Donald Trump'un başkanlığının kesinleşmesinin ardından dikktaler yeni dönemde uygulanacak ekonomi politikalara çevrildi. Bankalar yeni Trump döneminde ekonomiyi ne beklediğini mercek kaltına aldı.
ING'den Avrupa ve İngiltere için ekonomik kabus uyarısı gelirken, Goldman Sachs, Küresel ekonomik büyümenin baskı altında kalacağını öngördü. HSBC ise gümrük vergilerindeki artış ve İklim değişimine yönelik düzenlemelerin iptaline odaklandı.
ING analistleri yayınladıkları raporda, Donald Trump'ın yeniden seçilmesinin, İngiltere ve Avrupa için 'ekonomik kabus' niteliğinde bir ticaret savaşına neden olabileceği uyarısında bulundu.
Trump, ABD başkanlığındaki ikinci döneminde ithalat tarifelerini artırma sözü verdi, uzmanlar bu hareketin Euro Bölgesi'ni durgunluğa sürükleyebileceğini söyledi.
Trump, seçim kampanyası sırasında tarifeyi 'dünyanın en güzel kelimesi' olarak adlandırdı ve tüm ülkelerden yapılan ithalata yüzde 10, Çin'den gelen mallara ise yüzde 60 vergi koyacağını söyledi.
ING bankası analistleri Trump'ın yeniden seçilmesinin 'Avrupa'nın en kötü ekonomik kabusunun gerçek olması' anlamına geldiğini söyledi ve yatırımcıları uyardı. Raporda, "Yaklaşan yeni bir ticaret savaşı, Euro Bölgesi ekonomisini durgun büyümeden tam bir durgunluğa itebilir" ifadeleri kullanıldı.
Goldman Sachs'tan büyüme uyarısı
Goldman Sachs analistleri, 'yenilenen ticaret gerginliklerinin büyüme üzerinde önemli bir baskı oluşturması muhtemel' uyarısında bulunurken, Nomura'dan Andrzej Szczepaniak, 'Trump'ın kazanması, Avrupa'daki büyümeyi olumsuz etkileyecek tarifeler anlamına geliyor' dedi.
Zaten zor durumda olan Alman ekonomisinin, Avrupa otomobillerine uygulanan vergilerden özellikle sert bir şekilde etkilenmesi bekleniyor.
Kiel Dünya Ekonomisi Enstitüsü, Trump'ın zaferinin İngiltere için İkinci Dünya Savaşı'nın bitiminden bu yana 'en zor ekonomik an' olduğunu söyledi.
İngiltere Ulusal Ekonomi ve Sosyal Araştırma Enstitüsü, üretimin önümüzdeki yıl için büyüme beklentisini yüzde 0,4 olarak açıkladı. Bu yıl için ise şirketin büyüme beklentisi yüzde 1,2 seviyesindeydi. Kurumun raporunda "İngiltere küçük ve açık bir ekonomi olduğu için, İngiltere artan ticaret tarifelerinden en çok etkilenen ülkelerden biri" ifadeleri yer aldı.
Trump yönetiminin dünya ekonomisini zorlayacağını düşünen kurumlardan bir diğer de HSBC oldu
HSBC'nin Trump'ın seçilmesinin ardından Küresel ekonomi üzerindeki olası etkileri değerlendirdiği raporunda Trump ile birlikte ekonomi politikalarında olması muhtemel değişiklikler ve bunların olası sonuçları şöyle sıralandı;
Gündemdeki politika değişikliği
ABD büyümesi, enflasyonu ve para politikasının görünümünü etkileyebilecek politika alanları arasında vergiler, tarifeler, göç ve düzenlemeler yer alıyor. Buna dair detaylar şöyle sıralanabilir;
Önerilen politikalar, özellikle Çin ve Meksika'da küresel büyüme için aşağı yönlü bir risk oluşturuyor ve Fed beklentilerindeki değişikliklerden kaynaklanan etkiler de buna eklenebilir.
ABD'nin ticari ortaklarıyla ticaret gerginlikleri, Trump yönetiminin kampanya taahhütlerini ne ölçüde yerine getireceğine bağlı olarak önemli ölçüde artabilir.
Doların güçlenmesi, mali teşvik, daha yüksek ticaret tarifeleri ve kurumsal vergi kesintileri ve düzenlemeden arındırma üzerine sermaye girişleri beklentilerini yansıtıyor.
Cumhuriyetçi politikaları ABD hisse senetlerini daha da destekleyebilir; ticaret gerginliklerindeki artış, dünyanın geri kalanının performansının düşmesine neden olabilir.
Ticaret gerginlikleri ve daha yüksek tarifeler, özellikle mali genişlemenin faiz indirimleri için alanı daraltması durumunda, gelişmekte olan piyasa varlıkları için bir risk oluşturur.
ABD'nin iklim önceliklerinde bir değişiklik ve Paris Anlaşması'ndan olası çekilme bekleniyor
HSBC, Trump'un olası Maliye politikası konusunda şu değerlendirmelerde bulundu;
2017 TCJA vergi kesintilerinin TCJA, yani "Tax Cuts and Jobs Act", 2017 yılında ABD'de yürürlüğe giren bir vergi reformu yasası. 2018 ile 2025 yılları arasında geçerli olan bu yasa, bireyler ve işletmeler için vergi oranlarında, kesintilerde ve kredilerde önemli değişiklikler getirmişti. Örneğin, standart kesinti miktarları artırılmış ve bazı vergi kredileri genişletilmişti. Şimdi bu kesintilerin uzatılması ve potansiyel olarak kurumlar ve gelir vergilerinde daha fazla kesinti ile daha genişleyici maliye politikası bekleniyor.
