Şimşek: Hanehalkı çok ciddi altın birikimine sahip
Maliye Bakanı Şimşek; "Hane halkı çok ciddi bir döviz ve altın birikimine sahip" açıklamasında bulundu
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek; "Hane halkı çok ciddi bir döviz ve altın birikimine sahip" açıklamasında bulundu.
Şimşek, şu an devletin dışarıya borcu olmadığını ifade ederek, ''Hane halkı çok ciddi bir döviz ve altın birikimine sahip. Şirketlerimizi bu konuda izlemeye aldık. Gerektiğinde tedbirleri alıyoruz. 10 yıllık başarımızın arkasında yatan makro ihtiyati yaklaşımdır. Biz stres testlerini 2004'ten itibaren yapmaya başladık. Bankalara hedef sermaye oranı koyduk. 2008'de vatandaş dövizle borçlanamaz dedik ve yasakladık.' Hane halkının, devletin özel sektörün bilançosu bir çok ülkeye göre çok sağlıklı. Son yıllarda özel sektörün dış borçları artmıştır. Fakat bunun tek başına değerlendirilmesinin eksik olacağı kanaatindeyim'' diye konuştu.
Şimşek, ''Basında bu yönde çıkan haberlerin bir çoğu doğru değil. Olmayan bir taslak üzerine yazılıp çiziliyor ve yorum yapılıyor. Ancak gelir vergisine ilişkin bir çalışma var. Vergi mevzuatını basitleştirme üzerine bir çalışma. Daha anlaşılabilir bir hale getirmek için. Sanki elimizdeki taslak bitmiş gibi sunuluyor. Bunlar doğru değil'' karşılığını verdi.
''Yolları asfalt değil beton yapın'' önerisine ilişkin Bakan Şimşek, ''İlgili bakanlık bu konunun en optimal olduğuna karar verirse biz de imkan veririz'' dedi.
Şimşek, kentsel dönüşüm ile ilgili bir soru üzerine şunları kaydetti:
''Kentsel dönüşüm sadece şehirlerimizin daha yaşanabilir olmasıyla ilgili değil, afet riskinin daha yönetilebilir noktaya çekilmesinde çok önemli. Türkiye ciddi bir afet riski ile karşı karşıya. Konuyla ilgili bir yasal düzenleme ve ilgili bakanlık da var. Onların genel sermayesindeki kaynakları da dahil olmak üzere yaklaşık 1 milyar lira civarında bir kaynak söz konusu. Devlet bu işi nasıl yapacak? Tüm bu konularda ilgili bakanlık palanlamayı yapıyor. Bu işin başarıyla yürütülmesi bizim için çok önemli. İşin ekonomik ve dönüşüm boyutunun dışında bir de sosyal boyutu var. Kentsel dönüşüm konusunda son derece iyimserim. Kentsel dönüşümle ilgili çok büyük rakamlardan bahsediliyor. Devletin ortaya koyacağı kaynak faiz ya da kira sübvansiyonu şeklinde olacağından bankacılık sistemini de harekete geçirerek, daha yüksek hacimli iş yapmanın önünü açabilirsiniz.''
-''Biz devlet olarak özel sektör için Ar-Ge'nin önünü açtık''
Şimşek, ''Türkiye rekabetçilikte çok kötü seviyelere gidiyor, Türkiye rekabetçilikte ilk 30 ülke arasına girebilir mi?'' sorusuna karşılık şöyle konuştu:
''Türkiye orta okul terk bir millettir. 25 yaş üstü nüfusumuzun okulda geçirdiği süre 6,5 yıldır. Böyle bir beşeri sermaye ile siz katma değeri yüksek ürün rekabetinde zorlanırsınız. O nedenle zorunlu eğitimi 13-14 yıla çıkardık. Bu çok önemli ve yansıması zaman alacak. Eğitim kritik bir boyut. İkinci boyut ise Ar-Ge konusudur. Bizim ülkemiz uzun süre geleneksel yöntemlerle ilerledi. Sonra bir çok yeni ülkeler sahneye çıktı ve bizimle rekabet etmeye başladı. Çünkü basit ürünlerdi. Bangladeş Avrupa'ya tekstil ürünleri satışında de ilk 3'e girdi. Bu nedenle bizim katma değer zincirini yukarı çıkarmamız lazım. Bunun için Ar-Ge çok önemli.
Bir yeni husus da markalaşmak. Türkiye marka tescilinde geçen yıl Avrupa'da birinci oldu. Biz devlet olarak özel sektör için Ar-Ge'nin önünü açtık. İkincisi biz devlet olarak Ar-Ge yapıyoruz. Özellikle savunma sanayinde yapıyoruz. Ar-Ge konusunu Türkiye başaracak ben buna inanıyorum, eğitim bunun çok uzun soluklu ayağıdır. Enerjide rekabette çok önemli bir unsurdur. Memleketin suyunu, rüzgarını enerjiye dönüştürmek için çok büyük çaba var.''
-''Türkiye'nin geneline baktığınız zaman borçluluk oranı düşüktür''
Şimşek, ''Bazı şirket ve bankalar için aşırı borçlanma yönünde bir endişeniz ya da uyarınız var mı?'' sorusuna şöyle cevap verdi:
''Bir ülkenin veya şirketin borcunu muadiline göre kıyaslamak lazım. Türkiye'nin geneline baktığınız zaman borçluluk oranı düşüktür. Dünyada çok aşırı petrol zengini ülkeler hariç, en iyi bilançolarından birine sahibiz. Hane halkının borcunun milli gelire oranı yüzde 19-20 civarında. Şirketlerimizin 2002-2012 arasında yatırımları reel olarak yüzde 268 artmış. Bu yatırımların iç ve dış finansmanlarla elde edilmesi kadar doğal bir şey var mı? Şirketlerimizin değerinde 8 katlık bir artış söz konusu. Şirketlerin varlıklarını, yarattığı değeri dikkate alınmadan bu konun risk gibi ortaya konması sağlıklı değil'' diye cevap verdi.
Şimşek, doğurganlık oranının düşmesi ve istihdama ilişkin bir soru üzerine şunları kaydetti:
''Doğurganlık oranı nüfusta en belirleyici husustur. Doğu'da doğurganlık oranı 3,79'du. Batıda 1,59'du. Doğu'nun bir sorunu yok ama Doğu'dan ve Güneydoğu'dan, imkanların yetersiz olması nedeniyle büyükşehirlere bir nüfus hareketi oldu. Batman'da geri dönüş var çünkü GAP ile DAP ile birlikte yatırımlar hızlandı. Doğuda ve Güneydoğu'da hiç olmadığı kadar yatırım yaptık. Teşvikin amacı yatırımı cazip hale getirmektir. İstihdamı artırmak için yapıyoruz.''