Ekonomi yönetiminin son kararlarıyla, bankacılık arayışta
2011 yılı, Türkiye genel seçimlere gidiyor olmasına rağmen, 2010 yılı kadar iç talebin aynı ölçüde hareketli olacağı bir yıl izlenimi vermiyor. Çünkü, küresel ekonomide kaotik boyutta bir belirsizlik sürecinin devam ettiği bir dönemde, Türk ekonomi yönetimi, 2010 yılına göre küresel risk ve belirsizliklerin arttığı gerçeğiyle, Türk ekonomisinde aktörlerin açılmalarına, tempolu bir şekilde borçlanmaya devam etmelerine, hane halkının ve şirketlerin borç yükümlülüğünün aynı tempoyla arttığı bir yıl istemiyor. Çünkü, Türkiye’de ekonominin borç yükümlülüğü (leveraged) artarken, bir yandan tüketim, hammadde ve yatırım malı ithalatına yüklenmeyi sürdüren bir Türk ekonomisinin, 2010 yılında zaten 42 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihi rekoru kırması beklenen bir cari açık sorununu, 50-52 milyar dolara taşıması riski ekonomi yönetimi açısından önemli bir finansal risk olarak algılanıyor.