Çöldeki Davos
Suudi Arabistan Körfez bölgesinde yeni cazibe merkezi mi oluyor?
25-27 Ekim tarihlerinde Suudi Arabistan’ın Başkenti Riyad’da meşhur Ritz Carlton otelinde Gelecek Yatırım İnisiyatifi'nin altıncısı yapıldı. Konferanstan ve Riyad’dan çok etkilendiğimi söylemeden geçemeyeceğim. Hayatta mutlaka görülmesi gereken yerler vardır ya bu konferans da katılınması gereken konferanslardan biri. İlgilenenler için https://fii-institute.org/conference/fii-6/. Riyad için ise mutlaka görülmesi gereken bir yer demeyeceğim ama değişimi görmek için gitmekte fayda var.
İlk defa gittiğim için 3 farklı açıdan değerlendirme yapmayı uygun buldum; Türkiye ve Türklerle olan ilişkiler, Suudi Arabistan’daki sosyal hayattaki değişim ve konferans notları ve fırsatlar.
Türkiye ile ilişkiler
Öncelikle hemen hemen her Körfez Bölgesinde olduğu gibi Türkleri seviyorlar. Ya Türkiye’ye gitmişler ya da evleri var veya almak istiyorlar. Türk mutfağına bayılıyorlar ve Türk dizilerini seyrediyorlar. Vize problemi çözülmüş. Türk mallarına boykot ve Türkiye’ye seyahat yasağı kalkmış. İlişkiler negatiften nötre gelmiş hatta bir adım geçmiş denebilir ama BAE ile kıyaslarsak hâlâ kaydedilecek mesafe var.
Sosyal Hayattaki değişim
Bütün gün konferansta olduğum için sosyal yaşamı çok gözlemleyecek fırsatım olmadı. Ancak bir akşam orada yaşayan başarılı Türk yöneticiler beni ve birkaç yabancıyı yemeğe davet etti. Lüks bir İtalyan restoranına gittik. Masalar genelde kadınlar ya da erkeklerden oluşuyor. Kadın ve erkek birlikte oturan masalar da var ama daha az. Kadın masaların çokluğu dikkatimi çekti. Hepsi bakımlı ve çok şık, saçları açık. Biz ise nispeten yabancı ağırlıklı bir masa olduğumuz için en karışık ve kalabalık masa idik. İstanbul ve Dubai’deki lüks restoranlarla kıyaslarsak alkol servisi dışında pek fark yok. Rengarenk alkolsüz kokteyl içmek moda galiba. Her masada ilginç renkli şişe ve bardaklar gördüm. Restoranda müzik çalıyor ve canlı piyano performansı vardı. Bunları yazmamın sebebi bu değişimin son yıllarda, özellik veliaht prensten sonra olması...
Ulaşımı Uber’le yaptım. Bu konu biraz sıkıntılı. Suudlaştırma planı sebebiyle yabancı taksi şoförü çalışmıyor. Çalışan Suudiler pek İngilizce konuşamıyor ve şehirdeki önemli adresleri bile bana soruyorlardı.
Riyad’da inşa halinde olan geniş bölgelerin yanı sıra yakın zamanda tamamlanmış yeni alışveriş merkezleri ve otellerin olduğu bölgeler de dikkat çekiyor. Havaalanı bana biraz eski gözüktü. Sanırım 7 sene Dubai’de oturunca her şeyin yenisine insan çabuk alışıyor. Trafik ise İstanbul’u andırıyor.
