Yıldız: Nükleer ile 7.2 milyar dolar daha az doğalgaz ithal edeceğiz
Enerji Bakan Yıldız, "Nükleer santrallerin devreye girmesiyle yılda 7,2 milyar dolarlık doğalgaz ithalatının önünü kesmiş olacağız" dedi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Rusya ile yapılan nükleer santral anlaşmasında kWh başına fiyatın 12,35 dolar sent olduğunu, Japonya ile yapılan anlaşmada bunun yakıt dahil 11,80 dolar sent, yakıt hariç 10,80 dolar sent olarak belirlendiğini açıkladı.
Yıldız, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı Lokalinde basın mensuplarıyla bir araya geldi.
Gündemdeki konulara ilişkin açıklamalarda bulunan ve soruları yanıtlayan Yıldız, nükleer santrallerin 8 reaktörünün devreye girmesiyle Türkiye'nin 7,2 milyar dolarlık doğalgaz ithalatının kesilmiş olacağını bildirdi.
Nükleer santral teknolojisi konusunda, Güney Kore'nin 10 reaktörden sonra yerli üretime geçtiğini belirten Yıldız, Türkiye'nin de 8 reaktörden sonra yerli üretime geçeceğini ifade etti. Yıldız, "(Nükleer santrallerin) 9 ve 10. ünitelerimizin Türk mühendisliğince yapılacağına inanıyorum" diye konuştu.
Yıldız, Japonya ile nükleer santral kurulmasına ilişkin anlaşmada, Türkiye'de, Japonya ile Türkiye'den öğretim üyelerinin yer alacağı bir üniversitenin kurulmasına ilişkin maddeye yer verildiğini kaydetti.
-"İki alternatif üzerinde çalışıyoruz"-
Bakan Yıldız, bir soru üzerine, Japonya ile imzalanan anlaşmaya göre, yüzde 49'luk hissenin EÜAŞ, yüzde 51'in ise Japon şirkete ait olacağını belirtti. Bu konuda çalışma yaptıklarını dile getiren Yıldız, iki alternatif üzerinde durduklarını, bunlardan ilkinde EÜAŞ'ın hissesinin yüzde 49 olacağını, diğerinde ise yüzde 25'lere kadar çekilerek, kalan kısmın enerji sektörüne açılması veya halka arzının söz konusu olabileceğini söyledi. Yıldız, "Halka arz da bunların içerisinde. Hazine ile Sayın Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ile görüşüyoruz. Sayın Başbakan'a arz edeceğiz, hazırlığımızı yapacağız" dedi.
Bu konudaki bir soru üzerine de Yıldız, "Halka arz veya blok satışla alakalı bir yol haritamız bugün itibariyle yok. Her ikisi için çalışıyoruz. Kamuoyuyla paylaşacağız" ifadesini kullandı.
Japonya ile imzalanan anlaşma sonucu kurulacak 22 milyar dolarlık projenin kredi-özkaynak oranının yüzde 70-30 olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz Hazine'den genel bütçeden pay istemeden bunu yapabileceğimize inanıyoruz. Bu hisseler için kontak halinde olan şirketler yok. Ama nükleer güç santralleriyle alakalı özel sektörün talepte bulunacağına inanıyorum. Toplam 6,6 milyar dolarlık öz kaynağın yüzde 25'inin EÜAŞ'a ait olması halinde 1,7 milyar dolarlık kısmı inşaat süresi içerisinde 10 yıl içinde tedarik edecek. Bu da EÜAŞ'ın portföyü içerisindedir."
Yıldız, Rusya ile yapılan nükleer santral anlaşmasında kWh başına fiyatın 12,35 dolar sentken, Japonya ile yapılan anlaşmada bunun yakıt dahil 11,80 dolar sent, yakıt hariç 10,80 dolar sent olduğunu bildirdi. Yıldız, "Biz opsiyonel olarak yakıt hariç de fiyat aldık. Eğer yakıtı daha ucuz bulabilirsek o opsiyonu değerlendireceğiz" dedi.
