Bloomberght
Bloomberg HT Haberler "Küresel ekonomik görünüm belirsizliklerin baskısı altında"

"Küresel ekonomik görünüm belirsizliklerin baskısı altında"

  • Küresel ekonominin bu yıl artan borç yükü, siyasi belirsizlikler ve dünyada işbirliğinin giderek zayıflaması sonucu oluşan parçalanmanın baskısı altında kalacağı öngörülüyor.

Giriş: 16 Ocak 2025, Perşembe 11:25
Güncelleme: 16 Ocak 2025, Perşembe 11:29

Dünya Ekonomik Forumu'nun (DEF) bu yıl 55'incisi 20-24 Ocak'ta düzenlenecek yıllık toplantıları öncesi, Başekonomistler Görünümü Raporu yayımlandı.

Rapor, dünyanın önde gelen kamu ve özel sektörden başekonomistlerin katıldığı ve DEF tarafından organize edilen anket sonuçlarına dayanıyor. Buna göre, araştırmaya katılan başekonomistlerin yüzde 56'sı bu yıl dünyada daha zayıf bir ekonomik büyüme öngörürken yüzde 17'si iyileşme bekliyor.

Ekonomistlerin yüzde 44'ünün ABD'de bu yıl güçlü bir büyüme görüleceğini tahmin etmesine karşın, uzun vadeye yönelik daha temkinli bir görünüm hakim. Bu kapsamda başekonomistlerin yüzde 61'i ABD'deki başkanlık seçiminin küresel ekonomi üzerinde uzun vadeli etkisinin olacağını düşünüyor.

Araştırmaya katılanların yüzde 97'si ABD'nin kamu borç seviyesinde artış, yüzde 94'ü daha yüksek enflasyon beklerken risklerin devam ettiğini belirtiyor.

Avrupa, üst üste üç yıldır ekonomik büyüme açısından en zayıf bölge olmaya devam ediyor.

Ekonomistlerin yüzde 74'ü Avrupa'da bu yıl "zayıf veya çok zayıf" ekonomik büyüme bekliyor.

Dünyanın bir diğer büyük ekonomisi Çin'de ise, tüketici talebindeki durgunluk ve üretimdeki zayıflama nedeniyle büyüme ivmesinin zayıflayacağı, bu durumun küresel ekonomideki toparlanmanın daha dengesiz ve belirsiz olmasına yol açacağı tahmin ediliyor.

Bu yıl ABD'de daha gevşek bir para politikası görüleceğini düşünen ekonomistlerin oranı yüzde 64, Avrupa için ise yüzde 81 olarak öne çıkıyor.

Ekonomistlerin yüzde 79'u Çin'de de gevşek bir para politikası izleneceğini öngörüyor.

Ticaret savaşlarının yayılma riski

Araştırmaya ilişkin görüş bildiren başekonomistlerin yüzde 94'ü gelecek üç yılda küresel mal ticaretinin daha parçalı bir görünüme sahip olacağını, yüzde 59'u da hizmet ticaretinde benzer bir eğilim görülmesini bekliyor.

Ekonomistlerin dörtte üçünden fazlası işgücü hareketliliğinin önündeki engellerin artacağını öngörürken, yüzde 65'i teknoloji ve veri transferleri üzerindeki kısıtlamaların da genişleyeceğine işaret ediyor.

Yerel ve uluslararası siyasi gelişmeler, tedarik zincirlerinin yeniden düzenlenmesi ve güvenlik endişeleri, küresel ekonomik görünüm açısından büyük önem taşıyor. Bu değişimlerin gelecek üç yıl boyunca işletmeler ve tüketiciler için maliyetleri artıracağından endişe duyuluyor.

Bu kapsamda ekonomistlerin yüzde 91'i işletmelerin tedarik zincirlerini yeniden yapılandıracağını, yüzde 90'ı operasyonlarını bölgeselleştireceğini ve yüzde 79'u çekirdek pazarlara odaklanacağını düşünüyor. Söz konusu gelişmeler, küresel ticaret açısından daha zor bir görünüme işaret ediyor.

Başekonomistlerin yüzde 48'i bu yıl küresel ticarette büyüme beklemesine rağmen, yüzde 68'i, ABD ve Çin'i aşan bir ticaret savaşının patlak verebileceğini öngörüyor.

Korumacı ticaret politikaları, tedarik zincirlerinin yeniden yapılanması, yaptırımlar dahil olmak üzere anlaşmazlıklar, ulusal güvenlik endişeleri, teknolojik gelişmeler ve küresel büyüme dinamikleri gibi faktörler, ticaret savaşının genişleme riskini artırıyor.

Katılımcıların yüzde 82'si, gelecek 3 yıl içinde ticaretin daha fazla bölgeselleşeceğini tahmin ediyor.

DEF Ekonomik Büyüme ve Dönüşüm Başkanı Aengus Collins, rapora ilişkin değerlendirmesinde, sonuçların küresel ekonominin ciddi bir baskı altında olduğunu gösterdiğini belirterek, "Büyüme görünümü son on yılların en zayıf seviyesinde, yurt içinde ve yurt dışında yaşanan siyasi gelişmeler ekonomi politikalarının ne kadar tartışmalı hale geldiğinin altını çiziyor. Bu ortamda, işbirliği ruhunu teşvik etmek her zamankinden daha fazla kararlılık ve yaratıcılık gerektirecektir." ifadelerini kullandı.

Her dört ülkeden biri enerji arz sıkıntısın dikkat çekti

Öte yandan, DEF anketine katılan aralarında ve Almanya, Hollanda ve Norveç'in de bulunduğu her dört ülkeden biri "enerji arzı sıkıntısını" kendilerine yönelik ilk 5 risk arasında gösterdi.

Anket kapsamında toplam 121 ülkeden 11 binden fazla sektör önderine , "Önümüzdeki 2 yıl içinde ülkeniz için en büyük tehdidi oluşturması en muhtemel beş risk hangileridir?" sorusu soruldu.

Söz konusu ülkelerden 30'u enerji tedarik sıkıntısı yaşamayı en büyük 5 riskten biri olarak gördüğünü bildirdi. Risk listesi 34 maddeden oluştu. Bu kapsamda 9 ülke enerji arz sıkıntısına ilk sırada yer verdi.

Buna göre, enerji arzı sıkıntısını bir numaralı risk olarak gören ülkeler Zimbabve, Venezuela, Zambiya, Tayvan, Güney Afrika, Kırgızistan, Liberya, Lesotho ve Honduras oldu.

Enerjiye ilişkin yaşanabilecek arz sıkıntısına ilk 5 risk arasında yer veren ülkeler arasında Almanya, Avustralya, Çad, Kamerun, Ekvador, Gabon, Irak, Japonya, İzlanda, İrlanda, Mali ve Malta yer aldı.

Ayrıca, Laos, Meksika, Hollanda, Norveç, Moğolistan, Pakistan, Nijerya, İsviçre ve Özbekistan da enerji arzına dair endişeleri nedeniyle buna ilk 5 risk arasında yer verdi.

Böylece değerlendirmede yer alan yaklaşık her dört ülkeden biri enerjide arz sıkıntısı yaşama tehlikesine dikkati çekti.