Tarım ve gıda sektöründe sular durulmuyor. Ham maddeden lojistiğe kadar yaşanan tüm fiyat artışları önce üretici fiyatlarını vuruyor ardından da tüketici fiyatlarına yansıyor. Şimdi diyeceksiniz ki başka sektörler açısından tablo çok mu farklı? Haklısınız, şu an neredeyse her sektör, işin üretim safhasından lojistiğine kadar öngörülemez ve kırılgan bir süreçten geçiyor. Ama biz bugün konuya ağırlıklı olarak gübre sektörü tarafından bakacağız. Gübre piyasası bu yıl, Avrupa ve Çin de aşırı hava koşulları, fabrikaların kapanması ya da üretimi kısması, yaptırımlar, talepteki dalgalanma ve artan enerji maliyetleri nedeniyle sert bir darbe aldı ve almaya devam ediyor. Fiyatlar, küresel finansal krizden bu yana en yüksek seviyelere çıktı. Dünyanın dört bir yanında tarım ve gıda piyasasında arz güvenliği ve fiyat istikrarı adına gübre sektörüne yönelik farklı adımlar atılıp, önlemler açıklanıyor. İsterseniz son bir haftada öne çıkan gelişmelere hep birlikte bir göz atalım. RUSYA Dünyanın önde gelen doğal gaz ihracatçısı konumundaki Rusya da enflasyondan nasibini alıyor. Rus hükümeti, enflasyonla mücadele kapsamında gübre üreticilerinin de aralarında olduğu birçok sektörü kapsayacak şekilde doğal gaz fiyatını sabitleme kararı aldı. Bunun karşılığında da Rusya Gübre Üreticileri Birliği, Temmuz-Aralık döneminde gübre fiyatlarını sabitledi. Böylesine kırılgan bir süreçte atılan bu adım, Rus çiftçisine önümüzdeki sezon açısından önemli bir rekabet avantajı sağlayacak. Bu tedbirlere rağmen, Rusya’da şeker pancarı yetiştiricilerinin artan üretim maliyetleri nedeniyle girdilerde kesintilere gidebileceği belirtiliyor. HİNDİSTAN Dünyanın önde gelen fosfat bazlı gübre ithalatçılarından Hindistan, küresel fiyatlardaki yükselişe karşın çiftçilerini korumak ve yeni sezonda üretimin devamlılığını sağlamak adına ek bir sübvansiyon paketi açıkladı. Çiftçiler için DAP gübresine yönelik 758 milyon dolarlık ek sübvansiyon hükümet tarafından onaylandı. Bu da Hintli çiftçilere sağlanan sübvansiyonlarda yüzde 140’lık bir artış anlamına geliyor. Ülkede, diğer gübre çeşitlerini kapsayacak şekilde sübvansiyonların daha da artırılabileceği yönünde çalışmalar yapıldığı öğrenildi. Hükümete yakın kaynaklar, 3,8 milyar dolarlık ek bir sübvansiyon paketi üzerinde çalışıldığını kaydediyor. ÇİN Çin Gümrük Genel İdaresi (CGAC), 15 Ekim itibariyle gübre ihracatını denetim altına aldığını duyurdu. CGAC, ihracatı denetime tabi olacak 29 çeşit gübre ürününü listeledi. 29 çeşit gübre arasında ÜRE, DAP, MAP, NPK, NP/NPS, MOP, SOP, amonyum klorür ve amonyum nitrat gübreleri yer alıyor. Çin in 2020 de yaklaşık 8,7 milyon ton ihracatını gerçekleştirdiği amonyum sülfat ise listede yer almıyor. Çin üre vadeli işlemleri, gübre ihracatına fiili bir yasak olarak görülen gübre ve ilgili malzemeleri sevk etmek için denetim sertifikaları gerektiren bir gümrük duyurusunun ardından rekor seviyelerden iki haftanın en düşük seviyesine geriledi. FRANSA Hızla yükselen gübre fiyatlarının tedirgin ettiği bir başka ülke ise Fransa… Ülkede, gübre fiyatlarındaki aşırı yükselişle birlikte Fransız çiftçilerin ekim planlarında riskli değişimlere gidebileceği