Bu, ABD büyümesini ve enflasyonu artırabilir ve dünyanın bazı bölgelerini destekleyebilir. Ancak, ABD'ye yatırımı denizaşırı ülkelere değil de ABD'ye teşvik eden herhangi bir politika, başka yerlerdeki yatırımları etkileyebilir.
Ticaret, tarifeler ve maliyetler konusundaki öngörüler şöyle sıralandı;
Tam olarak uygulanırsa, Çin'e önerilen asgari yüzde 60 ithalat tarifesi ve dünyanın geri kalanına yüzde 10-20 evrensel ithalat tarifesi, özellikle ihracatları için ABD'ye en fazla maruz kalan ekonomiler için küresel ticaret üzerinde büyük etkilere sahip olacak.
Çin'deki, Meksika'daki, Vietnam'daki ve diğer Asya ekonomilerindeki büyüme doğrudan etkilenecek, Avrupa da ticaret sapmasından etkilenebilir ve bu da üçüncü ülkeler arasında daha fazla ticaret kısıtlaması ve dünya ticaret büyümesinin darbe almasına neden olabilir. Bu tür tarifeler ayrıca misilleme olması durumunda ABD'deki ve diğer yerlerdeki tüketiciler ve işletmeler için maliyetleri artıracak. Dış politika Çin ile ilişkiler artık tam olarak odak noktasında olacak, özellikle de daha önemli tarifeler yürürlüğe girdiğinde. Jeopolitik etkiler de yakından izlenecek. Ukrayna'ya fon sağlanması ve bunun Rusya ile savaş üzerindeki herhangi bir etkisinin, ABD'nin Orta Doğu'daki çatışmaya yaklaşımındaki herhangi bir değişiklik gibi konuların, açık küresel etkileri söz konusu olacak.
Para politikası ve küresel etki
Trump'ın yönetiminin para politikasını belirlemede söz sahibi olması gerektiğini açıkça belirtmesi bir yana, daha düşük göç ve daha yüksek tarifeler yoluyla arz tarafını etkileyen bir politika karışımı, özellikle 2026'da, oranlar önümüzdeki birkaç toplantıda hala düşürülse bile, daha şahin bir Fed anlamına gelebilir. Daha güçlü bir ABD doları ile birlikte, özellikle Asya ve Körfez İşbirliği Konseyi'ndeki birçok merkez bankası da muhtemelen politikayı daha sıkı tutacak.
HSBC, Bu gelişmeler ışığında kendi yatırım stratejileri konusunda şu değerlendirmelerde bulundu;
Doların güçlenmesi, mali teşvik, daha yüksek dış ticaret vergileri ve kurumsal vergi kesintileri ve düzenlemeden kaynaklanan sermaye girişleri beklentileri söz konusu.
Doların güçlenmesinin diğer yüzü, özellikle Asya ve Latin Amerika'da olmak üzere başka yerlerdeki para birimnlerinin zayıflığı. G10 ülkeleri içinde yeni gümrük vergileri kaynaklı endişelere en çok maruz kalan euro olacak.
Dolarda boğalar etkili olsa bile, bu rallinin önümüzdeki haftalarda ve aylarda durması veya tersine dönmesi nedeniyle yaşanabilecek gelişmelere karşı uyarıyor.
Doların ABD seçim sonuçlarına verdiği bu ilk boğa tepkisi, yukarıda belirtilen faktörlere dayanarak mantıklı görünüyor. Ancak, bu ilk dolar yükselişinin önümüzdeki haftalarda ve aylarda duraksaması veya tersine dönmesinin de olası olduğu unutulmamalı.
Sabit getirili yatırım araçları stratejisi
Bankaya göre, tahvil piyasaları seçimden çok önce Trump'ın zaferine hazırlanıyordu. Farklı vadelerdeki faiz oranları arasındaki daralma ABD faizlerinin Hazine Bonolarına kıyasla ortalamanın altında bir performans dönemi geçireceğini gösteriyor.
Başlangıçta hisse senetlerinde bir sıçrama bekleyen bankaya göre, potansiyel gümrük vergilerinin ve mali politikanın hisse senetleri üzerindeki etkisi beklenenden daha az olabilir.
Bankaya göre, temel zemin destekleyici olmaya devam ediyor: Şirket kârlarındaki büyüme, merkez bankasının gevşeme adımları, AI şirketleirnin kazançları ve potansiyel Çin teşviki gibi konular destekleyici zemini oluşturan unsurlar olarak sıralanabilir.
Daha güçlü aktivite gelişen piyasa varlıkları için beklentiler oluşturabilir
Olumsuz bir tepkinin ötesinde, gelişen piyasaların görünümü muhtemelen Trump'ın kampanya vaatlerini yerine getirip getirmemesine bağlı olacak. Bu vaatler vergi kesintileri ve tarife artışları yoluyla mali genişlemeyi içeriyor.
Bununla birlikte, ABD'deki daha güçlü aktivite, dünyanın diğer yerleriyle eşleşirse 2017'ye benzer şekilde gelişen piyasa varlıkları için daha iyi beklentiler anlamına gelebilir.
Altın jeopolitik risklerden destek alabilir
Altın, önerilen vergi ve harcama planlarına göre borç-GSYİH oranlarının artması muhtemel olduğundan Trump'ın mali politikaları tarafından desteklenebilir.
Raporda, "Tarife artışları ve enflasyon ve bunların dış ticaret üzerindeki etkileri altını destekleyebilir ve Fed'in bağımsızlığına yönelik herhangi bir meydan okuma da destekleyici olacaktır. Altın, dış politikadaki bir değişime eşlik edebilecek artan jeopolitik risklerden destek alabilir" ifadeleri yer aldı.