Nükleer santrallerin 9 büyüklüğüne göre yapılacağını kaydeden Yıldız, Japonya ile imzalanan anlaşmanın içerisinde üçüncü nükleer santralin yerinin belirlenmesine ilişkin maddenin yer aldığını belirtti.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, önümüzdeki 10 yıl içinde nükleer güç santrali konusunda müthiş bir sıçrama yapılacağını belirterek, "Buradan sanayicilerimize de seslenmek istiyorum. Altyapılarını, imalat yapılarını ona göre kursunlar, insan kaynaklarını ona göre yetiştirsinler" dedi.
Yıldız, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Lokalinde düzenlediği basın toplantısında, nükleer santraller ve enerji politikalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye'nin 2012 yılında kurulu güçte yüzde 8,1, elektrik tüketiminde yüzde 5,2, ekonomide ise yüzde 2,2 büyüdüğünü ifade eden Yıldız, amaçlarının ülke ekonomisinin büyüme rakamlarının en az 2 katını enerji sektöründe elde edebilmek olduğunu söyledi.
Bakan Yıldız, Türkiye'nin arz güvenliği ile ilgili problemlerinin kalmadığını vurgulayarak, bunun kendilerini rehavete kaptırmadığını, yatırımlara ilişkin kararlarını etkilemediğini belirtti.
Nükleer güç santrali sektörünün 2035 yılına kadar yüzde 58'ler civarında büyümesinin öngörüldüğünü, şu anda dünyada 440'a yakın nükleer güç santralinin bulunduğunu, inşa halinde olanların sayısının ise 65 olduğunu anlatan Yıldız, Türkiye'nin de bu alanda kararlılığını, Fukuşima kazasına rağmen göstermeye devam ettiğini kaydetti.
Dünyada 2030 yılına kadar 164 tane daha nükleer santral yapılmasının planlandığına işaret eden Yıldız, 15 ülkede nükleer güç santrallerinin elektrik üretimindeki payının yüzde 20'nin üzerinde olduğunu, Türkiye'nin 2023 yılında elektrik üretimindeki nükleer payını yüzde 17 olarak hedeflediğini bildirdi.
Bakan Yıldız, nükleer güç santralleri yapan 30 ülkenin 7'sinin net enerji ihracatçısı olduğuna dikkati çekerek, "Biz bunları yaparken Türkiye'nin de enerji ihracatçısı bir ülke haline geleceğini söylüyoruz. Ortadoğu'da siyasi istikrarsızlıklardan kaynaklanan enerji yapısında ciddi bozulmalar var. Tedarik zincirlerinde önemli kopmalar var. Türkiye özellikle Ortadoğu'da ve bölgesinde bunları tamamlayabilecek bir enerji ihracatçısı olma yolunda ilerliyor" dedi.
Nükleer santrallerin bulunduğu 30 ülkeden 10'unun nüfusunun İstanbul'dan daha küçük olduğunu ifade eden Yıldız, turistik şehirlerden Paris'te 6, Londra'da 8, Madrid'te 4 nükleer santral bulunduğu bilgisini verdi.
Fukuşima kazası sonrası bir takım ülkelerin nükleer konusunda siyasi karar değişikliği yaptığını, kiminin yatırımlarında kesintiye gittiğini, kimi ülkelerin ise yatırım artırma kararı aldığını anlatan Yıldız, "Ama soru şu; nükleer güç santralleri zararlı ve riskli ise niçin ülkeler 2022 yılına kadar bu üretimlerine devam ediyorlar, niçin İsviçre gibi ülkeler 2031 yılına kadar bu üretimlerini devam ettiriyorlar? Türkiye nükleerdeki kararlığına devam etmektedir" diye konuştu.
-Rusya'da eğitim gören öğrenciler-
Rusya ile yapılan anlaşma kapsamında Mersin Akkuyu bölgesinde zemin etüdü ile ilgili çalışmaların hızla devam ettiğine vurgu yapan Yıldız, "Şu anda öğrencilerimiz Rusya'da eğitim görüyor. Dün itibariyle yeni göndereceğimiz 100 öğrenci için başvuru süreleri doldu. En son 5 bin 440 öğrenci müracaat etti. Bir öncekinde 3 bin 800 öğrenci müracaat etmişti. Bugün 20-25 yaş grubundaki öğrencilerimiz, önümüzdeki 35 yıl içerisinde Türkiye'nin nükleer ile alakalı altyapısını hazırlayacak" şeklinde konuştu.
