Çin söz konusu ise konu Trump ya da Biden değil
Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Donald Trump’ın 2016 seçimleri sırasında kampanyasını üzerine oturduğu iki konu vardır. İlk mesaj Çin ile ABD arasında büyük bir fark ile Çin’in lehine olan ticaret rakamlarını dengelemek, ikincisi ise “ Make Amerika Great Again” yani ABD’yi yeniden dünya ticaretinde ve küresel imalat sanayinde 1 numara yapmak.
Trump geçen 4 sene içinde Çin konusunda dediklerinin büyük kısmını yaptı.
-Çin’den ABD’ye ihraç edilen 500 milyar $’lık ürüne % 25 varan vergi uygulamalarını devreye soktu.
-Yılın başında Çin’i masaya oturttu ve 2 yıl içinde kendisinde 200 milyar $’lık daha fazla ürün almayı kabul edecek şekilde Faz I Ticaret Anlaşmasını imzalattı.
-Çin’in en büyük teknoloji şirketli , 5G şebekelerinde dünya lideri Huawei’yı sadece ABD’de değil bir çok müttefiğinde iş yapamaz hale getirdi.
-Çin şirketlerin ABD’de stratejik sektörle yaptığı yatırımları ve şirket satın alımlarını durdurdu.
- Kamu emeklilik fonlarının Çin hisse senetlerine yatırım yapmasını engelleyecek kanun çıkardı.
-Amerikalı şirketlerin başta Çin olmak üzere denizaşırı ülkelere yaptıkları yatırımları hedef alarak, yurt dışında tuttukları gelirlerini ABD’ye getirmeleri için vergi oranlarını düşürdü.
Ancak Şubat sonunda Amerika topraklarına ulaşan, Çin çıkışlı Covid 19 virüsü, Trump’ın 4 yıllık ekonomi de küresel ticarette edindiği kazanımları bir anda yerle bir etti.
Sene başında % 2.5 büyüme, yüzde 3.5’luk işsizlik oranı ile Kasım ayındaki seçime rahat girmeyi hedeflerken, Seçimlere 2 ay kala kendisini % 4-5 daralan bir ekonomi , % 8 ‘in üzerinde işsizlik oranı ve anketlerde Demokratların Adayı Biden’ın arkasında buluverdi.
Yeni slogan “ ABD’yi Çin’den tamamen ayrıştırmak”
ABD Başkanlık seçimlerini Trump kazanabilir mi? Bilemiyorum. Anketler “zor” diyor. Ayrıca Başkanlık Seçimin kendisi de bir başka risk unsuru.
Ama Trump kazanırsa önümüzdeki 4 sene için Çin ile ilgili mesajı net “ Çin son 40 yıldır ABD ekonomisini kendi çıkarları için sömürüyor. Amerikalı işçilerin işini elinden alıyor. Artık ABD ekonomisine Çin’in erişimi tamamen engellenerek bu sürece dur denilecek”
Peki bu kolay mı?
Amerikalı firmaların Çin’de yaklaşık 700 milyar dolarlık yatırımı var. Ayrıca Amerikan şirketlerin Çin iç pazarında yaptığı ciro yıllık 500 milyar dolar.
Grafik 1 ‘de de görüleceği üzere son 4 yılda Çin firmaların ABD’ye yaptığı doğrudan yatırımlar azalırken, Amerika’dan Çin’e giden yatırımlarda her hangi bir azalma olmamış.
Örnek vermek gerekirse Amerikan otomotiv devi GM, Amerika’dan daha fazla arabayı Çin’de satıyor. Tesla elektrikli otomobil üretimin % 25-40 arasında bir oranını Çin’de üretecek. Apple toplam satışlarının % 15’ini Çin’de yapıyor. Yine Amerikalı çip üreticisi Qualcomn firması gelirin üçte ikisini, başta Huawei olmak üzere Çin menşeili firmalara yapıyor.
Ayrıca Çin şirketlerin Wall Street’te halka açılması ya şirket satın almalarının önüne geçilecek olursa Amerikalı aracı kurum ve bankaların ciddi bir gelir kaybı olacak. Amerikalı yatırım kurumların 2020 yılında, Çin firmalarının halka arz ya da satın alımlara yaptıkları aracılık faaliyetlerinden kazandığı gelir 400 milyon $.
Görüldüğü üzere Trump’ın ABD ile Çin’i tamamen ayrıştırma ve Çin’i yalnızlaştırma projesinin belki siyasi olarak karşılığı var ancak bunun ekonomik boyutu yüksek olacak.
Amerikan şirketlerine ciddi maliyet getirecek Yeni Çin Politikasının arkasında ne olabilir?
Covid sonrası yeni oluşacak dünya düzeninde teknoloji ağırlıklı, 5G şebeke ağı ve blockchain platformları ile öne çıkan uzak erişimin kilit rol oynayacağı günler bizi bekliyor.
Amerika Birleşik Devletleri’nin yıllardır oturttuğu teknoloji ve ticarette lider ülke olma algısı ise son yıllarda Çin tarafından erozyona uğratılmış durumda.
Dünya imalat sanayinin % 28’ini üreten Çin’in küresel teknoloji dünyasında ki özgül ağırlığı ise çok daha yüksek.
Grafik 2’de görüleceği üzere elektronik araçlar, bilgisayar, işlemci , yazılım, internet şebekeleri, yarı iletkenler ve iletişim gereçleri gibi ürünlerde tabir-i caiz ise dünya göbeğinden Çin’e bağlı
Trump ve arkasında tek sıra hizaya girmeye başlayan ABD müesses nizamının her türlü riski göze alarak, Çin’e karşı uygulamaya soktukları “yalnızlaştırma” projesinin altında bu tablo yatıyor.
Konu Trump ya da Biden değil.