kaygısı hâkim. Zira kışlık buğday ve arpa tohumları, başta doğal gaz olmak üzere hammadde fiyatlarındaki aşırı yükseliş sonucu Avrupa daki çok sayıda azotlu gübre üreten fabrikanın üretimi kıstığı ya da durdurduğu bir sürecin gölgesinde toprakla buluşuyor. Hem arzdaki endişeler, hem de fiyatlardaki seyir çiftçinin gübreye erişimini kısıtlayabilir. Bu da mahsullerde verim ve kalite kayıplarına yönelik riskleri artırıyor. Bloomberg’e konuşan Fransız Buğday Yetiştiricileri Derneği (APGB) Genel Sekreteri Philippe Heusele, Yalnızca fiyat değil, gelecek bahar için yeterli azotlu gübre arzı olup olmayacağı konusunda da birçok soru işaretimiz var diyor ve ekliyor: Soru şu ki, kıştan önce öngörülenin yüzde 100 ünü ekelim mi ekmeyelim mi?” Fransa Tahıl Konseyi Başkanı Benoit Pietrement ise Fransa nın gübre tedarikinde zorluklarla karşılaşabileceğini belirterek, “Fiyatı ne olursa olsun, önümüzdeki bahar azot bazlı gübrelere erişimimizin olacağının garantisi yok. Yumuşak ve durum buğdayı, arpa ve mısır için azotlu gübreler yoksa mahsul de yok uyarısında bulunuyor. Çiftçi temsilcileri, üreticilerin ekim ve rotasyon planlarını değiştirmelerinin beklendiğini dile getiriyor. APGB, Avrupa Komisyonuna bazı gübre ithalatındaki anti-damping vergilerini sona erdirme çağrısında bulunuyor. Azotlu gübrelerin temel girdisi niteliğindeki amonyak fiyatlarının 13 yılın zirvesini görmesi, tarımsal girdilerdeki enflasyonun temel tetikleyicileri arasında gösteriliyor. Fransa’da bazı çiftçilerin, gelecek sezon mısır ekimlerini sınırlayarak, ayçiçeği, arpa gibi daha az azotlu gübre gerektiren mahsuller veya bezelye gibi protein mahsulleri tercih edebileceği vurgulanıyor. İNGİLTERE Benzer bir durum İngiltere’de de söz konusu… İngiltere’de sebze, tahıl ve patates yetiştiren çiftçilerin bir kısmının bahar ekimlerini büyük olasılıkla azotlu gübre gerektirmeyen bezelye ve fasulyeye kaydıracağı öngörülüyor. Hali hazırda bitki bazlı vegan burgerlere artan tüketici talebi de söz konusu eğilimi destekleyen bir başka faktör olarak gösteriliyor. Bazı İngiliz çiftçiler ise ihtiyaç duydukları gübrelerin büyük çoğunluğunu erken alım ile ellerinde tuttuklarını ancak daha az gübre kullanımına yardımcı olacak teknolojiye yatırım yapmayı düşündüklerini söylüyor. Bir kısmı ise kanalizasyona dayalı alternatif gübreleme yöntemlerini düşündüklerini ifade ediyor. Çoğu gübre çeşidinin ilkbahara kadar uygulanmayacak olması ise fiyatların – düşük bir ihtimal de olsa - gerileme beklentisindeki piyasa açısından iyimser senaryo olarak kenarda tutuluyor. Öte yandan Paris buğday vadeli işlemlerinde son 8 yılın zirvesinin görülmesi ise ilkbahara yönelik iyimser senaryoların gerçekleşme olasılığının düşük olduğunun bir kanıtı olarak gösteriliyor. 