Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Tuskon: Ekonomiyi daha fazla soğutursak dondururuz

Tuskon: Ekonomiyi daha fazla soğutursak dondururuz

TUSKON Başkanı Meral, "Türkiye'deki ekonomiyi soğutma çabaları sonuç verdi ve başarılı oldu, ama şu anda daha fazla soğutmamamız lazım, daha fazla soğutursak dondururuz, donan ekonomilerin çözülmesi çok zor olur" açıklamasında bulundu

Giriş: 12 Ağustos 2012, Pazar 13:01
Güncelleme: 14 Ağustos 2012, Salı 12:27

Türkiye İş Adamları ve Sanayiciler Konfederasyonu (TUSKON) Başkanı Rızanur Meral, Türkiye'deki ekonomiyi soğutma çabalarının sonuç verdiğini ve başarılı olduğunu belirterek, ''Ama şu anda daha fazla soğutmamamız lazım. Daha fazla soğutursak dondururuz. Donan ekonomilerin çözülmesi çok zor olur'' dedi.

Bütün dünya yavaşlarken, artık ekonomiyi soğutmak için ek ilave tedbirlerin uygulanmaması gerektiğini dile getiren Meral, ''Bu noktada tam tersine sıktığımız kemerleri gevşetmemiz lazım, iş dünyasını likidite konusunda biraz daha rahatlatmak lazım. Aksi takdirde ekonomide bir kasılma olduğu zaman, bunun çözülmesi çok daha ağır oluyor. O yüzden ekonomi yönetiminin biraz daha toleranslı olması gerektiğini düşünüyoruz'' ifadelerini kullandı.

Meral, uygulamaya konulan Çek Kanunu'nun ilk çeyrekteki yüzde 3,2 olarak gerçekleşen büyüme rakamının 4'e ulaşmamasındaki en önemli etkenlerden birisi olduğunu söyledi.

Ticaret ve perakende sektöründeki büyümenin yüzde 0,9 olduğunu ve yüzde 1 bile olmadığını anımsatan Meral, sözlerine şöyle devam etti:

''Arkasındaki en önemli sebeplerden bir tanesi de piyasadaki Çek Kanunu'ndaki hapis cezasının kalkması olduğunu görüyoruz. Özellikle piyasanın, ekonominin kanı hükmündeki nakiti ve çeklerden çeki siz damarlardan çekip aldığınız zaman ciddi bir kansızlık ve halsizlik oluşur. Ekonomide meydana gelen kısmi yavaşlamanın arkasında bu uygulamanın önemli rol oynadığını düşünüyoruz. Türkiye'deki ekonomiyi soğutma çabaları sonuç verdi, başarılı da oldu. Ama şu anda daha fazla soğutmamamız lazım. Daha fazla soğutursak dondururuz. Donan ekonomilerin çözülmesi çok zor olur.''

-Çevresel Etki Değerlendirmesi için öneri

Türkiye'nin nüfusunun her geçen gün arttığını anımsatan Meral, her yıl yaklaşık 500 binin üzerinde gencin iş aradığına işaret etti.

Burada yatırımcıların çok hızlı hareket edebilmeleri ve projelerini hızla hayata geçirebilmeleri gerektiğinin altını çizen Meral, ''Ama Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gibi bir karabasan var. Bu bir kabus gibi insanların üzerinde'' ifadelerini kullandı.

Sanayicilerin yatırıma gireceği zaman ''Yatırımı nasıl yaparım, bunun inşaatını nasıl yaparım, makine ekipmanını nasıl seçerim, malı nasıl satarım'' diye korkmadığını kaydeden Meral, en büyük korkularının ÇED'i nasıl alacağı olduğunu söyledi.

Bir fabrikanın ÇED raporuna başvurmadan önce alacağı ekipmanının hepsini belirlenmiş olması gerektiğini vurgulayan Meral, sözlerine şöyle devam etti:

