SPK/Ertaş: BES'e otomatik katılımla kurumsal tasarruflar artacak
-
SPK Başkanı Vahdettin Ertaş, "BES'e otomatik katılımla, sermaye piyasalarında birikecek kurumsal tasarruflar daha hızlı artacak" dedi
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı Vahdettin Ertaş, Bireysel Emeklilik Sistemi'nde (BES) otomatik katılımın hayata geçirilmesiyle, sermaye piyasalarında birikecek kurumsal tasarrufların daha hızlı artacağını ve yeni yatırımların bu kaynaklarla da finanse edilebileceğini bildirdi.
SPK'dan yapılan açıklamaya göre, SPK ve Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) işbirliğiyle Ankara'da "Özelleştirme Uygulamaları ve Altyapı Yatırımlarının Finansmanında Sermaye Piyasası Araçları" konulu çalıştay düzenlendi.
Ertaş, çalıştayın açılışında, son dönemde global ekonomik ortamda yaşanan gelişmelerin yeni fırsatlar kadar riskleri de beraberinde getirdiğini belirtti.
Fed'in faiz artırmaya her geçen gün biraz daha yaklaştığı bu dönemde, özellikle gelişmekte olan ülkeler açısından finansman maliyetlerinin artacağını, bu nedenle şirketler için kaynak çeşitlendirmesinin ve öz kaynak finansmanının ön plana çıkacağını öngördüklerini ifade eden Ertaş, altyapı yatırımlarının finansmanının global düzeyde önemli bir konu olarak tartışıldığını, bunun desteklenmesi ve teşvik edilmesi gerektiğinin ortaya konulduğunu kaydetti.
Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’nin büyüyen ekonomisi ve nüfusunun değişik alanlarda önemli altyapı yatırım ihtiyacını da beraberinde getirdiğine işaret eden Ertaş, yapılması planlanan mega projeler için finansmanın her zaman kritik bir konu olduğunu vurguladı. Ertaş, "Bizim de bu gelişen yapıya cevap verecek gelişmiş piyasalarda başarıyla uygulaması olan finansman modellerini kullanmamız kaçınılmaz bir ihtiyaçtır. Finansman kaynaklarına erişimi kolaylaştırabildiğimiz, çeşitlendirebildiğimiz ölçüde hem proje maliyetleri aşağıya çekilecek hem de planlanan tarihlerde yatırımların tamamlanması kolaylaşacaktır. Söz konusu ihtiyaçlar karşılandığı oranda toplumsal gelişim ve refahımız artacak, yatırım ortamı iyileşmeye devam edecektir." değerlendirmesinde bulundu.
"Finansman için yeni modeller kullanılmalı"
Yatırım ihtiyacının büyüklüğü ve Türkiye'nin 2023 hedefleri ve potansiyeli dikkate alındığında kredilerin de tek başına yeterli bir kaynak olmadığına dikkati çeken Ertaş, şunları kaydetti:
"Her bir altyapı yatırımı milyar dolarlık finansman ihtiyacı demektir. Bu tür yatırımların sadece kamu kaynaklarıyla banka kredileriyle ya da yüklenici firmaların öz kaynaklarıyla finanse edilmesi yerine, bu kaynaklara ek olarak son dönemde hukuki alt yapısı dünya örnekleri esas alınarak ülkemizde de oluşturulan yeni modellerin de yatırım projelerinin finansmanında ve özelleştirme uygulamalarında kullanılması ülkemizin büyüme sürecini hızlandıracak, finansman maliyetlerini düşürecek, vadeleri uzatacak, sermaye piyasalarımızı büyütecek, bu projelerin kazançlarından vatandaşlarımızın da yararlanmasının önü açılacak görüşündeyiz."
