Ateş: Denizbank, Dexia için 'kaşıkçı elması gibi'
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, Denizbank'ın Dexia için önemine ilişkin ''kaşıkçı elması gibi'' yorumunu yaptı
(A.A) Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) ile gerçekleştirilen ''İSTESOB Akıllı Kart''ın tanıtıldığı basın toplantısı öncesinde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, bankanın şu anda ''aslanlar gibi yoluna devam ettiğini'' söyledi.
Denizbank'ın şu anda 500'in üzerinde şubesi bulunduğunu, 11 bin tane de ''denizci kaptanı'' olduğunu belirten Ateş, bankanın Dexia için önemine dair bir soruya, ''Bu, Türkiye için önemli bir kurum. Kaşıkçı elması gibi... Topkapı'daki en değerli, nadide şey nedir diye sorduğunuzda kaşıkçı elması derler'' yanıtını verdi.
Hakan Ateş, bankanın İSTESOB gibi Türkiye'nin en büyük kurumlarıyla çalışmalarına devam ettiğini vurgulayarak, Türkiye çapında tarım alanında gerçekleştirdiklerini KOBİ'ler için de yapacaklarını, bunun en önemli ayağının İstanbul olduğunu kaydetti.
İstanbul'da İSTESOB'un yaklaşık 260 bin üyesi bulunduğuna işaret eden Ateş, ''Esnaf, sanatkar dediğiniz zaman 10 milyon kişiden bahsediyoruz. Halamız, amcamız, dayımız, annemiz... İstihdamda da çok önemli rolü bulunan bir şey'' dedi.
Belçika, Fransa ve Lüksemburg hükümetlerinin Dexia'yı kurtarma planının detaylarının ortaya çıkmasıyla birlikte satılacağı iddia edilen Denizbank'ın yüzde 75'i, Ekim 2006'da 2 milyar 437 milyon 386 bin dolara Fransız-Belçika ortaklığı olan bankacılık grubu Dexia'ya satılmıştı.
Denizbank Finansal Hizmetler Grubu'nda Denizbank'ın yanı sıra, 6 yerli ve 3 uluslararası finansal iştirak, 4 yerli finansal olmayan iştirak ve Bahreyn'de bir şube bulunuyor. DenizYatırım, EkspresYatırım, DenizYatırım Ortaklığı, DenizPortföy Yönetimi, DenizLeasing, DenizFaktoring, Intertech, DenizKültür, Bantaş ve Pupa grubun yerli, Eurodeniz, DenizBank AG ve CJSC Dexia Bank ise uluslararası iştiraklerini oluşturuyor.
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, ''Şu anda herhangi bir satış gündemde olmadığı için, (bankanın satışı) sona kaldı mı kalmadı mı o konuda bir yorum yapamam. Ama her zaman şurası bir gerçektir; ulu kuş biraz ağır uçar'' dedi.
Ateş, İstanbul Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (İSTESOB) ile gerçekleştirilen ''İSTESOB Akıllı Kart''ın tanıtıldığı basın toplantısı sırasında gazetecilerin bankanın satışı konusuyla ilgili sorularını yanıtlarken, hiçbir projelerini hiçbir olayın olumsuz etkilemesinin söz konusu olmadığını, bu kapsamda Kuzey Irak ve Batum'da şube açmaya yönelik ön çalışmaları sürdürdüklerini söyledi.
Dexia Grup Üst Yöneticisi (CEO) Pierre Mariani'nin açıklamalarının gayet net olduğunu ifade eden Ateş, çerçeve itibariyle Dexia'nın içinde bulunduğu durumu gözönöne alan Belçika, Fransa ve Lüksemburg devletlerinin 10 yıl süreli, uzun vadeli kağıt ihracına da izin veren çok geniş kapsamlı bir garanti verdiğini hatırlattı.