''Ama yatırım öyle yapılmıyor. Yatırımda bir yandan inşaat başlıyor, bir yandan genel detay projeler çiziliyor. Bir yandan ana ve teslim süresi uzun olan ekipmanlar sipariş ediliyor. Sonra teslim süresi daha kısa olan makinaların pazarlıkları ve alımları yapılıyor. Yatırımın başında bunları almak çok mantıklı olmuyor. O yüzden ÇED öncesinde tüm bunları yapıp rapora başvurmak neredeyse imkansız. Tüm makine ekipman listesi isteniyor. Ama bu sanayicinin hazırlamakta zorlandığı bir şey. Bir de bir çok kurumdan çapraz 'olur' alınması lazım. Bazen bunların yazışmaları lazım. Bazen o kurum içindeki değişik dairelerin müdürlükleri ile bölgelerin yazışmaları gerekiyor. Aynı binadaki birimlerin bile yazışmaları bazen 1 haftayı bulabiliyor. Bunları uç uca koyduğumuz zaman ÇED'in o yatırımı geciktirme süresi en az 4 ay, yaklaşık da 1 yıl sürüyor. Böyle bir süre zarfında 1 yıllık uzama yüzde 50, bazen yüzde 100 yatırım süresini uzatıyor. Türkiye'de üretime daha geç geçilmesi, istihdamın daha geç olması anlamına geliyor. Bizim önerimiz ÇED gibi lisans ya da kurumsal izinlerin alınmasında zaman kazanmak için, tüm bakanlık ve kurum temsilcilerinin bir arada olduğu ve hem yükümlülüğü hem de yetkisi olan kurullar, komisyonlar oluşturulmalı. Sanayiciler bu toplantılara girdikleri zaman kurullarla karşılıklı görüşerek sorunlarının çözülmesi lazım. Yoksa oradan oraya yazışmak Türkiye'ye büyük zaman kaybettiriyor.''

-''1 yılda yurt dışına 520 heyet yolluyoruz''

TUSKON olarak çok küçük ülkeler dışında dünyada gidilmedik ülke kalmadığını aktaran Meral, kendilerine bağlı 172 dernek olduğunu ve bu derneklere, üyelerine en güzel hizmeti, onları dünyaya açarak verebileceklerini söylediklerini dile getirdi.

Bu 172 derneğe yılda 3 kez yurt dışına çıkmalarını söylediklerini aktaran Meral, ''Yani 1 yılda yurt dışına 520 heyet yolluyoruz. Geçen sene 448 heyet yollamıştık yurt dışına. Bu yıl da 400 heyet yollayacağız. Geçen sene 550 civarında bir heyet ağırlanmıştık yurt dışından'' şeklinde konuştu.

Türkiye'nin 2023 ihracat hedeflerine ulaşması için daha fazla ihracatçı yetiştirilmesi gerektiğini, dünyadaki etkinliğin ve tanınırlığın artması gerektiğini kaydeden Meral, TUSKON olarak genel stratejilerinin karmaşık olduğunu, iş planlarımız çok sade olduğunu belirterek, ''O yüzden Türk insanını, Türk iş dünyasını elinden tutup yeni pazarlara taşıyoruz. Türk insanı çok müteşebbis, çok cesur. Bu özellikleriyle de sürekli yardıma ihtiyaçları olmuyor. Yani biz onları bir kaç kez götürüp pazarları tanıttıktan sonra kendileri bulabiliyorlar'' dedi.

TUSKON önderliğinde yılda bin civarında gelen ve giden heyet olduğu bilgisini veren Meral, dünyada Birleşmiş Milletler'e üye 192 ülke olduğunu, toplamda irili ufaklı 250 ülke olduğu düşünüldüğünü ve bunlardan 200'ünün ticaret yapılabilir anlamında olduğunu kaydetti.

Bunlardan güçlü ve harcanılan emeğe dönüş yapabilecek olanların sayısının 150'yi geçmediğini bildiren Meral, ''Bizde bunların 135'i sadece bir senede ağırlıyoruz. Biz de 104 ülkeye gittik şimdiye kadar'' dedi.

-''Artık iş adamı değil, iş insanı ifadesini kullanmaya başladık''

Bir ülkede iş yapılacağını öğrenmek kadar, iş yapılamayacağını da öğrenmenin kazanç olduğunu belirten Meral, her bir pazarın firmaların ve şahısların öğrenme eğrilerine ciddi katkıda bulunduğunu vurguladı.

Şimdiye kadar 15 Ticaret Köprüsü Programı yaptıklarını ve bu kapsamda yurt dışından 4 bin iş adamını ağırladıklarını kaydeden Meral, Ticaret Köprüsü Programı dışında sadece 1 yılda 11 bin iş insanını bu heyetlerle ağırladıklarını, 2011'in ikinci yarısı ile 2012'nin ilk yarısına kadar olan dönemde 554 heyet geldiğini dile getirdi.

Artık iş adamı değil, iş insanı ifadesini kullanmaya başladıklarını anlatan Meral, ''Çünkü bayanlara haksızlık ettiğimizi gördük. Gelen heyetlerde çok sayıda kadın iş insanı var. Yine Türkiye'de de her geçen gün kadın girişimcilerin sayısı hızla artıyor. Bizim yönetim kurulumuzda bu yıl 8 kadın yönetici var. Bu boyutuyla Türkiye'nin en fazla kadın yönetim kurulu üyesine sahip olan STK'sıyız. Ama hala da istediğimiz seviyeye ulaştığımız söylenemez'' ifadelerini kullandı.

