Yılın son çeyreğine girerken
Global piyasalarda baskının bir miktar artmaya başladığını görüyoruz. Özellikle 3 Kasım’da yapılacak olan ABD seçimleri belirleyici bir faktör. Hem hangi adayın seçileceği konusu hem de oy sayımına dair potansiyel belirsizliklerin olması piyasalar üzerinde baskı yaratacak gibi. Bu dönem aynı zamanda kışa girdiğimiz ve pandemi konusunda endişelerin devam ettiği zamanla da çakışıyor. Global ekonomiler Mayıs’tan bu yana çok iyi toparladılar. Fakat V şeklinde büyüme hikayesi artık eskidi, yaşandı ve geride kaldı. Bundan sonrasında global piyasaların konsantrasyonu daha çok toparlanmanın aynı oranda devam edip etmediğinde olacak. Bunlara ek, FED’in para politikası rejiminde yaptığı değişiklik (ortalama enflasyon hedeflemesine geçiş), piyasaların gözünde bir miktar soru işareti yaratıyor. Çünkü sürecin işleyişine dair net rakamsal detay henüz yeterince sunulmadı. Keza piyasalarda, maliye politikalarında ek genişlemeye dair beklentiler halen mevcut. Bunlar gelmedikçe de baskı görebiliyoruz. Yukarıda değindiğimiz bu dört faktör özellikle yılın son çeyreğinde global piyasalrda bir miktar baskı yaratabilir. Bu ortamda ekonomisi en iyi giden bölgenin de Çin olduğunu hatırlamakta fayda var.