Deutsche Bank: Düşük faiz tüketiciye zarar veriyor
Deutsche Bank'a göre merkez bankalarının faizleri düşürerek büyümeyi teşvik ettiği inancı verilerle uyuşmuyor
Dünya genelinde merkez bankaları, Lehman Brother’ın 2008 yılında çökmesinden bu yana 500’den fazla kez faiz oranlarını indirme kararı aldı. Ancak düşüş faiz oranlarının ekonomik faaliyetin desteklenmesine yardımcı olduğuna yönelik tezlerinin önemli bir kısmı Deutsche Bank’a göre hedeften uzak olabilir.
Kötüleşen görünüme karşılık faiz oranlarını düşürmek, ekonominin desteklenmesine yardımcı olmada çeşitli kanallar aracılığıyla çalışmak üzere düşünülmüş. Düşük faiz oranlarının, hane halklarını borçlanmaya ve şirketleri yatırım yapmaya teşvik etmesi gerekiyor, diğer tüm unsurlar sabitken, yerel para birimindeki yumuşamaya eşlik eden faiz indirimi, ülke mallarını ve hizmetleri küresel sahnede daha rekabet edebilir hale getiriyor.
Merkez bankasının reel ekonomiyi desteklemedeki bozuk iletim mekanizması ile ilgili soruların çoğu parasal genişlemenin etkililiği üzerinde yoğunlaşıyor. Ancak baş küresel stratejist Bankim “Binky” Chadha’nın liderliğindeki Deutsche Bank ekibi buna karşı çıkıyor. Analistler, geleneksel teşvik ile hane halkı harcamaları arasında olduğu varsayılan ve yaygın bir şekilde kabul gören bağın para politika yapıcılarının düşündüğü kadar net bir etkisinin olmadığını belirtiyor.
Bu değerlendirme, stratejistlerin ABD hane halkı harcamalarını neyin yönlendirdiği ile ilgili araştırmasının yan ürünü olarak ortaya çıktı. ABD’de hane halkı harcamalarını 10 yıllardır büyük ölçüde düşüş gösteriyor.
Chadha, varlık oranındaki artışın ABD’de tasarruf oranının yönlendiricisi olduğunu savunuyor. Dolayısıyla varlık arttığında tasarruf oranı düşme eğilimine giriyor.
Chadha, “Tasarruf oranı, ekonominin boyutuyla ölçülen brüt varlık değeri ile güçlü bir şekilde negatif korelasyonlu (eksi yüzde 86). Buna karşın reel faiz oranı hane halklarının varlık biriktirme hızını etkiliyor” değerlendirmesi yaptı.
Deutsche Bank, düşük reel faiz oranlarının hane halklarının beklenen getirisini azaltarak, onları uzun vadeli finansal hedeflere ulaşmak için daha fazla tasarruf yapmaya ve bugün harcama yapmaktan vazgeçmeye teşvik ediyor.
Dolayısıyla Deutsche Bank’a göre reel faiz oranlarının ABD büyümesindeki ivmelenmenin sürmesi ile yükselmesi halinde tüketim oranı Amerikan hane halklarının uzun vadeli varlık hedeflerine ulaşmada daha iyimser hissetmeleri ile artabilir.