TÜSİAD/Özilhan: Ekonomi yendien büyüme sürecine giriyor

T&uuml;rk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (T&Uuml;SİAD) Y&uuml;ksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay &Ouml;zilhan, ekonomide aşırı y&uuml;ksek kur hareketliliği başta olmak &uuml;zere &ouml;ng&ouml;r&uuml; ufkunun daraldığı g&uuml;nlerin geride kaldığını belirterek, Bir&ccedil;ok kuruluş b&uuml;y&uuml;me tahminlerini y&uuml;kseltti. &Uuml;lkemizde nispeten daha sakin diyebileceğimiz g&uuml;nlere karşılık d&uuml;nyada olağan dışı hareketlilik devam ediyor. dedi. &Ouml;zilhan, JW Marriott Otel de d&uuml;zenlenen T&Uuml;SİAD YİK Toplantısı nda, ekonomide, i&ccedil; ve dış politikada bazı risk fakt&ouml;rlerinin geride bırakıldığını s&ouml;yledi. İ&ccedil; politikada se&ccedil;im s&uuml;recinin geride kaldığına dikkati &ccedil;eken &Ouml;zilhan, yerel se&ccedil;imlerin T&uuml;rk toplumunun demokrasi ve sandığın meşruiyetine duyduğu inancı teyit ettiğini dile getirdi. &Ouml;zilhan, dış politikada S400 ve Suriye harekatı gibi belirsizlik yaratan konuların ateşinin biraz hafiflediğini belirterek, Rusya ve ABD ile ilişkilerin seyrinin T&uuml;rkiye yi nereye gittiği en &ccedil;ok tartışılan &uuml;lkelerden biri olmaktan &ccedil;ıkarttığını ifade etti. Ekonomide aşırı y&uuml;ksek kur hareketliliği başta olmak &uuml;zere &ouml;ng&ouml;r&uuml; ufkunun daraldığı g&uuml;nlerin geride kaldığına işaret eden &Ouml;zilhan, Bir&ccedil;ok kuruluş b&uuml;y&uuml;me tahminlerini y&uuml;kseltti. &Uuml;lkemizde nispeten daha sakin diyebileceğimiz g&uuml;nlere karşılık d&uuml;nyada olağan dışı hareketlilik devam ediyor. diye konuştu. &Ouml;zilhan, d&uuml;nyanın, şiddetli toplumsal hareketlerden Brexit s&uuml;recine, ekonomik yavaşlamadan k&uuml;resel iklim krizine, sosyoekonomik dengesizliklerden teknolojik d&ouml;n&uuml;ş&uuml;m&uuml;n etkilerine uzanan &ccedil;ok geniş bir yelpazedeki sorunlar yumağıyla uğraştığının altını &ccedil;izerek, şunları kaydetti: Bu nedenle bir&ccedil;ok &uuml;lkede sokak siyaseti 1968 den bu yana ilk kez parlamenter siyaseti g&ouml;lgede bırakarak belirleyici dinamik haline geliyor. G&uuml;ndemi işgal eden b&uuml;t&uuml;n bu sorunlar bug&uuml;n d&uuml;nyanın &ccedil;oklu bir kriz durumu ile karşı karşıya olduğunu g&ouml;steriyor. &Uuml;lkemiz de bu krizlerden muaf değil, kendi konjonkt&uuml;r&uuml;m&uuml;zden kaynaklanan sorunların hafiflemesiyle s&uuml;rekli ertelemekte olduğumuz yapısal sorunlarla nihayet uğraşabileceğimiz bir fırsat &ccedil;ıkıyor &ouml;n&uuml;m&uuml;ze. Bu zamanı iyi kullanmalıyız. Dış tehditlere karşı en başta yapmamız gereken şey, i&ccedil;eride b&uuml;nyemizi kuvvetlendirmek ve değişen koşullara uyum yeteneğimizi artırmak. Ekonomi yeniden b&uuml;y&uuml;me s&uuml;recine giriyor &Ouml;zilhan, faiz oranlarındaki gerileme ve kamu bankalarının uyguladığı kredi genişlemesi sayesinde t&uuml;ketimin hareketlenmeye başladığını belirterek, Ge&ccedil;en g&uuml;nlerde a&ccedil;ıklanan verilerin de g&ouml;sterdiği gibi ekonomi yeniden b&uuml;y&uuml;me s&uuml;recine giriyor. &Ouml;te yandan, gerek i&ccedil; talep, gerek dış talep &uuml;zerindeki baskılar hızlı b&uuml;y&uuml;menin &ouml;n&uuml;nde engel oluşturuyor. ifadesini kullandı. İşsizliğin y&uuml;ksek seviyelere