Bakan Yıldız, Japonya ile yaptıkları anlaşmanın ardından Türkiye'de artık yerli nükleer güç santrallerinin yapılmasının gündeme geldiğini ifade ederek, tamamen Türk mühendisliği tarafından dizayn edilecek nükleer santraller için önümüzdeki 10 yılın insan kaynakları, mühendislikler, teknik elemanlar açısından çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini bildirdi.
-Barışçıl amaçlarla olacak-
Yıldız, geçen cuma günü Japonya ile imzalanan anlaşmada nükleerin barışçıl amaçlarla kullanımına dair hükmün de bulunduğunu söyledi.
Nükleer santral yapıldığında elektrikte blok üretim olacağını, 500 binden fazla parça üretileceği için yeni bir sanayileşmenin ortaya çıkacağını dile getiren Yıldız, şöyle konuştu:
“Biz bir katalog firma oluşturacağız. Burada kimler ne üretebiliyorlar, proje şirketiyle bir araya getireceğiz. Bu katalogda yer alan firmalar ne kadarını üretebiliyorsa o kadarını Türkiye'den yerli kaynaklarla üreteceğiz. Önümüzdeki 10 yıl içinde bu konuda müthiş bir sıçrama yapılacağını düşünüyorum. Buradan sanayicilerimize de seslenmek istiyorum. Altyapılarını ona göre kursunlar. İmalat yapılarını ona göre kursunlar, insan kaynaklarını ona göre yetiştirsinler.
Nükleer santrallerle birlikte doğalgaz ithalatıyla alakalı rakamları da düşürmüş olacağız. Sadece 8 reaktörün devreye girmesiyle birlikte bugünkü rakamlarla yıllık 7,2 milyar dolarlık doğalgaz ithalatının önünü kesmiş olacağız. İstihdamla alakalı sadece inşaat sürecinde 10 bine yakın işçimiz çalışacak, işletme sürecinde de 450 mühendisin bulunacağı ve 2 bin kişiyle işletilecek bir nükleer santralden bahsediyoruz. Yerli nükleer santrali 8 üniteden sonra yapabileceğimizi öngörüyorum. Güney Kore 10 reaktörden sonra yerli nükleer atılımına girdi. Biz 9 ve 10. reaktörlerimizi Türk mühendisliğinin operatörlüğünde yapacağımıza inanıyorum."
-Teknoloji üniversitesi kurulacak-
Bakan Yıldız, yapılan anlaşmayla Japonya ile Türkiye arasında bir teknoloji üniversitesi kurulacağını belirterek, bunun içinde nükleer bilimler eğitimi verileceğini, Japonya;dan hocaların da burada eğitim vereceğini bildirdi.
Nükleer santral konusunda neden Japonya;yı tercih ettiklerine de açıklık getiren Yıldız, “Japonya, bütün teknolojisini, depremsellikle alakalı bütün güvenlik sistemlerini yenileyebilen ve geliştirebilen bir ülke" diye konuştu.
Güvenlik konusuna büyük önem verdiklerine işaret eden Yıldız, “Biz olası büyük bir depreme karşı bile güvenlik sistemleri sıkıntıya düşen herhangi bir nükleer güç santrali yapmayacağız. Dünyada 600 civarında nükleer güç santrali var iken Türkiye;nin nükleer güç santrallerinin olmaması ilk 10 ülke hedefine yakışmazdı" dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Japonya ile yapılan anlaşma çerçevesinde kurulacak şirkete ilişkin "Her halükarda EÜAŞ'ın hissesinin, yüzde 25'ler, en fazla yüzde 30'lar civarında olmasını hedefliyoruz. Daha fazla bir hisseyle bulunmamasını istiyoruz" dedi.
Yıldız, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) Lokalinde gerçekleştirdiği basın toplantısında soruları yanıtladı.