-''Afrika'ya sadece ticaretin değil, yapılan yatırımların da artmasını istiyoruz''

53 ülkenin olduğu Afrika kıtasında eskiden Türkiye'nin 12 büyükelçiliğinin olduğunu dile getiren Meral, iş adamlarının Türkiye gelmek için ne yapmaları gerektiğini bilmediklerini dile getirdi.

Şu anda bu sayının 29 olduğunu aktaran Meral, Afrika'nın 30 milyon kilometre karelik alanı, 1 milyara yakın nüfusu ve 1 trilyon dolar civarındaki milli hasılasıyla büyük bir kıta olduğunu söyledi.

Ama hala bir çok Afrikalının özellikle Beninli iş adamlarının Türkiye'ye gelemediğini, çünkü Benin'de Türk büyükelçiliğinin olmadığını dile getiren Meral, ''O yüzden Afrika'daki büyükelçilik sayımızı 40'a çıkarmamız lazım'' dedi.

Afrika'ya sadece ticaretin değil, yapılan yatırımların da artmasını istediklerini aktaran Meral, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Çünkü orada yatırım noktasında büyük bir potansiyel var. Afrika üretim noktasında bakir bir pazar. Orada erken üretime geçenler kazançlı çıkacaklar. Artık rekabet gücü açısından dünyada pazara daha yakın olma, hammaddeye yakın olma çok önem kazandı. Orada üretim başladığı zaman dışardan gelen malların o yerel firmalarla rekabet etmeleri daha zor olacak. O yüzden biz Türk firmalarını, aynı zamanda dünyadaki farklılığını göstermek babında Afrika'ya teknolojiyi de istihdamı da götürdüğümüzü göstermek adına insanlarımızı orada yatırım yapmaya yönlendiriyoruz. Böylece Türkiye'nin marka imajı orada çok daha güçlü bir şekilde yerleşecek diye düşünüyorum. Angola, Papua Yeni Gine, Burkina Faso vs. eskiden bilinmeyen ülkelerdi. Bugün Türk iş adamları sadece Afrika'daki ülkeleri değil, tüm dünyadaki ülkeleri Türkiye'nin illeri gibi sayabilir. Bugün Surinam'ın nerede olduğunu pek fazla iş adamı bilmez ama TUSKON üyeleri bilir. Türk iş adamları Haiti ile Hawai'nin farkını söyleyecek bilgi birikimine ulaştılar.''

-''Afrika'da uygulanan standart yok''

Afrika'da uygulanan standart olmadığını, ama ABD ve Avrupa'da çok ağır standartların uygulandığını vurgulayan Meral, ihracatı, ticareti yeni öğrenen iş adamlarını Afrika'dan başlattıklarını, buralarda Türk iş adamlarının tecrübe edindiklerini, daha sonra burada elde ettikleri tecrübelerle Avrupa, Japonya ve Çin gibi ülkelere ihracatı yapabilecek duruma geldiklerini söyledi.

Afrika'yı eğitim ve öğrenimde başlangıç pazarları olarak gördüklerini aktaran Tuskon Başkanı, Konfederasyon olarak başka pazarlarla da ilgilendiklerini kaydetti.

Brezilya'ya, Ekvator'a, Meksika'ya heyet yolladıklarını ve bu ülkelerin devlet başkanlarını da Türkiye'de ağırladıklarını kaydeden Meral, ''Şu anda TUSKON Paraguay'a, Uruguay'a, Venezüela'ya, Haiti'ye, Dominik Cumhuriyeti'ne, Costa Rika'ya, Arjantin'e, Şili'ye ve Peru'ya Türkiye'den heyet gönderen tek STK şu anda'' dedi.

Güney Amerika trenini kaçırmadıklarını vurgulayan Meral, sözlerini şöyle tamamladı:

''Gözlemliyoruz, tanıyoruz. Güney Amerika Türkiye için yeni bir açılım noktası. Güneydoğu Asya, Çin'e Rusya'ya da gidiyoruz. Ama yeterli mi? Hayır. Daha fazla çalışmamız lazım. Afrika'ya olan odağımız biraz gevşedi. Ama TUSKON olarak, üyelerimizin ilişkilerine devam ediyor. Çünkü biz gösterdik, öğrettik. Afrika'ya takılıp Afrika'da kalmadık. Devletin öncelik verdiği coğrafyalar var. Bunlar ticari olarak da fırsatların en yoğun olduğu yer. Akıl zaten burayı gösteriyor. Bunlar Çin, Rusya ve Amerika kıtası. Ama bu pazarlara ayrı stratejilerle girilecek. Önceliğimizin hükümetin önceliğine paralel alıyoruz. TUSKON yapılmayanı yapmaya çalışıyor, girilmeyen yerlere girmeye çalışıyor.''