TKBB/Utku: Türkiye'nin kurla ilgili kırılganlıkları var

T&uuml;rkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Y&ouml;netim Kurulu Başkanı ve Albaraka T&uuml;rk Katılım Bankası Genel M&uuml;d&uuml;r&uuml; Melikşah Utku, Kamu katılım bankaları başlangı&ccedil;ta, İstanbul, b&uuml;y&uuml;kşehirler odaklı geliyorlar ama &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde bu bankaların Anadolu da bizim giremediğimiz taşradaki b&ouml;lgelere odaklanacağını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. O b&ouml;lgelerde ciddi katılım bankacılığı potansiyeli var. dedi. Melikşah Utku, AA nın 100. Yıl Vizyonu &ccedil;er&ccedil;evesinde geliştirdiği ve finans piyasası profesyonelleri ile buluştuğu platformu AA Finans Haberleri Terminali nden (aafinans.com) canlı yayınlanan Finans Masasına konuk oldu. Katılım bankacılığının bu yılki performansı ve gelecek yıldan beklentilerine ilişkin soru &uuml;zerine Utku, katılım bankacılığının son birka&ccedil; yıla kadar T&uuml;rkiye de hızlı bir şekilde, g&uuml;zel bir b&uuml;y&uuml;me performansı sergilediğini belirtti. Utku, son 2 yılda sekt&ouml;r&uuml;n bir oyuncusunun piyasadan &ccedil;ekildiği i&ccedil;in pazar payında yatay bir seyir ger&ccedil;ekleştiğini anımsatarak, şunları kaydetti: Bir oyuncu &ccedil;ekilmesine rağmen hala aynı pazar payının devam etmesi kendi başına zaten bir başarı. Sekt&ouml;r&uuml;n kendi i&ccedil;erisinde b&uuml;y&uuml;d&uuml;ğ&uuml;n&uuml; g&ouml;steriyor. Kredi Garanti Fonu (KGF) T&uuml;rkiye ekonomisinde d&ouml;n&uuml;m noktası olmuştur, b&uuml;y&uuml;meyi ciddi anlamda teşvik etmiştir fakat model itibarıyla KGF klasik bankaların &ccedil;ok hızlı harekete ge&ccedil;ebildiği bir alan oldu. Katılım bankacılığı m&uuml;şterinin cebine para koymadığı, doğrudan nakit kredi veremediği i&ccedil;in (katılım bankalarının finanse edebilmesi i&ccedil;in bir ticari faaliyet olması lazım) KGF ilk &ccedil;ıktığı anda hızlı kullanan klasik bankalar oldu. Biz ise faaliyetler ilerledik&ccedil;e, arttık&ccedil;a, ekonomi canlandık&ccedil;a KGF &uuml;zerindeki limitlerimizi doldurmaya başladık. Bunun etkisini yeni yeni g&ouml;rmeye başladık. İlk 6 ayda sekt&ouml;r bankaları &ccedil;ok hızlı b&uuml;y&uuml;d&uuml;, katılım bankaları geride kaldılar, ama KGF alanını biz de kullanabildik&ccedil;e son birka&ccedil; aydır katılım bankaları sekt&ouml;r&uuml;n &uuml;zerinde b&uuml;y&uuml;d&uuml;. 9. ay itibarıyla baktığınızda katılım bankaları mevduatta, toplanan fonlarda y&uuml;zde 15, kredilerde y&uuml;zde 17 ye yakın b&uuml;y&uuml;me ortaya koydu. Bu &ouml;zellikle son 3 ayda sekt&ouml;r b&uuml;y&uuml;d&uuml;, yılın son &ccedil;eyreğinde de katılım bankalarında bu b&uuml;y&uuml;me trendi devam edecek. 