Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Topbaş: Tek umudum halkımızın kindar olmaması

Topbaş: Tek umudum halkımızın kindar olmaması

İBB Başkanı Topbaş, "Bir yanlış anlaşılmanın, sosyal medya tarafından yaygınlaştırılan bir boyuta geldiğini görmekteyiz... Tek umudum, güvencem, sevincim ve mutluluğum halkımızn kindar olmaması." açıklamasında bulundu

Giriş: 12 Haziran 2013, Çarşamba 15:35
Güncelleme: 12 Haziran 2013, Çarşamba 17:02

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Gezi Parkı odaklı gelişmelerle ilgili, "Bir yanlış anlaşılmanın, sosyal medya tarafından yaygınlaştırılan bir boyuta geldiğini görmekteyiz. Burada tabiiki işin farklı mecralara çekilmekte olduğunu, kent huzurunu ve barışını sarsacak, bütünlüğümüzü zedeleyecek amaçların da içinde olduğunu bilmekteyiz" dedi.

Topbaş, Ümraniye'de, Üsküdar-Çekmeköy metrosunda tünel birleştirme töreninin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

Bir gazetecinin, Gezi Parkı'na ilişkin son gelişmeleri sorması üzerine Topbaş, Taksim'de maksadını çok aşan, bazı çevrelerin ekmeğine yağ süren, istismar edilen ve eylem boyutuna dönüşen bir olay yaşandığını ifade etti.

Topbaş, yarınları karartmak isteyen bazı grupların olduğuna işaret ederek, Gezi Parkı'yla ilgili başta ortaya çıkan, önce masum görünen ancak arkasından bazı çevrelerce tetiklenmeye çalışılan, hatta uçları farklı noktalara giden bir sürecin görüldüğünü belirterek, şunları söyledi:

"Gezi Parkı'nda bulunan orada tavırlarını ortaya koymak isteyen sanatçılar, mimarlar grupları ile oradaki halkın değişik kesimlerinden insanlarla, kanaat önderleri ve iş adamlarıyla görüşmeler yaptım. Şu ifade ediliyor. 'Başlangıçta Topçu Kışlası'nın inşatının başladığını ve bundan dolayı da ağaçları sökme girişiminde bulunduğunuzu zannettik' diyorlar. Halbu ki belediye meclisimizin oybirliği ile karar verdiği, halkımıza 6 ay kadar önce ilan ettiğimiz ve başlattığımız bir çalışmanın son bölümüyle ilgili. Bir yanlış anlaşılmanın, sosyal medya tarafından yaygınlaştırılan bir boyuta geldiğini görmekteyiz. Burada tabii ki işin farklı mecralara çekilmekte olduğunu, kent huzurunu ve barışını sarsacak, bütünlüğümüzü zedeleyecek amaçların da içinde olduğunu bilmekteyiz. Bizim bu kente Topçu Kışlası ile birlikte başta kent müzesi olmak üzere katkı sağlamak, turizmde önemli bir pay almak, kentin önemli bir destinasyonu olması açısından attığımız bir adımı, maalesef başka çevrelerce ve birtakım gruplarca farklı yönlere çekildini görmekten üzüntü duyduğumu ifade etmek istiyorum."

" İstanbul'da 14 milyonluk büyük aileyiz" diyen Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tek umudum, güvencem, sevincim ve mutluluğum halkımızn kindar olmaması. Yani kin tutan bir millet değiliz. Tarihte hep bunu gördük. Burada çok iyi niyetlerle, kendisince bir çevre anlayışıyla buraya gelip, bir tavır ortaya koymaya çalışanlar, bize bazı çevreyle ilgili mesajlar verdiler. Bu kabulümüzdür. Ancak bizim bu kente çevre adına yaptıklarımız ne kadar dikkate alındı, algılandı?"

