Son zamlar Ocak enflasyonuna nasıl etki edecek?
Yeni yıla girerken gelen zamlar Ocak ayı tüketici enflasyonunu nasıl etkileyecek? Aralık ayı enflasyon rakamları sonrasında Ocak ayında enflasyonda ve fiyatlarda neler beklendiğini ekonomistler değerlendirdi.
Yeni yıl zamlarla başlarken, Aralık’ta beklentilerin çok üzerinde yüzde 36,08 olarak açıklanan tüketici enflasyonu ve yüzde 79,89 olarak açıklanan üretici enflasyonu rakamları sonrası dikkatler yeni zamların Ocak enflasyonuna etkisine çevrildi.
2022’ye girerken konutlarda kullanılan elektrik fiyatlarına kademeli olarak yüzde 50 ve yüzde 125 zam yapılırken doğalgaza ise yüzde 25 zam geldi. Taksi, dolmuş, belediye otobüsü ve metro ücretine yüzde 36 zam yapılırken banliyö tren ücretlerine de yüzde 23 zam yapıldı.
LPG’ye yüzde 8,9 zam yapılırken motorine yüzde 11,2, benzine ise yüzde 4,9 zam yapıldı. Sigara ve alkol grubundan alınan ÖTV'de artış oranı da yüzde 47,39 oldu.
Ekonomistler zamların enflasyona etkisini değerlendirdi
Gedik Yatırım’dan Serkan Gönençler, elektrikteki kademeli fiyat artışlarının faturalarda ortalama yüzde 75’lik bir artışa yol açacağı varsayımıyla, elektrik ve doğalgaz zamlarının TÜFE enflasyonuna doğrudan etkisini kabaca yüzde 2,5 puan olarak hesapladıklarını ve son dönemde akaryakıt fiyatlarına gelen zamların da enflasyona yüzde 1,6-1,7 puanlık bir katkı yapabileceğini, bunun yarısından biraz fazlasının Aralık enflasyonunda da görüldüğünü belirtti.
Bununla beraber, elektrik, doğalgaz ve akaryakıt zamlarının TÜFE enflasyonu üzerindeki toplam etkisinin, dolaylı etkilerle birlikte zaman içinde yüzde 7,5-8,0 puana kadar ulaşabileceğini ekledi. Serkan Gönençler, 2021 yılında küresel enflasyonun tarihsel zirvelere ulaşmasında, tedarik zinciri kaynaklı arz eksiklikleri, çip krizi, salgına bağlı kısıntıların hafiflemesine bağlı güçlü talep artışı ve emtia ve enerji fiyatlarındaki dramatik yükselişler gibi bir dizi faktörün etkili olduğunu; salgına bağlı baz etkilerinin de enflasyonun yükselmesinde etkili olduğunu dile getirdi ve şöyle devam etti:
Özellikle ABD özelinde değerlendirirsek, enflasyonun en azından ilk çeyrek boyunca mevcut seviyelerine yakın seyretmesi beklenebilir. Sonrasında güçlü talebe bağlı fiyat artışlarının hafiflemesi ve tedarik zinciri kaynaklarının azalmasına (varyantlara bağlı yeni kısıtlamaların gündeme gelmeyeceği varsayımıyla) bağlı olarak ve güçlü baz etkilerinin de devreye girmesiyle, enflasyonun yılın ikinci yarısında daha belirgin olmak üzere bir düşüş trendine girmesi muhtemel görünüyor. Bu düşüşe karşın, yıl genelinde enflasyon FED’in ortalama yüzde 2,0-2,5’lik hedefinin oldukça üzerinde kalabilir.
Ağırlık | Zam | |
---|---|---|
Doğalgaz ücreti | %1,69 | %25 |
Elektrik ücreti | %2,71 | %75 |
Taksi ücreti | %0,23 | %36 |
Dolmuş ücreti | %0,71 | %36 |
Belediye otobüs ücreti | %0,10 | %36 |
Tren ücreti | %0,002 | %23 |
Metro ücreti | %0,002 | %36 |
LPG | %0,94 | %8,9 |
Motorin | %1,66 | %11,2 |
Benzin | %1,16 | %4,9 |
Alkollü içecekler ve tütün | %4,88 | %25 |
"Enflasyon büyük oranda kur gelişmelerine bağlı olacak"
Yurtiçinde ise, enflasyonun seyri yine büyük ölçüde kur gelişmelerine bağlı olarak şekillenecek. Ancak kurlarda mevcut seviyelerde bir dengelenme görülse bile, TÜFE enflasyonu Ocak’ta devreye giren (ve ilerleyen aylarda devam etmesi muhtemel) zamlar ve birikimli kur etkileriyle Mart/Nisan aylarına kadar yükselişini sürdürebilir.
