Davutoğlu: Havaalanları hareketli olan bir ülkenin geleceğini kestirmek kolay
-
Davutoğlu, "Havaalanları sönük, hareketsiz olan bir ülkenin canlı olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Havaalanları hareketli olan bir ülkenin de geleceğini kestirmek kolaydır" dedi
Davutoğlu: (1)
- "İstanbul, yükselen Türkiye'nin küreselleşen dünyada yıldız şehri ve bütün çevre coğrafyaların temel çekim alanı haline gelmektedir. İstanbul yükseldikçe Türkiye yükselir, Türkiye yükseldikçe çevredeki bölgeler refah ve huzur, istikrar bölgesi haline gelir"
- "Havaalanları sönük, hareketsiz olan bir ülkenin canlı olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Havaalanları hareketli olan bir ülkenin de geleceğini kestirmek kolaydır"
(Fotoğraflı - Görüntülü)
İSTANBUL (AA) - Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul'un, yükselen Türkiye'nin küreselleşen, dünyada yıldız şehri ve bütün çevre coğrafyaların temel çekim alanı haline geldiğini belirterek, "İstanbul yükseldikçe Türkiye yükselir, Türkiye yükseldikçe çevredeki bölgeler refah ve huzur, istikrar bölgesi haline gelir" dedi.
Çırağan Sarayı'nda düzenlenen İstanbul Yeni Havalimanı Proje Finansmanı İmza Töreni'nde konuşan Davutoğlu, dünya çapında önemli, tarihi bir projenin önemli bir aşamasında olduklarını ifade etti.
Tarihe bakıldığında şehirlerin ve ülkelerin yükselişi arasında doğrudan bir irtibat görüldüğünü dile getiren Davutoğlu, "Ülkelerin, devletlerin yükselmeleri bünyesinde barındırdıkları şehirlerin yükselmeleriyle birlikte olur. Bir düşüş gerçekleştiğinde de önce şehirler önemlerini kaybederler, sonra da devletler tarih içindeki etkilerini yitirirler" diye konuştu.
Davutoğlu, tarihe bakıldığında Roma İmparatorluğu'nun Roma şehrinin, Abbasi devletinin de Bağdat'ın yükselmesiyle, Osmanlı'nın İstanbul'un bir kadim şehir olarak, bir cihan başşehri haline dönüşmesiyle, İngiltere'nin Londra'nın Sanayi Devrimi sonrasında "dünyanın güneş batmayan" imparatorluğunun başşehri olmasıyla, Amerika'nın New York'un dünya finans merkezi haline gelmesiyle küresel bir güç haline geldiğinin görüldüğünü ifade ederek, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla eğer tarihin ayak izlerini sürmek isterseniz, önce şehirlerin iniş ve çıkışlarına bakacaksınız. Bu doğu ve batıda, kuzey ve güneyde hiçbir ayrım olmaksızın bütün ülkeler için geçerlidir. Son 20 yıla baktığımızda özellikle soğuk savaş sonrası döneme, bazı şehirlerin göreceli olarak önem kazandığını, bazı şehirlerin ise düşüşe geçtiğini görürsünüz. Özellikle 'Arap Baharı' sonrasında çevremizdeki şehirlerin birçoğunda büyük yıkımlar yaşanmıştır. Çok değil 1990'ların başlarında Tahran, Bağdat, Şam, Kahire, Atina, Roma, Viyana, Moskova arasında, Avrasya Stepleri'nden Balkanlar'a, Ortadoğu'dan Kafkasya'ya bir daire çizdiğinizde ve bugün aynı daireyi bugünkü önemleri itibarıyla çizdiğinizde, birçok şehrin ciddi bir güç kaybına uğradığını, yıkım yaşadığını, bazı şehirlerin önemli düşüşler gerçekleştirdiğini ama bütün bu havza içinde İstanbul'un gittikçe artan bir önem kazandığını açık bir şekilde görürsünüz. Bunun için fazla teoriye de ihtiyaç yok aslında. Eğer şehrin önemini, bir ülkenin ekonomik gücünü görmek isterseniz uçağın indiği anda havalimanına bakacaksınız. Eğer havalimanı canlıysa, hareketliyse ve her an bir uçağın kalkıp, diğer uçağın indiği ritmik tempoyla çalışıyorsa o şehir yükseliyordur, o ülke yükselen bir ekonominin merkezi haline geliyordur."
- "Ekonomik hamlelerle olağanüstü bir yükseliş sağlandı"
Geçmişte bunların ölçüsünün kervanlar olduğunu aktaran Davutoğlu, bir şehrin büyüklüğünün İpek Yolu üzerinde ne kadar kervansaray bulunduğuyla ve oralarda ne kadar kervanın konaklamasıyla ölçüldüğünü dile getirdi.
Davutoğlu, "Şimdi ise aynı kriter bu kez havaalanları için geçerli. Havaalanları sönük olan, hareketsiz olan bir ülkenin canlı olduğunu iddia etmek mümkün değildir. Havaalanları hareketli olan bir ülkenin de geleceğini kestirmek kolaydır. Şimdi 30 yıl öncesinin Atinası'nın ve birçok şehrin havaalanlarının canlılığıyla, Atatürk Havaalanın canlılığını mukayese ettiğinizde ve en önemlisi oralardan sağlanan transit geçişlerin karsılaştırmasını yaptığınızda şehrin kavşak noktası mı, yoksa köşede bir şehir olarak kaldığı mı öne çıkar?" diye konuştu.
İstanbul'un bu anlamda son 13 yıl içerisinde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde, Türkiye'nin gerçekleştirdiği ekonomik hamlelerle olağanüstü bir yükselişin ve dünyada havaalanlarının canlılığı bakımından da en büyük canlılığa sahip şehir olduğuna işaret eden Davutoğlu, şöyle devam etti:
"Gurur duyuyoruz ve aslında bugün burada finansman imza töreninde de bir kez daha ispat ediyoruz ki sadece geriye dönük olarak analizler değil, ileriye dönük olarak perspektifler çizdiğinizde İstanbul, yükselen Türkiye'nin küreselleşen dünyada yıldız şehri ve bütün çevre coğrafyaların temel çekim alanı haline gelmektedir. İstanbul yükseldikçe Türkiye yükselir, Türkiye yükseldikçe çevredeki bölgeler refah ve huzur, istikrar bölgesi haline gelir. Arap Baharı sonrasında bugün Bağdat'ta, Şam'da, Kahire'de, maalesef bu tarihin kadim şehirlerinde çok canlı bir ekonomik hayat ve canlı bir hava yolu ulaşımı mümkün değil. Ama İstanbul gittikçe artan tempoyla tarihin akış hızından daha hızlı bir akışla geleceğe doğru yürüyor. Aslında bu sadece İstanbul'un yükselmesiyle değil, Türk havayollarının, Türk hava ulaşımının da yükselmesiyle paralel koşut bir gelişmedir."
AA