Tedarik zincirinde yeni kriz yolda mı?
Kızıldeniz'de artan güvenlik endişeleri denizyolu taşımacılığında rota değişikliğine neden oluyor. Deniz seferi sürelerinin uzamasıyla artacak maliyetlerin yaratacağı enflasyonist baskılardan endişe ediliyor.
FULYA ÖKTEM
Yemen’deki Husi militanlarının Kızıldeniz’de seyreden ticari gemilere 19 Kasım’dan bu yana devam eden saldırıları nedeniyle dünyanın en büyük koteyner hat operatörleri art arda Kızıldeniz'deki seferlerini durdurma kararı aldıklarını açıkladı.
Dünyanın en büyük konteyner şirketi olan Mediterranean Shipping Company (MSC), Kızıldeniz geçişi güvenli hale gelene kadar gemilerinin Süveyş Kanalı’ndan doğu ve batı yönünde geçiş yapmayacağını bildirdi. Kızıldeniz seferlerini askıya alan MSC, Danimarkalı Maersk, Fransız CMA CGM ve Alman Hapag-Lloyd dünyanın en büyük 5 konteyner taşımacılık şirketi içinde bulunuyor. 4 şirket küresel konteyner taşımacılığı pazarının yaklaşık yüzde 55’ini oluşturuyor.
İngiliz petrol şirketi BP Kızıldeniz üzerinden petrol sevkiyatlarını durdurduğunu, Tayvanlı Evergreen ise Akdeniz limanlarına hizmet veren gemilerinin Kızıldeniz yerine Ümit Burnu güzergahını kullanacağını açıkladı.
Kızıldeniz’in alternatifi rotalar
Kızıldeniz'i Aden Körfezi'ne ve Hint Okyanusu'na bağlayan Babu'l Mendeb Boğazı’ndan geçen gemiler Süveyş Kanalı ile Kızıldeniz’den Akdeniz’e ulaşıyor. Kızıldeniz rotasının alternatif güzergahlara göre deniz seferlerini çıkış ve varış limanlarına göre 9 ile 14 gün arasında kısalttığı belirtiliyor.
Kızıldeniz yolunu kullanmayan gemiler Afrika'nın güneyindeki Ümit Burnu'na yöneliyor. Denizyolu taşımacılığı uzmanları bu noktada en büyük sorunun uzayacak sefer süreleri ve artacak maliyetler ile aktarma limanlarındaki muhtemel sıkışıklık olduğunu vurguluyor.
Denizyolu taşımacılığında maliyetler ne kadar artacak?
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Başkan Yardımcısı Fatih Şener, Süveyş Kanalı yerine Ümit Burnu rotasının sefer sürelerini 20 ile 30 gün arasında uzatacağını, bunun da taşıma maliyetlerini artıracağını belirtti. Şener, bir konteynerin Çin’den Türkiye’ye gelmesinin maliyetinin saldırılar öncesi 2 bin ile 2 bin 500 dolar arasında olduğunu, söz konusu rakamın saldırılar sonrası 5 bin 500 dolara çıktığını kaydetti.
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odası Meclis Başkanı Başaran Bayrak, Uzak Doğu’dan Avrupa’ya gidecek gemilerin Kızıldeniz’den geçmek yerine Ümit Burnu’nu dolanmalarının mesafeyi en az 5-6 bin mil kadar artıracağını, 40-45 gün gibi bir sürede tamamlanan seferlerin en az 20-25 gün arası uzayacağını belirtti.
“Taşımacılık krizle karşı karşıya”
Başaran Bayrak, ilave mesafeyi almak zorunda kalan gemilerin teslim süresini 20-25 gün ötelemesiyle ihtiyaç duyulan gemi sayısında ciddi artış olacağını vurgulayarak; “O gemilerin üçte biri kadar daha gemiye ihtiyaç var ki o yük taşınabilsin. Taşımacılık krizle karşı karşıya” ifadelerini kullandı. Bayrak, uzayacak mesafenin ve artacak gemi sayısının navlunlara olumsuz yansıyacağını söyledi.
Bayrak, konteyner taşımacılığında bir süredir gerileme eğiliminde olan fiyatların, Kızıldeniz’deki saldırıların ardından tekrar yükselmeye başladığını ve navlundaki artışın üretim maliyetlerine yansıyacağını belirtti.
Kızıldeniz krizinin Türkiye’ye etkisi ne olur?