2018 de de umulur ki bu s&uuml;re&ccedil; devam edecek. Katılım bankacılığında 2 kamu bankasının da giderek etkisinin artmasını beklediklerini ifade eden Utku, bu bankaların 2018 den itibaren yavaş yavaş olgunlaşmasını beklediklerini, bu &ccedil;er&ccedil;evede hem eski hem de yeni kamu bankalarının etkisiyle sekt&ouml;r&uuml;n hızlıca payını artıracağını s&ouml;yledi. Utku, bankacılık sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n karının aslında kamuyla birlikte bir politika benimsemesinden oluştuğunu anlattı. - (Yeni katılım bankalarının gelmesi) Uygun zamanlama ve fırsat penceresini kolluyorlardır Sekt&ouml;re yeni katılım bankalarının gelmesi beklentisine y&ouml;nelik soru &uuml;zerine Utku, kendilerinin bu işin doğrudan tarafı olmadığını, ancak duyumlar aldıklarını belirterek, Halihazırda TMSF nin elindeki bankaların lisanslarının devredilerek katılım bankası olması, hem bazı kamu bankalarının katılım bankacılığı sekt&ouml;r&uuml;ne girmesi konusunda &ccedil;alışmalar hem de yurt dışından doğrudan yabancı sermaye ile yeni bir katılım bankası oluşturulması... Bu 3 senaryo da aslında hep g&uuml;ndemdeydi ve hala da bunların &uuml;zerine &ccedil;alışıldığını biliyorum. diye konuştu. Utku, sekt&ouml;re giriş zamanlamasının her zaman bir konjonkt&uuml;r meselesi, fırsat penceresinin oluşmasıyla alakalı olduğunu ifade ederek, D&uuml;nyada ve T&uuml;rkiye deki gelişmeler &ccedil;er&ccedil;evesinde bunların hayata ge&ccedil;eceğini d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yorum. Sekt&ouml;r&uuml;m&uuml;z&uuml;n birka&ccedil; yeni katılım bankasını kaldıracak potansiyeli var. diye konuştu. T&uuml;rkiye&rsquo;de Bireysel Emeklilik Sistemine (BES) bakıldığında Otomatik Katılım Sistemi (OKS) tarafında tercih edilen fonların y&uuml;zde 65 e yakınının faizsiz fonlar olduğunu aktaran Utku, bunun faizsiz bankacılık tarafında ciddi bir potansiyel olduğunu g&ouml;sterdiğini kaydetti. Utku, uygun ekosistem geliştik&ccedil;e bu sekt&ouml;r&uuml;n o potansiyelini ger&ccedil;ekleştirmek i&ccedil;in ilerleyeceğini vurgulayarak, Tabiatıyla yeni oyuncuların da oyun oynayabileceği alanlar a&ccedil;ılacaktır. Şu anda net, somut bir şey yok ama &ccedil;alışmalar olduğunu biliyoruz. Uygun zamanlama ve fırsat penceresini kolluyorlardır. dedi. Kamunun katılım bankacılığına girmesine ilişkin soru &uuml;zerine Utku, kamu bankalarıyla birlikte aslında kamunun mevzuat tarafının da katılım bankacılığıyla ilgilenmeye başladığını belirterek, Bu &ouml;nemli bir gelişme. Bir taraftan kamu sekt&ouml;re oyuncu olarak girdi, diğer taraftan da katılım bankacılığı ve katılım ekosistemi a&ccedil;ısından mevzuat, b&uuml;rokrasi tarafını hızlandırdı. Birka&ccedil; yıldır işleyen Faizsiz Finans Konseyimiz var. İlgili kamu kurumları ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek başkanlığında sekt&ouml;r&uuml;n &ccedil;eşitli sorunlarını ve potansiyellerini değerlendirdiğimiz bir iletişim platformu. Ge&ccedil;mişte b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de &ouml;zel sekt&ouml;r bu işi kovalıyordu, artık proaktif şekilde ele alıyorlar, hatta bazen sekt&ouml;r&uuml;n &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;ip mevzuatı &ouml;nceliyorlar. şeklinde konuştu. Utku, &uuml;niversiteden mezun olanların katılım bankacılığını artık ciddi bir alternatif olarak g&ouml;rmeye başladığını anlatarak, Kamu katılım bankaları başlangı&ccedil;ta, İstanbul, b&uuml;y&uuml;kşehirler odaklı geliyorlar ama &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde bu bankaların Anadolu da bizim giremediğimiz taşradaki b&ouml;lgelere odaklanacağını d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. O b&ouml;lgelerde ciddi katılım bankacılığı potansiyeli var. diye konuştu. Utku, T&uuml;rkiye de bankacılık a&ccedil;ısından hala &ccedil;ok ciddi bir potansiyel bulunduğunu belirterek, şunları kaydetti: D&uuml;nyada, Avrupa ya da diğer gelişmekte olan &uuml;lkelere baktığımızda T&uuml;rkiye de hala finansal sistemin ekonomiye oranı d&uuml;ş&uuml;k. Biz &ccedil;ok gelişmiş zannediyoruz ama d&uuml;ş&uuml;k. Sekt&ouml;r genelinin daha derinlemesine inme potansiyeli var. T&uuml;rkiye n&uuml;fusu, Avrupa nın tersine b&uuml;y&uuml;yen bir n&uuml;fus, gen&ccedil; bir n&uuml;fus. Bu bakımdan da avantajları var. Bunun i&ccedil;erisinde katılımın daha da b&uuml;y&uuml;k potansiyeli var. Sekt&ouml;r b&uuml;y&uuml;yor, pasta b&uuml;y&uuml;yor. Pay alacaktır tabii ki ama pasta b&uuml;y&uuml;mesinden dolayı &ccedil;ok fazla bir rahatsızlık olmayacaktır. Aslında boşluk olan b&ouml;lgelere de zaman i&ccedil;erisinde gideceklerdir. B&ouml;yle bir niyetleri olduğunu da biliyorum. - Yurt dışı bor&ccedil;lanmada ciddi bir sorun g&ouml;rm&uuml;yoruz Melikşah Utku, yurt dışında sekt&ouml;re ilgi ve yurt dışı bor&ccedil;lanmada sorun olup olmadığına ilişkin soru &uuml;zerine, şunları s&ouml;yledi: Yurt dışı bor&ccedil;lanmada aslında ciddi bir sorun g&ouml;rm&uuml;yoruz. T&uuml;m d&uuml;nyada, &ouml;zellikle ABD de parasal gevşeme yavaşlıyor. Faiz oranları k&uuml;&ccedil;&uuml;k k&uuml;&ccedil;&uuml;k artsa da bu tam olarak parasal sıkılaşmaya ge&ccedil;tiği anlamına gelmiyor. Parasal gevşeme Avrupa da da yavaşlıyor. Bunun tabii olarak etkisi faiz oranlarının bir miktar yukarıya doğru hareket etmesi şeklinde oldu. Bu herkes i&ccedil;in fonlama maliyetlerini artırdı. Fonlama maliyetlerini artırması dışında fon bulma konusunda bir sıkıntı yok. Hatta 2017 de sadece mali kesim değil, &ouml;zel sekt&ouml;rde finansal kesim dışında da yurt dışından bor&ccedil;lanma &ccedil;ok ciddi anlamda arttı. Hatta &ouml;zel kesim finansal dış borcun artmasında, T&uuml;rkiye 2017 i&ccedil;erisinde en fazla artan &uuml;lkeler i&ccedil;erisinde. O bakımdan sıkıntı olmadı. Bu, 2016 daki t&uuml;m sıkıntılara, kur artışına rağmen yaşandı. Kendisinin, Washington da ger&ccedil;ekleşen Uluslararası Para Fonu (IMF) toplantılarına katıldığını anlatan Utku, fonun, 2018 de d&uuml;nya ekonomisinde b&uuml;y&uuml;me trendinin devam edeceğini &ouml;ng&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; bildirdi. Utku, toplantılarda 2018 de d&uuml;nya ekonomisine ilişkin genel atmosferin pozitif y&ouml;nde olduğunu aktararak, b&ouml;yle bir ortamda T&uuml;rkiye nin dış bor&ccedil;lanmada daha rahat olacağını d&uuml;ş&uuml;nd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; s&ouml;yledi. Dış bor&ccedil;lanmadaki artışın kırılganlığa yol a&ccedil;acağına ilişkin s&ouml;ylentilerin bulunduğunun hatırlatılması &uuml;zerine Utku, T&uuml;rkiye ye ilişkin kırılganlıklar arasında yurt dışı bor&ccedil;lanmadan bahsediliyor. T&uuml;rkiye, en fazla &ouml;zel kesimin d&ouml;viz borcu arttığı &uuml;lkeler arasında sıralanıyor ama toplam d&ouml;viz borcuna, hem kamunun hem de &ouml;zel kesimin bor&ccedil;luluğuna bakıldığında T&uuml;rkiye, bırakın gelişmiş ekonomileri gelişmekte olan ekonomiler arasında bile bor&ccedil;lulukta hala d&uuml;ş&uuml;k seviyelerde. Yani artma hızı fazla ama stok olarak bakıldığında diğerlerinin &ccedil;ok gerisindeyiz. O y&uuml;zden bence kırılgan nokta burası değil. Tabii ki T&uuml;rkiye nin kur ile alakalı kırılganlıkları var ama bu kırılganlık nakit akışı ile alakalı. O d&ouml;neme has sıkıntılar yaşıyoruz ama ortalamada uzun vadede bir sıkıntı ciddi anlamda oluşmuyor. T&uuml;rkiye Katılım Bankaları Birliği (TKBB) Y&ouml;netim Kurulu Başkanı ve Albaraka T&uuml;rk Katılım Bankası Genel M&uuml;d&uuml;r&uuml; Melikşah Utku, T&uuml;rkiye ekonomisinin 2017 yi &ccedil;ok g&uuml;zel şekilde ge&ccedil;irdiğini belirterek, Biraz daha gayret g&ouml;sterip kendimizi yurt dışında doğru bir şekilde anlatabilirsek 2018 ve 2019 un beklenenin &uuml;zerinde ge&ccedil;me potansiyeli var. dedi. T&uuml;rkiye ekonomisinin Kredi Garanti Fonu (KGF) sayesinde &ccedil;ok ciddi atak yaptığını belirten Utku, &uuml;lkenin &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;eyrekte &ccedil;ift haneli b&uuml;y&uuml;me potansiyeli bulunduğunu, bunun da d&uuml;nyada s&ouml;z konusu d&ouml;nem itibarıyla en hızlı b&uuml;y&uuml;me oranlarından biri olacağını s&ouml;yledi. T&uuml;rkiye nin 2017 de ciddi b&uuml;y&uuml;me performansı ortaya koyacağını vurgulayan Utku, 2017 yi y&uuml;zde 3,5 lik beklentiyle a&ccedil;mıştık. Y&uuml;zde 5 in &uuml;zerinde olacağı artık &ccedil;ok net g&ouml;r&uuml;n&uuml;yor. 2017 de ger&ccedil;ekten &ccedil;ok ciddi kazanımlar da oldu. KGF bu anlamda &ccedil;ok &ouml;nemli. Ekonomiyi toparlamak i&ccedil;in bir&ccedil;ok alanda bankacılık ve finans sekt&ouml;r&uuml; ile kamu birlikte &ccedil;alıştı. Mevzuat tarafı da hızlı adımlar atmayı g&ouml;sterebildi. ifadelerini kullandı. Utku, T&uuml;rkiye&rsquo;nin &ccedil;ok esnek, hızla pozisyon alabilen, g&uuml;&ccedil;l&uuml; ve potansiyeli bulunan bir ekonomiye sahip olduğunu dile getirdi. &Uuml;lkenin imajıyla ilgili yurt dışında maalesef &ccedil;ok tezvirat yapıldığına değinen Utku, &ouml;zellikle yabancı yatırım a&ccedil;ısından &uuml;zerinde &ccedil;alışılması gereken en &ouml;nemli konunun T&uuml;rkiye algısını y&ouml;netebilmek olduğunu ifade etti. Aslında analiz yaparak T&uuml;rkiye&rsquo;ye bakanların &uuml;lkenin ciddi potansiyeli olduğunu g&ouml;rd&uuml;ğ&uuml;n&uuml; kaydeden Utku, Biz eğer biraz daha gayret g&ouml;sterip kendimizi yurt dışında doğru bir şekilde anlatabilirsek 2018 ve 2019&rsquo;un beklenenin &uuml;zerinde ge&ccedil;me potansiyeli var. Bu seneyi &ccedil;ok g&uuml;zel şekilde ge&ccedil;irdik. Artık bunun s&uuml;rd&uuml;r&uuml;lebilir olmasına bakmamız lazım. diye konuştu. - D&ouml;vizi &uuml;lkeye &ccedil;ekebilmemiz lazım Y&uuml;ksek faizin bir&ccedil;ok parametrenin nihai neticesi olduğunu belirten Utku, ş&ouml;yle devam etti: Bir kere şu anda T&uuml;rkiye de ciddi bir enflasyon var. Hedefler