- "Yaptığımız çevre çalışmaları için kimse teşekkür etmedi"

Haliç'in geçmişte bir bataklığa dönüştüğünü ve bazı çevrelerce "kurtarılamaz" denildiğini hatırlatan Topbaş, buranın temizlendiğini ve kültür vadisi haline getirildiğini anlattı.

Topbaş, bunu Başbakan Erdoğan'ın yaptığını, kendilerinin de İstanbul Boğazı'nın suyunu getirdiklerini, ancak çevrecilerden kimsenin kendisine bu çalışmalar adına teşekkür etmediğini ifade etti.

Kenti çok daha yeşil, çok daha güzel hale getiren bir anlayışı ortaya koyduklarını dile getiren Topbaş, şunları kaydetti:

"Şunu da biliyoruz ki Peygamberimiz'in bir Hadis-i Şerif'in de 'Kıyamet koptuğunu görseniz dahi elinizde bir ağaç varsa dikiniz' talimatını da bilen insanlarız. Şehir daha yeşillendi ve yeşillenmeye devam edecek. Taksim'deki tespitlerimiz, çıkardığımız rölövelerle toplamda 563 ağaç var. Bunların 66'sını, Cumhuriyet Caddesi üzerindeki trafiği yer altına alırken, 40 santim çapındaki büyük ağaçları, üniversitelerimizin denetiminde, tekniğine uygun olarak oradan taşıdık. Bunu çevreciler gördü. Bunları Sadabat'a yeşillenmesi için diktik ve şu anda yeşillendi. Buna gidip de çevreciler 'Başkanım sağolun, bunları kurutmadınız, yaşattınız' da demediler."

Topçu Kışlası olarak bilinen yapının bina olarak oturma alanının 7 bin 500, top sahası olarak bilinen bölümün de 3 bin 500 metrekare olduğunu bildiren Topbaş, bunun bir AVM olmasının, o ölçeklere uymasının mümkün olmadığını vurguladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Topbaş, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Ancak orada kafelerdir, birtakım turizm eşyaları satan yerler olabilir. Kast budur esasında. Ama maalesef bu farklı değerlendirildi. Sanki bir AVM inşatı değerlendirildi. Ben Taksim'de bir AVM'ye ihtiyaç olmadığını, televizyon konuşmalarımda da belirttim. Çünkü orada cadde mağazacılığı var. Beyoğlu'nun bu özelliğinin bozulmasını zaten istemeyiz. Diğer taraftan İstanbul'un bir kent müzesi yok. Ciddi bir ihtiyaç var. Taksim, Cumhuriyet Anıtı çevresi dahil takriben 100 bin metrekarelik bir alandır. Gezi Parkı 50 dönümlük bir arazidir. Buradaki ağaçlardan 89'unun taşınması gerekiyor. Bunlardan 12'sinin bilimsel roporlar var, bir başka yere taşındığı zaman tutma ihtimali zayıf deniliyor, çapları 50 santimetre üzerinde olduğu için. Diğerlerinde bu problem yok ve yine ağaçlar orada. Zaten Topçu Kışlası'nın bir kolu olan Cumhuriyet Caddesi'ndeki yapıların olduğu yerde zaten ağaç yok. Diğer kol basamakların üzerinde orada da birşey yok. Burada yapmak istediğimiz çevreye saygılı, halkında dolu dolu kullanacağı bir mekan oluşturmaktır. Bunun doğru olduğuna inanıyoruz. Çünkü uzmanlarımızla yaptığımız çalışmalar bu."

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, "Ülkemizin güçlü bir Türkiye olarak dünyada rol oynamaya başladığı süreçte, bunu fırsat bilen çevrelere fırsat vermeyin. Gezi Parkı'nda bulunan kardeşlerimden rica ediyoruz evlerinize dönünüz" dedi.