Kurlarda stabilizasyon sağlanmışsa, TÜFE enflasyonu Mayıs/Haziran aylarından itibaren gerileyebilir. TÜFE enflasyonunun ilk çeyrekte yükselişinin önüne geçebilecek faktör, ancak Dolar/TL kurunda çok kısa vadede bir geri çekilme (örneğin 10-11 seviyelerine) olabilir.
"Enerji zamları dolaylı yoldan enflasyonu yukarı yönlü etkileyecektir"
Dayanıklı/yarı dayanıklı mallar, enerji ve gıda üzerinde etkili olan kur gelişmelerinin hizmet enflasyonuna yansımasının biraz daha gecikmeyle gerçekleşmesi nedeniyle, önümüzdeki aylarda özellikle hizmet enflasyonunda daha belirgin bir yükseliş görülebileceğini düşünüyoruz.
Yüksek oranlı enerji zamları da enflasyon sepetinin neredeyse tamamını dolaylı yoldan yukarı yönde etkileyecektir. Bunlara ek olarak, genel fiyat seviyelerindeki yükselişin, kura bağlı maliyetleri görece düşük kalemlerde dahi (örneğin hizmetler sektöründe) fiyat artışlarını tetiklemesi (fiyatlama davranışlarında bozulma) beklenebilir.
"Kurun 14 olması halinde 2022 sonu enflasyonu yüzde 30'a yakın gerçekleşebilir"
Kurlar mevcut seviyelerde dengelense bile, TÜFE enflasyonu birikimli kur etkileriyle birkaç ay daha yükselmeye devam edebilir. Kurlar 21 Aralık’ta ulaştığı zirve seviyelerden önemli oranda geri çekildiyse, aşırı oynaklık halen devam etmekte. Bu da enflasyona ilişkin önemli bir belirsizlik yaratıyor. Örneğin, atılan son adımlar sonrası piyasada Dolar/TL kurunun 2022’de 11,0-14,0 arasında dengelenebileceği varsayılıyor.
Fakat kur seviyesinde yüzde 30’a yaklaşan bu belirsizlik aralığı TÜFE enflasyonunun da çok farklı seviyelerde şekillenmesine yol açabilir. Örneğin, Dolar /TL kurunun 2022’de 11,0 civarı seviyelerde dengelenmesi halinde, TÜFE enflasyonu sene sonunda yüzde 12-13 seviyesine kadar gerileyebilecekken (ortalamada yüzde 30-32 civarı), 14,0 veya biraz üzerinde dengelenmesi halinde 2022 sonu enflasyonu yüzde 30’a yakın bir seviyede (ortalama yüzde 40-42 civarı) gerçekleşebilir.”
"Aralık'taki yüksek enflasyon Ocak verilerine de yansıyacak"
Trakya Üniversitesi’nden Prof.Dr. Sadi Uzunoğlu da, son dönemde kurdaki aşağı yönün ardından bazı ürün ve hizmetlerde fiyatların düşürülmesine yönelik hamleler olduğunu; buna karşın Aralık’taki yüksek enflasyonun 2022 Ocak verilerine de genel olarak yansıyacağını ancak bazı kalemlerdeki artışın kısıtlı kalabileceğini belirtti.
Omikron varyantının etkilerinin arz ve tedarik zincirlerinde yaratacağı sonuçların hem dünya hem de Türkiye’de enflasyonun seyri açısından kritik olduğunu ekleyen Sadi Uzunoğlu, 2022’de Eylül ayına değin 2021’den devralınan enflasyon seyrinin sürmesinin muhtemel olduğunu ifade etti. Kurda olası bir istikrar yakalanması halinde ise daha makul enflasyon artışları görülebileceğinin ancak enflasyonun yukarı yönünün terse dönmeyeceğinin altını çizdi.
Kadir Has Üniversitesi’nden Prof.Dr. Erinç Yeldan ise, üretici fiyatlarında dünyadaki genel durum ve TL’nin görünümü nedeniyle yapısal olarak yüksek artışlar görüldüğünü ve bunun TÜFE’ye yansımak zorunda olduğunu, yapılan müdahalelerin en fazla artışı ertelediğini belirtti. Para ve maliye politikasında net bir değişim olmadıkça yükselen enflasyonun kalıcı olarak durdurulamayacağını da dile getirdi.
Aşan: Ocak'ta negatif enflasyon bekliyorum
Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi Başkanı Prof. Dr. Göksel Aşan, Bloomberg HT yayınında gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi. Aşan, "Kurun bu seviyelerde devam ettiği ortamda fiyat düzeltmelerinin etkisiyle Ocak ayında eksi enflasyon bekliyorum. Şubat'tan sonraki enflasyon önümüzdeki döneme dair enflasyon beklentisini belirleyecek dönem olacak." diye konuşmuştu.