyetinde değiliz. Bu süreçte şirketimiz büyük bir tedarik sıkıntısı çekmeyecek, buna çok iyi hazırlandık.
5G teknolojimiz yeni baz istasyonu kulelerine ihtiyaç duymuyor
“5G ağ kapasitesi açısından, 4G'den 20 kat, 2G'den 10.000 kat daha büyüktür. 5G baz istasyonlarımızın bit başına güç tüketimi, 4G'den on kat daha düşüktür ve boyut olarak da %70 daha küçük, daha hafif ve neredeyse bir evrak çantasıyla aynı büyüklüktedir. Bu nedenle Huawei 5G baz istasyonları için bir kule inşa etmek zorunda değilsiniz. Ayrıca onlarca yıl çalışabiliyorlar çünkü korozyon önleyici malzemelerden üretiliyorlar. Bu da 5G ekipmanımızın yeraltı kanalizasyon sistemlerine bile kurulabileceği anlamına gelir. Özellikle önemli tarihi binalara sahip Avrupa pazarları için son derece uygun bir seçenek. Avrupa'daki müşterilerimiz inşaat gerektirmeyen 5G baz istasyonlarımızla mühendislik maliyetlerini saha başına 10.000 Euro’ya kadar azaltabilirler.”