tutturulamamış. &Ccedil;ift haneli rakamlara yeniden gelmişiz. Bu da Merkez Bankasının politikasına belli &ouml;l&ccedil;&uuml;de yansıyor. Sıkı para politikası ile Merkez Bankası faiz politikası &uuml;zerinde olmasa da likidite pozisyonu &uuml;zerinde konumlanmış durumda. Piyasada TL likiditesi bulunamayınca da ister istemez mevduat faizleri yukarı geliyor, bankalar arası fiyatlar artıyor. İkincisi KGF&rsquo;nin etkisi oldu. KGF sebebiyle bankalar hızlı bir şekilde kredi kullandırdı. Hazine kefaleti olduğu i&ccedil;in sermaye yeterlilikleri rahatladı, yeni kredi verebilir hale geldiler ama piyasada fon olmadığı i&ccedil;in faizler mevduat tarafında ciddi anlamda arttı. Yani orada sebep-sonu&ccedil; ilişkisini doğru okuyabilmek lazım. Eğer T&uuml;rkiye ye d&ouml;viz girerse Merkez Bankası 2003-2006 da yapabildiği gibi d&ouml;vizi alıp piyasaya bunun TL karşılığını da verebilir. Bu da hem enflasyonu aşağıda tutar hem de faizlerin gevşemesine imkan sağlar. Onun i&ccedil;in d&ouml;vizi &uuml;lkeye &ccedil;ekebilmemiz lazım. Burada da &uuml;lke algısını d&uuml;zeltmemiz lazım. Yoksa temellerde bir problem bulunmuyor. Melikşah Utku, katılım bankaları ile konvansiyonel bankaların fon toplama y&ouml;ntemindeki farklılaşma nedeniyle artan faiz ortamına tepkilerinin de aynı olmadığına işaret etti. Utku, Onlar hızla mevduat faizlerini yukarı &ccedil;ekebiliyor. Biz ise fonun getirisini dağıtıyoruz. Fonun getirisi ge&ccedil;mişteki yatırımlar olduğu i&ccedil;in gecikmeli olarak eğer getiriler artarsa artıyor. Mesela 2009 da mevduat faizleri aşağı geldiğinde katılım bankalarının hesaplarının getirisi &ccedil;ok yukarıda kalmıştı. O d&ouml;nemde katılım bankaları &ccedil;ok hızlı b&uuml;y&uuml;m&uuml;şt&uuml;. Şimdi tam tersi, mevduat faizleri artıyor, fonlarımızın getirisi piyasanın altında kaldı. Hala yaklaşık 500-550 baz puan geride. Ona rağmen sekt&ouml;r&uuml;n &uuml;zerinde b&uuml;y&uuml;d&uuml;k. Bu &ccedil;ok &ouml;nemli. Yakaladık&ccedil;a daha da hızlı b&uuml;y&uuml;me potansiyeli olacak. Tabi ki faiz ortamına farklı tepkiler veriyoruz. Bir alternatif olarak faizlerin gerilediği bir d&ouml;nemde getiriler inşallah piyasanın &uuml;zerinde kalacak.&rdquo; değerlendirmesinde bulundu. - &Uuml;r&uuml;nlerin ikinci el piyasalarının oluşması &ouml;nemli Faizsiz Finans Kanun Taslağında yer alan Danışma Kurulu na ilişkin soru &uuml;zerine Utku, Katılım bankaları olarak kendi danışma kurullarımız var. Ama ilgili mevzuatı hazırlarken kamunun da faizsiz finans enstr&uuml;manlarını kullanmak durumunda olan &ouml;zel şirketlerin de buna ihtiyacı var. Ayrıca farklı yorumların belli bir standarda oturtulması i&ccedil;in de bir &uuml;st kurul gerekiyordu. Bu iki fonksiyonu icra edecek bir &ccedil;alışma yapılıyor. Bu da farklı kurumlardan gelecek kişilerden oluşacak ve herkesin kullanımına a&ccedil;ık bir mekanizma olacak. Yakın bir gelecekte taslakla birlikte devreye girecektir diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. yanıtını verdi. Utku, vatandaşların katılım bankacılığına ilgisinin artması i&ccedil;in tek başına &uuml;r&uuml;n &ccedil;ıkarılmasının