Küresel su güvenliği tehdit altında
Küresel ısınma ve su oranlarına ilişkin tartışmalar, 2020'den sonra yaşanacak su kıtlığının savaş senaryoları doğurabileceğine işaret ediyor
Mevsim normallerinin üstünde uzun süre devam eden sıcaklıklar, barajlardaki su oranlarının azalması küresel ısınma ve su kıtlığı tartışmalarını tekrar alevlendirdi. Son olarak Brezilya'da suyun karneye bağlanması ABD’nin çatı istihbarat örgütü Ulusal İstihbarat Ofisi’nin geçen yıl yayınladığı küresel su güvenliği raporunu hatırlattı.
Bu rapor 2020'den sonra yaşanacak su kıtlığının olası savaş senaryolarını doğurabileceğini işaret ediyor. Brezilya'nın yaşadığı sıkıntı da bu tehlikeyi gözler önüne seriyor. Ülkedeki kullanılabilir su miktarı son 20 yılın en düşük seviyesine gerilerken hükümet bir dizi önlem paketini yürürlüğe soktu.
Ülkeyi vuran kuraklık nedeniyle 100'den fazla kentte su karneye bağlanıyor. 11 eyalet ve 142 kentte yaşayan yaklaşık 6 milyon kişinin su kullanımı sınırlandırılıyor. Su sağlayıcısı şirketlerin, rezervler, nehirler ve akarsularda ki su miktarının yıllar sonra en düşük seviyeye indiğini açıklaması, ülkedeki bazı eyaletlerdeki dönüşümlü su kullanımının da yolunu açtı.
Buna bir örnek de Sao Paulo'dan geldi. Eyalette Itu kentinde bazı mahallere üç günde bir sadece 13 saat su verildiği kaydedildi.
Brezilyadaki yaşanan bu olumsuz durum 2020'den sonran yaşanması muhtemel su kıtlığı raporunu anımsattı. Amerikan Ulusal İstihbarat Ofisi’nin raporuna göre, dünyada içme su kaynakları 2040 yılına kadar küresel talebe cevap veremeyecek.
Raporda Ortadoğu, Güney Asya ve Kuzey Afrika, su kıtlığının en şiddetli hissedileceği bölgeler olarak sıralandı.
Su kaynaklarına ilişkin sıkıntı, gelişmekte olan ülkelerin hidroelektrik santrallerinden enerji elde edilmesini de güçleştirecek, ekonomik potansiyellerini olumsuz etkileyecek.
Yeraltı su kaynaklarına aşırı yüklenilmesi de, toprağın kalitesini olumsuz etkileyecek. Bağlantılı olarak gıda üretimini baltalayacak, bu da sosyal patlamalara yol açabilecek
Rapor bir tavsiyeye de yer veriyor. Suyun yüzde 70'i tarım alanında tüketildiği hatırlandığında, tarımsal teknolojinin geliştirilmesi, kentlerde su tasarrufuna gidilmesi, süreci uzatabilir.