Bloomberght
Bloomberg HT Haberler Ziraat Bankası için danışman firma arayışı

Ziraat Bankası için danışman firma arayışı

Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Ziraat Bankası için danışman firma arayışının gündeme gelebileceğini açıkladı

Giriş: 22 Kasım 2012, Perşembe 11:08
Güncelleme: 23 Kasım 2012, Cuma 13:15

Financial Times Zirvesi'nde konuşan Ali Babacan Ziraat Bankası'nın halka arzı için acele etmeyeceklerini belirterek banka için danışman firma arayışı gündeme gelebileceğini söyledi.

Halkbank'ın halka arzının henüz çok yeni olduğunu vurgulayan Babacan "Halkbank'ta yüzde 51 hissenin satışı birkaç yıl gündeme gelmeyecek. Vakıfbank ve Ziraat bankası'nın halka arzı için acele etmeyeceğiz." açıklamasında bulundu.

Babacan ayrıca, mevduatın vadesini uzatmak için plan hazırlandığını, yakında açıklanacağını da belirtti.

''İlk etapta Halkbank'ın ikinci halka arzı söz konusu olacak demiştik. Daha sonra önümüzde iki tane konu var; Bunlardan birisi Vakıfbank'ın ikinci halka arzı ve Ziraat'in ilk halka arzı. Şu anda iki tane konu var önümüzde. Fakat bunlar için çok acele etmeyeceğiz. En azından birkaç ay beklememiz lazım'' diyen Babacan, piyasanın Halkbank'ın arzıyla ilgili gelişmeyi absorbe etmesi gerektiğini belirtti.

Hazine'nin sahip olduğu yüzde 51'lik pay için stratejik yatırımcıya satışın önümüzdeki birkaç yıl gündemde olmayacağını, zaten dünya finans piyasasının şu anda böylesine büyük bir satın alımı yapacak güçte olmadığını belirten Babacan, ''Bu yüzde 51'in Hazine'nin olduğu bir banka olarak Halkbank devam edecek ama diğerlerinde de çok acele etmeyeceğiz. Birkaç ay şöyle önümüzdeki dönemi görmemiz lazım'' dedi.

Vakıfbank'taki sürece ilişkin, hisse yapısının değişmesiyle ilgili bir gündemin olduğunu, Ziraat Bankası ile ilgili belki yavaş yavaş bir danışmanlık firması tutumu ve değerleme çalışmalarının başlayabileceğini dile getiren Ali Babacan, ''Ama acele etmeyeceğiz. Şu anda Halkbank çok yeni. Bunun bir oturması lazım. Hisse senedi piyasamızın ve borsamızın bunu bir absorbe etmesi lazım. Şu anda takvim vermek istemiyorum. Çünkü bankacılık sektörü dünyada hızlı bir dönüşüm içerisinde. Bizim biliyorsunuz gelecek yılla ilgili özelleştirme hedeflerimiz var'' diye konuştu.

Halbank özelleştirmesinden gelen geliri bütçeye aktarmadıklarının, Özelleştirme İdaresi'nde tutup bütçeye henüz katmayacaklarına işaret eden Babacan, bu yılki bütçe hedeflerinin zaten belli olduğunu, Maliye Bakanı Şimşek'in de talebi üzerine sözü edilen kaynağın gelecek senenin bütçesine gelir olarak yazılacağını belirtti.

Babacan, ''Birkaç ay Özelleştirme İdaresi'nde tutacağız o parayı, daha sonra da Hazine'ye alacağız. Bakalım önümüzdeki aylar neyi gösterir, dünya piyasaları neyi gösterir'' dedi.

Mevduatta vadeye göre stopaj uygulanması yönündeki çalışmalara ilişkin soruya Babacan, ''Çalışmaları tamamladık. Herşeyiyle hazır. Sadece uygulama aşamasının zamanını bekliyoruz'' dedi.

''Sadece stopaj mı olacak?'' sorusuna Babacan, ''Bir kompozisyon. Onu açıkladığımız zaman göreceksiniz. Finansal istikrar komitemizde bunu çalıştık. Kararlarını verdik. İlgili bakanlıklarımızla da oluşturduk. Herşey belli. Sadece düğmeye basıp uygulamaya geçmeyi bekliyoruz'' yanıtını verdi.