yeterli olmadığını, ekosistemin geliştirilmesi gerektiğini s&ouml;yledi. Kira sertifikasının &ccedil;ok &ccedil;eşitli versiyonlarının bulunduğuna değinen Utku, şunları kaydetti: Kira sertifikası varlığa dayalı olabilir, kar-zarar projesine dayalı olabilir ama bunlar yaygınlaşamıyor &ccedil;&uuml;nk&uuml; ikinci el piyasalarının olması lazım. İnsanlar kira sertifikası aldığı zaman bir gelir, bir akar &uuml;zerindeki hakkı ifade ediyor. Bu hakkın devredilebiliyor olması lazım. İkinci el piyasasında likiditesi olursa bu &uuml;r&uuml;n b&uuml;t&uuml;n versiyonlarıyla daha da yaygınlaşır. Bu bakımdan ikinci ellerin oluşması &ouml;nemli. SPK tarafında 5-6 &ccedil;eşit değişik finans sertifikası i&ccedil;in mevzuat hazır ama ikinci el yok. Bu konuda borsa ile konuşmalarımız var. Gayrimenkul sertifikası konusu da katılım bankaları i&ccedil;in &ccedil;ok &ouml;nemli. Mevzuat hazır, &uuml;r&uuml;n hazır. Aynı şekilde Albaraka olarak ciddi bir gayrimenkul portf&ouml;y fonu oluşturduk ama ikinci elinin oluşması lazım. Bu konuda da yine borsa ile konuşuyoruz. Utku, katılım bankacılığı sekt&ouml;r&uuml;nde hedging ile alakalı enstr&uuml;manların ciddi anlamda eksik kaldığını vurgulayarak, &ouml;zellikle dış ticaret konusunda bilan&ccedil;osunda d&ouml;viz ile alakalı pozisyon almak isteyen şirketler a&ccedil;ısından hedging in &ouml;nemli olduğunu ifade etti. Bazı &uuml;r&uuml;nlerde katılım bankacılığının genel sekt&ouml;r&uuml;n &ouml;n&uuml;nde gittiğine işaret eden Utku, Altın konusunda katılım bankacılığı sekt&ouml;r&uuml;, konvansiyonel bankacılığın &ccedil;ok daha &ouml;n&uuml;ne ge&ccedil;miş durumda. Altın &uuml;lkemizde &ccedil;ok ciddi bir tasarruf aracı ve kayıt dışı, yastık altı. Bunun sekt&ouml;r i&ccedil;erisine girmesi finansal sekt&ouml;r&uuml; b&uuml;y&uuml;t&uuml;yor ve yatırımları teşvik ediyor. TL likiditesinin zayıf olduğu bu d&ouml;nemde, altın stoku olan bankalar bunu rahatlıkla Merkez Bankasında kullanarak TL &uuml;retebildi. diye konuştu. - Piyasa yapıcılığı modelini devreye sokmamız lazım Utku, bazı &uuml;r&uuml;nleri piyasaya a&ccedil;acak oyuncular olması gerektiğini savunarak, Bu kamu tahvillerinde bile var. Piyasa yapıcı bankalar, piyasanın d&uuml;zg&uuml;n &ccedil;alışır hale gelmesi i&ccedil;in &ouml;nc&uuml; rol oynuyor. Belki piyasa yapıcılığı modelini belli başlı &uuml;r&uuml;nlerde devreye sokmamız lazım. dedi. Katılım bankacılığının en eksik kaldığı kısımların altyapı ve b&uuml;y&uuml;k proje yatırımları olduğunu anlatan Utku, T&uuml;rkiye de vade uyumsuzluğunun had safhada bulunduğunu, mevduatın kısa vadeli toplandığını, kredilerin ise uzun vadeli kullandırıldığını kaydetti. Utku, bu &ccedil;er&ccedil;evede orta &ouml;l&ccedil;ekli bankaların &uuml;st sınırı zorladığını belirterek, bu konularda da &ccedil;alışmalar yapıldığını bildirdi. Katılım Bankaları Birliği Genel Kurulu nda, İslam Kalkınma Bankası ile mutabakat anlaşması imzaladıklarını aktaran Utku, İslam Kalkınma Bankası nın da desteği ile altyapı projelerine destek verebilir bir altyapı oluşturduk. İnşallah onu da &ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde