Şimşek: İlk yarıda 2.9 milyar TL bütçe fazlası verdik
-
Ocak-Haziran dönemi merkezi bütçe uygulama sonuçlarını değerlendiren Maliye Bakanı Şimşek, ilk yarıda 2.9 milyar TL bütçe fazlası verildiğini açıkladı
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, ilk 6 aylık bütçe performansına bakıldığında bunun tarihi bir başarı olduğunu vurgulayarak, ''1970 yılından bu yana yani son 41 yılda Ocak-Haziran döneminde nominal olarak en yüksek bütçe fazlası rakamına ulaşmış durumdayız'' dedi.
(A.A) Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, makro ekonomik gelişmeler ve bu yılın Ocak-Haziran dönemi merkezi bütçe uygulama sonuçlarını, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi.
Şimşek, bu yıl Ocak-Haziran döneminde 2,9 milyar liralık bütçe fazlası verildiğini bildirerek, geçen yılın aynı döneminde 15,4 milyar lira açık kaydedildiğini, yani bu yıl 6 ayda 18 milyar liradan fazla bir iyileşmenin söz konusu olduğunu belirtti.
Bakan Şimşek, ''İlk 6 aylık bütçe performansına baktığımızda aslında bunun bir tarihi başarı olduğunu görürüz. 1970 yılından bu yana yani son 41 yılda Ocak-Haziran döneminde nominal olarak en yüksek bütçe fazlası rakamına ulaşmış durumdayız'' dedi.
2010 Haziran ayında 5,4 milyar lira açık veren bütçenin, 2011 Haziran ayında 3,1 milyar lira fazla verdiğini bildiren Şimşek, böylece bütçede aylık bazda yaklaşık 8,5 milyar liralık iyileşme söz konusu olduğunu açıkladı.
Şimşek, bu yıl Haziran ayında bütçe gelirlerinin yüzde 44,7 artışla 26,7 milyar lira, giderlerinin ise yüzde 1,2 azalmayla 23,6 milyar lira olduğunu kaydetti.
GÜÇLÜ BÜYÜME VERGİ GELİRLERİNİ OLUMLU ETKİLEDİ
Maliye Bakanı Şimşek, güçlü büyümenin vergi gelirlerini olumlu etkilediğini, borç yapılandırmanın bütçeye katkısının olumlu olduğunu belirterek, önümüzdeki dönemde de mali disiplin içinde kalacaklarını bildirdi.
Şimşek, küresel belirsizlikler, riskler yüzünden ihtiyatlı kalmaya devam edeceklerini, borç krizinin iyi yönetilmemesi durumunda özellikle gelişmiş ülkelerde uzun dönemli düşük büyüme riski gördüğünü, gelişen ülkelerde de aşırı ısınma ve enflasyon kaygıları olduğunu kaydetti.
Son dönemde çıkan verilerin bir nebze de olsa Türkiye ekonomisinde de bir yavaşlamayı işaret ettiğini söyleyen Şimşek, cari açığın yönetilmesi konusunda başarılı bir şekilde bu işi götürdüklerini ama tabii bunu yapısal bir sorun olarak da gördüklerini ifade etti.
Şimşek, Türkiye'de yaşanan güçlü büyümenin en büyük etkisinin işsizlikte görüldüğünü, işsizlik oranının yüzde 10'un altına düşerek kriz öncesi dönemine gerilediğini bildirerek, işsizlikteki gerilemenin gelecek aylarda da süreceğini düşündüklerini söyledi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, 2011'in ilk 6 ayında faiz dışı fazlanın yüzde 108,5 oranında artarak, 25,3 milyar liraya çıktığını bildirerek, ''faiz dışı fazlamız neredeyse milli gelirin yüzde 2,5'u düzeyine ulaşmıştır'' dedi.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, makro ekonomik gelişmeler ve bu yılın haziran ve ocak-haziran dönemi merkezi bütçe uygulama sonuçlarını, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında değerlendirdi.
Şimşek, 2010 yılı haziran ayında 5,4 milyar liralık açık veren bütçenin, bu yılın aynı ayında ise 3,1 milyar lira fazla verdiğini ifade ederek, geçen senenin haziran ayına göre yaklaşık 8,5 milyar liralık bir iyileşmenin söz konusu olduğunu kaydetti.
Geçen senenin haziran ayında faiz dışı açık 2,1 milyar lirayken, 2011'in haziran ayında ise faiz dışı fazlanın 4,7 milyar lira olduğunu bildiren Şimşek, ''Yani geçen sene faiz dışı açık verirken, bu sene neredeyse 5 milyar liraya yakın bir faiz dışı fazla vermişiz'' dedi.
