TCMB'nin enflasyon tahminlerinde de Ağbal'ın şahin duruşunda da değişiklik yok
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal kendisinin ve yılın ilk enflasyon raporu sunumu için kameralar karşısına geçti. Ekim ayındaki enflasyon beklentileri değiştirilmezken, Başkan Ağbal fiyat istikrarı vurgusuna devam etti. Ağbal, "Para politikasındaki sıkı ve ihtiyatlı duruşumuz enflasyonda yüzde 5 hedefine kadar uzun bir süre kararlılıkla sürdürülecektir" ifadelerini kullandı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal'ın ilk enflasyon raporu sunumunda sıkılaşma ve fiyat istikrarı mesajlarına devam ederken, banka Ekim raporundaki tahminlerini korudu.
Ağbal, enflasyonda yüzde 5 hedefine ulaşmak için tüm araçların kararlılıkla kullanılacağını ifade ederken, hedeften sapma olması durumunda önden sıkılaşma olabileceğine işaret etti. Ağbal son dönemde dile getirilen faiz indirim beklentilerine ilişkin olarak da "Faiz indirimlerine dönük bir gündemin konuşulmasının henüz çok erken olduğunu değerlendiriyoruz." ifadelerini kullandı.
TCMB bir önceki raporda açıklanan enflasyon tahminlerini korudu. TCMB Başkanı Ağbal, "Enflasyonun 2021 sonunda yüzde 9,4 olarak gerçekleşeceğini, 2022 sonunda yüzde 7'ye, 2023 sonunda ise orta vadeli hedef olan yüzde 5 seviyesine gerileyerek istikrar kazanacağını tahmin ediyoruz." dedi.
Gıda enflasyon tahmini 1 puan yükseltildi
Ağbal, "Enflasyon Raporu 2021-1" çevrim içi bilgilendirme toplantısında yaptığı konuşmada, orta vadeli tahminler üretilirken makro finansal koşular ile enflasyon görünümünü esas aldıklarını söyledi.
Buna ilaveten ithalat fiyatları, gıda fiyatları ve maliye politikası gibi dışsal unsurlar için varsayımlarını gözden geçirdiklerini ifade eden Ağbal, son dönemde petrol fiyatlarındaki yükseliş ve küresel toparlanma beklentilerinin güçlenmesiyle ham petrol fiyatlarına dair beklentilerin yukarı yönlü güncellendiğini kaydetti.
Ağbal, "Vadeli fiyat eğrileri ortalama ham petrol fiyatının 2021 yılı için 54,4 dolar, 2022 yılı için ise 52,1 dolar olacağına işaret ediyor. Öte yandan, petrolün yanı sıra endüstriyel metal ve tarımsal ürünler gibi emtia fiyatlarında da öngörülerin üzerinde bir seyir görüyoruz. Bu doğrultuda 2021 yılına ilişkin ABD doları cinsinden ithalat fiyatı varsayımlarımızı da yukarı yönlü güncelledik." diye konuştu.
Gıda enflasyonu tahminine ilişkin Ağbal, "İşlenmemiş gıda fiyatları, döviz kuru gelişmeleri ve uluslararası fiyatların son dönem eğilimlerini dikkate alarak 2021 yılı için gıda enflasyonu varsayımımızı 1 puan artışla yüzde 11,5'e revize ettik." dedi.
Ağbal, bu revizede uluslararası fiyatların seyrinin ve yıl içerisinde turizm görünümündeki olası iyileşmeye bağlı talep artışının etkisinin olduğunu söyledi.
"Gıda fiyatları enflasyonu yükseltirken sıkı parasal duruş düşürecek"
TCMB Başkanı Ağbal, 2021 yılı için bir önceki rapor dönemine göre TL cinsinden ithalat fiyatlarına bağlı güncellemenin enflasyon tahminini 0,4 puan düşürürken, birim iş gücü maliyetinin 2021 için belirlenen asgari ücret artışına bağlı olarak 1 puan yükseltici yönde etki yaptığını söyledi.
Ağbal, gıda fiyatlarında öngörülen yüksek seyrin enflasyon tahminini 0,2 puan yükselttiğini, yönetilen-yönlendirilen fiyatların büyük ölçüde tütün ürünlerindeki ayarlamanın etkisiyle 0,3 puan aşağı çektiğini bildirdi. Ağbal, "Ayrıca, sıkı parasal duruşun devamıyla enflasyon beklentilerinde öngörülen iyileşmenin yıl sonu tahminine 0,5 puan düşürücü yönde katkıda bulunacağını değerlendiriyoruz." dedi.
