Arınç: Adalet öç alma mekanizması değildir

Başbakan Yardımcısı B&uuml;lent Arın&ccedil;, bir insanın bir g&uuml;nden fazla şahsi h&uuml;rriyetini tahdit edecek bir tedbir kararı almanın fevkalade ağır bir karar olacağını belirterek, Hakimin, elindeki delilleri, kişinin durumunu, dava i&ccedil;erisinde konumunu sık sık dikkate alarak tutukluluk halinin istisnai hale gelmesi i&ccedil;in &ouml;zen g&ouml;stermesi lazım. Adalet, &ouml;&ccedil; alma mekanizması değildir dedi.Arın&ccedil;, TBMM Plan ve B&uuml;t&ccedil;e Komisyonunda, Basın-Yayın ve Enformasyon Genel M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;, Vakıflar Genel M&uuml;d&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;, Atat&uuml;rk K&uuml;lt&uuml;r, Dil ve Tarih Y&uuml;ksek Kurumu, Atat&uuml;rk Araştırma Merkezi, Atat&uuml;rk K&uuml;lt&uuml;r Merkezi, T&uuml;rk Dil Kurumu, T&uuml;rk Tarih Kurumu ve RT&Uuml;K &uuml;n b&uuml;t&ccedil;eleri &uuml;zerinde milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bu d&uuml;ş&uuml;ncem doğrudur, bundan başka bir şey kabul etmiyorum &uuml;slubunu kabul etmenin m&uuml;mk&uuml;n olmadığını ifade eden Arın&ccedil;, bir kurumu t&uuml;mden yok saymanın, bazı &ccedil;alışanların yanlış davranışları sebebiyle o kurumu tamamen g&ouml;zden d&uuml;ş&uuml;rmenin, o kurumlara haksızlık olacağını kaydetti.Hayatın olağan akışı i&ccedil;erisinde her kurumda, her meslek erbabı i&ccedil;erisinde yanlış yapanların olabileceğini, bu yanlışların o kurumun itibarını zedelemeyecek, zarar getirmeyecek &ouml;l&ccedil;&uuml;de kabul edilebileceğini ifade eden Arın&ccedil;, Dolayısıyla RT&Uuml;K denilince yolsuzluk akla geliyor diye bir genelleme yapılırsa, bundan RT&Uuml;K zarar g&ouml;r&uuml;r ve bu bir haksızlık olur. Evet, bu kurumda belli zamanlarda g&ouml;rev yapmış insanların yanlış davranışları mutlaka olmuştur ancak o kişilerle ilgili kişisel değerlendirme yapmanın, bunları eleştirmenin hatta ithamın karşılığı olabilir ama kurumlar bundan zarar g&ouml;rmemelidir dedi.-basın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;-Son yaşanan olaylar sebebiyle Basın Kanunu nun da eleştirildiğini anımsatan Arın&ccedil;, Burada bir haksızlık var. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; bu bir iletişim şurasında paydaşların da iştirakiyle yapılmış bir &ccedil;alışmaydı. Genellikle yazılı medyayı ilgilendiren konular bu kanunda yer aldı. Şimdi ki &ccedil;alışmamızla da bunun i&ccedil;erisine internet medyasını, daha &ccedil;ok haber portallarını koyacak bir d&uuml;zenleme yapacağız diye konuştu.Arın&ccedil;, Basınla ilgili &ccedil;alışanlarımız, &ouml;zellikle TMK kapsamında, TCK nın ilgili maddeleri kapsamında cezaevinde bulunmaktadır. Dolayısıyla Basın Kanunu nu bundan dolayı su&ccedil;lu g&ouml;rmek ve onu aşağılayacak bir ifademiz, doğru olmaz dedi.Basın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n&uuml;n Avrupa İnsan Hakları S&ouml;zleşmesi nin 10. maddesinde de yer aldığını anımsatan Başbakan Yardımcısı Arın&ccedil;, bu &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml;n de sınırsız olmadığının, sınırlanabileceğinin ve yaptırımlara bağlanabileceğinin &ouml;ng&ouml;r&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml; ifade etti. Basın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; mutlaktır, her isteyen istediğini yapabilir şeklindeki bir anlayışa kimsenin sahip olmayacağını belirten Arın&ccedil;, Basın Kanunu nda gazetecilik mesleğine geniş g&uuml;venceler getirildiğini s&ouml;yledi.Basın Kanunu nda şahsi