Ateş, Dexia'nın özellikle Fransa ve Belçika'da kamu yatırımlarının yüzde 80'inin çok önemli finansörü olduğunun altını çizerek, ''Basında çıkan 'iyi banka, kötü banka' ayırımı var. Esas itibariyle bu doğru değil. Şu ana kadar olan örneklerde görülen, kötü bankada kötü aktifler bulunur. Oysa ki şu anda Dexia'nın fonladığı aktiflerin tamamına yakın bölümü, Yunanistan tahvilleri hariç, AA ve üzeri derecelidir. Dolayısıyla bunun da taleplisi çok'' şeklinde konuştu.
Yapılan çerçeve anlaşması ile zaten Fransa'daki büyük bankalar ile görüşmelerin sürdüğünü, Tokyo'da, ABD'de, İspanya'da, İtalya'da da çok önemli belediye yatırımlarının finansörünün de Dexia olduğunu belirten Ateş, ''Zaten Avrupa'da da seçimlere çok az süre kalmışken, belediyelere hizmet verememe ve bankacılıktaki ihtiyaçları karşılayamama gibi durumlara izin verilmeyeceği için onlar kendi tedbirlerini Avrupa içinde alıyorlar'' dedi.
''Kaşıkçı elmasının çarçur olmasına göz yumar mısınız?''
Grupta uzun vadeli belediye ve proje finansmanı nedeniyle ortaya çıkan durumun dışında, sonuç üreten ve karlı çok sayıda kuruluş bulunduğunu vurgulayan Ateş, bir tanesinin Belçika bankası olduğunu, bunu Belçika devletinin millileştireceğini, ayrıca Lüksemburg'da da bir banka bulunduğunu, o çerçevede Katarlı bir yatırımcıyla ilgili görüşmeler olduğunu anlattı.
Grup bünyesinde aktif yönetim şirketi ile Kanada'daki iştirakinin yanı sıra Denizbank'ın bulunduğuna değinen Ateş, ''Denizbank'a bakınca sayın Pierre Mariani'nin, Dexia Yönetim Kurulu Başkanı'nın ifadesinde de yerini bulan, hazinedeki en değerli taşlardan biri, belki de birincisi... Bununla ilgili şu gün itibariyle yetkili tek organ esas itibariyle Dexia Genel Kurulu'dur. Ancak Genel Kurul Yönetim Kurulu'nu bu konuda yetkilendirdiğini, onların da Dexia İcra Komitesi'ni yetkilendirdiğini biliyoruz'' şeklinde konuştu.
Ateş, bununla ilgili başka bir soru üzerine de ''Siz kaşıkçı elmasının çarçur olmasına göz yumar mısın? Hayır. Onlar (Dexia) dün olduğu gibi bugün de arkamızda'' dedi.
''Açıklama, Dexia Yönetim Kurulu tarafından yapılacaktır''
Sadece Denizbank'ın değil Türkiye'nin bütün finansal kurumlarının Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) yakın denetimi ve gözlemi altında olduğuna değinen Ateş, bu çerçevede yüksek sermaye yeterlilik oranıyla ve son derece karlı bir şekilde ilk yarıyı tamamlayan Denizbank'ın Türkiye'ye istihdam yaratmaya, bütün kesimlerini finanse etmeye, bu konudaki misyonlarını yerine getirmeye sonuna kadar devam edeceğini, bankanın geleceğinin ''son derece parlak'' olduğunu söyledi.
Satış ile ilgili şu anda Grubun Türkiye kolunun en üst yetkilisi olarak daha farklı, resmi bir açıklama yapma konumunda olmadığını belirten Ateş, ''Çünkü böyle bir açıklama henüz intikal etmiş değil. Kaldı ki bu açıklama Hissedarlar Kurulu tarafından ve Dexia Yönetim Kurulu tarafından yapılacaktır. Öncelikle tabii SPK ve BDDK'ya da bilgi verilmek suretiyle yapılacaktır'' dedi.
Pierre Mariani'nin Denizbank'ın satışıyla ilgili acelelerinin olmadığı yönündeki açıklamalarının hatırlatılarak, ''Denizbank'ın satışı sona mı kaldı?'' şeklindeki soruyu ise Ateş, ''Şu anda herhangi bir satış gündemde olmadığı için, sona kaldı mı kalmadı mı o konuda bir yorum yapamam. Ama her zaman şurası bir gerçektir; ulu kuş biraz ağır uçar'' diye yanıtladı.