Tahminlerin, enflasyonun 2021 ve 2022 tahmin hedefleriyle uyumunu sağlayabilecek bir parasal sıkılık düzeyi varsayımı altında üretildiğini aktaran Ağbal, şunları kaydetti:
"Ayrıca, küresel büyüme ve dış talep görünümünde salgın kaynaklı olumsuz bir şokun tekraren yaşanmayacağı, küresel risk iştahında yaşanan olumlu gelişmelerle birlikte Türkiye'ye özgü risk algılarında iyileşmenin devam edeceği bir görünümü esas aldık. 2021 yılı için oluşturduğumuz tahmin patikasında, ücretler, gıda fiyatları ve uluslararası emtia fiyatları enflasyonu yukarı yönlü, yönetilen-yönlendirilen fiyatlar ile enflasyon beklentileri ise enflasyonu aşağı yönlü etkilemektedir."
Sıkı para politikasının önemine işaret eden Ağbal, bu etkileşim içerisinde sıkı parasal duruşun oluşturacağı etkinin yıl sonu enflasyonun yüzde 9,4 düzeyine gerilemesini sağlayacağını öngördüklerini vurguladı.
İlgili haberler
Sıkılaşma mesajları devam etti
Paylaştıkları tahmin patikası içinde yüzde 5 hedefine 2023 yılı sonunda ulaşılabileceğini belirten Ağbal, "Bu hedefe ulaşmak amacıyla 2021 yılında enflasyon hedeflemesi rejimini tüm unsurlarıyla kararlı bir şekilde uygulayacağız. Para politikasındaki sıkı ihtiyatlı duruşumuz yüzde 5 hedefine ulaşacağımız 2023 yılında kadar uzun bir süre kararlılıkla sürdürülecektir. 2021 para ve kur politikasında, bu yıl içinde enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler eşliğinde kararlılıkla sıkı bir parasal duruşu sergileyeceğimizi paylaşmıştık." diye konuştu.
Ağbal, bu kapsamda para politikası operasyonel çerçevesini sadeleştirerek ellerindeki bütün araçları etkin bir şekilde kullandıklarını hatırlattı.
Bunun neticesinde para politikasında güçlü bir sıkılaştırma yaptıklarını aktaran Ağbal, şöyle devam etti:
"Yüzde 10,25 olan politika faiz oranını önce yüzde 15'e daha sonra yüzde 17'ye çıkardık. Enflasyon üzerinde oluşan riskleri dikkate alarak gerekirse ilave sıkılaşma yapacağımızı da en son Para Politikası Kurulu kararında ifade ettik. Yüzde 5 hedefine varmak amacıyla para politikası kurulu elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir. Enflasyonun öngördüğümüz tahmin patikası çerçevesindeki gelişimini de yakından izleyeceğiz. Mevcut verilerin yanı sıra elde edilecek her türlü yeni verinin, enflasyon beklentileri ve fiyatlama davranışlarında orta vadeli hedef patikasından sapma riskine işaret etmesi durumunda önden ilave sıkılaştırma kararlılıkla yapılacaktır."
Para politikası-maliye politikası eşgüdümü vurgusu
Naci Ağbal, enflasyonun ana eğilimi ve fiyatlama davranışlarına ilişkin göstergelerin yayılım endeksleri, talep ve maliyet unsurları ile enflasyon beklentilerinin tahmin ufku içerisindeki hedefleriyle uyumunu da yakından izleyeceklerini belirtti.
Enflasyonda yüzde 5 hedefine ulaşma yolunda parasal duruşun sıkılık düzeyini ise Ağbal, şu şekilde tarif etmenin mümkün olacağını söyledi:
"Yüzde 5 hedefine varıncaya kadar gerçekleşen beklenen enflasyon patikası ile para politikası faiz oranı patikası arasındaki düzey güçlü bir dezenflasyonist denge gözetilerek oluşturulacak ve bu denge sürekli korunacaktır. Para politikasındaki bu sıkı duruş, hedef ufku içerisinde yani 2023'e kadar ülke risk priminin düşmesine, TL tasarruflarının özendirilmesine, ters para ikamesinin başlamasına, döviz rezervlerinin artış eğilimine girmesine ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesine katkı yapacaktır. Böylelikle bir yandan makro ekonomi ve finansal istikrar olumlu etkilenirken diğer yandan para politikasının sıkılık düzeyinin bu koşullar altında uyarlanmasına da imkan sağlayacaktır. Orta vadede yüzde 5 hedefine ulaşmada güçlü politika koordinasyonu dahilinde para ve maliye politikasındaki eş güdümün güçlendirilmesiyle sağlanacak mali konsolidasyon enflasyon hedeflerine varmamızda çok önemli bir girdi sağlayacaktır."
