Küresel özel sermaye fon yöneticileri Türkiye'deki yatırım fırsatları için toplandı

Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Zekeriya Çoştu'nun Türkiye'nin Sanayi ve Teknoloji alanındaki politikalarını yatırımcılarla paylaştığı bu yılki konferansta kapsamlı içerikle çok sayıda panel gerçekleştirildi. Türkiye'ye yatırım yapan ve yapmayı düşünen üst düzey özel sermaye yatırım fonu yöneticileri, önümüzdeki dönemin yatırım stratejilerini, Türkiye'nin özel sermaye alanındaki cazibesini ve çevresindeki sınır ötesi yatırım fırsatlarını detaylı bir şekilde ele aldı. Türkiye ve bölgede büyüyen özellikle katma değerli ve ihracat odaklı sanayi, hizmetler ve teknoloji yatırımları ve bu yatırımlara yatırım yapan özel sermaye, özel borç ve girişim sermayesi fonlarının yeni küresel, bölgesel ve Türkiye odaklı güncel ve geleceğe yönelik yatırım temaları masaya yatırıldı.

"Rekabet gücümüzü artıracak düzenlemelerle yatırım ortamını iyileştiriyoruz"

Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, konferansta yaptığı "Türkiye'nin Yeni Doğrudan Yabancı Yatırım Stratejisi" konulu konuşmasında, Türkiye'nin yatırımcılar için sunduğu fırsatlara ve rekabetçi konumuna dikkat çekti. Uluslararası özel sermaye fon yöneticilerini Türkiye'ye yatırım yapmaya davet ederek, şunları kaydetti:

"Büyümemizi sürdürüyor, fiyat istikrarı ve enflasyonla mücadeleyi önceliklendiriyoruz. Uluslararası doğrudan yatırımdan daha fazla pay almak istiyoruz. Bu doğrultuda oluşturduğumuz 5 yıllık planla, payımızı yüzde 1'den 1,5 seviyesine çıkarmak istiyoruz. Uluslararası yatırımcıların çoğunluğu Türkiye'yi Orta ve Doğu Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'daki ülkelerle karşılaştırıyor. Türkiye son 20 yılda, bu bölgede yüzde 1 payla uluslararası doğrudan yatırımı çeken ikinci en büyük ülke ve önümüzdeki 5 yılda bu rakamı yüzde 1.5'a çıkarmak istiyoruz. Uluslararası doğrudan yatırımın niteliği de önemli. Dijital, yüksek bilgi düzeyine sahip, iş yaratan projelere ve hizmet sektörüne odaklanmak istiyoruz."

Dağlıoğlu, küresel değer zinciri oluşturan projeleri önemsediklerine değinerek sözlerini şöyle sürdürdü: "Finansal yatırımcıların ülkemize daha fazla yatırım yapabileceğine inanıyoruz ve bu potansiyeli değerlendirmek istiyoruz. Öncelikle, rekabet gücümüzü artırmak için gerekli düzenlemeleri yapıyor, yatırım ortamını iyileştiriyoruz. Dijital dönüşüm, uluslararası doğrudan yatırım stratejimizin merkezinde olmaya devam ediyor. Türkiye'nin yatırım ortamını küresel düzeyde rekabetçi kılmak için yapısal reformlar ve iyileştirme gerçekleştirme konusunda kararlıyız. Şirket teşvik programlarında düzenlemeler yaptık, bazı yüksek teknoloji yatırımları için 30 milyar dolar kamu kaynağını tahsis ettik."

Sanayi odaklı teknoloji yatırımları için uygun maliyetli finansman imkânı sağlandığına dikkat çeken Dağlıoğlu, "Teknoloji ve sürdürülebilirlik öncelikli konularımız arasında yer alıyor. Yeşil gündeme sahip projeler, devlet destekli uygun maliyetli finansmandan yararlanabilecekler. Bu yılın ilk dokuz ayında teknoloji ekosistemine yaklaşık 700 milyon dolar yatırım yapıldı ve yaklaşık 390 işlem gerçekleştirildi. En çok fonlanan sektörler ise fintech, siber güvenlik, oyun ve blockchain olarak öne çıkıyor. Ayrıca biyoteknoloji, yapay zeka, sağlık teknolojisi, tarım teknolojisi ve sürdürülebilirlik en çok fonlanan sektörler arasında yer alıyor" diye konuştu.

"Türkiye'nin dayanıklı, dinamik ve esnek iş ortamı yatırımlar için önemli fırsatlar sunuyor"

Globalturk Capital Kurucu ve Yönetici Ortağı, GPCA Orta ve Doğu Avrupa Liderlik Konseyi Üyesi ve Türkiye Temsilcisi Barış Öney ise konferansta yaptığı konuşmada, Türkiye ve komşu bölgelerinin, geleceğe yönelik büyük bir potansiyel sunduğunu ve yatırım kararlarını hızlandırmak için en uygun zaman olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Küresel ve yerel belirsizliklere rağmen Türkiye, en zorlu zamanlarda bile özel sermaye için 28 yıldır kendini kanıtlamış, yatırım yapılabilir ve yatırımlardan çıkılabilir bir pazar olmuş ve olmaya da devam ediyor. Türkiye'nin dayanıklı, dinamik ve esnek iş ortamı hem Türkiye'ye gelen hem de Türkiye'den yurt dışına yapılan doğrudan yatırımlar için muazzam fırsatlar sunuyor. Son 20 yılda Türkiye 200 milyar dolardan fazla uluslararası doğrudan yatırım çekti, buna karşın Türk şirketleri yurtdışına 65 milyar dolar yatırım yaptı. Bu çift yönlü yatırım trafiği ülkemiz için son derece sağlıklı ve bunun devam etmesi Türkiye'ye gelecek olan doğrudan yabancı yatırımları tetikleyecek. Özellikle 2023 yılında, yurt dışına giden Türk şirketlerinin doğrudan yatırımlarının, ilk kez gelen uluslararası doğrudan yatırımı geçmesi, Türk şirketlerinin küresel sahnede artan etkisini gösteriyor ve yatırım, ticaret ve turizm için çok olumlu bir geri dönüş döngüsü yaratıyor."

Türkiye'de son 7 yılda güçlü bir teknoloji start-up ekosistemi geliştiğine değinen Öney, "Bu yatırımlardan özellikle e-ticaret, fintech ve oyun sektörlerinde çok başarılı unicorn ve decacorn'lar çıktı. Türk hükümeti, 2030 yılına kadar 100 bin teknoloji girişimine ve 100 Türk unicorn'una ulaşmak için iddialı hedefler belirledi. Her sektörde KOBİ'lerin büyümesini hızlandırmalı, yerel banka finansmanı ve fonlama yoluyla desteklemeli, şirket birleşme ve satın almalarını teşvik etmeli, bunlara yönelik finansal enstrümanları geliştirmeli ve sektör içi konsolidasyonları hızlandırmalıyız" dedi.

Küresel olarak, yatırımların giderek enerji dönüşümü, iklim değişikliği, katma değerli sanayi, üretken yapay zekâ, robotik, sağlık hizmetleri, siber ve dijital güvenlik, gıda güvenliği ve teknolojiye odaklandığını belirten Öney "Hammadde kıtlığı nedeniyle madencilik ve mineraller dikkat çekiyor. Türkiye, Almanya ve Çin arasındaki en büyük ihracat odaklı sanayi üssü olarak öne çıkıyor. Sanayi, sağlık, telekom, bankacılık, e-ticaret ve hızla büyüyen fintech ile oyun gibi teknoloji odaklı sektörler de güçleniyor." dedi.