h&uuml;rriyeti bağlayıcı cezalara iki istisna dışında yer verilmediğini hatırlatan Arın&ccedil;, Birincisi; d&uuml;zeltme ve cevabın yayınlanmasına ilişkin hakim kararına uyulmaması durumunda para cezası h&uuml;rriyeti bağlayıcı cezaya &ccedil;evrilebilmektedir. Bu, tamamen kişilik haklarıyla ilgilidir. İkincisi; kanuna uygun olarak basılmış eserleri, bunların yayımını, dağıtımını veya satışını &ouml;nlemek amacıyla tahrip eden veya bozan kişilere verilen para cezaları h&uuml;rriyeti bağlayıcı cezaya &ccedil;evrilebilmektedir diye konuştu.-Vicdanen konuşuyorum-Arın&ccedil;, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: BDP li arkadaşımızın verdiği isimler belli. CHP li arkadaşlarım bir isim s&ouml;yledi. Ben diğerlerini de biliyorum; Bunlar Ahmet Şık, Nedim Şener, Mustafa Balbay veya Tuncay &Ouml;zkan dır. Peki iki grup arasındaki bu ayrım neden yapılıyor? Oysa 60 kişiden fazla gazetecinin i&ccedil;eride olduğu ve binlerce gazetecinin hakkında da takibat yapıldığı s&ouml;yleniyor. Vicdanen konuşuyorum. Ni&ccedil;in &uuml;z&uuml;ld&uuml;ğ&uuml;n&uuml;z&uuml; ifade etmediniz dediler. Bu konuyla ilgili &ccedil;ok konuştum ve en sonunda TMK nın değiştirilip değiştirilmemesi konusunda a&ccedil;ık&ccedil;a teklifte bulunulmasını ve gerek&ccedil;elerinin tarafımıza bildirilmesini istedim ama burada bir ger&ccedil;ek var; İ&ccedil;eride basın kartı sahibi veya basın kartı sahibi olmayan, mesleğinin karşısında gazeteci yazan bir kısım insanlar bulunmaktadır. Bunların bir kısmı adi su&ccedil;lardan h&uuml;k&uuml;ml&uuml; veya tutukludur. İkincisi ve &ccedil;ok b&uuml;y&uuml;k grup TMK kapsamında mahkum edilen veya tutuklanan kişilerdir. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml; grupta TCK daki bazı maddeler nedeniyle haklarında tutuklama kararı olan veya şu anda soruşturma evresinde bulunan tartışmalardır. O zaman meseleye &uuml;&ccedil; boyutlu bakmamız lazım. Biri adi bir su&ccedil; işlerse, sıfatı gazeteciyse, basın kartı sahibiyse, bunun imtiyazı mı var? Bunu hi&ccedil; birimiz d&uuml;ş&uuml;nm&uuml;yoruz herhalde. İkinci grup TMK nın 6, 7 ve diğer maddelerinden h&uuml;k&uuml;ml&uuml; ve tutuklu bulunanlardır. &Uuml;&ccedil;&uuml;nc&uuml;s&uuml; de adil yargılamayı etkilemeye teşebb&uuml;s ve soruşturmanın gizliliğini ihlal ve bir iki madde dahilinde TCK da yapılan d&uuml;zenlemelerden mağdur olan arkadaşlarımız var. &Ouml;zellikle son 3-4 senedir yani Silivri deki davaların devamı s&uuml;resince veya bir takım telefon dinleme kayıtlarının yayınlanmasından sonra veya bir şekilde kamuoyunda bu konuların tartışmaya a&ccedil;ılmasıyla soruşturmanın gizliliğini ihlal ettin diye dava a&ccedil;ılmıştır, bir kısmı karara bağlanmıştır. Saydığı su&ccedil;lardan cezaevlerinde 63 kişinin bulunduğunu s&ouml;yleyen Arın&ccedil;, 63 kişiden sadece d&ouml;rd&uuml;n&uuml;n basın yoluyla işlenen su&ccedil;lar arasında sayılabilecek ter&ouml;r &ouml;rg&uuml;t&uuml;n&uuml;n propagandasını yapmaktan dolayı cezaevinde olduğunu s&ouml;yledi.