Şimşek, 2011 yılı haziran ayında bütçe gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 44,7 oranında artarak 26,7 milyar lira, bütçe giderlerinin ise sadece yüzde 1,2 oranında azalarak 23,6 milyar lira olarak gerçekleştiğini ifade ederek, genel bütçeye bakıldığında vergi gelirlerinde neredeyse yüzde 45'lik bir artışın, ancak bütçe giderlerinde ise bir azalışın söz konusu olduğunu söyledi ve ''yüzde 1,2 de olsa bir azalış söz konusu'' diye konuştu. Bu azalışın esas itibariyle faiz giderlerindeki azalıştan kaynaklandığına dikkati çeken Şimşek, ''Çünkü bu ülkede biz iyi bir bütçe performansı ortaya koyduğumuz için faizler düşmüştür. Bu düşük faizler bizim faiz giderlerimize olumlu yansımaktadır'' dedi.
2011 yılı haziran ayında vergi gelirlerinin bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 43,3 oranında arttığı ve 22,7 milyar lira olarak gerçekleştiğine, buna karşın faiz hariç bütçe giderlerinin aşağı yukarı enflasyon kadar yüzde 7,2 oranında artarak 22 milyar lira olduğuna işaret eden Şimşek, ''Biz faiz dışı giderleri mümkün olduğunca kontrol altında tutmaya çalışırken ne yapıyoruz? Aslında vergi gelirlerindeki artışı, genel olarak gelirlerdeki artışı bir anlamda tasarruf ediyoruz'' diye konuştu.
-''6 AYLIK BÜTÇE PERFORMANSINA BAKTIĞIMIZDA TARİHİ BAŞARI OLDUĞUNU GÖRÜRÜZ''-
Maliye Bakanı, 2010 yılı ocak-haziran döneminde 15,4 milyar lira açık veren bütçenin, bu yılın ilk 6 ayında 2,9 milyar lira fazla verdiğini ifade ederek, buna göre performansta 18 milyar liradan fazla bir iyileşmenin söz konusu olduğunu bildirdi.
Şimşek, şunları kaydetti:
''İlk 6 aylık bütçe performansına baktığımız zaman aslında bunun bir tarihi başarı olduğu görürüz. 1970 yılından bu yana, yani son 41 yılda ocak-haziran döneminde nominal olarak en yüksek bütçe fazlası rakamına ulaşmış durumdayız. 1975 yılından beri ilk defa bütçe nisan, mayıs, haziran aylarında art arda fazla vermiştir. Yani ilk defa bu 3 ayda 1975'ten beri bir fazla söz konusudur. Yine merkezi yönetim bütçesi 2011 yılının ilk 6 aylık döneminde mart ayı hariç diğer 5 ayda fazla vermiştir ve 1983 yılından beri ilk defa 6 aylık dönemin 5 ayında bütçe fazlası verilmiştir.''
Bakan Şimşek, 2010 yılı Ocak-Haziran döneminde yaklaşık 12,1 milyar liralık faiz dışı fazla verilmişken, bu yılın ilk 6 ayında yüzde bunun 108,5 oranında artarak, 25,3 milyar liraya çıktığına dikkati çekti. Şimşek, ''Yani faiz dışı fazlamız hakikaten neredeyse milli gelirin yüzde 2,5'u düzeyine ulaşmıştır. Başka bir deyişle ilk 6 aylık dönemde faiz dışı fazla 2010 yılının ilk 6 aylık dönemindeki faiz dışı fazlanın 2,1 katına çıkmıştır'' dedi.
2011 yılının ocak-haziran döneminde bütçe gelirlerinin geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 20,7 oranında artarak yaklaşık 146,1 milyar lira, bütçe giderlerinin ise sadece yüzde 4,9 oranında artarak 143,2 milyar lira olduğunu söyleyen Şimşek, yine bu yılın ilk 6 aylık dönemindeki vergi gelirlerinin ise bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 24,4 oranında artarak 122,7 milyar liraya yükseldiğini, buna karşın faiz hariç bütçe giderlerinin sadece yüzde 10,9 oranında artarak 120,8 milyar lira olduğunu kaydetti.
Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, cari açık sorununu aşmak için daha müdahaleci sanayi politikası izlenmesi gerektiğini belirterek, ''Bu politika hem şeffaf hem de Dünya Ticaret Örgütü ile bizi karşı karşıya getirmeyecek bir politika olmalı'' dedi.
Maliye Bakanı Şimşek, bütçe verilerine ilişkin düzenlediği basın toplantısının ardından basın mensuplarıyla sohbet etti.