gelmesinin endişe verici olduğunu anlatan &Ouml;zilhan, Bu durumun &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml; i&ccedil;in sadece b&uuml;y&uuml;menin geri d&ouml;nmesini beklemek yetmeyebilir, ilave tedbirler alınması gerekebilir. dedi. &Uuml;retim yapısında radikal değişiklikler gerek &Ouml;zilhan, dış talebin de d&uuml;nya ekonomisindeki yavaşlamadan olumsuz etkilendiğini ifade ederek, 2019 da d&uuml;nya ekonomisinde beklenen b&uuml;y&uuml;menin 2008-2009 d&ouml;neminden bu yana g&ouml;r&uuml;len en d&uuml;ş&uuml;k oran olduğunu kaydetti. D&uuml;nyanın en b&uuml;y&uuml;k 20 ekonomisinden Almanya, İngiltere, İtalya, Brezilya ve Meksika nın resesyon riskiyle karşı karşıya olduğunu belirten &Ouml;zilhan, k&uuml;resel ticaretin adeta durakladığını, bu durumun T&uuml;rkiye nin b&uuml;y&uuml;me hızını yavaşlatacağını s&ouml;yledi. &Ouml;zilhan, b&uuml;y&uuml;menin geri d&ouml;nmesiyle beraber dış a&ccedil;ık sorununun hortlamaması i&ccedil;in &uuml;retim yapısında radikal değişiklikler gerektiğine işaret ederek, bunun i&ccedil;in &ouml;ncelikle yatırım ortamının iyileşmesi gerektiğini bildirdi. Gelir dağılımının daha adaletli olması i&ccedil;in &ccedil;aba harcanmalı &Ouml;zilhan, iyi bir planlama, etkin bir teşvik sistemi, istikrarlı bir makroekonomik ortam, hukuk ve yargı sisteminde devam edecek iyileştirmelerle rekabet g&uuml;c&uuml; y&uuml;ksek sekt&ouml;rlere yerli ve yabancı yatırımcıları daha &ccedil;ok &ccedil;ekmenin m&uuml;mk&uuml;n olacağını dile getirerek, gelir dağılımındaki dengesizliğe işaret etti. Para ve maliye politikaları ile konjonkt&uuml;rden kaynaklı sorunlarda bir par&ccedil;a hafifleme g&ouml;r&uuml;l&uuml;rken, yoksullukla m&uuml;cadele ve gelir dağılımının daha adaletli hale getirilmesi konusunda &ccedil;aba harcamak gerektiğini anlatan &Ouml;zilhan, D&uuml;nyada da 2008 krizinden sonra yoksullaşmada artış ve toplumsal kesimler arasında muazzam servet farklılıkları ortaya &ccedil;ıktı.Durum bir&ccedil;ok &uuml;lkede 1930 lu yılları hatırlatıyor. &Ouml;rneğin, sokak hareketleriyle sarsılan Şili gelir adaletsizliğinin en şiddetli olduğu &uuml;lkelerden birisi. diye konuştu. &Ouml;zilhan, gelir adaletsizliğine yol a&ccedil;an en &ouml;nemli sebeplerden birisinin eğitimde fırsat eşitsizliği olduğunu dile getirerek, &ouml;zellikle orta&ouml;ğretimde cinsiyet ve b&ouml;lgeler ayrımında net okullaşma oranındaki farklarının giderilmesi gerektiğini vurguladı. Toplumsal adalet a&ccedil;ısından &ouml;nemli bir başka başlığın da cinsiyet eşitliği olduğuna işaret eden &Ouml;zilhan, kadının g&uuml;&ccedil;lendirilmesine y&ouml;nelik bazı politika ve uygulamaların başlatıldığını ancak sonu&ccedil;ların, kadınlar aleyhine olan adaletsizliğin d&uuml;zelmediğini ortaya koyduğunu s&ouml;yledi. Kaynakları nereye y&ouml;nlendireceğimizi istişare ile belirleyelim &Ouml;zilhan, T&uuml;rkiye ekonomisinin y&uuml;zde 30 undan fazlasını oluşturan ve toplam n&uuml;fusun neredeyse y&uuml;zde 20 sini barındıran İstanbul u etkileyecek bir depremin yol a&ccedil;acağı insani ve ekonomik trajedinin tahayy&uuml;llerin de &ouml;tesinde olacağını ifade etti. Eyl&uuml;l ayında yaşanan depremlerin bu alanda gereken hazırlığın &ccedil;ok gerisinde kalındığını g&ouml;sterdiğini