Geçtiğimiz aylarda, OECD bünyesinde kara para ve terörün finansmanıyla mücadele işlevi gören Mali Eylem Görev Gücü (FAFT) tarafından gerekli düzenlemelerin yapılması çağrısına ilişkin soruya cevaben Ali Babacan, şu yanıtı verdi:

''Kara liste değil de üyeliğin askıya alınması ifade edilmişti. Konu Adalet Komisyonumuzun gündeminde... Alt komisyon bu yasa ile ilgili çalışmalarını tamamladı. Sayın Başbakanımızın da talimatıyla önemli değişiklikler oldu biliyorsunuz. Bu yasanın içeriğini uluslararası uygulamalara daha yakın hale getirdik. Umarım önümüzdeki aylarda bununla ilgili kararımız kesinleşir. Nihayetinde Türkiye'nin tercihi olacak. O tercihimizi hangi yönde kullanacağımız önümüzdeki birkaç ay içinde belli olacak.''

Moody's'in Türkiye'nin kredi notunu ''yatırım yapılabilir'' seviyeye çekmemesine ilişkin soruya Babacan, piyasalarda ya da bazı çevrelerde bu beklentinin belki bir miktar oluşmuş olabileceğini ancak yatırımcının gözünde zaten Türkiye'nin yatırım yapılabilir bir ülke olduğunu, Türkiye çoktan investment grade, yatırım seviyesini çoktan yakalamış durumda olduğunu belirterek, ''Kredi derecelendirme kuruluşlarının aslında önden gitmesi lazım. Yani bir ülkenin nereye doğru gideceğinin önden işaretini vermesi lazım'' dedi.

Kredi derecelendirme kuruluşlarının oldukça geriden geldiğini vurgulayan Babacan, şöyle devam etti:

''Bu kriz sonrasında bütün bu kuruluşlar artık arkadan gelen, olup biteni anlatmaya çalışan, zaten olup biteni tanımlamaya çalışan kuruluşlar haline geldi. Dolayısıyla biz yürüyeceğiz, onlar da arkamızdan gelecek açıkçası. Biz doğruları yapmaya devam ettikten sonra, düzgün politikalar uygulamaya devam ettikten sonra, zaten herkes herşeyi biliyor. Çok açık. Türkiye'nin artık görünürlüğü çok yükseldi. Yatırımcıların illa bir kredi derecesine bakarak değil, gelip İstanbul'a durumu yerinde görerek de kendi başlarına bir değerlendirme yapma şansları zaten var.''

Önümüzdeki dönemde herhangi bir kredi not artışı bekleyip beklemediğine ilişkin de Babacan, ''Biliyorsunuz ben mevcut kredi derecelendirme kuruluşları ile alakalı geleceğe dair şimdiye kadar hiçbir şey söylemedim. Hiçbir yorum da yapmadım. Kendi işleridir. Bu arada kendi kredibiliteleri de sözkonusudur. Türkiye'yi doğru ölçüp doğru tartmazlarsa, doğru kredi derecesi vermezlerse, yatırımcılar gerçeği görüyorlar, bir de kredi notlarını görüyorlar. Yavaş yavaş o kredi notlarını belki bir anlamı kalmayacaktır'' dedi.

G-20 FSB bünyesinde Genel anlamda dünyada bu kredi derecelendirme kuruluşlarına olan bağımlılık nasıl azaltılabilir, yerine nasıl alternatif sistemler kurulabilir doğrultusunda çalışma yürüttüklerini, ilerleme de sağladıklarını belirten Babacan, ''20 ülke şu anda bunun üzerinde çalışıyor. Çünkü sadece Türkiye'nin problemi değil, dünyadaki pekçok ülkenin, kuruluşun muzdarip olduğu bir tablo maalesef'' dedi.

Gündemde yeni bir sukuk ihracını olup olmadığı sorusuna cevaben Babacan, ''Piyasa şartlarına göre kuşkusuz önümüzdeki dönemde içeriye de dışarıya da devam eder bunlar. Hazine Müsteşarlığımız bunun piyasada sürekli yoklamasını yapıyor, talebi ölçüyor. Piyasada gerektiği zaman, talep olduğu zaman, gerekli miktarlarda ihraç yapılmaya devam eder. Artık o kapı açıld ve alternatif bir finansman kaynağı olarak Hazine için geçerli. Sadece Hazine için değil, bankaların, katılım bankalarının, özel sektör kuruluşlarının da zaten sukuku ihraç edebilmelerinin önünü açtık. Yasal düzenlemelerimizi yaptık, vergileri tahvil ihracıyla eşitledik'' dedi.