İlaç yatırımcılarının gözü Türkiye'de
Türkiye'ye daha fazla Ar-Ge yatırımı çekme hedefi, uluslararası alandaki araştırmacı ilaç firmalarını da cesaretlendirdi
(A.A) Dünyanın önde gelen yenilikçi ilaç firmalarına göre, Avrupa'daki konumu, üniversitelerde ve diğer merkezlerde ileri düzeyde sağlık sistemine sahip olması gibi önemli avantajları bulunan Türkiye, dünyadaki 90 milyar dolarlık ilaç Ar-Ge'si pazarından aldığı 100 milyon dolarlık payı, 1 milyar dolara çıkabilir.
Çok sayıda ülkenin yanı sıra, dünyanın çeşitli yerlerinden biyoteknoloji ve ilaç şirketleri ile akademik araştırma kurumlarından katılımcıların yer aldığı BIO 2011 Uluslararası Kongresi'ne bu yıl ilk kez Türkiye'den de bir delegasyon katıldı.
Başbakanlık Yatırım Destek ve Tanıtım Ajansı, Sağlık ile Sanayi ve Ticaret Bakanlıklarından yetkililerin yer aldığı heyet, etkinliğin düzenlendiği fuarda incelemelerde bulundu.
BIO Uluslararası Kongresi Başkan Yardımcısı Pete Pellerino, Türkiye'nin bölgesinde önemli bir Ar-Ge merkezi haline gelebileceğini belirterek, katılımcı ülke ve kuruluşların yenilikçi ilaç alanındaki yatırımcıları çekmek amacıyla temaslarda bulundukları gelecek yılki BIO Kongresinde Türkiye'nin de ilk kez bir stantla yer almasının öngörüldüğünü belirtti.
"TÜRKİYE'NİN AR-GE PAYI ARTABİLİR"
MSD İlaçları'nın Türkiye'nin de aralarında bulunduğu Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Afrika Bölgesi'nin Global Kamu Politikası ve Kurumsal İşlerden Sorumlu İcra Direktörü Jeffrey Kemprecos, söz konusu etkinliğin, ülkelerin yenilikçi ilaç alanındaki araştırma ve geliştirme potansiyellerini tanıtmaları bakımından büyük bir önem taşıdığını söyledi.
Dünyadaki 100 milyar dolarlık ilaç yatırımlarının 90 milyar dolarının araştırma ve geliştirmeye ayrıldığını anlatan Kemprecos, hükümetin Türkiye'deki Ar-Ge yatırımlarının ilk etapta GSMH'nın yüzde 2'sine, daha sonra ise yüzde 3'üne ulaştırılması hedefi bulunduğunu, yenilikçi ilaç sektörünün yatırımlarının bu anlamda büyük bir öneme sahip olduğunu belirtti.
Türkiye'de halen bu oranın yüzde 0.8 olduğuna işaret eden Kemprecos, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Bugün ülkeler 100 milyar dolarlık ilaç pazarından pay kapmak için büyük bir yarış içinde. Veri koruma, yetkili kurumlarla diyalog, düzenleyici mevzuat ve alt yapı gibi unsurların bulunması bu yarışta belirleyici oluyor. Türkiye, bazı eksikleri bulunmakla birlikte Avrupa'daki konumu, üniversitelerde ve diğer merkezlerde ileri düzeyde sağlık sistemine sahip olması gibi önemli avantajlara sahip. Türkiye'nin dünyada bu alandaki rekabetçiliğinin artırılmasına yönelik düzenlemeler üzerinde durulabilir. Yetkili kurumlarla ileri bir diyaloğun geliştirilmesi ve mevzuat alanında yeni düzenlemelere gidilmesi, Türkiye'yi daha cazip hale getirebilir. Türkiye'nin, dünyadaki 90 milyar dolarlık ilaç Ar-Ge'si pazarından aldığı 100 milyon dolarlık pay, 1 milyar dolara çıkabilir.''
İrlanda, Singapur, Çin ve Hindistan gibi ülkelerin, dünyada bu alanda söz sahibi ABD, Almanya ve İngiltere gibi ülkeleri zorlamaya başlayan ''yeni kaplanlar'' olduğunu dile getiren Kemprecos, ''Türkiye de bu yeni kaplanlar arasında yer alabilir. Ama Türkiye'de özellikle ruhsatlandırma süreci çok uzun. Rekabetçiliğin sağlanması konusunda bu da üzerinde durulması gereken konulardan birisi'' diye konuştu.
''MOLEKÜL KÜTÜPHANESİNE TÜRKİYE'DEN ÜRÜN BEKLİYORUZ''
Öte yandan, Merc Araştırma Laboratuvarları Tarama ve Protein Bölümleri'nin Sorumlu Müdürü Dr. Jeffrey D. Hermes de Türkiye'deki ilaç araştırmalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Hacettepe Üniversitesi ile ABD'deki Yale Üniversitesi ile yaptıkları işbirliğine benzer bir program yürüttüklerini belirten Hermes, bu programla Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde araştırmacı yetiştirilmesini amaçladıklarını dile getirdi.
''Yeni ilaçların geliştirilmesinde kullanılmak üzere 3 milyon civarında molekülün saklandığı laboratuvara Türkiye'den de yeni ürünler gelmesini bekliyoruz'' ifadesini kullanan Hermes, bu sayede Türkiye'deki bilimsel çalışmaların düzeyinin de artacağını sözlerine ekledi.