kullanıyor olacağız. Bunlar katılım bankacılığı sekt&ouml;r&uuml;n&uuml;n ekonomideki etkinliğini artıracak girişimler. ifadelerini kullandı. Utku, faizsiz finans kuruluşları i&ccedil;erisinde katılım bankalarının yasal bir altyapısı olduğu bilgisini vererek, kanun ve y&ouml;netmeliklerle sekt&ouml;r&uuml;n iş yapış tarzının &ccedil;ok net bir şekilde belirlendiğini s&ouml;yledi. Faizsiz finansın sadece katılım bankalarından ibaret olmadığını vurgulayan Utku, bir&ccedil;ok şirketin faizsiz finans enstr&uuml;manı kullanmak istediğini, dolayısıyla genel bir hukuki altyapıya uzun s&uuml;redir ihtiya&ccedil; duyulduğunu dile getirdi. Utku, bu konuda temel standartları koyan bir kanun &uuml;zerinde &ccedil;alışmalar yapıldığını aktararak, B&uuml;rokrasi tarafı, bu konuda mevzuat yapanlar ve h&uuml;k&uuml;metimiz her tarafı dinleme konusunda &ccedil;ok istekli. Dinliyor ve değerlendiriyor. Bir&ccedil;ok toplantı yapıldı ve belli bir noktaya da gelindi. İnşallah &ccedil;ok yakın zamanda, taslak nihai halini alıp kanunlaşacaktır diye d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. Faizsiz finansın b&uuml;t&uuml;n ekosistemi ve &uuml;r&uuml;nleri ile yaygınlaşmasının altyapısını ciddi anlamda tamamlayacak, hazırlayacak bir hukuki zeminin oluşturacağı kanaatindeyiz. değerlendirmelerini yaptı. - 2018 de ciddi anlamda farklılaşacağımızı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz Melikşah Utku, Albaraka olarak 2017 yılında &ouml;ncelikle KGF yi en etkin ve hızlı kullanan katılım bankalarından biri olduklarını belirterek, ciddi altyapı yatırımlarına y&ouml;neldiklerini ve d&uuml;nyada en fazla kar-zarar projesi yapan banka olduklarını vurguladı. Her t&uuml;rl&uuml; proje ve yatırımın &ccedil;ıkış stratejisi olması gerektiğini kaydeden Utku, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Bununla alakalı gayrimenkul portf&ouml;y y&ouml;netim şirketimizi kurduk ve bu projelerin inşaatlarının &ouml;nemli bir kısmı bittiği i&ccedil;in kalan bakiye stokları menkulleştirildi. Bu bilan&ccedil;oda ciddi bir d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m oluşturdu. Mesela bu projeler &ouml;nceden kredilerin i&ccedil;erisindeydi. Menkulleştirince portf&ouml;y&uuml;n&uuml;z b&uuml;y&uuml;d&uuml; ama krediler b&uuml;y&uuml;memiş gibi g&ouml;z&uuml;kt&uuml;. 2017 de kredilerde y&uuml;zde 10 a yakın b&uuml;y&uuml;d&uuml;ğ&uuml;m&uuml;z halde sadece y&uuml;zde 4 gibi b&uuml;y&uuml;m&uuml;ş olduk. Ciddi bir menkulleştirme s&ouml;z konusu oldu. &Ouml;n&uuml;m&uuml;zdeki d&ouml;nemde girişim sermayesi &uuml;zerinden kar-zarar projelerini hayata ge&ccedil;irmemize imkan sağlayacak. Niyetimiz; kar-zarar projelerini start-up larda fintech lerde girişim sermayesi olarak geliştirmek. Bunu da bilan&ccedil;o &uuml;zerinden değil, fonlar aracılığıyla yapmak. B&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de bu d&ouml;n&uuml;ş&uuml;mleri yapmaya &ccedil;alıştık. Ayrıca bu d&ouml;nemde dijitalleşme konusunda &ccedil;ok ciddi atılımlar yaptık. O anlamda ilk 9 ayda finansallarımızı sekt&ouml;re g&ouml;re bir miktar muhafazakar yaptık ama 2018 