QNB Finansbank/Aras: Vatandaş QNB'yi 'O Ne Be' diye okuyabilir
QNB Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Aras, "Fed'in faiz artırımı ABD seçimlerinden sonra olabilir ama 2017'de daha önceki beklentiden daha yavaş bir faiz artırımı olabilir" dedi
Qatar National Bank (QNB) Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras, ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz artırımının ABD seçimlerinden sonra gerçekleşebileceğini belirterek, "2017’de daha önceki beklentiden daha yavaş bir faiz artırımı olabilir. Gelecek yıl bir ya da iki defa faiz artışı olabilir. 2017 yılını yumuşak geçirirler." dedi.
QNB Group'un satınalma sürecini tamamlamasının ardından kurumsal kimliğini yenileyen Finansbank, 20 Ekim'den itibaren "QNB Finansbank" adıyla faaliyet göstermeye başladı.
Bu doğrultuda bankanın gelecek dönem hedefleri ile kurumsal kimlikteki değişikliklere ilişkin düzenlenen bilgilendirme toplantısı, QNB Finansbank Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Aras ve QNB Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi.
Aras, burada yaptığı konuşmada, Finansbank ve iştiraklerinin hisselerinin, QNB'ye satış sürecinin 15 Haziran'da tamamlanmasıyla banka için yeni bir dönem başladığını ifade etti.
Bu yatırımla birlikte, 630'dan fazla şube ve 12 binden fazla "Finansçı" ile kendilerini Türkiye'nin en büyük beşinci özel bankası yapan başarı hikayelerinde yeni bir sayfa açıldığını anlatan Aras, "50 yılı aşkın deneyime sahip olan QNB'nin Finansbank yatırımı; kendi tarihindeki en büyük yatırım olma özelliği taşıyor. Bu durum QNB’nin bankamızın geleceğine duyduğu güvenin, her yıl artan büyüme potansiyelimizin ve umut verici bir geleceğin de bir kanıtı olarak bizleri motive ediyor." diye konuştu.
Aras, QNB'nin, Türkiye'de faaliyet gösteren yabancı bankalar arasında en yüksek kredi notuna sahip banka konumunda bulunduğuna dikkati çekerek, bu durumun Finansbank'ın kredi notunu da yukarı çektiğini ve borçlanma imkanlarına pozitif yansıyacağını belirtti.
"VATANDAŞ QNB'Yİ 'O NE BE' DİYE OKUYABİLİR"
Konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını da yanıtlayan Aras, amblem, logo değişimi konusunda araştırma yapılıp yapılmadığına ilişkin, "Bununla ilgili bir ciddi bir araştırma yapılmadı. Amblemimizi zaten daha evvel değiştirecektik. Sonra yapmadık. Amblemimizi değiştirin, renklendirin deseydik şimdiki ambleme benzer bir şey gelirdi. QNB’yi okurken, sıkıntı olabilir. Q, Türkçe’de yok. Normal şartlarda vatandaş bunu ‘O Ne Be’ diye okur. ‘Q Ne Be’ diye de okursan ‘Künefe’ gibi bir şey olur. En sonunda QNB Finansbank olarak kullanılmasına karar verdik. Finansbank’ın logoda olması büyük bir avantaj." ifadelerini kullandı.
Aras, "Hissedar değişikliği yeni dönemi nasıl şekillendirecek?" sorusu karşısında da şunları kaydetti:
"Kurumsal bankacılık, KOBİ bankacılı alanında büyüyeceğiz. Kurumsal bankacılık demek büyük firmalara kredi vermek demek. Bunun da büyük çoğunluğu yabancı para cinsinden. Bunun için kaynak ya Türkiye'deki döviz tevdiat hesapları ya da yurt dışından yaptığınız borçlanmalar. Bütün bunlar maliyet meselesi. Bunu kim daha düşük maliyetle alıyorsa o avantaj yakalar ve rekabetçi olur. QNB ile YP borçlanmamızın maliyeti daha düşük olacak. Dolayısıyla göreceli olarak Türkiye’deki bankalara göre yurt dışı döviz kaynaklarına ulaşmamız çok daha iyi noktaya geldi. Bu bize rekabet gücü sağladı. Büyük projelere ve kurumsal firmaların finansmanına gireceğiz ve pazar payımızı artıracağız."
"TÜRKİYE GELİŞMİŞ ÜLKELERE BANKACILIK ALANINDA KNOW-HOW YAPILABİLECEK DÜZEYDE"
Ömer Aras, Türkiye'nin sadece gelişmekte olan ülkelere değil gelişmiş ülkelere de bankacılık alanında know-how yapabilecek düzeyde bulunduğunu, Türk bankalarının Avrupa’daki bankaların bazılarından 1 bazılarından ise 2 gömlek önde olduğunu vurguladı.
