Marmara'ya olası "tsunami" uyarısı
Prof. Ersoy, "1912 ve 1999 depremleri, Marmara'daki faylara çok yüksek yeni stresler yüklemiştir, gelecek depremleri biraz öne çekmiştir. Marmara kaynaklı depremlerde tsunami beklenmelidir. Tarihsel depremlerde oluşan yüzlerce tsunami dalgası kayıtları bulunmaktadır" açıklamasında bulundu
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) Doğa Bilimleri Araştırmaları Merkezi Başkanı Prof. Dr. Şükrü Ersoy, 1912 ve 1999 depremlerinin Marmara'daki faylara çok yüksek yeni stresler yüklediğini ve gelecek depremleri biraz öne çektiğini belirtti.
Ersoy, olası İstanbul depremine ilişkin yazılı açıklamasında, Marmara Bölgesi ve İstanbul'u deprem açısından etkileyecek fayların neredeyse tamamının Marmara Denizi içinde yer aldığını; bölgede tarihte yıkıcı pek çok deprem ve tsunami yaşandığını hatırlattı.
Bu kayıtların yerli ve yabancı kaynaklardan öğrenildiğini vurgulayan Ersoy, şu bilgileri paylaştı:
"Son yüzyıl açısından bakıldığında Marmara Denizi'nin batısında 1912 Şarköy-Mürefte depremi, doğusunda ise 1894 Marmara ve 1999 Kocaeli depremleri meydana gelmiştir. Yaklaşık her yıl 2 santimetre hareket ederek, kabaca 100 yıldan fazla bir sürede biriktirdiği stresi bir anda boşaltmıştır. 1912 ve 1999 depremleri Marmara'daki faylara çok yüksek yeni stresler yüklemiştir. Yani gelecek depremleri biraz öne çekmiştir. Bu durum depremlerin doğal bir sonucudur."
Ersoy, fayların deprem karakterlerinin tam belirlenebilmesi için sürekli gözlem altında tutulması gerektiğine işaret ederek, gözlemin Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü'nün yaptığı gibi aletsel izleme ya da bazı üniversiteler ve deprem araştırma kurullarının da uyguladığı paleodepremsellik (eski deprem izlerinin araştırılması) şekilde gerçekleşebileceğini belirtti.
Fayların izlenmesinin bilimsel açıdan zor ve meşakkatli bir çalışma olduğunu, sabır ve bütçe gerektirdiğini vurgulayan Ersoy, Kandilli Rasathanesi'nin yaptığı son çalışmanın sonuçlarının da bilimsel öngörülerden birisi olduğuna değindi.
Ersoy, Marmara Bölgesi'ndeki en sağlam kayaçların İstanbul'da bulunduğunun altını çizerek, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
"Çoğu ruhsatsız ve yönetmeliklere uymayan yapı stoku, önemli bir risk oluşturmaktadır. Yapılar, zemin mühendislik koşulları dikkate alınmadan inşa edilmektedir. Bu durumda yapılar, depremlerden etkilenmeye mahkumdur. Zemin etütleri belediyelerimizde usulen yapılmakta ve müteahhitlerimiz de bu konuya yeterince önem vermemektedir. Bu durumda yapısal hasarlar ve can kayıpları kaçınılmaz olmaktadır.
Marmara kıyılarındaki en önemli tehlikelerinden biri de tsunami. Marmara kaynaklı depremlerde tsunami beklenmelidir. Tarihsel depremlerde oluşan yüzlerce tsunami dalgası kayıtları bulunmaktadır. Tsunami dalgalarına karşı bilinçlendirme, tasarım ve sakınım planlarıyla birlikte kapsamlı bir kıyı alanları yönetimi yapılmalıdır. Kıyı alanları insanların kullanım alanlarıdır, sahiplenme alanları değildir. Bu alanlar bozmadan ve talan edilmeden kıyı kanunlarına uygun olarak kullanılmalıdır. Ayrıca kıyılar çöplük ve moloz döküm alanları değildir."