Ağbal, hukuk ve ekonomi alanında hükümet tarafından atılacak reform adımlarının beklenti kanalıyla dezenflasyonist sürece önemli bir destek sağlayacağını vurguladı.
Fiyat istikrarı, sürdürülebilir büyüme, istihdam, toplumsal refah ve adaletli gelir dağılımının ön koşuludur. Fiyat istikrarı ekonomiye olan güveni artırır böylelikle yatırımlar ve üretimler artarak işsizlik azalır. Fiyat istikrarını kalıcı olarak sağlarsak paramızın değerini korumuş oluruz ve paramızın bir değişim ve tasarruf aracı olma özelliğini de güçlendiririzTCMB Başkanı Naci Ağbal
"Fiyat istikrarı için sabırlı ve kararlı çabamıza devam edeceğiz"
TCMB Başkanı Ağbal, fiyat istikrarının kalıcı olarak tesis edilmesi durumunda ülke risk priminin düşeceğini belirterek, "Böylece dolarizasyon eğilimini tersine çeviririz, kamunun ve özel sektörün borçlanma maliyetlerini yeniletiriz ve düşürürüz. Kamu ve özel sektörün borçlanma vadelerini uzatırız böylelikle birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke gibi ekonomimizi ve finansal sistemimizi güçlendirmiş oluruz. Fiyat istikrarının önemini aklımızdan hiç çıkarmadan bu hedef için sabırlı ve kararlı bir çaba göstermeye devam edeceğiz. Bu hedefe vardığımızda ise bundan hepimiz millet olarak istifade edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
Bu çerçevede kalıcı fiyat istikrarının tesisi ve sürdürülebilir kılınması açısından tüm paydaşlarca ortak akla dayalı kararlı ve azimli bir mücadele gerekliliğinin önemini koruduğunu bildiren Ağbal, fiyat istikrarının sağlanması hedefi doğrultusunda TCMB olarak ellerindeki tüm araçları tam zamanlı, etkili, güçlü ve kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceklerini vurguladı.
Ağbal, bu süreci tüm tarafların da sahiplendiği bir sürece dönüştürmek üzere açık, samimi ve etkili bir iş birliği ve iletişim politikası yürüteceklerini söyledi.
Bu kapsamda TOBB, TESK, TÜSİAD ve MÜSİAD tarafından ortaklaşa yapılan fiyat istikrarına yönelik destek ve iş birliği çağrısının çok önemli olduğunu ifade eden Ağbal, "Kendilerine teşekkür ediyorum. Bu kapsamda fiyat istikrarının önemini ve bu doğrultuda uygulamaya koyduğumuz enflasyonla mücadele politikalarımızı tüm paydaşlarla paylaşmak ve enflasyonla mücadele konusunda toplumsal farkındalık oluşturmak amacıyla ziyaretler toplantılar ve medya programlarını başlatıyoruz." şeklinde konuştu.
Ağbal, yapacakları toplantılar ve organizasyonların fiyat istikrarı konusunda toplumun geneline yayılan bir sahiplenmeyi de beraberinde getireceğini belirterek, "Nitekim enflasyon hedeflemesi rejiminde esas olan da zaten toplumun bütün katmanlarının fiyat istikrarı hedefine odaklanması, buna inanması, karar alıcıların ve politika üretenlerin bu yönde adımlarını kararlı bir şekilde atmaları ve bu adımların sonuçlarının görülmesi, arkasından da bütün fiyatlama davranışlarının ve enflasyon beklentilerinin ortaya konulan hedefe yakınsamasıyla mümkündür. Buna son derece önem veriyoruz." dedi.
Faiz indirimleri gündemini konuşmak için erken
Ağbal, uluslararası emtia fiyatları ve güçlü talep birlikte değerlendirildiğinde, faiz indirimi patikasına girmenin erken olduğunu belirterek, "Faiz indirimlerine dönük bir gündemin konuşulması için çok erken olduğunu değerlendiriyoruz." dedi.