Bundan kısa bir süre öncesine kadar Türkiye'de hisse senedi ve banka kredisi dışında gayrimenkul finansmanında kullanılacak finansman kaynakları bulunmadığını, bugün ise tahvil, sukuk, gayrimenkul yatırım fonu ve ortaklıkları, gayrimenkul sertifikaları, alt yapı gayrimenkul yatırım ortaklıkları gibi çok sayıda alternatif finansman modeline ilişkin hukuki alt yapı oluşturulduğunu ve uygulanmaya başlandığını ifade eden Ertaş, son 4 yılda yeni Sermaye Piyasası Kanunu’nun getirdiği yeniliklerle özel sektörün 800 milyar lirayı aşan tutarda tahvil, sukuk, varlık teminatlı menkul kıymet gibi çeşitli sermaye piyasası aracı ihracını gerçekleştirdiğine işaret etti.
"Bu fonların da yatırım ihtiyacı var"
Türkiye'de artık bireysel emeklilik ve yatırım fonlarında 105 milyar lirayı, İşsizlik Fonu’nda 100 milyar lirayı aşan tasarruf bulunduğuna dikkati çeken Ertaş, "Sadece alt yapı yatırımlarını yapan kamunun ya da özel sektörün değil bu fonların da yatırım ihtiyacı var. Bize düşen bu ikisini uygun yöntemlerle bir araya getirmek, arz ve talebi ihtiyaçlar doğrultusunda birleştirmektir" görüşüne yer verdi.
BES'te otomatik katılımın bu yıl hayata geçeceğinin açıklandığını anımsatan Ertaş, bu sistemin hayata geçmesiyle sermaye piyasalarında birikecek kurumsal tasarrufların daha hızlı artacağını ve yeni yatırımların bu kaynaklarla da finanse edilebileceğini bildirdi.
Gayrimenkul Yatırım Ortaklığı (GYO) modelinin de son derece uygun, vergi avantajlarıyla desteklenmiş, hem halka arz edilerek hem de blok satış yöntemiyle finansman kaynağı sağlamaya yönelik bir model olduğuna işaret eden Ertaş, 2008 küresel kriziyle dünyada giderek cazibesi artan, krizde en dayanıklı araç olarak kendini kanıtlayan, bu nedenle de hem Müslüman hem de Müslüman olmayan ülkelerin ilgisini çeken faizsiz finansal ürünlerin yeni araçlar olduğunu belirtti.
Ertaş, 2013'ten bu yana uluslararası camiada kabul gören 5 yeni sukuk düzenlemesi yaptıklarını hatırlatarak, "Sukuk türlerinin her tür yatırım projelerinin finansmanında ve bitmiş yatırımların likidite edilmesinde başarıyla kullanılması mümkündür." ifadesini kullandı.
ÖİB Başkanı Bostan'ın konuşması
ÖİB Başkanı Mehmet Bostan da Başkanlığın 1988 yılından bugüne kadar 35 şirketin özelleştirilmesinde halka arz metodunu başarıyla kullanarak, yaklaşık 9,3 milyar dolar tutarında kaynak oluşturduğunu belirtti.
Bostan, bu yılın mayıs ayı itibarıyla 220 milyar dolar piyasa değerine sahip Borsa İstanbul’un piyasa değerinin yaklaşık yüzde 20’sini (45 milyar dolar) ÖİB tarafından halka arz edilen şirketlerin oluşturduğunu bildirdi.
Borsa İstanbul’da yapılan en büyük 10 halka arzdan 4’ünün Halkbank’ın birinci ve ikinci arzları ile TÜPRAŞ ve Türk Telekom’un halka arzları olduğuna işaret eden Bostan, şunları kaydetti:
"ÖİB yaptığı işlemlerle sermaye piyasasının büyüme ve geliştirilmesine katkıda bulunurken, halka açtığı şirketlerin yönetim, şeffaflık, verimlilik, karlılık ve kurumsallıklarının artırılması yönünden sermaye piyasalarından da büyük fayda sağlamıştır. Bu çerçevede, İdare, Borsa İstanbul’un büyüme ve gelişimine katkı sağlayacak her türlü adımı desteklemeyi bugün olduğu gibi gelecekte de sürdürecektir. Sermaye piyasamızın etkinliğini artırmak ve sermaye piyasası kurumlarının
gelir yapılarını güçlendirmek için mevcut ürünlerin yaygınlaştırılması ve halkın ilgisinin artırılmasının
yanı sıra yeni piyasaların ve yeni ürünlerin geliştirilmesine son derece ihtiyaç var."