Rusya ile imzalanan anlaşmayla Japonya ile imzalanan nükleer güç santrali kurulmasına ilişkin anlaşma arasındaki farkın sorulması üzerine Yıldız, EÜAŞ'ın Japonya ile yapılan anlaşmada yüzde 49'luk hissesinin bulunduğunu söyledi. Yıldız, "EÜAŞ yüzde 25'lere kadar kamu hissesini çekebilecektir. Bizim amacımız, EÜAŞ'ın hissesinin yüzde 25-30'lar civarında kalacağı bir ortam oluşturmaktır. Çok daha fazla büyük hissede kalmak istemiyoruz. Sebebi serbestleşen bir piyasa oluşturmak istiyoruz. Oluşacak kardan EÜAŞ o hissesi oranında alacaktır" diye konuştu.
Enerji sektörünün Türkiye'de prestij sektör haline geldiğini, diğer sektörlerden buraya kayma görüldüğünü ve bunun kendilerini sevindirdiğini anlatan Yıldız, "Her halükarda EÜAŞ'ın yüzde 25'ler, en fazla yüzde 30'lar civarında olmasını hedefliyoruz. Daha fazla bir hisseyle bulunmamasını istiyoruz. İki tane modelimiz var. A planı yüzde 49 model. B planında ise yüzde 25'lere indiği bir model, kalanı da özel sektörle paylaşacağız. Japonya'nın payı artmayacak. Onlar da Fransızlarla beraber kendi ortaklık yapılarını oluşturuyorlar" ifadelerini kullandı.
Fransız basınında, "nükleer güç santralleri konusunda Türkiye'nin kendilerine verdiği bu fırsatın çok iyi değerlendirilmesi gerektiğine ilişkin haberlerin yer aldığını" belirten Yıldız, enerji sektörünün, siyaseti rahatlattığı bir yapıya geçilmesi konusundaki temennisini dile getirdi. Yıldız, "Sayın Sarkozy zamanında gerçekleştiremediğimiz bu yapıyı, ben bu süreç içerisinde gerçekleştirmeyi ümit ediyorum. Bu Fransa'nın da ulaşmak istediği bir noktadır" değerlendirmesinde bulundu.
-"Muhatabımız Japonya ama işbirliklerini takip ediyoruz"-
Bakan Yıldız, "Zaman içerisinde Japonya tarafında bulunan yüzde 51'lik hissede Fransa'nın bir ağırlığı olabilir mi?" şeklindeki soruya "Japonya moderatördür orada, Fransa'nın bir ağırlığı olmayacak. Çünkü biz hükümetler arası anlaşmayı Japonya ile yapıyoruz. Temel muhatabımız Japonya'dır ama GDF ve AREVA ile yapacakları işbirliklerini sıcak olarak takip ediyoruz" yanıtını verdi.
Yıldız, başka bir soru üzerine, "Bizim bölümümüzden Fransa'ya pay vermeyi şu anda düşünmüyoruz" diye konuştu.
Fransızların yatırım ve işletme süreci içerisinde yer alacaklarını bildiren Yıldız, "Orada Mitsubishi Heavy Industries, GDF ve Itachi olacak. Bunlar dev firmalar. Areva'da olacak GDF ile beraber" dedi.
Anlaşma kapsamında müstakil bir proje şirketi kurulacağını ve hisselerinin yüzde 51'inin Japonya'ya ait olacağına işaret eden Yıldız, 17-18 milyar dolarlık kredinin Japonya tarafından karşılanacağını anımsattı.
Bakan Yıldız, başka bir soru üzerine, Japonya ile yapılan anlaşmaya göre yakıt hariç fiyat aldıklarını anımsatarak, şöyle devam etti:
"Eğer daha farklı ve daha ucuz bir yerden bulursak, bu projede onu kullanmayı düşünüyoruz. Amacımız bu tarifeyi zorlamaktır, olabildiğince aşağı doğru çekmektir. Rusya ile yaptığımız anlaşmaya göre bu anlaşmanın avantajları, dezavantajları vardır. İkisi ayrı konseptte projelerdir. Bir tanesi kamunun hiç olmadığı, bir tanesi kamunun hissedar olduğu... Her iki anlaşmanın da kendine has avantajları vardır."