belirten &Ouml;zilhan, Saydığım alanların hepsinde alınacak &ouml;nlemlerin yaratacağı kazanım, toplum olarak katlanmamız gereken maliyetlerin &ccedil;ok &uuml;zerinde olacaktır. ifadesini kullandı. &Ouml;zilhan, kaynakların en verimli şekilde kullanılması gerektiğine dikkati &ccedil;ekerek, Kaynakları nereye y&ouml;nlendireceğimizi istişare ile belirleyelim. Bir iş yapılacağı zaman işi ehline bırakalım. Harcamalar şeffaf olsun ki, paranın doğru kullanıldığı ve kayırmacılık yapılmadığı konusunda kimsenin ş&uuml;phesi olmasın. Aksi halde ulaşmak istediğimiz hedeflere ulaşamayız. değerlendirmesinde bulundu. G&uuml;mr&uuml;k Birliği anlaşması g&uuml;ncellenmeli &Ouml;zilhan, kısa vadeli akut sorunları ve uzun vadeli yapısal sorunları &ccedil;&ouml;zerken i&ccedil;inde hareket edecekleri &ccedil;er&ccedil;evenin &uuml;&ccedil; &ccedil;ıpası bulunduğunu s&ouml;yledi. Bu &ccedil;ıpalardan ilkinin kural temelli uluslararası sistemle ittifak olduğunu belirten &Ouml;zilhan, Bundan sonrası i&ccedil;in beklentimiz, T&uuml;rkiye nin uluslararası ilişkilerinin konjonkt&uuml;re g&ouml;re şekillenen, bireysel d&uuml;zlemde değil, uzun vadeli, kurumsal d&uuml;zlemde olduğunun g&ouml;r&uuml;lmesidir. dedi. Gelecek d&ouml;nemde AB ile ilişkilerde mesafe alınmasını beklediklerini dile getiren &Ouml;zilhan, G&uuml;mr&uuml;k Birliğinin, 21. y&uuml;zyılın k&uuml;resel ekonomi ortamında zaman aşımına uğradığını ve anlaşmanın g&uuml;ncellenmesini gerektiğinin altını &ccedil;izdi. Serbest piyasanın kurumsal yapısı g&uuml;&ccedil;lendirilmeli &Ouml;zilhan, ikinci &ccedil;ıpanın, demokrasi ve hukukun &uuml;st&uuml;nl&uuml;ğ&uuml; olduğunu belirterek, şunları kaydetti: Bir&ccedil;ok &uuml;lke toplumsal hareketlerle sarsılırken, ge&ccedil;en seneden beri yaşadığımız ekonomik daralmayı demokrasi i&ccedil;inde atlatma yolunda ilerliyoruz. Bu, &uuml;lkemiz a&ccedil;ısından başlı başına &ouml;nemli bir başarı. Parlamenter sistemden Cumhurbaşkanlığı H&uuml;k&uuml;met Sistemi ne ge&ccedil;ildikten sonra yeni sistemin kurumsal yapısının hen&uuml;z oturtulamamış olması yapısal sorunların &ccedil;&ouml;z&uuml;m&uuml;nde bizi yavaşlatıyor. &Ouml;zilhan, &uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; &ccedil;ıpanın ise serbest piyasa d&uuml;zeninin kurum ve kurallarıyla etkin şekilde işlemesi olduğunu s&ouml;yledi. Ekonomide oluşmaya başlayan olumlu havanın g&uuml;&ccedil;lenerek devam etmesi i&ccedil;in, serbest piyasa d&uuml;zeninin kurumsal yapısının g&uuml;&ccedil;lendirilmesi gerektiğine işaret eden &Ouml;zilhan, d&uuml;zenleyici kurumların bağımsızlığının garanti altına alınması, kurumlar arasında g&ouml;rev ve sorumlulukların dengeli dağıtılması gerektiğini s&ouml;yledi. &Ouml;zilhan, asla vazge&ccedil;emeyecekleri ilkenin laiklik olduğunu vurgulayarak, Laiklik, bu &uuml;lkenin &ccedil;imentosudur. Uzunca bir s&uuml;reden sonra kısa vadeli sorunların ağırlığının hafiflediği bu d&ouml;nemde, el birliğiyle bizi hedefimize ulaştıracak olan rotaya kilitlenmemiz gerekiyor. diye konuştu.

TÜSİAD/Özilhan: Ekonomi yendien büyüme sürecine giriyor

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Tuncay Özilhan, "Aöıklanan verilerin de gösterdiği gibi ekonomi yendien büyüme sürecine giriyor" dedi

Öne Çıkanlar