Bu sırada cari açıkla ilgili soru yönetilmesi üzerine Şimşek, yıl sonuna kadar cari açığın enerji boyutu hariç makul seviyelere gelmesini beklediklerini ifade ederek, tedbirlerin ekonomik yansımalarının zaman aldığını kaydetti.
Cari açık sorununu aşmak için gelecek 4 yıllık dönemde, daha müdahaleci sanayi politikası izlenmesi gerektiğini ifade eden Şimşek, bunun ''hem şeffaf hem de Dünya Ticaret Örgütü ile kendilerini karşı karşıya getirmeyecek bir politika'' olması gerektiğini söyledi.
Cari açığın Türkiye'de bazı yapısal sorunların özeti, sonucu olduğunu kaydeden Şimşek, bunu aşabilmek için uzun vadede insan kaynağının eğitiminin de önemli taşıdığını belirtti.
Şimşek, 2008'de kapatma davası, 2009'da krizin yaşandığını hatırlatarak, ''Bu nedenlerle de talepte bir ötelenme yaşandı mı, bu önemli. Mesela otomotiv, konut gibi ertelenmiş ya da öne çekilmiş bir talep var mı? Bunun cevabı, atılacak adımlar için önemli'' dedi.
-''660 BİN KİŞİNİN KAPISINI BİZ ÇALACAĞIZ''-
Bakan Şimşek, toplantı sırasında gazetecilerin sorularını yanıtlarken, vergi gelirleriyle ilgili önlem düşünülüp düşünülmediğiyle ilgili soru üzerine, verginin tabana yayılmasından daha iyi bir önlem olamayacağını ifade etti ve yeni vergi veya vergi artışlarından çok, bu konu üzerinde durduklarını söyledi.
Şimşek, ''Esas itibariyle hakikaten belli miktarda kazanç elde edip de hiç kamu harcamalarına katkıda bulunmayan kesimleri biz bu dönemde sistem içine almaya çalışacağız. Buna ilişkin çok spesifik, somut projelerimiz de var, çalışmalarımız da var. İnşallah inanıyorum ki belki bu sene daha önce kapımızı çalmamış 660 bin kişinin kapısını biz çalmış olacağız. O çerçevede bir çalışmalarımız var, zamanı gelince sizlerle paylaşırız'' diye konuştu.
-''AB ÇOK TEMEL BİR PAZARIMIZ, BİZİ DÜŞÜNDÜRÜYOR''-
Avrupa'da son gelişmelerin yarattığı kaygıyla ilgili soru üzerine de Şimşek, daha önce ikinci dip olasılığından bahsettiğini, ancak bunun 2009'dan bu yana piyasada konuşulduğunu aktardığını söyledi.
Şimşek, şöyle devam etti:
''Benim şahsi görüşüm ikinci bir dipten çok, eğer Avrupa Birliği veya gelişmiş ülkeler, bu kamu borç krizine ilişkin bir çıkış yolu bulamazlarsa, kredibilitesi yüksek orta vadeli bir program ortaya koyamazlarsa, bunun yansıması düşük büyüme olarak karşımıza çıkacaktır. Yani Japonya'daki gibi kaybedilmiş 10 yıllarla karşı karşıya olabiliriz, dedim. Şimdi ben buna inanıyorum. Şu da bir gerçek Türkiye bundan nasıl etkilenecek. AB, bizim çok temel bir pazarımızdır. Bu, bizi düşündürüyor.''
-VERGİ MEVZUATINI SADELEŞTİRECEK BİR BİRİM GÜNDEMDE...-
Bakan Şimşek, bir soru üzerine Bireysel Emeklilik Fonlarını desteklemeye yönelik vergi düzenlemesi üzerinde çalışılabileceğini, ancak bugün itibariyle çalışma bulunmadığını söyledi. Ancak bu alanda asıl önemli noktanın ''katma değeri yüksek ürünlere geçiş'' olduğunu kaydeden Şimşek, sağlanan gelir artışının tasarrufta da artış yaratacağını ifade etti.
İkinci noktanın istihdamı artırmak olduğunu, enerjide dışa bağımlılığın ve tasarrufun ön plana çıkarılmasının önem taşıdığını anlatan Şimşek, nükleer santral projesinin devreye girmesi halinde yıllık enerji ithalatının 4 milyar dolar kadar azalmış olacağını örnek gösterdi.
Vergi mevzuatının sadeleştirilmesinin de öncelikleri arasında yer aldığını ifade eden Şimşek, ''Özellikle basitleştirme, sadeleştirme odaklı çalışacak, sadece bu konuya odaklanacak bir birim bile şu anda gündemimizde. O türden bir yapılanmaya gitmek istiyoruz'' dedi.