- Benden beklenmeyecek laflar da ediyorum -Soruşturma evresinde tutuklamaların olabileceğini, talep &uuml;zerine tahliye kararlarının verilebileceğini kaydeden Arın&ccedil;, Bu konudaki tartışmaların bir kısımında haklılık payı var. Buna ben de zaman zaman katılıyorum. Hatta sıfatımın da &ouml;tesinde bir h&uuml;k&uuml;met &uuml;yesi olmanın bana y&uuml;klediği sorumluluğu da bazen aşarak benden beklenmeyecek laflar da ediyorum ama bunu vicdanen s&ouml;yl&uuml;yorum dedi. Bir insanın bir g&uuml;nden fazla şahsi h&uuml;rriyetini tahdit edecek bir tedbir kararı almanın fevkalade ağır bir karar olduğunu belirten B&uuml;lent Arın&ccedil;, s&ouml;zlerini ş&ouml;yle s&uuml;rd&uuml;rd&uuml;: Ama kanun, yazılı hukuk buna cevaz veriyor. Hayatın akışı i&ccedil;erisinde de tutuklama karalarının verilmesinde bazen zaruret doğuyor. O zaman hakimin, elindeki delilleri, kişinin durumunu, dava i&ccedil;erisinde konumunu sık sık dikkate alarak tutukluluk halinin istisnai hale gelmesi i&ccedil;in &ouml;zen g&ouml;stermesi lazım. Adalet &ouml;&ccedil; alma mekanizması değildir. &Ccedil;ok g&uuml;zel ilahi &ouml;l&ccedil;&uuml; var; Bunu kendime rehber aldım; Hoşlanmadığınız bir kavim i&ccedil;in adaletsizlik yapmayınız. Yani bir insandan, kavimden hoşlanmayabilirsiniz ama o sizi adaletten ayırmasın. Dolayısıyla son a&ccedil;ıklamalarım da bu kapsamdadır. Bir arkadaşımın dile getirdiği konu &uuml;zerinde 3 ay i&ccedil;erisinde tahliye kararlarının verilmiş olması, bence olumludur ama o bu şahıslarla ilgili değil mahkemenin verdiği kararla ilgilidir. Mahkeme kararında tutukluluk s&uuml;releri yeterlidir, bu cezaya d&ouml;n&uuml;şmesin, artık bunu sebepleri ortadan kalkmıştır diyor. Ben de a&ccedil;ık&ccedil;a bu karar başka mahkemelere &ouml;rnek olmalıdır. Onlar da kendi ellerindeki dava dosyasına ve kişilerin durumuna bakarak artık tahliye karaları vermeli dedim ve sonunda da ilave ettim; belki benim bu s&ouml;zlerimden dolayı hakkımda bir fezleke tanzim edilir, dokunulmazlığımın kaldırılması da istenebilir. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; ben başkalarının s&ouml;ylediği bir s&ouml;z&uuml; milletvekili sıfatıyla s&ouml;yl&uuml;yorum ama ben yargıyı itham ederek s&ouml;ylemiyorum bunu. Yazılı hukukun yanına vicdanımızı da koyarak s&ouml;yl&uuml;yorum. Eğer hakkımda bir fezleke gelirse ve yargılanmam da m&uuml;mk&uuml;n olursa daha fazlasını s&ouml;ylerim. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; şimdi bazı şeylere dikkat etmek mecburiyetindeyim ama kendimi savunmak durumunda kalırsam, bu uygulamaların sonunda nasıl netice vereceğini, yargının da bundan nasıl olumsuz etkileneceğini bilecekleri şekilde de s&ouml;ylerim. Şu ana kadar bu s&ouml;zlerimizin de &ccedil;ok dikkate alınmadığını biliyorum. O zaman bu basın mensuplarına bakarak T&uuml;rkiye de basın &ouml;zg&uuml;rl&uuml;ğ&uuml; yoktur demek vicdanen &ccedil;ok doğru bir s&ouml;z değil. &Ccedil;&uuml;nk&uuml; siz sadece &uuml;&ccedil; isim s&ouml;yl&uuml;yorsunuz. Buradan ayrılan arkadaşımız (BDP li Nursel Aydoğan) belki 20 isim s&ouml;yleyecek. T&uuml;rkiye de basın mensupları bunlardan ibaret değil. Genelleyici bir tavır i&ccedil;erisinde olmamalıyız ama g&ouml;r&uuml;yoruz ki TMK nın bazı maddeleri sebebiyle burada &ccedil;oğunlukla bazı kişiler tutuklu ve h&uuml;k&uuml;ml&uuml;d&uuml;r. Bazıları artık TMK nın bu maddeleri kalksın artık propaganda su&ccedil; olmaktan &ccedil;ıksın diyebilir. Herkes elini vicdanına koymalı ve ben bu noktada ne demeliyim diye d&uuml;ş&uuml;nmeli. Topu taca atacak vaktimiz yok. Arın&ccedil;, bir milletvekilinin konuşmasını anımsatarak, bir bulmacayı iki defa yayınladı gerek&ccedil;esiyle hi&ccedil; bir gazetenin kapatılamayacağını, b&ouml;yle bir h&uuml;k&uuml;m hatırlamadığını varsa &ouml;yle bir karar bunu g&ouml;rmek istediğini s&ouml;yledi.

Arınç: Adalet öç alma mekanizması değildir

Başbakan Yardımcısı Arınç, bir günden fazla şahsi hürriyeti tahdit edecek tedbir kararı alınmasını eleştirerek "Adalet, öç alma mekanizması değildir" dedi

Öne Çıkanlar