"Sıkı duruşun uzun müddet korunacağı, gerekirse faiz artırılacağı ve faiz indirimi için biraz daha beklenilmesi gerektiği" mesajının alındığına dair bir yorum üzerine Ağbal, enflasyona ilişkin ellerindeki veriler ile ileriye dönük riskler birlikte değerlendirildiğinde, enflasyonla mücadele ve fiyat istikrarına varma hedefi doğrultusunda para politikasının sıkı duruşuna uzun bir müddet devam etmeleri gerekliliğinin ortaya çıktığını vurguladı.
Gerek uluslararası emtia fiyatları gerekse güçlü talep birlikte değerlendirildiğinde, faiz indirimi patikası şeklinde bir yaklaşıma girmek için erken olduğunu değerlendirdiklerini aktaran Ağbal, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Dolayısıyla enflasyon üzerinde risk oluşturan tüm faktörler belirli bir noktaya gelene kadar sıkı para politikası devam edecek. Ancak şunu üzerine basa basa vurgulayayım; fiyat istikrarı temelinde hükümetle varılan mutabakata göre, fiyat istikrarına işaret eden enflasyon hedefi yüzde 5. Dolayısıyla Para Politikası Kurulu olarak kararlarımızı yüzde 5 hedef doğrultusunda alıyoruz. Tabii ki mevcut ve yakın dönem gelişmeleri de dikkate alarak burada en çok önem verdiğimiz faktör manşet enflasyonun yanında enflasyon eğilimleri fiyatlama davranışları, beklentilerdeki bozulma... Bizim şu an elimizdeki veriler, bu anlamda 2021 yılında önce kontrol altına alınması, sonra da fiyat istikrarı temelinde aşağı yönlü evrilmesi için sıkı para politikasına devam etmemiz gerektiğini, faiz indirimlerine dönük bir gündemin konuşulması için çok erken olduğunu değerlendiriyoruz."
Gıda enflasyonunda erken uyarı sistemi çalışmaları
Naci Ağbal, gelecek süreçte uluslararası emtia fiyatları üzerinden gelen riski ithalat fiyatları kanalıyla yaşayacaklarını ifade ededek, şunları kaydetti:
"Buradan gelen risk, maliyetleri etkileyecek ama sıkı para politikası duruşu, yine farklı gıda ürünlerinde üretim arzının artırılması, zamanlama bakımından uyarlanması gibi çalışmalarla da yapısal tedbirlerin devrede olacağını söylemek mümkün. O anlamda Gıda Komitesi içerisinde TCMB de sekretarya görevini bugüne kadar yürüttü. Gıda Komitesi'nin içerisinde tabii TCMB'nin rolü ve pozisyonuna ilişkin de değerlendirmeleri yapıyoruz. TCMB'nin burada en önemli fonksiyonu, yaygın bir şekilde fiyatlama davranışlarını ve enflasyonist baskıları takip etmesi. Önümüzdeki süreçte erken uyarı sistemi konusunda yapılan çalışmalara TCMB olarak daha fazla katkı vermeyi planlıyoruz. Bu konuda ilgili kurumlarla çalışıyoruz."
Ağbal, erken uyarı sistemine ilişkin bilgiler verirken de, "Hem üretim hem toptan hem de perakende aşamasında bütün zincirin anlık takibi ve burada oluşan bilgi ve verilerin ilgili kurumlara anlık raporlanması ve kararların da alınmasını sağlıyor. Bunun da çok önemli ve değerli olduğunu düşünüyoruz. Veri ve bilgi arttıkça karar alma etkinliğini de artıracaktır. Gıda enflasyonu, 2021 yılı enflasyon gerçekleşmesi üzerinde önemli bir risk oluşturmaya devam ediyor." şeklinde konuştu.
Merkez Bankasının herhangi bir şekilde bir politik değerlendirmenin içerisine giremeyeceğini ifade eden Ağbal, "Politik değerlendirmeye ilişkin bir değerlendirme de yapamaz. Baştan beri ifade ediyoruz; Merkez Bankası, fiyat istikrarı görevini yerine getirmekten sorumludur. Fiyat istikrarının sağlandığı bir ekonomi büyüyen, yatırımın ve üretimin arttığı bir ekonomidir. Bunu Türkiye, yakın dönem kendi tecrübesiyle ortaya koymuştur. Bu sayede Türkiye ekonomisi, hem sabit fiyatlarla hem de döviz itibarıyla bakıldığında kişi başı milli gelirini artırmış ve refahı da bu dönemde sağlamıştır." diye konuştu.