Bakan Şimşek, bu dönemde, geçmişte tamamlayamadıkları Gelir Vergisi Reformunu hızlı bir şekilde gündeme alıp, tamamlamak istediklerini belirterek, Vergi Usul Kanununda bazı düzenlemeler gerekiyorsa, burada da bir reform çalışmasının düşünülebileceğini ifade etti.
-YAPILANDIRMADA YIL SONU TAHSİLAT TAHMİNİ; 14,7 MİLYAR LİRA-
Bakan Şimşek, kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasında taksitlerin aksatılmaması halinde yıl sonu tahsilat tahmininin 14 milyar 703 milyon lira olduğunu bildirdi. Şimşek, ancak ilk aylarda bile başarı oranının yüzde 80 civarında olduğunu, geçmişteki tüm yapılanmalara göre düşük bir performansın görüldüğünü belirterek, bu konuda çalıştıklarını ifade etti.
-''CARİ AÇIKTA HÜKÜMETİN ORTAYA KOYDUĞU ÇERÇEVE DOĞRU''-
Riskli cari açık oranının kaç olduğuna yönelik soru üzerine de Şimşek, cari açıkla mücadelede hükümete güvenin ve istikrarın önem taşıdığını vurguladı.
Şimşek, ''Eğer bugün cari açık neredeyse, yüzde 9-10 oranları konuşuluyorsa, buna rağmen Türkiye'de bir istikrar varsa, demek ki sadece ekonomik ilişkilerle bu olaya bakılmaması lazım. Hükümete güven var mı? İstikrar var mı? Hükümet çözüme yönelik doğru bir yaklaşım sağlıklı bir politika çerçevesi konusunda ikna edici mi? Bunlar önemli.
Gelin 1993 yılına; cari açığın milli gelire oranı yüzde 4'ler civarındaydı muhtemelen. Fakat o dönemdeki temel dengeler, faiz dışı açık, rezerv, kısa vadeli borçlar, bankaların döviz pozisyonundaki açık nedeniyle dengeler o kadar bozuktu ki çok fazla cari açığa da ihtiyacınız yoktu bir krizin yaşanması için.
2000-2001 yılına gidin, yine benzer bir yapı göreceksiniz. Bugün bu hükümet, bankacılık sistemini, kamu finansman dengelerin güçlendirmiştir ve hanehalkının döviz riski almasını hemen hemen tamamen engellemiştir.
Bunların hepsi makro ihtiyati tedbirlerdir, bunların hepsi aslında hükümetin ortaya koyduğu çerçevenin doğruluğunu ifade etmektedir.''
-''PARANIN TURŞUSUNU DA YAPACAK HALİMİZ YOK''-
Ek gelir imkanının büyük oranda tasarruf edildiğini dile getiren Şimşek, bu ek performansla hangi projelerin destekleneceği ile ilgili bilgi verirken de ulaştırma altyapısının önemi dikkati çekti. Altyapısı güçlü olmadığı, insan stoğunun kalitesi yüksek olmadığı bir ülkeye kimsenin yatırım yapmayacağını anlatan Şimşek, ''Bunu biz önemsiyoruz. ne kadar olur? Buna ilişkin çalışmalara başladık'' dedi.
Şimşek, bütçede faiz dışı harcamaların yüksekliğine yönelik bir soruyu yanıtlarken, bu noktada cari harcamalar,tarımsal destekler, diğer unsurlarda bütçeyi aşıp aşmayacaklarının önem taşıdığını söyledi.
Türkiye'de borç stokunun milli gelire oranının 2004'ten bu yana Maastricht kriterlerini tutturduğunu, hem net hem de brüt bazda düşüşün devam edeceğini anlatan Şimşek, ''Böyle bir ortamda, Türkiye'nin uzun vadeli temel önceliklerini biz göz ardı edebilir miyiz. Şu da bir gerçek; bunu yaparken ince eleyip sık dokumak lazım, her gelen talebi karşılamak değil'' dedi.
Altyapı projelerinde özel sektör kamu ortaklığını desteklediklerini, ancak derslik yapımı gibi bazı alanları da devletin üstlenmesi gerektiğini dile getiren Şimşek, ''Yani bugün eğer Şanlıurfa'da, Batman'da, bir yerlerde derslik başına düşen öğrenci çoksa, onu düzeltmek için bizden ek derslik talep ediliyorsa... yani kusura bakmayın paranın turşusunu yapacak halimiz yok. Mutlaka bir şekilde bu alanlara destek vereceğiz'' diye konuştu.