''Kar içerde bırakılarak da sermaye enjekte ediliyor''
Denizbank'ın sigortaları sattığını ve yüzde 100'ünü sermayeye eklediğini, toplam sermayelerinin 6 milyar lira civarında olduğunu kaydeden Ateş, sermaye artırımı kararı almaları durumunda ana ortağın buna katılıp katılmayacağı sorusuna da ''Öyle bir ihtiyaç yok, ama öyle bir ihtiyaç olsa anında katılır'' karşılığını verdi.
Hissedarın karı içerde bırakarak da sermaye enjekte ettiğine işaret eden Ateş, ''Bunu bizim hissedarımız 5 senedir yapıyor ve bundan sonra 5 sene daha yapacağını garanti altına aldı'' dedi.
Türk bankacılığının aslında karlılıklarla çok iyi sermayelendiği bir dönemden geçtiğini ifade eden Ateş, iştiraklerin satılıp satılmayacağı yönündeki soru üzerine, bu dönemde Denizbank'ın iştiraklerinden herhangi birini elde çıkarma gibi bir durumun söz konusu olmadığını bildirdi.
''Yazılanların hepsi pozitif''
Dünyanın en önemli finans basınının Denizbank'tan bahsettiğine dikkati çeken Ateş, Dexia'nın yeniden yapılandırılması ve kısmi aktiflerinin alternatif çözümlerle değerlendirilmesi süreci içinde Denizbank ile ilgili en ufak kötü birşey yazılmadığını, yazılanların hepsinin pozitif olduğunu söyledi.
Başka bir soru üzerine, Merkez Bankası, Hazine ve BDDK dahil ekonomi yönetiminin Türkiye'de son derece olaya hakim olduğunu, hepsinin başta eleştirilen, sonradan bütün gelişmiş ülkelerin aynı regülatörleri tarafından da benimsenen türde kararlar aldıklarının altını çizen Ateş, alınan bu kararların etkisiyle toplam kredilerde kriz zamanında yüzde 5,5'lara dayanan problemli alacakların yüzde 2,5 seviyelerine indiğini vurguladı.
Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş, ''Merkez Bankası'nın aldığı para politikası tedbirleri, gerçekten şu anda cebimize atacak bir sürü kurşun biriktirdi. Hazine'nin aldığı birtakım vergi kararları, yani Çin'den ucuza al burada yüzde 100 karla sat işini büyük ölçüde bitirme konumuna geldi. Krize hazırlık yapan ve bu konuda ekonomik birimleri, özellikle bankacılık sektörü çok kuvvetli olan bir durum söz konusu'' yorumunu yaptı.
''Hiç kimsenin sektörün iyi durumda olduğundan şüphesi olmasın''
BDDK'nın Denizbank'tan sermaye yeterlilik rasyosunu yükseltme yönünde talepte bulunup bulunmadığı yönündeki soruyu da Ateş, şöyle yanıtladı:
''Her bankayla görüşmeleri var, ama onları BDDK kendi resmi ağzıyla açıklamaya yetkili. Dönem dönem bankalardan farklı şeyler isteyebileceklerini daha önce de beyan etmişlerdi. Onlar normalde birtakım kriterleri gözönüne alarak bu tür girişimlerde bulunabilir. Şu anda bildiğim kadarıyla Türkiye'deki sermaye yeterlilik oranı zaten 12'nin de hayli üzerinde. Dolayısıyla sadece bizi değil, hiçbir bankayı rahatsız edecek bir konu bahis konusu değil. BDDK zaten bizi o kadar yakın izlemede ki, kestiğimiz fişleri dahi, bütün bilançoyu günlük değil anlık takip ediyorlar. Hiç kimsenin, her türlü tedbiri her türlü anlamda almasından dolayı Türk bankacılık sektörünün iyi durumda olduğundan şüphesi olmasın.''