-"En güvenilir yapılardan olacaktır bu iki nükleer güç santrali"-
Yıldız, "Akkuyu nükleer santralinde yavaşlama mı var? Türkiye'de herhangi bir tsunami olma ihtimali var mı? Deprem olursa santraller dayanıklı noktada mı?" sorularını yanıtlarken, şunları kaydetti:
"Bizim hiçbir önyargımız ve peşin bir hükmümüz yok. Tabii ki vatandaşımızın lehine, halkımızın lehine bu güvenlik sistemlerini oluşturmamız lazım. AK Parti hükümetleriyle hiçbir kararımızda vatandaşlarımızı riske etmedik. Nükleer güç santralinde de etmeyiz. Akdeniz ve Karadeniz okyanuslara göre kapalı denizler olduğu için herhangi bir dalga boyunun oradaki gibi metrelere ulaşması mümkün değil. Rusya ile yaptığımız anlaşmanın gerek ÇED süreci gerekse izinlerle alakalı kısmında çok temkinli gidiyoruz. Fukuşima'dan sonra Rusya'nın yaptığı bu araştırmaların bir yıllık süre daha artı bir süre ihtiva ettiğini ve bizim de bunu makul gördüğümüzü söylemem lazım. Güvenli olsun ama inceleme ve proje aşaması bir yıl daha fazla sürsün. Bu bizim tercihimiz."
Türkiye'nin genelde bir deprem ülkesi olduğunu anlatan Yıldız, yaptıkları bir araştırma sonucunda 1993 yılından bu yana Türkiye'de çalışan fay hatlarının iki katına çıktığını vurguladı.
Japonlar'ın sismik inceleme yapacaklarına dikkati çeken Yıldız, bütün bu araştırmalara açık olduklarını belirterek, parayı yatıracak ve riskleri üzerine alacak olanın proje şirketi olduğunun altını çizdi. Yıldız, "Şu ana kadar 7.6 büyüklüğünde bir deprem şiddeti oluşmuştur Türkiye'de. Ama yapılacak nükleer güç santralleri, Allah vermesin, 9 büyüklüğündeki bir depreme göre dizayn edilecek. Yani Türkiye'de hiç olmamış ve inşallah olması beklenmeyen bir deprem büyüklüğü burada dikkate alınacaktır. Allah'ın izniyle en güvenilir yapılardan olacaktır bu iki nükleer güç santrali" ifadelerini kullandı.
Mersin'deki santralin fay hattına 122 kilometre uzak olduğunu anımsatan Yıldız, Rus mühendislerin bu konuda kendilerini tehdit eden herhangi bir unsurun olmadığını ifade ettiklerini aktardı.
-Üçüncü santralin yeri 2 yılda belirlenecek-
Yıldız, bir basın mensubunun "Alım garantisi ne kadar? 20 yıl sonra santral üretmeye devam edecek mi?" soruları üzerine, şöyle konuştu:
"20 yıl boyunca tamamını alacağız ve eskalasyona tabi olmayan bir fiyatla aynı fiyattan alacağız. Bu santral 60 yıllıktır. İşletmeye girdikten sonra üçüncü nesil santrallerin ömrü, her ikisinin de ömrü 60 yıldır. '2071 yılında bu santralleri kapatmayı düşünüyoruz' dediğim konu o yüzdendir. 20 yıl sonra herhangi bir elektrik üreticisi gibi serbest piyasaya satacaktır. Fiyatlar 6 sentse 6 sentten, 9 sentse 9 sentten satacaktır. Tamamen serbest üretici haline gelecektir. Alım garantisi süresi içinde kademeli azalma var. Rusya'da yüzde 50'ye denk geliyor."
İki santral arasındaki fiyat farklılığına ilişkin soruyu yanıtlayan Yıldız, bu anlaşmalara bütün olarak bakılması ve sosyal faydanın da dikkate alınması gerektiğini söyledi.
