Tenis sevmeyenlerin bile rüyası: Wimbledon
Giriş: 21 Haziran 2011, Salı 15:58
Güncelleme: 21 Haziran 2011, Salı 15:58
1982-1994 yılları arasında Londra seyahatlerine alışmış durumdaydım. Paris’i de sevmekle beraber, Londra bana daha fazla heyecan verirdi. Ne zaman sokaklarında dolaşsam bir imparatorluğun başkentinde olduğumu hissettiğim bu yerde, şaşırdığım birçok detaya da rastladım. Mesela İngilizlerin önemli bir kısmının futbol değil rugby’den hoşlandığını, tenis ile ilgilenenlerin sayısının düşünülenden az olduğunu gördüm. Buna rağmen basmaya kıyamayacağınız çim sahaların nasıl dolu olduğunu ve mücadele kalitesi çok yüksek mahalli turnuvalara da şahit oldum. Müsabaka kültürü olan milletlerin takım oyununu ne kadar iyi başardığını 12-13 yaşındayken net olarak anladım. Türkiye’nin de böyle bir kültüre sahip olması için tam 28 yıldır dua ediyorum.