Katar’ın en büyük bankasının Türkiye'de yatırım yapmasıyla o ülkedeki yatırımcıların buraya gelmesini hızlandıracağını ifade eden Aras, banka yönetiminde şu anda değişiklik olmadığını belirtti.
QNB’nin faaliyette bulunduğu 30 ülkeye bakıldığında QNB Finansbank’ın bireysel, KOB, dijitalleşme alanındaki bilgi ve tecrübelerini aktarabileceği en büyük pazarın Endonezya ve Mısır olduğuna dikkati çeken Aras, talebin bu ülkelerden geldiğini ifade etti.
Borsaya kote hisselerin durumuna ilişkin soruya Aras, "Burada 3 alternatif var. Birincisi hisselere hiçbir şey yapmazsınız, böylece durur. İkincisi borsa listesinden çıkarsınız. Üçüncüsü de belli bir zaman sonra bir takım hisseleri halka satabilirsiniz. Bunlar hiç konuşulmuş şeyler değil. Zaman içerisinde ana hissedarın kararı olacaktır."
ABD Merkez Bankasının (Fed) faiz artırımına ilişkin görüşleri sorulan Aras, "Fed’in faiz artırımı ABD seçimlerinden sonra olabilir ama 2017’de daha önceki beklentiden daha yavaş bir faiz artırımı olabilir. Gelecek yıl 1 ya da 2 defa faiz artışı olabilir. 2017 yılını yumuşak geçirirler." dedi.
Aras, TCMB’nin faiz kararına ilişkin, global piyasalarda gelişmelere ve döviz kurundaki gelişmelere bağlı olarak faiz seviyesinin bu düzeyde bir süre daha kalacağını söyledi.
"KURUMSAL KREDİLERDE VE PROJE FİNANSMANI ALANINDA BÜYÜYECEĞİZ"
QNB Finansbank Genel Müdürü Temel Güzeloğlu ise satış sürecinde genel olarak stratejilerinde bir değişiklik olmadığını, QNB grubunun bir parçası olmanın getireceği sinerji ile ürün ve hizmetlerini daha da geliştirip, genişleterek büyüme hızlarını artırmayı amaçladıklarını ifade etti.
Türkiye’nin iç talebe değil ihracata dayalı büyümesini desteklemek amacıyla bireysel kredilerde sektöre paralel ama tüzel kredilerde 2012 ve sonrasındaki gibi sektörün üzerinde bir büyüme sağlamayı hedeflediklerini belirten Güzeloğlu, şöyle devam etti:
"Kurumsal bankacılık ve proje finansmanı alanlarında QNB grubunun tecrübesi ve uzmanlığı ile önümüzdeki dönemlerde daha aktif olacağız. Bankamızın öncelikli alanlarından olan kurumsal krediler ve proje finansmanı konusunda QNB’nin uzmanlığı ile ülkemizdeki yeni yatırımlara önümüzdeki günlerde eskiden olduğunda daha da fazla finansman sağlayarak ekonomimizin gelişmesi için daha fazla destek olacaktır.
QNB, Türkiye’nin alt yapısından büyük yatırımlara kadar hepsinde olmamızı istiyor. Bu durum bizi çok mutlu ediyor. Yine QNB grubunun faaliyette olduğu coğrafyalar ile Türkiye arasındaki dış ticaret işlemlerinin finansmanında önümüzdeki dönemde Türkiye’deki lider banka olmayı hedefliyoruz. Deneyimimiz ve insan odaklı yaklaşımımızın buluşturduğu ürünlerimizle QNB’nin bölgedeki daha büyük hedeflerinde de önemli bir rolümüz olacak.”
"EN SEVİLEN BANKA OLACAĞIZ"
Temel Güzeloğlu, bununla birlikte dijital bankacılığın daha yaygın olarak kullanılıp, şubeli bankacılığın kullanımının azaldığı bugünlerde müşteri memnuniyetini en ön planda tutmaya devam edeceklerini vurguladı.
Enpara.com’da yakaladıkları başarıyı örnek alarak verimliliği artıran iş modelleri benimseyip, her müşteri grubunun farklı ihtiyaçlarına cevap vermeye ve sektörde öncü olmaya devam edeceklerini anlatan Güzeloğlu, "Ana sermayedarımıza, düzenleme ve denetleme kurumlarına, müşterilerimize ve hizmet verdiğimiz pazara karşı sorumluluğumuzun bilinciyle, Ortadoğu ve Afrika’nın lider bankası konumunda olanQNB’nin güçlü sermaye yapısı ve uluslararası deneyimlerinin de desteği ile karlı ve sürdürülebilir büyüme politikamızı gerçekleştirmeye devam edeceğiz." dedi.