17 üreticiyi ve sekiz ulusal birliğini temsil eden Fertilizers Europe, azotlu gübreler için ham madde olarak kullanılan doğal gazın genellikle üretim maliyetlerinin yüzde 80 ini oluşturduğunu söylerken, yükselen doğal gaz fiyatları karşısında Avrupa daki gübre fabrikalarının geçici olarak kapatılmasının kalıcı hale gelebileceği uyarısında bulunuyor. BREZİLYA Gübre konusunda benzer bir risk şimdilerde Brezilya’nın da gündeminde. Artan gübre fiyatları, Brezilyalı çiftçileri de gübre kullanımından vazgeçmeye zorluyor. Bu durum, dünyanın iki numaralı mısır tedarikçisinin üretimini tehdit ederken, daha fazla gıda enflasyonu riskini de artırıyor. Kuzey Amerika’da da gübre fiyatları rekor seviyeleri gördü ve çiftçilerin girdi maliyetlerini artırdı. Enflasyon üzerinde baskı yaratan gübre fiyatları ile birlikte gıda fiyatlarının daha da yükseleceği endişesi hakim. TÜRKİYE Hatırlanacağı üzere Resmi Gazete nin 12 Ekim 2021 tarihli sayısında Ticaret Bakanlığı nın kararına göre, gübre çeşitlerinin ihracı kayda bağlı ürünler listesine eklendi. Ancak sektör temsilcileri, söz konusu hamlenin fiyatlardaki sert yükselişleri durdurmak ya da geriletmek konusunda çok fonksiyonel olmayacağı görüşünde. Adana Çiftçiler Birliği Başkanı Mutlu Doğru, “Çiftçilerimizin gübre ve tohumluk tedarikine başladığı şu günlerde dünya ile paralel olarak hammadde ve lojistik imkanlarındaki zorluklar nedeniyle fiyatların aşırı artmasının ardından şimdi de gübre tedarikinde sıkıntılar başladı. Ticaret Bakanlığı’nın gübre ihracatını kayıt altına alarak kısıtlama önlemi alması doğru bir adım olmasına rağmen tek başına yetersiz olacaktır. Vakit bu kadar daralmışken hiç olmazsa yaklaşan buğday ve arpa ekilişi için yeterli miktarda gübre ithalatı Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yapılarak makul fiyatlarda hasat vadeli olarak çiftçimize acilen dağıtılmalıdır. Yem maliyetlerini düşürmek için arpa ve mısır ithalatı yaparak daha düşük fiyata piyasada satan Toprak Mahsulleri Ofisi’nin yaptığı gibi piyasalara gübre ithalatı yapılarak müdahale edilmeli ve çiftçi gübresiz bırakılmamalı” dedi. Tarım sektörü paydaşları, çiftçilere sağlanan gübre desteklemelerinin kimyevi gübre fiyatlarındaki artışa paralel şekilde yeniden revize edilmesi gerektiğini savunuyor. Özetle, mesele küresel manada her geçen gün büyüyor. Dolayısıyla bu tarımsal risk sadece Türkiye değil pek çok ülke açısından küresel enerji maliyetlerindeki artışın gıda enflasyonuna nasıl etki edeceğinin somut bir göstergesi olarak karşımızda duruyor. Yeni sezonda çiftçinin yüksek maliyetli üretimden kazançlı çıkıp çıkmayacağı, mahsulden elde edeceği gelire bağlı olacak. Eğer mahsul fiyatlarındaki artış devam ederse yüksek maliyetlere rağmen çiftçi para kazanabilir ama bu da tüketici tarafında daha yüksek bir enflasyonla yüzleşmemiz anlamına geliyor. Bu durumu, çiftçi sübvansiyonlarıyla dengelemeye çalışan ülkeler de var. Dolayısıyla mevcut tabloda denklemin neresinde bakarsanız bakın mutlaka kaybeden bir kesim olacak. Ancak kesin bir şey daha var ki tüm dünyada çiftçilerin hem kuraklık hem de yüksek girdi maliyeti etkisiyle üretim deseninde değişikliklere gideceği gerçeği… Süreç, gıda arz güvenliği açısından oldukça kritik. Umarız Türkiye, bu konuda zaman kaybetmeden daha proaktif bir politka izleyerek tarımsal üretimin devamlılığını koruyacak adımlar atar ve önlemleri hayata geçirir. Aksi takdirde, mevcut kaosun faturası üreticisiden tüketicisine kadar her kesime çok daha pahalıya mal olur. İrfan Donat – Bloomberg HT Tarım Editörü idonat@bloomberght.com