Yıldız, Japonya ile yapılan anlaşmada Türkiye'de yapılacak üçüncü nükleer santralinin yerinin belirlenmesi konusuna da yer verildiğini hatırlatarak, şunları kaydetti:
"Tabi ki tüketim noktalarına yakın olmasını isteriz nükleer santralin. Şimdiden yeriyle alakalı bir önyargımız ve peşin hükmümüz yok. Ama Türkiye'nin bazı bölgelerinin gerek arz güvenliği gerekse büyüme rakamları açısından 3-4 katını oluşturduğu yerler var. Trakya Bölgesi, İstanbul Dilovası, Kocaeli, Bursa'yı dahil edersek, oranın büyüme hızı, Orta ve Doğu Anadolu bölgelerine göre 3-4 katını bulan yerler var. O yüzden herhangi bir bölge işaret etmeksizin, bunun çalışmalarını Japonya ile kuracağımız proje şirketinin yapacağını söyleyebilirim. Bu iki yıllık çalışmada, her türlü veriler dikkate alınacak. Bilimsel bir çalışma olacak. Biz Fukuşima'dan dolayı kaybettiğimiz bir yılı bu maddeyle kazanmak istiyoruz."
-"Anlaşma Fransa'daki eğilimleri etkileyecek"-
Başka bir gazetecinin "2015 yılında 1915 olaylarının 100. yılında Ermeniler'in yapacağı faaliyetlerde Fransa'nın da etkin olacağı belirtiliyor. Bu projede de Fransızlar olacak?" şeklindeki ifadeleri üzerine de Yıldız, şu yanıtı verdi:
"Biz bu hükümetler arası anlaşmayı Fransa ile yapmadık, Japonya ile yaptık. Ama ben şuna inanıyorum, Japonya şirketi içerisindeki Fransa hissesinin sözde Ermeni soykırımı ile alakalı daha doğru şeyler aktaracağına inanıyorum. Siyaset enerji üzerine sürekli yüktür bu manada. Ama ben enerjinin özellikle bu anlaşmayla beraber Fransa'daki bu eğilimleri etkileyebileceğine inanıyorum. Değiştirebilir mi değiştiremez mi bunu şimdiden söylemek zor olabilir ama kesinlikle etkileyeceğine inanıyorum. Fransa Türkiye'nin hassasiyetlerini bilmektedir ve bunu mutlaka dikkate alacaktır. Kendileri (Türkiye'de Fransa için yeni bir kapı açılmıştır) derken, bunları hesap ederek söylemişlerdir. Bu konun daha hassas şekilde değerlendirileceğine ve Türkiye'nin hassasiyetlerinin dikkate alınacağına inanıyorum."
Bakan Yıldız, nükleer güç santrali üretiminin Türkiye'de yapılmasının gerçekçi bir hedef olup olmadığı sorusu üzerine, "Nükleer güç santralinin 515 bin parçasını bundan 15 yıl sonra yapmamız belki söz konusu olmayabilir ama yüzde 80-90'lar en az Türkiye'nin bu önümüzdeki 10 yılı iyi değerlendirerek böyle bir sanayi altyapısını hazırlayacağına inanıyorum" değerlendirmesinde bulundu.
-"AK Parti'nin görüşleri değişmeyecek"-
Nükleer santral üretimi için katalog firmalar dedikleri bir yapıyı oluşturacaklarını bildiren Yıldız, "Türkiye yerli sanayiyle alakalı hedefini açıkça konuşmaktadır... Nükleer santrallerin türbin ve jeneratörlerle alakalı kısmı çok sofistike ve çok komplike bir kısım. Ama biz Japonlarla uçak motorları üzerinde, türbinleri üzerinde bir anlaşma yaparsak şaşmamak lazım" diye konuştu.
Bakan Yıldız, bir başka gazetecinin "AK Parti'deki üçüncü dönem kuralını Japonlar biliyor mu? Japonlar bu nedenle projenin sekteye uğrayacağı endişesi taşıyor mu?" soruları üzerine, AK Parti'de kişilerin değişebileceğini ama nükleer konusundaki görüşlerin ve kurumsal hafızanın değişmeyeceğini vurguladı.
AA