TİM/Büyükekşi: 2016'da % 8'lik ihracat artışının % 4'ü AB'den gelir
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, "2016 yılı için hedeflenen ihracattaki yüzde 8'lik artışın yüzde 4'ü AB'den gelir diye tahmin ediyoruz" dedi
Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi, 2016 yılı için hedeflenen yüzde 8'lik ihracat artışının yüzde 4'ünün AB'den gelmesini tahmin ettiklerini söyledi.
Büyükekşi, ihracatçıların 2016 beklenti ve hedeflerini paylaştığı basın toplantısında, 2015'in dünya ticaret hacminin yaklaşık yüzde 12 daraldığı zorlu bir yıl olduğunu söyledi.
Türkiye'nin 2015'te dünya ticaretinden aldığı payın binde 87 seviyesine geldiği bilgisini veren Büyükekşi, "Bu oranı 2018'de yüzde 1, 2023'te ise yüzde 1,5 seviyesine çıkarmayı hedefliyoruz" dedi.
Büyükekşi, Türkiye'nin 2015'te 4 önemli ihracat rekoruna imza attığını belirterek, "Dünya ithalatından aldığımız payı binde 87'ye çıkardık. Bu oran ile beraber tüm zamanların rekor seviyesine ulaştık. Dünya ticaretinden aldığımız payı rekor seviyelere taşımamızın yanı sıra, 2015 yılında ihracatımızın milli gelirdeki payı da yüzde 20 seviyesine ulaşarak tüm zamanların en yüksek düzeyine ulaştı. 2015 yılı ekonomimizin 5'te 1'ini mal ihracatımız oluşturuyor" şeklinde konuştu.
Türkiye'nin AB'nin toplam ithalatından aldığı payın yüzde 1,19 ile tarihinin en üst seviyesine geldiğini vurgulayan Büyükekşi, Türkiye'nin petrol ihracatına bağımlı 14 ülkenin toplam ithalatı içindeki payının da yüzde 3,3 ile tarihinin en üst düzeyine ulaşmış durumda olduğunu dile getirdi.
Büyükekşi, Türkiye'nin ihracatta değer bazında en az kaybı olan ülkeler arasında olduğuna işaret ederek sözlerine şöyle devam etti:
"Dünyadaki pek çok ülkeden daha iyi performans gösterdik. Dünya Ticaret Örgütünden (DTÖ) sağlanan verilerde, 2015 yılının ilk 10 ayında Rusya'nın ihracatının yüzde 32, Norveç'inkinin yüzde 27,4, Hindistan'ınkinin ise yüzde 17,4 düşüş yaşadığını görüyoruz. Almanya, Fransa, İtalya ve Hollanda gibi gelişmiş yüksek katma değerli ürün ihraç eden ülkelerde de ihracatın ciddi oranlarda düştüğünü görüyoruz. Bununla beraber DTÖ verilerine göre 70 ülkenin tamamındaki ihracat yüzde 11,1 düzeyinde gerileme kaydetti. Türkiye'nin ihracatında ise yaklaşık yüzde 8,75'lik düşüş olduğunu görüyoruz."
"Kaybın 4,5 milyar dolarının jeopolitik risklerden kaynaklandığını hesaplıyoruz"
Büyükekşi, Türkiye'de ihracatın ithalatı karşılama oranının 2015'te bir önceki yıla kıyasla 4 puanlık iyileşme sağlayarak yüzde 69 seviyesine geldiğini söyledi.
Kilogram başına ihracatta en yüksek değerlere sahip sanayi sektörlerinin mücevher, savunma ve havacılık sanayi ile hazır giyim ve konfeksiyon olduğunu belirten Büyükekşi, mücevherin kilogram fiyatının 756 dolar, savunma-havacılığın 24,7 dolar, hazır-giyimin ise 15,9 dolar olduğunu kaydetti.
Büyükekşi, ortalama ihracat kilogram fiyatının 2015 yılında 1,52 dolardan 1,34'e düştüğünü, kiloda ortalama yüzde 12'lik bir fiyat değişiminin olduğunu dile getirdi.
En çok ihracat yapan şehirlerin 59 milyar dolarla İstanbul, 12 milyar dolarla Bursa, 11 milyar dolar ile Kocaeli olduğunu aktaran Büyükekşi, İstanbul dışındaki illerin ihracattan aldığı payı artırdığını, Kocaeli ve Gaziantep başta olmak üzere Anadolu illerinin ihracattaki payının en yüksek seviyeye ulaştığını ifade etti.