e hızlı girebilmek adına 2017 de b&uuml;y&uuml;me yerine i&ccedil;eriğe odaklandık. Utku, bu yılı, etkin girişim sermaye modeline ge&ccedil;mek ile altyapı ve dijitalleşme &ccedil;alışmalarıyla ge&ccedil;irdiklerine işaret ederek, Son &ccedil;eyrekte sekt&ouml;r&uuml; b&uuml;y&uuml;me a&ccedil;ısından b&uuml;y&uuml;k &ouml;l&ccedil;&uuml;de yakalayacağımızı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. Karlılık a&ccedil;ısından da &ouml;nemli bir girişim bekliyoruz. B&uuml;t&ccedil;e hedeflerimizi tutturacağımıza inanıyoruz. Şu ana kadar buna uygun gittik. 2018 de ciddi anlamda farklılaşacağımızı d&uuml;ş&uuml;n&uuml;yoruz. Attığımız adımlar ve yaptığımız yatırımların etkisiyle bu farkı g&ouml;stereceğiz. bilgisini verdi. - Albaraka T&uuml;rk &uuml;n Suudi Arabistan ile sermaye ve y&ouml;netsel a&ccedil;ıdan ilişkisi yok Suudi Arabistan da yaşanan son gelişmelerin Albaraka ya etkisi olup olmayacağına ilişkin bir soru &uuml;zerine Utku, şu değerlendirmelerde bulundu: Bu olayların bizimle ilişkisinin kurulması s&uuml;reci Salih Kamil ismiyle başladı. Salih Kamil d&uuml;nyada faizsiz finans konusundaki &ouml;nc&uuml;lerinden biri. D&uuml;nyanın bir&ccedil;ok yerinde bu konuda yatırımlar yaptı ve yatırımları teşvik etti. Bir&ccedil;ok b&ouml;lgede faizsiz finansın mevzuatın i&ccedil;ine yerleşmesinin sebebi Salih Kamil dir. Kiminde doğrudan ortaklık olarak, kiminde İslam Kalkınma Bankası yla birlikte yatırımlara girdi. Albaraka T&uuml;rk de benzer bir ortaklık yapısıyla kuruldu. Salih Kamil kurucu ortaklarımızdan biri ancak 2000 li yılların başında hisselerini Albaraka Bankacılık Grubu na devretti. Albaraka Bankacılık Grubu halka a&ccedil;ık bir banka ve Salih Kamil ortaklardan bir tanesi. Herhangi bir başka ortaktan farkı yok. Bizde ise bu y&uuml;zden dolaylı ortak. Utku, Salih Kamil in ne operasyonlarında ne y&ouml;netim kurulunda ne de herhangi bir icranın i&ccedil;erisinde herhangi bir irtibatı ve ilişkisi olmadığının altını &ccedil;izerek, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle tamamladı: Salih Kamil ile bankacılık, y&ouml;netsel veya sermaye a&ccedil;ısından ilgimiz yok. Hisse alan herhangi birinden farkı yok. Mesela Prens Talal, Twitter ve Citibank a ortak... Onlar Talal ın tutuklanmasından ne kadar etkilenecekse biz de o kadar etkileniyor olacağız. Salih Kamil in tutuklanması s&uuml;re&ccedil; i&ccedil;erisindedir ama daha &ccedil;ok bilgisine başvurulmak &uuml;zere... Yoksa diğer prensler gibi s&uuml;recin i&ccedil;erisinde değil. Her şeyden &ouml;nce orada da bir farklılık var ama &ouml;nemli olan Albaraka T&uuml;rk ve Albaraka Bankacılık Grubu yla ilişkisi herhangi bir ortaktan farklı değildir. Sermaye a&ccedil;ısından hi&ccedil;bir etkisi olmadığı gibi ticari ilişkiler a&ccedil;ısından da etkisi yoktur. Bizim Suudi Arabistan ile bu &ccedil;er&ccedil;evede sermaye ve y&ouml;netsel a&ccedil;ıdan herhangi bir ilişkimiz yok. AA

TKBB/Utku: Türkiye'nin kurla ilgili kırılganlıkları var

TKBB Başkanı Utku "Tabii ki Türkiye'nin kur ile alakalı kırılganlıkları var ama bu kırılganlık nakit akışı ile alakalı" dedi

Öne Çıkanlar