Konferans notları
Konferansın bu sene 6.’sı düzenlendi. En kalabalık olanı buymuş. Benim şimdiye dek gittiğim konferanslar içinde en çok güvenlik önlemi olan konferanstı. Birkaç ayrı güvenlik noktasından geçtim. En son giriş noktasında havaalanlarında olan x-ray makinası da vardı, kemerimi dahi çıkarmak zorunda kaldım. Çok üst düzey ve tanınan insanlar gelmişti. Örneğin yanımdan Pakistan başbakanı korumalarıyla geçti, biraz ötede Aramco CEO’su Amin Nasser öbür tarafta JPMorgan CEO’su Jamie Dimon… Bir sonraki konuşmacı Trump’ın damadı Jared Kushner, Binance CEO’su CZ derken hangi tarafa bakacağınızı hangi panele gireceğinizi şaşırıyordunuz. Zaten ilk gün yayınlardan dolayı ana konferans salonuna biraz gecikince ana panelin olduğu kısma dolu olduğu için girmedim. Ama dışarıya dev ekranlarla sunumları koymuşlardı. “İnsanlığa Yatırım: Yeni Bir Küresel Düzen Sağlamak" temasıyla düzenlenen bu yılki konferansın odağında çevreci enerji kaynaklarına geçiş ve bunun finansmanına dair yöntemler ve ayrıca, metaverse ve sanal gerçeklik gibi teknolojik gelişmeler de yer aldı. Konferansa 7 bin 500 kişinin katıldığı söylendi, bunların 7 bini delege 500 ise konuşmacıydı.
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati de ordaydı. Dubai’den gelen 3-5 Türk arkadaşım ve Suudi Arabistan’da yaşayan az sayıda Türk dışında pek Türk yoktu.
Daha önceki konferanslarda Suudi Arabistan dış dünyaya kendini anlatmaya ve giga projeler için yatırımcı ikna etmeye çalışırken bu sefer gelen uluslararası yatırımcılar Suudi Arabistan’daki büyük projelerden pay almak için adete yarışıyorlardı.
En çok aklımda kalanlar
Suudi Arabistan’daki projeler baş döndürücü. Devasa ve ultra modern. Mutlaka Suudi Arabistan 2030 vizyonuna bakmanızı öneririm. https://www.vision2030.gov.sa/
Ülkeyi turizme açmak için büyük istekleri var. Kızıldeniz kıyısında büyük oteller yapıyorlar. Yeni turizm ve kültür projesi getirenlere büyük teşvikler var. Birkaç sene sonra etrafınızda “hadi tatile Suudi Arabistan gidelim” diyenler duymaya başlarsanız şaşırmayın.
“NEOM” başlı başına bir şehir. Adını İngilizce “new” (yeni) ve Arapça “müstakbel” kelimelerinin ilk harflerinden alan proje. Suudi Arabistan’ın çölde ütopik şehir projesi olarak görülüyor. Veliaht prensin petrol dışındaki gelirleri çeşitlendirmeyi hedefleyen 2030 vizyonunun önemli ayaklarından biri. Suudi Arabistan’ın Ürdün ve Mısır sınırında Kızıldeniz sahili üzerinde 26 bin 500 kilometrekare bir alan üzerinde hayata geçirilmesi planlanıyor.
Dokuz milyon insanı barındırması beklenen bu devasa ekonomik bölge planı NEOM’un 500 milyar dolarlık finansmanının kısmen 2024'te beklenen tahvil satışı yoluyla karşılanması bekleniyor.
NEOM şehrinin detaylarını burada bulabilirsiniz: https://www.neom.com/en-us
Türk şirketleri ve Türk insanının bu bölgedeki gelişimden pay almaması için hiç bir sebep yok.
Ön yargılarımızdan kurtulup bu bölgede iş geliştirmenin tam zamanı.
İş yapmak için şirket kurmak gerekiyor
İş yapmak isteyenlere son birkaç uyarı notuyla bitirelim.
Suudi Arapistan’da iş yapmak istiyorsanız hem orada yaşamanızı bekliyorlar hem de orada kurulu şirketinizin olmasını. Yani uzaktan arada sırada gelirim diyorsanız burayı unutun.
Her ne kadar bu dinamizm ve devasa projeler beni heyecanlandırdıysa da yıllardan beri bu bölgede olanlar “biz bu hikâyeyi çok gördük” diyerek bu ütopik projelere şüpheyle yaklaşıyorlar.
Bakalım zaman kimi haklı çıkaracak. Veliaht prens ülkesini Körfezin cazibe merkezi yapabilecek mi yoksa bu projeler hayal olarak mı kalacak. Ben yine de okuyuculara bu bölgedeki gelişmelere yakından bir bakın derim.