Büyükekşi, jeopolitik gerginlikler sebebiyle ekonomi ve dış talepte ciddi sıkıntılar yaşayan Irak, İran, Rusya, Mısır, Libya, Ukrayna ve Suriye'ye göz atıldığında bu ülkelere olan ihracatın ortalamada yüzde 22 gerilediğini vurgulayarak, "İhracatta bu sebeple 6,5 milyar dolarlık bir kayıp yaşandığını görüyoruz. 6,5 milyar dolarlık kaybın 4,5 milyar dolarının jeopolitik risklerden kaynaklandığını hesaplıyoruz" şeklinde konuştu.
Dünya mal ticaretinin değer bazında gerilemesinde en etkili nedenlerin başında doların, diğer para birimleri karşısında güçlenmesinin geldiğine işaret eden Büyükekşi, ihracatının önemli bir kısmını avro ile yapan Türkiye'nin de parite kaynaklı kaybının 12,6 milyar dolar olarak gerçekleştiğini hesapladıklarının altını çizdi.
TİM'in geçen yıl gerçekleştirdiği faaliyetlerden de bahseden Büyükekşi, Türkiye markası kapsamında yaptıkları reklamlarla malların katma değerini artırarak bunları yüzde 10 daha pahalıya satmak istediklerini, bunu yapmaları halinde yaklaşık 15 milyar dolarlık artı bir değer sağlamış olacaklarını vurguladı.
"İran'a yönelik ambargonun kalkmasının ülkemiz dış ticaretine etkilerini araştırıyoruz"
Büyükekşi, küresel mal ticaretinin 2015 yılında değer bazında yüzde 12 azalacağının öngörüldüğünü, dünya mal ticaretinin neredeyse 5 yıl geriye dönüp 2010'daki seviyelere gerilediğini söyledi.
Mal ticaretinin değer bazında 2016'da yüzde 1 seviyesinde büyümesinin beklendiği bilgisini veren Büyükekşi, "2015'te dünya ticaretinde miktar bazında yüzde 2,6'lık bir artış öngörülüyor. 2016 yılı için öngörülen artışın ise yüzde 3,4 seviyelerinde olacağı tahmin ediliyor. Ancak 2015 yılı boyunca süregelen ve derinleşme ihtimali olan jeopolitik risklerin de göz ardı edilmemesi gerekiyor" dedi.
Büyükekşi, 2016 yılında gelişmiş ülkelerin ekonomik büyümesindeki artışın yüzde 2,1; gelişen ülkelerdeki ekonomik büyümenin ise yüzde 4,3 olmasının beklendiğini kaydetti.
Türkiye olarak 2016'da da fırsatlara odaklanılması gerektiğine işaret eden Büyükekşi, "Dünya ticaretinden aldığımız payın yükselmesi, Transatlantik Ticaret ve Yatırım
Ortaklığı'na (TTIP) dahil olma görüşmeleri, AB ile müzakereler ve vize serbestisi, İran ile imzalanan Tercihli Ticaret anlaşması, Singapur STA'sı ve Uzakdoğu pazarı önümüzdeki dönemde Türkiye'nin önündeki fırsatların başında geliyor" şeklinde konuştu.
OVP'de açıklanan hedeflerden de bahseden Büyükekşi, ihracatçılar olarak yüzde 5'lik büyüme temposuna geri dönülmesi gerektiğine inandıklarının altını çizdi.
Türkiye'nin ilk inovasyon yol haritasının çizildiği "Türkiye İnovasyon Stratejisi 2023"ü Şubat 2016'da başta Hazine ile Ekonomi Bakanlığı olmak üzere ilgili bakanlıkların müsteşarlarına sunacaklarını anlatan Büyükekşi, projenin lansmanını da Nisan 2016'da yapacaklarını bildirdi.
Büyükekşi, benzer şekilde Born Global Firma Araştırması yaptıklarını, diğer bir çalışmaları olan Türkiye Ticaret Merkezleri projesinin de 2016 yılı içerisinde ilk kez hayata geçirileceği bilgisini vererek, şunları kaydetti:
"Türkiye Ticaret Merkezleri ülkemiz adına hedeflenen ihracat rakamlarına ulaşma noktasında önemli bir misyon edinecek. 2016 yılında BAE'de şirket kurulumu ile ilgili adımları attık. İran'da da 3 yer bulduk. Daha sonra Almanya, İngiltere ve ABD'de de Türkiye Ticaret Merkezi açılması için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Yurt dışında açacağımız yerlerde, gelen ihracatçılara her türlü danışmanlık hizmeti verilecek. Bunlar nedir? Müşterileri ile her türlü irtibatı sağlanacak, onlara randevu alınacak. Orada şirket kuracaklara mali müşavir bulmak ile gerekli anlaşmalarını yapmak da var. Ayrıca bunların dışında sektörlerin ihracatını da ölçebileceğiz. Hatta ihracat yapılan ülke hedef ülke ise oradaki masrafların yüzde 70'ini devlet ödeyecek. Böylelikle hedefimiz oradaki ülkelerde daha fazla derinleşebilmek.
