Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Yatırımcılar 2017'de Türkiye'ye ilişkin nelere dikkat etmeli?

Yatırımcılar 2017'de Türkiye'ye ilişkin nelere dikkat etmeli?

Yatırımcılar 2017 yılında Türkiye'ye ilişkin nelere dikkat etmeli?

Giriş: 23 Aralık 2016, Cuma 11:10
Güncelleme: 23 Aralık 2016, Cuma 11:12

Yatırımcılar, analistler ve şirket yöneticileri 2015 yılının sonunda, çalkantılı geçen iki yılın ardından en kötü zamanların geride kaldığını dile getirmişlerdi; fakat yanıldılar.

Başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi, terör saldırıları ve bir kredi derecelendirme kuruluşunun yatırım yapılabilir seviyesindeki kredi notunun kaybedilmesi ile Türk Lirası'ndaki rekor değer kaybının etkisiyle Türkiye piyasaları, 2016 yılında beklenmedik ölçüde çalkantılı bir dönem geçirdi. ABD ve İngiltere'deki oylamalardan beklenmedik sonuçlar çıkmasıyla birlikte dış şoklarda piyasaları olumsuz etkiledi. Şimdi ise para yöneticileri ve analistler, 2017 yılına ilişkin tahminlerini yaparken aynı hataya düşmekten kaçınmak içni tedbirli davranıyorlar.

Londra'da Blackfriars Asset Management Ltd. para yöneticisi Anastasia Levashova, “Çok fazla belirsizlikle birlikte volatil geçen dördüncü yıl olacak gibi görünüyor” dedi. Levashova, “İlk altı ayda başkanlık referandumu, Suriye konusu ve ABD politikaları önemli olacak. Eğer bu konularda olumlu bir gelişme olursa, piyasanın daha fazla netlik kazanması ve 2017 ortasına kadar daha az volatil olmasına ilişkin şansımız bulunuyor” şeklinde devam etti.

Türkiye'ye ilişkin yatırımcılar için 2017'de önemli olabilecek konular:

Başkanlık

Cenevre'de RAM Capital para yöneticisi Ogeday Topcular, Türkiye'de siyasi çerçeveyi parlamenter bir sistemden başkanlık sistemine çevirmeye ilişkin olası bir anayasal referandumun, 2017 yılının ilk altı ayında piyasalar için kilit unsur olacağını düşünüyor.

Kanun yapıcıların, gelecek yılın başlarında iktidar partisinin başkanlık sistemine ilişkin önerisini halka götürmesi bekleniyor.

2017'de Türkiye ekonomisi

Üçüncü çeyrekte kaydedilen yüzde 1.8'lik ekonomik daralma 2009 yılındaki küresel finans krizinden bu yana bir ilk oldu.

İstanbul'da, 2017 yılında Türkiye için yavaş büyümenin “kabul edilemez” olduğunu belirten Finans Invest baş ekonomisti Burak Kanlı, Türkiye'nin demografik yapısının yavaş büyümeyi kaldıramayacağını dile getirerek, “Şirket karlarına, borç seviyelerine istihdama olan etkisi kaçınılmaz. Yavaşlamanın ne kadar ciddi olduğu bu etkileri izlemek için önemli” dedi.

Suriye meselesi

Türkiye, üç çephede mücadele vermekte: Suriye, PKK ve FETÖ. Bu mücadelelerden herhangi birinin çözüme kavuşması, hatta hafiflemesi yatırımcıları önemli bir konunun, en azından kısmen çözüme yaklaştığına yönelik olarak ikna edecektir.

Levashova, Suriye'ye ilişkin uzun zamandır beklenen görüşmelerin başlamasıyla birlikte, Türkiye'nin risk priminin düşebileceğini belirtti.

Fitch Ratings'in ülke notu

Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings Ltd.'nin, Türkiye'nin BBB- seviyesinde bulunan ülke notunu 2017 değerlendirmesinde aşağı çekmesi durumunda finansal piyasalar bu durumdan olumsuz etkilenecektir.

Ünlü Menkul Değerler A.Ş.'ye göre ülke notunun yatırım yapılabilir seviyenin altına indirilmesi, banka sermaye yeterlilik oranlarında 110 - 120 baz puanlık azalmaya neden olarak borç verme güçlerini olumsuz etkiler.

Trump yönetiminin “korumacı” söylemleri

Donald Trump'ın başkanlık seçimlerindeki beklenmedik galibiyeti, ABD'nin daha korumacı ticaret politikaları benimseyerek gelişen ülke ekonomilerini olumsuz etkileyeceğine ilikşin endişelerin etkisiyle, yatırımcıların gelişen piyasalardan çıkışını teşvik etti.

İstanbul'da HSBC Bank AŞ.'den ekonomist Fatih Keresteci, “Küresel piyasalar, 20 Ocak'ta göreve başladığında, Trump'ın korumacı ticaret ve destekleyici mali önemler noktasındaki söylemlerinin hayata geçip geçmeyeceğini test edecek” dedi.

Korumacı poltiikalara ilişkin söylemlerin sürdürülmesi, Türkiye de dahil olmak üzere gelişen piyasalardan daha fazla yatırımcı çıkışına neden olabilir. Özellikle cari açığını finanse etmek için yabancı sermayeye ihtiyaç duyan Türkiye için söz konusu durum endişe uyandırıyor.

Türkiye – AB ilişkilerindeki gelişmeler

Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği (AB) ile ilişkileri, 15 Temmuz'da başarısızlıkla sona eren darbe girişiminin ardından 100,000'in üzerinde kamu çalışanı, hakim, akademisyen ve gazetecinin tutuklanması veya göz altına alınması ya da işine son verilmesi sonrasında bozuldu. Avrupa Parlamento'sunun Kasım ayında Türkiye ile AB üyelik görüşmelerinin dondurulması çağrısında bulunmasına karşılık olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, mültecilerin Avrupa'ya girişine izin verilebileceğini söylemişti.

O zamandan bu yana gümrük anlaşmasının revize edilmesine ilişkin tartışmaların iki taraf arasındaki ticaretin geliştirilmesinin önemini gösterdiğini belirten Rabobank stratejistleri Elwin de Groot ve Stefan Koopman'a göre son siyasi gelişmeler ve devam eden ilişkilere bakıldığında, söz konusu hamle iki taraf arasında “barış” görünümü veriyor.

Bloomberg News