"Sıkı para politikası üretim kaybına neden olmayacak"
Şu anda kısa vadede bir yüksek enflasyon riskiyle karşı karşıya olunduğunu belirten Ağbal, "Hükümetimizin belirlemiş olduğu enflasyon hedefi yüzde 5. TCMB, kanunu gereği bu hedefi sağlamak için üzerine düşen sorumluluğun gereğini yerine getiriyor. Eğer ekonomi politikalarında TCMB, kendi üzerine düşen görev ve sorumluluğu yerine getirirse bu ekonomi üzerinde güven kanalı üzerinden çok ılımlı bir etki meydana getirir." dedi.
Güvenin aslında ekonominin temeli olduğunu vurgulayan Ağbal, "Güven olan bir yerde yatırım da, üretim de, talep ve refah da artar. Hükümetimiz, 11. Kalkınma Planı'nda belirlediği ve yüzde 5 olarak 2023 için tespit ettiği fiyat istikrarı hedefine varırken aynı zamanda büyümeyi ve üretimi de merkeze almıştır. Dolayısıyla şu anda TCMB'nin para politikasıyla ilgili duruşu, kararları söz konusu planda ortaya konulan hükümetimizin hedefleriyle tamamıyla uyumludur." ifadelerini kullandı.
Naci Ağbal, devamla şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanımızın ülkemizin büyümesi, kalkınması ve gelişmesi noktasında ortaya koyduğu her türlü takdir, talimat ve çaba her şeyin üstündedir. Biz de TCMB olarak Cumhurbaşkanımızın ortaya koyduğu bu çabaya ve emeğe destek oluyoruz. Kısa vadede ekonomide tek bir ekonomik faktöre veya rakama bakarak o ülkenin ekonomisinin geneline ilişkin değerlendirme yapılamaz. Bugün 3. ve 4. çeyrekte çok güçlü bir toparlanmadan bahsettim. Bunun bu yıl da birinci çeyrekte devam ettiğini anlattım. Ekonomiyle ilgili oluşan riskleri bertaraf etmek amacıyla 2020'nin ağustosundan itibaren TCMB, kurumlarımız sıkılaşma adımlarını atmaya başlamışlardır. Bu adımların atılması, oluşan finansal risklerin bertaraf edilmesi ve ekonomi üzerindeki risklerin azalmasına katkı vermiştir. Bu sayede bir taraftan ekonomide üretim, yatırım, talep ve tüketim gücü korunurken diğer taraftan da finansal riskler hızlı bir şekilde aşağı gelmiştir. Burada para politikasının duruşu fiyat istikrarı temelinde doğru bir noktadadır."
TCMB'nin ileriye dönük piyasada yatırım, üretim ve tasarruf kararlarını veren bütün aktörlere güven vermesi gerektiğine işaret eden Ağbal, "Ekonomide güven artırıcı kararları arka arkaya almaya devam etmeli ki üretim, yatırım ve tasarruflar devam etsin, TL tasarrufları artsın, yatırımcı ihtiyacı olan kaynağa daha rahat erişsin. Burada TCMB'nin ortaya koyduğu yüzde 5 hedefine varan süreçte sıkı para politikası uygulaması, ekonomide üretim kaybına ya da herhangi bir şekilde zafiyete neden olmayacak." şeklinde konuştu.
Hükümetin ortaya koyduğu büyüme ve üretim süreciyle para politikasındaki etkileşimin güven kanalı üzerinden bir denge oluşturacağını belirten Ağbal, şöyle devam etti:
"Bu sayede bir taraftan fiyat istikrarı sağlanırken tasarruflar artacak, yatırımcının ihtiyacı olan tasarruflara daha düşük maliyetle uzun vadelerde erişmesi sağlanacak. Ekonomide herhangi bir noktayı arkasına ve önüne bakmadan o nokta itibarıyla değerlendirirseniz büyük hata yaparsınız. Hükümetimizin her zaman ortaya koyduğu orta vadeli bir yaklaşım tarzı var. TCMB de şu anda orta vadeli yaklaşım tarzında hareket ediyor ve 2021 yılında fiyat istikrarı konusunda atacağımız güçlü adımlar enflasyonu güçlü bir şekilde aşağı çekecek. Enflasyon, hızlı bir şekilde aşağıya geldikçe para politikası sıkılığını korumakla beraber buna uyumlu bir gelişim gösterecek. Bu ekonomiye güveni artıracak ve yatırımlar daha da artacak."