Son dönemde dünya ticaretindeki ve ihracatımızdaki dengeleri etkileyecek önemli gelişmelerden biri de Trans Pasifik Ortaklığı. Bu ortaklığın ihracatımıza etkileri üzerine kapsamlı bir çalışma yürütüyoruz. Çalışmayı mart ayında tamamlayarak kamuoyu ile paylaşacağız. İran'a yönelik ambargonun kalkmasının ülkemiz dış ticaretine dair etkilerini araştırıyoruz. Orada daimi bir ticaret merkezinin bize büyük katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Hizmet sektörleri ihracatında da ilk 1000 firmayı belirlemek üzere en büyük ihracatçı firmaların katılımıyla bir çalışmaya başlıyoruz. Yine seçilmiş pazar gruplarında Türk sektör, ürün ve markalarını kapsayan bir Algı Endeksi çalışması hazırlıyoruz."
"Türkiye'nin Rusya ile sorunu yokken de bu pazara olan ihracatta yüzde 39'luk düşüş yaşandı"
Konuşmasından sonra basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Büyükekşi, Rusya pazarına ilişkin bir soru üzerine, Türkiye'nin Rusya ile ilgili herhangi bir sorunu yokken de bu pazara olan ihracatında yüzde 39'luk bir düşüşün yaşandığını anımsattı.
Ticaret ve siyasetin ayrı gelişmesi gerektiğine işaret eden Büyükekşi, Rusya'da belirli Türk firmalarına boykot olmadığını hatırlatarak, bu firmaların sayısının artmasını beklediklerini söyledi.
Büyükekşi, iş alemi olarak İsrail ile olan ticari ilişkilerin biraz daha düzeleceğine ilişkin beklentileri olduğunu, bu durumun hemen arkasından Mısır ile de yaşanmasını"beklediklerini dile getirdi.
Yeni pazar arayışlarının olduğunu ama Türkiye için en önemli pazarın yine AB olacağının altını çizen Büyükekşi, "Hedef, yüzde 46 olan AB'nin ihracat payını 2016'da yüzde 50'nin üzerine çıkarmak" şeklinde konuştu.
Büyükekşi, İran'a ambargonun kalkmasıyla ihracatın bu yıl yüzde 8 artabileceğini, uzun vadede bu rakamın daha da yükseleceğini ifade etti.
OVP'ye göre ihracattaki yüzde 8'lik artışın nerelerden geleceğine dair bir takım beklentileri olduğunu vurgulayan Büyükekşi, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunlardan ilki AB. İhracattaki artışın yüzde 4'ü oradan gelir diye tahmin ediyoruz. Bir diğer beklentimiz de paritedeki düşüşün çok dramatik olmayacağı yönünde. Ayrıca geçen hafta Başbakanımız bir açıklama yaptı. Buna göre Ar-Ge ile ilgili yeni teşvikler açıklandı. Biz ihracata da bir takım ilave destekler bekliyoruz. Bizim yaptığımız bir çalışma var. Buna göre AB'nin yüzde 1 büyümesi, bizim ihracatımıza yüzde 5'lik olumlu artış sağlıyor."
Daha ambargolar kalkmadan İran'a giderek 3 binaya baktıklarını da aktaran Büyükekşi, bunlardan birini tutmak için pazarlık yaptıklarını kaydetti.
Türk Hava Yolları'nın (THY) İran'da 6 noktaya uçtuğunu anımsatan Büyükekşi, bu ülkeye gitmek isteyen yabancıların İstanbul üzerinden gidebileceğini hatırlattı.
Büyükekşi, Gümrük Birliği Anlaşması'nın güncellenmesini istediklerini söyledi.
Asgari ücretteki artışın ihracattaki rekabet gücünü azaltıp azaltmayacağına ilişkin bir soruyu da yanıtlayan Büyükekşi, kurların artışı ve devletin verdiği destek ile birlikte bunu telafi edeceklerini düşündüklerini dile getirdi.
Büyükekşi, talep olması halinde THY'nin İran'a uçtuğu nokta sayısının değerlendirilebileceğini bildirdi.
Toplantı esnasında İçişleri Bakanı Efkan Ala'dan bir telefon alan Büyükekşi, Habur Sınır Kapısında bir sıkıntı üzerine sabah bakan ile görüştüğünü belirterek, "İpekyolu kısmı kapalı idi, baypas bir yol vardı, yolu oradan veriyorlardı. Talimat verilmiş, o İpekyolu da açılıyor. Günde 2 bin tır buradan oraya, 2 bin tır da oradan buraya geçiyordu" şeklinde konuştu.