Haftaya bakış
Oldukça karamsar senaryonun hala dominant olduğu emtia piyasalarında endişeler devam ediyor. Anemik, arada bir tekleyen ABD ekonomisi, sorunların sık sık yüzeye çıktığı zayıf AB ekonomisi, ne olduğu belirsiz tanımlanamayan Çin ekonomisi birlikte manşet olunca piyasalar geriliyor. Bu genelleme ardındaki belki de en olumsuz faktör olarak, yıl sonuna doğru FED’in varlık satın alma işlemlerini azaltmaya veya çıkış politikasına ilişik ipuçları vermeye başlaması gösterilebilir. Tüm bu olumsuzlukların yanısıra arka planda demlenen Kıbrıs meselesinin AB’ye bulaşma endişesi ve altın başta olmak üzere metal piyasalarında görülen dramatik satışlar net olarak emtia piyasalarının “ayı piyasa”sı olduğu gösteriyor. Peki, bu satış baskısı ne zaman sona erer? İki ipucu. Birincisi, 20 kadar emtianın spekülatif fon uzun pozisyonlarının yeterince azalması gerekir. Geçmiş benzer süreçler örnek alınırsa finansal olmayan toplam emtia kontrat sayısının 600.000 seviyesine kadar gerilemesi önemli bir destek oluşturabilir ve alıcıları öne çıkartır. Bir diğer dip göstergesi olarak tahvil fiyatları takip edilmelidir. 30 yıllık T-bonds fiyatının 145-09 altına sarkması emtialarda yeniden risk alma eğilimini artıracak ve emtia fiyatlarında geniş tabanlı satın alma faaliyetlerini tetikleyecektir.