Kadir Topbaş, gazetecilerin Taksim'deki olaylara ilişkin sorusu üzerine, olaylara yabancı basının ilgisi hayretle izlediklerini söyleyerek, "Yabancı basın ne kadar ilgilendi bununla, (Türkiye çöksün, bir kardeş kavgasına girsin, aralarında bir husumet oluşsun ve 'Türk baharı' olarak adlandıralım) diye... Türkiye baharını, cumhuriyetin kuruluşuyla yaptı. Çok partili döneme geçti. Seçim sistemini getirdi. Türkiye'nin böyle bir bahara ihtiyacı yok. Türkiye modern ve gelişen bir ülke. Ancak buralara doğru çekmek isteyen ve kendine pay almak isteyenler var. Bir takım afiş ve pankartları, örgütsel faaliyetleri gördünüz" diye konuştu.

Mimarlar Odası Genel Başkanı Eyüp Muhçu ve ekibinin olayların başlamasından 2-3 gün sonra kendisini ziyaret ettiğini belirten Topbaş, şöyle devam etti:

"Ben bunları anlatınca, 'yol genişlemesi var' deyince, 'Biz bunu böyle bilmiyorduk. Ancak Topçu Kışlası'na karşıyız' dediler. Nasıl bir zafiyettir ki Başbakan vekili ile görüştükten sonra bir deklerasyon yayınlanıyor. Deklarasyonu bütün Türkiye izledi ve dinledi. Yani bir muhtıradan öte. Hatta 'Referandum dahi olmaz, bizim dediğimiz doğrudur' diyorlar. Bu diktatörlüğün başka bir yönü. Böyle birşey olur mu? Bu çok yanlış bir tarz ve tavır. Gezi Parkı'nda bulunan kişilerden görüştüklerim, 'Onları kim davet etti ki, onlar bizi temsil etmiyor ki, biz siyasileri ve marjinal grupları aramıza kabul etmiyoruz ki, aramıza da almıyoruz' dediler. Ancak burada arzu edilen halkı sokağa çıkarmak, bunu halk hareketi haline getirmek ve karşıt hareketi de oluşturmak suretiyle sokakları tekrar sıkıntılı günlere taşımak."

Taksim'deki esnafın olaylardan çok zarar gördüğünü anlatarak, oteller bölgesinde çalışan 30 bin kişinin rezervasyonların iptal edilmesi sonucu işten çıkarılmaları gibi bir durum olursa bunun bedelinin ne olacağını soran Topbaş, şunları kaydetti:

"Bir iş kadınından duydum, 'Orada bir kahveye girdik. Daha önce (PKK'ların kahvesi) diye bilinen bir yermiş, biz tesadüfen girdik' diyor. Dediler ki, 'Bir insanın hayatı kaç ağaç?' ki biz ağaca da kastetmiyoruz. Burada insanlarımız ölsün mü, yaralansın mı, hayatları kararsın mı? Burada amaç farklı. Belediye başkanı olarak halkımıza sesleniyorum: Lütfen bunun dozu kaçtı. Bir yerlerin artık işine yaramaya başladı. Lütfen maksat hasıl oldu. Samimi olanlar için evlerinize dönün, öğrenciler derslerinin başına geçin, çalışanlar kendi işlerine koyulsunlar. Yönetimler olarak biz bunları yakınen takip ediyoruz. Doğru olanları yapıp halkımıza anlatmak üzere, Topçu Kışlası'nın projelerini Taksim'de sergilemek üzere, bunları anlatmak, ne kadar çok Taksim'i ağaçlandıracağımızın bütün resimlerini, sayısal değerleri de sizlere göstermek suretiyle halkımızı da bilgilendireceğimizi burada ifade etmek istiyorum."

- "Rica ediyorum evlerinize dönün"

Topbaş, AK Parti olarak "halka rağmen" anlayışları olmadığını söyleyerek, Belediye Meclisi'nin halkı temsil ettiğini ve halk adına karar verdiğini ifade etti. Belediye Meclisi'nin onaylamayacağı birşeyi dayatmayacaklarına işaret eden Topbaş, "Biz yaptık oldu" diyemeceklerini bildirdi.