Kızıldeniz’deki güvenlik krizinin Türkiye’ye gelen gemilerin sefer süresinin en az iki kat uzamasına yol açacağını belirten Başaran Bayrak, krizin nispeten ucuz olan ihracat navlunlarını da iki katına kadar artıracağını öngördü.
UND Başkan Yardımcısı Fatih Şener, denizyolu taşımacılığının Kızıldeniz’den Ümit Burnu’na yönelmesinin, Türkiye'de Çin'den gelen girdileri kullanarak üretim yapan firmaların maliyetlerinin artmasına yol açacağını, öte yandan iç pazarda ve Avrupa’da Çin ürünleri ile rekabet eden Türk firmaları için olumlu olduğunu söyledi.
Şener, sefer süresinin uzamasının ve maliyetlerin artmasının Çin ticareti olumsuz olduğunu belirtirken; Başaran Bayrak, Çin’in sorunun çözümü için hızlı aksiyon alacağını tahmin etti. Mısır’ın Süveyş Kanalı gelirini kaybetmeyi göze alamayacağı gibi çoğu ülkenin de Kızıldeniz üzerinden yürüyen ticaretteki ciddi menfaatlerini yok sayamayacağını savundu.
“Sigorta maliyetleri beş katına kadar artabilir”
Kızıldeniz’de yükselen Husi tehdidi nedeniyle bölgede harp sigortaları için talep edilen primlerin yükselmeye başladığı haberlere yansımıştı. Türk P&I Sigorta Şirketi Teknik Müdürü Umut Can, Kızıldeniz’in deniz sigortacılığında harp riskleri açısından her zaman sıkıntılı bir bölge olduğunu belirterek bölgede bazı rizikoların halihazırda gerçekleştiğinin altını çizdi.
Harp riski yüksek yerlere gitmesi söz konusu olan bir geminin sigorta maliyetindeki en büyük kalemin harp riski primi olabileceğini ifade eden Umut Can, Gazze saldırılarının başlamasının ardından İsrail limanları için harp sigortası primlerinin üç ile beş kata kadar yükseldiğini, olumsuz senaryoda Kızıldeniz rotası için harp sigortası primlerinde de benzer bir artışın beklenebileceğini vurguladı.
Umut Can, Kızıldeniz’de seyredecek gemiler için harp sigortası primlerinin; savaş rizikolarındaki değişime, bölgedeki risk profilinin değişimine, ABD'nin ve BM'nin bölgede bulunduracağı askeri gücün bu saldırıları ne kadar baskılayabileceğine, Husilerle olası siyasi angajmanın saldırıların azalmasına veya durmasına yönelik bir beklenti oluşturup oluşturmayacağına göre değişiklik göstereceğini kaydetti.
Her sigorta şirketinin kendi risk algısına göre fiyatlandırma yaptığını vurgulayan Can, geminin kaçırılma veya fidye sigortasının olup olmamasının ve gemideki ilave güvenlik tedbirlerinin de dikkate alındığını ifade etti.
Emtia Piyasaları Uzmanı Zafer Ergezen, Kızıldeniz ve yakın çevresindeki saldırıların gemi taşımacılığını sekteye uğratmasının başlıca yansımanın petrol fiyatlarına olacağını belirtti. Petrolün Uzak Doğu’ya ve Afrika’ya tankerlerle söz konusu bölgeden geçerek gittiğini anımsatan Ergezen, saldırıların petrol fiyatlarını yukarı ittiğini, fiyatların daha fazla yükselip yükselmeyeceğini ise saldırıların süresinin, kapsamının ve bölgeye ne kadar yayılacağının belirleyeceğini vurguladı.
“İlk etkileri tarım emtiasında görebiliriz”
Deniz taşımacılığındaki en avantajlı güzergahtaki aksamanın fiyatlarda baskı oluşturacağını, risk fiyatlamalarının da gelebileceğini belirten Ergezen; “Özellikle Uzak Doğu’dan gelen ve oraya taşınan yüklerde sıkıntı olacaktır. İlk etkileri tarım emtiasında yukarı yönlü fiyatlamalarla görebilirizı çünkü Kızıldeniz rotasından Uzak Doğu’ya, Afrika’ya tarım ticareti yüksek. Bu süreç devam ederse sadece emtia bazında değil ticaretin sürdürülebilirliğinde de sıkıntılar olacaktır. Ticaretin maliyeti artacak, bu da herkes için ciddi bir yük” değerlendirmesinde bulundu.