Güzeloğlu, sevilen banka yaratmanın çok zor olduğunu ancak bunu Enpara ile başarabildikleri ve gelecek beş yıl içerisinde QNB Finansbank’ı Türkiye’nin en sevilen bankası haline getirmeyi hedeflediklerini söyledi.
Dünyanın her tarafında regülasyonun yapıldığını ve bankaların marjlarında daralmaya neden olduğunu ifade eden Güzeloğlu, bunu aşmanın yolunun verimliliği artırmaktan ve dijitalleşmeyi güçlendirmek geçtiğini, adım başı şube sahibi olmamak anlamına geldiği dile getirdi. Enpara’nın ürün türüne göre 70-120 şube eşdeğerinde olduğunu belirten Güzeloğlu, tabi ki Türkiye’nin büyümesine paralel olarak şubelerin açılacağını kaydetti.
Güzeloğlu, QBN Finansbank’ın QNB içerisinde özel rolü olacağını, bireysel bankacılık, dijitalleşme ve KOBİ alanındaki tecrübelerinin grup içerisinde yayılacağını vurguladı. Sosyal sorumluluk alanında da önemli çalışmalar içerisinde bulunduklarını anlatan Güzeloğlu, memlekete yapılacak en büyük yatırımın çocuklara-gençlere yapılan yatırımlar olduğunu söyledi.
"(KREDİ KARTI PAZARI) ŞU ANDA İKİ BANKANIN DÜOPOLÜ VAR"
Güzeloğlu, konuşmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayarak, QNB Finansbank olarak şubelerden, antetli kağıda kadar her şeyin değişeceğini, reklam ve diğer masraflar için 20-25 milyon lira bütçe ayırdıklarını söyledi.
Kredi ve banka kartlarının değişiminin hemen olmayacağını ifade eden Güzeloğlu, kartların kullanım süresi sonunda, yenileme dönemlerinde değişeceğini, şu anda 45 şubede isim değişikliğinin yapıldığını dile getirdi.
Güzeloğlu, bankanın kurumsal kredilerinin toplam krediler içerisindeki yüzde 20 seviyesinde bulunduğunu belirterek, gelecek 3 yılda bu payı yüzde 35-40 çıkarmayı hedeflediklerini kaydetti.
Kredi yapılandırma ve taksit sayılarının artırılmasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Güzeloğlu, bu düzenlemeleri bankaların istediğini ve sektöre pozitif yansımaları olduğunu vurguladı.
Güzeloğlu, yapılandırmalarda yaşanan sorunlar için şunları söyledi:
"Bu konu için çok erken ve çok büyük yaygara kopartıldığını düşünüyorum. Müşteriler geliyor, ‘Kredimi ödeyebiliyorum. Ödeme sıkıntı yaşamıyorum ama yapılandırmak istiyorum’ diyor. Tamam yapılandıralım da sistemimiz hazır değil ki. Yönetmelik çıktıktan sonra ertesi gün bilgisayarlara hemen bu sistemi kuramıyorsun ki. Biraz zaman alıyor. Tüketici derneklerinin çok erken gereksiz gürültü kopardı. Kaldı ki biz yapalım istedik bu düzenlemeleri. Önümüzdeki hafta canlı kredilerden yapılandırmalarımız hazır olacak."
Kredi kartlarındaki taksit sayısının artırılmasının da çok önemli olduğuna işaret eden Güzeloğlu, ancak kredi kartlarında başka sorunlar olduğuna işaret etti.
Güzeloğlu, sözlerini şöyle tamamladı:
"Kredi kartlarında çok gereksiz regülasyonlar var. Kredi kartlarında minimum ödeme oranlarında düzenleme lazım. Orada yüzde 40’lık zorunluluk var. Bu oran sadece batakları artırır. Her banka kendi minimum ödeme oranlarını belirlesin. AB ve ABD’de yüzde 2’nin üzerindedir. Bir müşterinin kart limitinin maaşının dört katı olarak kalmasını istiyoruz. Müşterinin cüzdanında büyük kartlardan bir tanesi varsa ve limiti bloke ettiğinde siz o müşteriye kart veremiyorsunuz. Dolayısıyla bu sistemi iki büyük kartın düopolisi haline getirdi. Tekelleşme oldu. Bizim istediğimiz limitin değil riskin üzerinden maaşın dört katı olsun.
Şu anda Türkiye’de iki banka bu düopolü yüzünden çok ciddi bunun komisyon marifetiyle faydasını çıkarıyor. Sistemi iki karta mahkum ettiğin zaman ‘benim POS’umu alacaksın yoksa yaşayamazsın. Komisyon olarak da şunu vereceksin’ diyor. KOBİ o komisyonu sineye çekmiyor ki gidip vatandaşa yansıtıyor."
AA