Yapılan hizmetlerin İstanbul'a bir gelecek hazırlamak adına yapıldığını vurgulayan Topbaş, "Yönetimlerde olanları geçmişte gördünüz. Şehirler kalıcı, devlet baki, devletin geleceği önemli. Ülkemizin güçlü bir Türkiye olarak dünyada rol oynamaya başladığı süreçte, bunu fırsat bilen çevrelere fırsat vermeyin. Ve Gezi Parkı'nda bulunan kardeşlerimden rica ediyoruz evlerinize dönünüz. Orada durmak ne kadar uzun olursa başkaları tarafından istismar edilme fırsatı o denli artacaktır" dedi.

- "Mimaride tek çözüm yoktur"

Kadir Topbaş, bir gazetecinin "İstanbul genelinde bir oylama ya da referandum planınız var mı? şeklindeki sorusunu şöyle yanıtladı:

"Referandumu istemeyenler de var. Mimaride tek çözüm yoktur. Yapılan her proje tartışmaya açıktır ve tartışılır. Herkes onu yüzde yüz kabul eder diye de bir sonuç çıkmaz. Prost (Henri Prost) Topçu Kışlası'nı yıktırdığı zaman çizdirdiği projeleri edindiniz mi? Orada nasıl yapılar yapacaktı? Ortada İnönü'nün heykeli olan bir kaide ve etrafında Mete ve Cumhuriyet caddelerinde büyük yapılar ve öndeki iki blok biri CHP İl binası olacaktı. Bu detaylar var elimizde. Prost'un çizdiği proje böyle. Bu büyük oteller Taksim'de olmalı mıydı? Odakule, Galata Kulesi ile yarışan bir yapı orada olmalı mıydı? Bunların hepsi tartışılır. Bu proje daha önce bütün belgelerle, bulgularla tespit edilmiş var olan bir proje. Bu projenin fonksiyonları tartışılır ki; biz bunu zaten müze olarak ilan ettik. Zannediyorum büyük bir çoğunluk da buna 'evet' diyor."

Taksim'in bu projeyle çevresinin daha yeşil olacağını göstermek istediklerini aktaran Topbaş, yöneticiler olarak şehirleri yok etmeye, karartmaya gelmediklerini, kendilerine olan desteğin ve öz güvenin bu kente kattıklarının karşılığı olduğunu söyledi.

- "Endişeyle izlediğimiz tabloların yurt dışına nasıl servis edildiğini biliyoruz"

Kadir Topbaş, halkın kente hizmet edildiği algısı içinde olduğunu ifade ederek, "Ben bu kentte 6-7 Eylül hadisesini yaşayan biriyim. Ne ızdıraplar yaşandı, insanlar ne hale geldi, gördük. Bunlar bu kentin kültürüne, değerlerine yakışmıyor. Biz millet olarak yapıcı insanlarız. Ecdadımız gittiği her coğrafyada, eser yıkmamış, aksine yapmış, kimseyi asimile etmemiş. Biz böyle bir anlayıştayız. Onun için hizmet, bizim adımız. Hepimiz endişeyle izlediğimiz tabloların yurt dışına nasıl servis edildiğini biliyoruz. Sayın Başbakanımızın, Obama ile görüşmesini vermeyen kanallar, saatlerce İstanbul'a kilitlendiler 'İstanbul bir sarsılsa, düşse' diye" diye konuştu.

Taksim'deki inşaat çalışmalarının devam etmesi gerektiğini belirten Topbaş, biraz suhuleti buldukları zaman yolu tamamlamak istediklerini anlattı.

Topbaş, konuşmasının ardından Taksim'deki yol genişletme projesinin son yapılan perspektif çalışmasını basın mensupları ile paylaşarak, projenin tam olarak İstanbullulara anlatıldığında beğeni göreceğini ve görüşlerin alınarak fonksiyonlarının tartışılacağını sözlerine ekledi.

AA